• Sonuç bulunamadı

B. KABİLECİLİK ANLAYIŞININ HAKEM OLAYINA ETKİSİ

2. Hz Ali'nin Hâriciler'le Mücadelesi

Hâricile'in ilk sloganik çıkışları, ifade edildiğine göre Eş'as b. Kays'ın tahkim kararını kabileler arasında dolandırarak okurken Temîm kabilesinden Urve b. Udeyye adında bir kişinin bu hakem kararından şiddetle rahatsızlık duyarak "Siz Allah'ın emrine ve verdiği hükümlere ortak mı koştunuz? Hayır, vallahi hüküm yalnızca Allah'ındır ve ondan başkası hüküm veremez" demesiyle gündeme geldi.731 Urve daha sonra öfkesini yenemeyerek Eş'as'ın atına vurdu ve onun sendelemesine neden oldu. Bunun üzerine Eş'as'ın adamları duruma müdehale ettiler. Bu Temîmli gruba bir kısım Yemenliler de katılınca olayın büyümesi endişesiyle birlikte Ahnef b. Kays, Mis'ar b. Fedekî ve Temîmliler'den bir grup Eş'as'tan özür dilediler.732

Hz. Ali ve beraberindekiler anlaşma tarihinin belirlenmesinin ardından Sıffîn'den geri dönmek üzere hareket ettiklerinde Hâriciler ilk isyan hareketini gerçekleştirerek hakem olayını reddettiler ve yaklaşık on iki bin kişi Kûfe'ye dönmeyerek Harura'ya çekildiler.733 Kendilerine savaş emiri olarak Şebes b. Rıb'î et-Temîmi'yi, namaz emiri olarak Abdullah b. el-Kevvâ el-Yeşkürî'yi seçtiler. Kendilerini Hz. Ali ve Muaviye b. Ebî Süfyan'ın ardından üçüncü bir grup olarak gören Hâriciler'in amacı halifeyi kendi aralarında şûra ile seçmekle birlikte İslâm devleti sınırlarında kendi hâkimiyetlerini kurmaktı. Başlangıçta savaşın durdurulması arzu edilirken anlaşma metni gündeme geldiğinde bu insanlar neden rahatsız olmuşlardı? Bunun cevabını kendileri oldukça ilginç bir şekilde izah etmektedirler. Hâriciler Allah'ın hükmüne insanları karıştırmamak ve böylece küfre düşmemek üzere bu tercihi yaptıklarını ifade ediyorlardı.734 Onlara göre Hz. Ali ve Muaviye b. Ebî Süfyan kendi nefislerini ön plana çıkardıkları ve Allah'ın hükmünü çiğnedikleri için küfür içine düşmüşlerdi. Hâriciler'e göre onların amacı Allah'ın emrini yerine getirmek değil, kendi isteklerini gerçekleştirmekti.735

Hz. Ali'ye tabi olarak Muaviye'ye karşı savaşa giren bu adamlar Hz. Ali'ye neden düşman oldular? Bu söylemlerinin arka planında yatan siyasi endişeleri neydi? Biz bunun sadece itikadi sebeplere dayanmadığı kanaatindeyiz. Çünkü insanlar toplumsal istekleri veya rahatsızlıkları nedeniyle oluşturdukları bakış açıları doğrultusunda kolayca bir felsefe oluşturabilmekte ve kendi haklılıklarını delillendirme

731 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 321. 732 İbnü'l Esîr,el-Kâmil, III, 321. 733 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 322–325. 734 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 327–328. 735 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 327.

yoluna gidebilmektedirler. Onlar iki taraf arasındaki anlaşmazlığın savaş yapılmaksızın sonuca bağlanmasının daha doğru olduğunu düşünmüşlerse, zannediyoruz kendi taraflarının haklılıklarından emin bir şekilde anlaşmadan kazançlı çıkacaklarını ümit etmekteydiler. Anlaşma metni oluşturularak meselenin değerlendirilmesi için uzun bir süre belirlenmesi ve Hz. Ali'nin pozisyonunu risk altına sokacak şekilde "Halife" ibaresinin metinde yer almaması Hz. Ali'yi kendilerine önder seçerek onunla birlikte hareket etmiş olmalarından pişmanlık ve endişe duymalarına neden olmuş olabilir. Zaten kendileri de sık sık "Biz davranışımızdan pişman olduk, tevbe ettik, sen de pişman ol, tevbe et ve yeniden savaşalım" şeklindeki ifadeleriyle, verdikleri karardan vazgeçmiş olduklarını dile getiriyorlardı.736

Hâriciler'in bildiğimiz anlamda politik bir grup olmamaları,737 onların Muaviye ile bir anlaşma içine girmelerini de engellemişti.738 Muaviye'nin Hz. Osman'ın kanını talep ediyor olması ve kendilerinin Hz. Osman'ın idaresinden rahatsız olarak baş kaldırmış olmaları Hz. Ali'nin anlaşmadan mağlup ayrılması durumunda onların pozisyonunu daha da sıkıntılı bir hale getirecekti.739 Aynı kabilenin iki kolundan olan iki liderin anlaşma ihtimali de onlar için tehlike arzediyordu. Zira Hâriciler'in Habbab b. Eret'i ve eşini öldürmelerinin ardından halifenin askeri birlikle buraya gelmesi ve Ebû Eyyub'un kendi yanında toplananların emniyette olacağını bildirmesi üzerine bir kısım Hârici endişelerini dile getirerek: "Eğer bu gün size uyacak olursak yarın bizim hakkımızda hakem olayına başvurursunuz" demişti.740 Bu sözler bizlere onların Hz. Ali ile Muaviye arasındaki hakem meselesinde de Hz. Osman'a muhalefetlerinden dolayı yargılanmaktan korktukları izlenimini vermektedir.

Hakemlerin tekrar bir araya gelmek için bir tarih belirlemelerinin ardından, Hâriciler Hz. Ali'ye karşı baskı uygulamaya başladılar. Hz. Ali gerek bizzat kendisi, gerekse gönderdiği elçilerle onları ikna etmeye çalışmaktaydı. Ancak onlar bir an önce Muaviye'ye karşı tekrar savaşa girmek istiyorlar, Hz. Ali'yi de buna zorluyorlardı.

736 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 328–329, 344; Ebû Zehra, Mezhepler Tarihi, s. 72.

737Rayyıs; İslâm toplumunda ilk siyâsî partinin, tahkim hadisesinden sonra Hâricîler tarafından

kurulduğunu ifade etmiş. bk. Muhammed Ziyau'd-Din Reyyis, en-Nazariyetu's-Siyâsiyyetu'l- İslâmiyye, Kahire 1976, s. 62'den naklen Ahmet Akbulut, Sahabe dönemi İktidar Kavgası s. 214. Bizim burada ifade etmeye çalıştığımız ise Hâricilerin keskin çıkışları ve sonrasında gerçekleştirdikleri saldırganlıklar nedeniyle parti olmaktan öte terörist bir görüntü sergiledikleridir.

738Burada politik bir grup olmadıkları sözümüzden kasdettiğimiz, Hâriciler'in kurallı bir siyaset

gütmedikleri ve saldırgan bir yapı sergilemiş olduklarıdır.

739 Bakır, Hz. Ali ve Dönemi, s. 255–256. 740 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 343.

Halifenin anlaşmayı bozmayacağı anlaşıldığında Hâriciler isteklerini tehdit ifadelerine çevirmeye başladılar. Hâriciler'den biri Hz. Ali'ye: "Ey Ali! Şayet sen bu hakem olayından vazgeçmezsen kesinlikle seninle savaşırız. Onun için Allah'ın emrine sarıl ve onun rızasını iste" dedi. Bu ifadeler Hâriciler'in Hz. Ali'yi de artık düşman olarak gördüklerini göstermekteydi. Halife de onlara aynı sertlikle karşılık verince bu defa Yezîd b. Âsım el-Muhâribi adında bir adamın halifeyi öldürmekle tehdit ettiği rivayet edilmektedir.741

Hâriciler'in bir grubu yapılan konuşmalarla ikna edilmiş ve geri dönmüşlerdi. Geride kalan dört bin kadar Hârici ise h. 37'de Yemenli kabilelerin önde gelenlerinden biri olan Ezd kabilesinden742 Abdullah b. Vehb er-Râsîbi'ye bey'at ettiler ve Basralı Hâriciler ile anlaşarak Nehrevan'da toplanmaya karar verdiler.743 Basra'dan da Mis'ar b. Fedeki et-Temimî komutasında beşyüz kişilik Hârici grubu da Nehrevan'a geldi.744Bu gelişmeler hakemlerin toplanmasının ardından gerçekleşmekteydi. Hz. Ali anlaşmanın adil bir şekilde geçekleşmediği düşüncesi ile Şam üzerine gitmek üzere bir ordu hazırlıyordu. Kûfeliler'den altmış beş bin kişilik bir ordu hazırlanmış, Basra'dan ise sadece üç bin kişi toplanabilmişti.745 Bu sırada Abdullah b. Habbab b. Eret ve hamile eşine karşı yapılan saldırı746 ve ardından Hz. Ali'nin bu mesele üzerine gönderdiği el- Hâris b. Mürre'nin de öldürülmesi Şam üzerine hazırlanan ordu içinde tedirginlik yarattı. Güvenlik açısından önce Nehrevan'a yönelmek uygun görüldü.747 Hz. Ali'nin Hâricilere savaşa girmeyenlerin emniyette olacağını vaadetmesi üzerine, geride bir rivayete göre bin kadar kişi kalmıştı.748 Savaşın sonunda bu kişilerden birkaç yaralı haricinde kurtulan olmadı.749

Hz. Ali onların eşyalarını ganimet olarak askerlerine dağıtmadı. Silahların ve atların dışındaki eşyaları sahiplerinin ailelerine geri verdirtti.750 Zaten Hâriciler'in birçoğu Basra ve Kûfe halkının evladıydılar. Çarpışmaların sonunda Adiyy b. Hâtem öldürülenler arasında kendi oğlunu görünce onu defnetmişti. Diğer Müslümanlar da

741 İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 334–337. 742 Günaltay, İslâm Öncesi Araplar, s. 113. 743İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 337.

744 İbnu'l Esîr, el-Kâmil III, 338. 745 İbn Kesîr, el-Bidaye, VII, 287–288.

746 Mesudî, Murûc, II, 415; İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 342. 747 Mesûdî, Murûc, II, 415; İbnü'l Esîr, el-Kâmil, III, 342. 748 İbn Kesîr, el-Bidaye, VII, 289.

749 Halife b. Hayyat, Halife Tarihi, s. 245. 750 İbn Kesîr, el-Bidaye, VII, 289–290.

yakın akrabalarını defnetmeye kalkıştıklarında Hz. Ali buna da müsaade etmedi.751 Burada Hâriciliğin Kûfe ve Basra halkının içinden çıkan ve topyekün kabileleri bağlamayan ferdi tercihler olduğu anlaşılmaktadır. Muhtemelen Hz. Osman hilâfet anlayışlarındaki geniş çaplı yaklaşımları da farklı kabilelerden insanların bu birliği oluşturmaları nedeniyledir.

Hz. Ali Nehrevan savaşının ardından Şam üzerine gitmek istiyordu. Ancak ordu içinde isteksizlikler ortaya çıktı. Eş'as b. Kays'ın da Şam'a gitmek istemeyenler arasında olduğu belirtilmektedir. Nuhayle denilen mevkide konaklayan halife ordusunun karargâhtan ayrılmamasını ve savaş psikolojisinden çıkmamalarını istediyse de başarılı olamadı. Halife Şam için bir daha ordusunu toparlayamadı.752

C. SIFFÎN SAVAŞI SONRASINDA YAŞANAN DİĞER SİYASİ