• Sonuç bulunamadı

1900’lü yıllardan başlayarak 1960’lı yıllara kadar devam eden süreçte lojistik, işletmeler için rekabet avantajından çok depolama, taşıma gibi temel fiziksel dağıtım fonksiyonları olarak görülmüştür. Bu süreçte işletmeler satış, pazarlama, üretim

fonksiyonlarına yoğunlaşarak lojistik fonksiyonuna önem vermemiştir. Ayrıca bu dönemde bilgisayarların gelişmemiş olması, piyasalardaki durgunluk gibi etmenler de lojistiğin gelişmemesinde etkili olan faktörlerdendir (Güzel, 2011: 20).

1970’lerde Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) sisteminin tanıtılmasından sonra yöneticiler; süreç içi çalışmaların, üretim maliyeti, kalite, yeni ürün geliştirme ve dağıtımda tedarik zamanlarının öneminin farkına varmışlardır. Bu dönemde, işletmeler kendi içlerinde pazarlama, üretim ve finansman ile ilgili dağıtım faaliyetlerini yürütecek merkezi bir fiziksel dağıtım bölümü oluşturmuşlar ve her bir faaliyetin lojistiğini ayrı ayrı en iyi seviyeye getirmek yerine bütün sistemin lojistik yönetimini birleştirmek gerekliliğini anlamışlardır. Böylece, her bir sürecin maliyetini azaltmak yerine bütün sistemin maliyetini bir bütün olarak ele alan tüm lojistik hizmetleri maliyeti yaklaşımı geliştirilmiştir. Bu yaklaşım sonucunda depolama, taşıma ve müşteri hizmet seviyeleri bütünleştirilmiş ve tedarik zinciri yönetimi gelişiminin ilk basamağı olarak adlandırılan fiziksel dağıtım yönetimi aşamasına geçilmiştir (Karasu, 2006: 9).

Chandra ve Tumanyan (2005: 248) tedarik zinciri yönetimi kavramının genel sistem bileşenlerini girdi, çıktı, süreç, çevre, aracı, mekanizma ve fonksiyon olarak belirlemiştir. Tablo 2.2’de bu bileşenlerin her biri ‘’yeşil’’ bir tedarik zincirinde gösterilmektedir.

Tablo 2.2. Tedarik Zinciri Bileşenleri ve Yeşil Tedarik Zincirindeki Karşılıkları

Tedarik Zinciri Yeşil Tedarik Zinciri

Girdi

Bir işlemi başlatmak için gerekli olan fiziksel öge, bilgi veya hizmetlerin tümü.

Hammaddelerin israfı ve hacimlerin azaltılmasını sağlamak için tedarikçi yönetimini gerçekleştirmek.

Çıktı

Bir girdiyi işleyen fiziksel öge, bilgi veya hizmetler. Çıktı, fonksiyonun toplam başarısı ile ilgilidir.

Ters lojistik ve yeşil lojistik yönetimini sağlamak.

Süreç

Bir çıktıya dönüşen ve ürünleri dönüştüren adımların sırası, taşınması, akışı.

Ekolojik verimliliğin sağlanması için işletme içinde çevresel operasyon yönetimi uygulamalarını benimsemek.

Çevre Sistem elemanlarının çalıştığı fiziksel ve sosyolojik faktörler.

Kurum içi ve dışındaki yeşil uygulamaların benimsenmesini etkileyen etmenleri belirlemek. Aracı İşlemi gerçekleştirmek için insan

kaynakları gibi fiziksel bir birim kullanılmalıdır.

Girişimleri, etkili yöneticileri, tedarikçilerin yönetimi de dahil olmak üzere çevresel davranışlara yöneltmek için özel görevler sunmak. Mekanizma Bir çıktı üretmek için fiziksel veya

yerel kolaylık sağlamak. Süreci kolaylaştırmak ve sistematik bir biçimde organize etmek için yürütülen planlama veya iş akışı faaliyetleri.

Atık yan ürünlerin belirlenmesi, tedarikçi değerlendirme anketlerinin kullanılması, bir çevre yönetim standardına dâhil edilmesi.

Fonksiyon Sistemin misyonu, amacı veya birincil endişeleri.

Genel işlev, daha düşük bir karbon ayak izi olan çıktıyı sağlamaktır.

Kaynak: Chandra ve Tumanyan, 2005: 248.

Tablo 2.2 tedarik zinciri bileşenlerinin her birini yeşil bir tedarik zinciri kapsamında incelemektedir. Sistemin unsurlarını oluşturan girdi, çıktı, süreç, aracı, mekanizma ve fonksiyon bileşenleri tedarik zincirinde meydana gelebilecek yönetimsel uygulamaların kapsamını tanımlamak için kullanılmıştır (Chandra ve Tumanyan, 2005: 248).

1980’li yıllarda rekabet ve kalite geliştirme kavramları önem kazanmıştır. Bu dönemde işletmeler özellikle iki yönetim felsefesi olan Tam Zamanında Üretim (JIT)

ve Toplam Kalite Yönetimi (TQM) uygulamalarına yönelmiştir. Tam Zamanında Üretim ve tedarik zinciri yönetimi, atık azaltma ve işlemsel etkinliği arttırma ya odaklanmaktadır (Zhu vd., 2010: 3). Küreselleşmenin etkisi, müşteri beklentilerin artması, işletmelerin yeniden yapılanması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, çevre bilincinin artması, çevre kanunlarının düzenlenmesi gibi etmenler işletmeleri çevresel bilince yönlendirmiştir. Şekil 2.1 yeşil tedarik zincirinin gelişimini göstermektedir.

Şekil 2.1. Yeşil Tedarik Zincirinin Evrimi

Kaynak: Jaggernath ve Khan, 2015: 39.

1960-1970

•Çevresel normlar yalnızca hava kirliliğine odaklanmıştır.

•Tedarik zincirleri oldukça basittir ve karlılık stratejisi ön plandadır. •Tedarik zinciri ve çevresel normlar arasında bir ilişki yoktur.

1970-1980

•Tedarik zincirinde malzeme kaynak planlaması balşamıştır.

•Atık yönetimine yönelik çevresel ön yönetmelikler ortaya çıkmıştır. •Risk yönetimi uygulanmaya başlanmıştır.

1980-1990

•Atık yönetimi ve kirlilik kontrolü önem kazanmaya balşamıştır. •Üretim sürecinin yeşillendirilmesi yerel olarak gerçekleştirilmiştir. •Süreçlerin yeşillendirilmesi dış kaynak kullanımı ile yapılmıştır. •Genel tedarik zinciri üzerinde yeşillendirmenin bir etkisi yoktur.

1990-2000

•Hammadde tüketimi azaltmak için süreç iyileştirme stratejileri uygulanmaya başlanmıştır.

•Atık miktarı en aza indirilerek verimlilik sağlanmaya çalışılmıştır.

2000-2010

•Karlılığı en üst seviyeye çıkarmak ve çevresel kaliteyi sağlamak için sistematik ürün ve süreç yönetimi benimsenmiştir.

•Ürün ve süreçlerin yaşam döngüsünde çevresel etkilere odaklanılmıştır.

2010+

•Tedarik zincirinin mutlaka yeşillendirilmesi gerekliliği benimsenmiştir. •Tedarik zincirinde karbon ayakizini azaltmaya odaklanılmıştır.

•Enerji yönetimi önem kazanmıştır.

•Kirlilik kontrolü yerine kirlilik önleme bilinci gelişmiştir.

•Geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir ürünlerin kullanımı önemsenmiştir.

Şekil 2.1 yeşil tedarik zinciri uygulamalarının 1960’larda başlayıp günümüzde hala devam etmekte olan gelişim sürecini göstermektedir. Ayrıca 1980'lerde uluslararası standardizasyon organizasyonu, sertifikalandırıcılar ve eko etiketleyicilerin kullandığı çevresel etiketleri ve beyannameleri belirten ISO 14020 ve ISO 14024'ü geliştirmiştir. Tehlikeli maddelerin sınırlandırılması, kullanım ömrü sonundaki araç ve atık elektrikli ve elektronik ekipman standartları gibi karbon ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik standartlar belirlenmiştir (Jaggernath ve Khan, 2015: 39).

Günümüzde yeşil tedarik zinciri yönetimi geleneksel tedarik zinciri yönetimine katkı sağlayacak tanımlayıcı bir unsur olarak ele alınmaya başlanmıştır. Sonuç olarak tüm bu bilgilere dayanarak yeşil tedarik zinciri yönetimini “Yeşil tedarik zinciri yönetimi = Yeşil satınalma + Yeşil üretim ve malzeme yönetimi + Yeşil dağıtım ve pazarlama + Tersine lojistik “ olarak formüle edilebileceğini söylemek mümkündür (Öçlü, 2015: 33).