• Sonuç bulunamadı

Yargı Ayrılığı Sistemi İçinde Vergi Yargısı

1.2. Vergi Yargısı Sistemleri ve Vergi Yargısı Bağımsızlığı

1.2.2. Yargı Ayrılığı Sistemi İçinde Vergi Yargısı

Yargı ayrılığı sistemi, temel olarak adli-idari yargı sistemi ayrımını ifade etmektedir. Böyle bir sistem içerisinde, vergi yargısı genel olarak idari yargı içerisinde örgütlenmiştir. Bununla birlikte, yargı ayrılığı sistemi içerisinde, sadece vergisel uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalara bakan mahkemelerin oluşturduğu bağımsız bir vergi yargı düzeninin olmasını savunan görüşlerde vardır.

1.2.2.1. İdari Yargı Sistemi İçerisinde Vergi Yargısı

İdari Yargı Sistemi, kendisine özgü kurallarla idari işlemleri ve eylemleri gerçekleştiren idarenin yargısal denetiminin yapıldığı bir yargı düzenidir. Bu sistem içerisinde, kişi ile devlet arasındaki uyuşmazlıklar çözümlenir.

Bu sistemde vergi uyuşmazlıkları idari yargı organlarında çözümlenmektedir.

Çünkü vergi uyuşmazlıkları tam anlamıyla idari uyuşmazlıklardır. Bu nedenle vergi uyuşmazlıklarına bakan yargıcın rolü, idari uyuşmazlıklara bakan yargıcın rolü ile aynıdır.

Bundan dolayı, vergi uyuşmazlıklarını idari yargıdan ayırarak bağımsız bir vergi yargı koluna bırakmak idare ve hukuk bütünlüğünü bozarak bu yargı kolunu zayıflatmaktadır (Aslan M. , 2001).

9

Vergi uyuşmazlıklarında, her zaman davalı taraf bir idare olacağı ve vergilendirme işleminde bir idari tasarruf olduğu dikkate alındığında; vergi yargısının, idare hukuku usul ve kuralları çerçevesi içerinde çözümleyen bir idari yargı sistemi içerisinde olması gerektiğini söyleyebiliriz.

İdare hukuku gittikçe genişleyen bir hukuk dalıdır. Dün özel hukuk alanına giren bazı konular, bugün bir idare hukuku konusu olarak karşımıza çıkmakta dır. Vergi yargısını bu hukuk dalından ayırırsak, yine bu hukuk konularından o lan kalkınma hukuku, imar hukuku, döviz hukuku gibi yeni ortaya çıkan kav ramların ifade ettikleri konulara da bağımsızlık tanımak gerekir. Çünkü bunların da en az vergi hukuku ve vergi yargısı kadar ayrı teknik ve özellikleri vardır. Böyle bir ayırım ise, idare hukukunun bütünlüğünü gereksiz yere parçalanmış ve ortaya çok sayıda bağımsız hukuk ve yargı kolu çıkarmış olacaktır (Kızılot & Kızılot, 2007, 68).

Vergi uyuşmazlıklarının çözümü, İsviçre ve Lüksemburg gibi ülkelerde, idari yargının görevine verilmiştir. İdari yargıyı görevli kabul edenlere göre; vergi idaresi, devletin diğer kuruluşları gibi bir idari organdır; kendisine özgü idari yöntemler uygulayarak idari görev yaparlar. Bu görevleri dolayısıyla, diğer idarelere olduğu gibi, vergi idaresine de kamu gücü dediğimiz olağanüstü yetkiler verilmiştir. Vergi idaresi, bu yetkileri kullanarak, vergi yükümlülerinin hukukunu, onların rızası olmadan, tek yanlı olarak etkileyebilir; onları borçlu kılabilir. O halde; vergi idaresinin yaptığı eylem ve işlemlerin, diğer idarelerin yaptıklarından farkları yoktur. Bu yüzden; vergi idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluklarının denetimi en iyi biçimde, idareyi denetlemede uzmanlaşmış idari yargı yerlerince yapılabilir (Candan, 2006a, 25).

İdari yargının bir dalı sıfatıyla vergi yargısı, geniş kapsamıyla bu yargı alanının ilkelerinden yararlanmakta, aynı zamanda onun gelişimine katkıda bulunmaktadır (Kumrulu, 1993, 124).

10 1.2.2.2. Bağımsız Vergi Yargısı

Esas olarak, adli- idari yargı ayrımını ifade eden yargı ayrılığı sistemi içerisinde, vergi yargısının bu iki yargı kolundan bağımsız olarak örgütlendiği sistem Bağımsız Vergi Yargısı Sistemidir.

Vergisel işlemler tasarruf olarak idari tasarruflardır. Ancak vergi uyuşmazlıklarının çözümü, yapısal gereği muhasebe, işletme ekonomisi, bilanço tahlili, revizyon gibi birçok teknik bilgiyi gerekli kılmaktadır. İdare mahkemelerinde görev almış her kişinin bu bilgileri edinmesinin kolay olmadığı ortadadır. Özellikle vergi yasalarının iktisadi olaylara ve izlenen maliye politikalarına bağlı olarak sık sayılabilecek aralıklarla değiştirilmeleri bu güçlüğü daha da artırmaktadır. Diğer taraftan bugün yükümlü sayısının artması ve diğer nedenlerle vergi uyuşmazlıkları sayısal olarak da artmaktadır. Danıştay‟da açılan tüm dava sayısının önemli bir bölümü vergi uyuşmazlıklarıyla ilgilidir (Karaaslan, 1982).

Yukarıda da değinildiği üzere bazı idare hukukçuları ise, „‟vergi uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için bilinmesi gereken teknik bilgiler ve özelliklerin, bu uyuşmazlıkların bağımsız bir vergi yargısı düzeni içinde çözümlenmesini gerektirmez„‟ demektedirler. Bu hukukçulara göre, idare yargıçlarındaki teknik bilgi eksikliği, bilirkişilere başvurmak suretiyle giderilebilir (Mutluer, 1975, 20).

Kısaca, bağımsız vergi yargısı sisteminde, vergi uyuşmazlıkları diğer yargı kollarından bağımsız, kendine özgü özellikleri olan bir vergi yargısında çözümlenmektedir.

Bu sistemin temeli, esas olarak, vergi uyuşmazlıklarının çözümünün maliye ve ekonomi bilgisi yanında bazı teknik ve muhasebe bilgilerini de gerektirdiği, idari ve adli yargı yargıçlarının bu bilgilere sahip olmadıkları düşüncesine dayanmaktadır (Karakoç, 1995, 25).

Vergi uyuşmazlıklarını, idari mahkemeler, bilirkişi kurumundan faydalanmak suretiyle çözümleyebilir. Vergi uyuşmazlıklarının teknik özellikleri ve hukuki nitelikleri, bilirkişi kurumundan yararlanarak tespit edilebilir. Ancak bu kurumun olması, bağımsız bir vergi yargısının kurulmasına engel teşkil etmez. Aksine, her mahkemede olduğu gibi vergi mahkemelerinde de bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilebilir. Çünkü, bu tür

11

uyuşmazlıkları çözümleyen hakimlerin, vergi alanının her dalında bilgi sahibi olması gerekmez. Bağımsız bir vergi yargısı kurulursa, vergi mahkemelerinde vergi kanunları ve hukuk bilgisi yanında, muhasebe isletme, iktisat ve sosyal bilgilere sahip hakimler, vergi uyuşmazlıklarını çözümlerse o zaman vergi mahkemeleri mümkün olduğu kadar, az sayıda bilirkişi kurumuna müracaat etmiş olacaktır (Aksoy, 1999, 15).