• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.6. Yanlışa Verilen Dönüt Türleri

Bu bölümde sırasıyla "Doğru Cevabı Söyleme", "Başkasına Söz Hakkı Verme", "Basitleştirme", "Yanlış Olduğunu Bildirme", "Soru Sorma", "Yanlışı Görmezden Gelme", "İpucu Verme", "Çelişki Oluşturma" ve "Azarlama" dönütleri

hakkında bilgiler verilmiştir. Bu dönüt türlerinin belirlenmesinde matematik derslerinde yapılan gözlemler ile literatür desteğinden yararlanılmıştır (Chaudron, 1977, 1988; Nystrom, 1983; Long, 1983; Allwright, 1988; Allwright, Bailey, 1991; Lyster ve Ranta, 1997; Santagata, 2002, 2005; Türkdoğan 2011).

2.6.1. "Doğru Cevabı Söyleme" Dönütü-(DCS)

Yapılan yanlışa karşılık olarak öğretmenin yorum yapmaksızın öğrenciye yanlışını fark ettirerek doğru cevabı söylediği duruma karşılık gelmektedir. Bu dönüt türü genellikle öğrencinin ön bilgi eksikliklerine bağlı olarak yanlışların ortaya çıktığı ve öncesinde benzer soruların çözülmüş olmasına rağmen yanlışın yinelenmesi durumlarında kullanılabilmektedir. Bu süreçte öğrenciler doğru cevaba üst düzey bilişsel süreçler yaşamadan ulaşmaktadır. Küçükahmet, Değirmencioğlu, Uğuzman, Öksüzoğlu, Özdemir ve Korkmaz (2000) ideal öğretmenin özelliklerinden bahsederken öğretmenin “Doğrusu cevap budur” deyip kestirip atmaması gerektiğini belirtilmektedir. Fakat zaman yetersizliği ve konu yetiştirme kaygısının olduğu durumlarda bu dönüte başvurulduğu görülmektedir.

1. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki üçgeni çizip aşağıdaki benzerlik sorusunu öğrencilere yöneltir. Öğrenci 12 cevabını verir. Fakat doğru cevap 32’dir)

Öğretmen: Yukarıda verilen şekilde [DE] ile [BC] birbirlerine paralel olduğuna göre xy kaçtır arkadaşlar?

Öğrenci: Cevap 12 hocam. Öğretmen: Cevap 32.

2.6.2. "Başkasına Söz Hakkı Verme" Dönütü-(BSHV)

Öğretmenin yanlış cevap veren öğrenciye hiçbir şey demeden sınıftaki bir başka öğrenciye söz hakkı tanıdığı duruma karşılık gelmektedir. Yanlışın sönmesinin istendiği durumlarda kullanıldığı görülmektedir. Fakat başkasına söz verildiği durumlarda ilk öğrenci bu durumdan olumsuz etkilenebilmektedir.

2. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki üçgeni çizip aşağıdaki benzerlik sorusunu öğrencilere yöneltir. Öğrenci 12 cevabını verir. Fakat doğru cevap 32’dir)

Öğretmen: Yukarıda verilen şekilde [DE] ile [BC] birbirlerine paralel olduğuna göre xy kaçtır arkadaşlar?

Öğrenci 1: Cevap 12 hocam.

Öğretmen: Ö2 sen kaç buldun cevabı? (Öğretmen başka bir öğrenciye söz verir)

Öğrenci 2: 32 Hocam. Öğretmen: Aferin.

2.6.3. “Basitleştirme” Dönütü-(B)

Öğrencinin sorunun çözümünde zorlanarak yanlış cevap verdiği anlarda öğretmenin soruyu kolaylaştırdığı duruma karşılık gelmektedir. Öğretmen bu teknik ile öğrenciyi daha önceden sorduğu soruya nazaran daha basit bir soru üzerinde çalışmaya yönlendirmekte ve bu sayede öğrencinin hatasını fark ettirmeye çalışmaktadır. Soruda geçen soyut yapıların modellenmesi yoluyla da soru daha basit hale getirilebilmektedir. Bu sayede öğrencinin soruyu zihninde daha kolay anlamlandırabilmesine olanak sağlanmış olmaktadır.

3. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki üçgeni çizip aşağıdaki benzerlik sorusunu öğrencilere yöneltir. Öğrenci 12 cevabını verir. Fakat doğru cevap 32’dir)

Öğretmen: Yukarıda verilen şekilde [DE] ile [BC] birbirlerine paralel olduğuna göre xy kaçtır arkadaşlar?

Öğrenci: Cevap 12 hocam.

Öğretmen: Peki verilen soruda sadece x i bulmaya çalış.

x

4 12

6

Denkleminden x kaç çıkar?

Öğrenci: x=8 olur hocam.

Öğretmen: Evet. Peki, şimdi de y’yi bulalım

4 12 6   y y denkleminden y ne olur? Öğrenci: y=4 hocam.

Öğretmen: Tamaaam. Şimdi o zaman xy ne yapar? Öğrenci: 32 yapar hocam.

Öğretmen burada öğrencinin soruyu kavrayabilmesi için soruyu aşamalı olarak yönlendirmek suretiyle sorunun daha basit hale gelmesini sağlıyor.

2.6.4. “Yanlış Olduğunu Bildirme” Dönütü-(YOB)

Öğrencinin yanlış yaptığı durumlarda öğretmenlerin “Yanlış!”, “Hayır!”, “Olmadı!”, “Doğru değil!” gibi sözcüklerle öğrenciye cevabının yanlış olduğunu bildirmesi durumunu ifade eder. Bu dönüt türünün hemen arkasından “Cevabını kontrol et”, “Dikkatli ol!”, “Çözümünü gözden geçir!”, “Emin misin?” gibi ifadelerin kullanılması bu dönütün tek başına kullanılmasından daha etkilidir.

4. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki üçgeni çizip aşağıdaki benzerlik sorusunu öğrencilere yöneltir. Öğrenci 12 cevabını verir. Fakat doğru cevap 32’dir)

Öğretmen: Yukarıda verilen şekilde [DE] ile [BC] birbirlerine paralel olduğuna göre xy kaçtır arkadaşlar?

Öğrenci: Cevap 12 hocam. Öğretmen: Yanlış.

2.6.5. “Soru Sorma” Dönütü-(SS)

Öğretmen doğru cevabı söylemeden öğrenciye yanlışını düzeltebilmesi için sorular sorarak veya yorumlar yaparak öğrencinin doğru cevabı bulmasının beklendiği durumu ifade eder. Öğretmen tarafından öğrenci yanlışı sonrasında sorulacak soruların öğrenci yanlışını açık bir şekilde ortaya koyan ve öğrencinin anlayabileceği sorular olmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde öğrenci yanlış yaptığı durumdan daha kötü bir duruma sürüklenebilmektedir. Fakat uygun sorular sorulduğu takdirde derse katılım noktasında çok fazla aktif olmayan öğrencilerin derse katılımı gerçekleştirilebilmektedir.

5. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki üçgeni çizip aşağıdaki benzerlik sorusunu öğrencilere yöneltir. Öğrenci 12 cevabını verir. Fakat doğru cevap 32’dir)

Öğretmen: Yukarıda verilen şekilde [DE] ile [BC] birbirlerine paralel olduğuna göre xy kaçtır arkadaşlar?

Öğrenci: Cevap 12 hocam.

Öğretmen: Bu soruda hangi üçgenler benzerdir?

Öğrenci: “ABC” ile “ADE” üçgenleri benzerdir hocam. Öğretmen: Benzerlik oranı kaçtır peki?

Öğrenci: 12

6

den 1 e 2 dir.

Öğretmen: Şimdi orantıdan doğru sonucu bulabilir misin? Öğrenci: Evet.

2.6.6. “Yanlışı Görmezden Gelme” Dönütü-(YGG)

Öğretmenlerin yanlışı tamamen görmezden geldikleri, duymamış gibi yaptıkları durumdur. Bu durum daha çok işlenmemiş konularda öğrencilerin yanlış yapması durumunda veya konu tamamen işlenmiş ve çok sayıda örnek çözülmüş olmasına rağmen yanlışın tekrarlanması durumlarında, bazen de dönüt vermeye zaman kalmaması sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. Öğrencilerin söz almadan cevap verdikleri durumlarda sınıf hâkimiyeti ve sınıf içi disiplini sağlama adına öğretmenlerin öğrenci yanlışlarını görmezden geldikleri görülmektedir.

6. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki venn şemasını çizer ve aşağıdaki soruyu öğrencilerine yöneltir. Öğrenci {c, k} cevabını verir. Fakat doğru cevap {x, z, t}dir)

Öğretmen: Yukarıda A ve B kümeleri verilmiştir. A\B (A fark B) kaçtır? Öğrenci: {c, k} olur hocam.

Öğretmen: (Öğretmen yanlış cevabı görmezden gelir)

2.6.7. “İpucu Verme” Dönütü-(İV)

İpucu, belli bir uyaran eşiğinde öğrenciye neyi ne şekilde yapacağının hatırlatılmasıdır (Özyürek, 1996). Bu dönüt yanlış yapan öğrencilere doğru cevabın ima edilmesiyle yapılan yanlışın fark edilmesine ve doğru cevabın bulunmasına imkân tanımaktadır. İpucu verilirken odaklanılması gereken iki önemli konu vardır. Bunlardan ilki; öğrenciye ne yapacağını belirtmeden önce ayırt edici uyaranın öğrenme ortamında bulunmasının sağlanmasıdır. İkincisi de ipuçlarının görevini yaptıktan sonra en kısa sürede ortamdan kaldırılmasıdır (Özyürek, 1996). Bu şekilde, öğrencinin yapacaklarına ilişkin verilen ipuçları geri çekilerek, öğrencinin ipucuna ihtiyaç duymadan uyarıcıya tepkide bulunması kazandırılabilmektedir (Varol, 1996). Ayrıca bu dönütün kullanımında öğrenci için en az kontrol gerektiren fakat en etkili olacağı düşünülen ipucu seçilmelidir ve bu esnada ipucu verilirken kesinlikle öğrenciyi cezalandırıcı bir tutum içine girilmeli bilakis öğrenci teşvik edilerek, desteklenerek, öğrenciye güven aşılayarak bu dönüt kullanılmalıdır (Wolery, Ault ve Doyle, 1992).

7. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki venn şemasını çizer ve aşağıdaki soruyu öğrencilerine yöneltir. Öğrenci {c, k} cevabını verir. Fakat doğru cevap {x, z, t}dir)

Öğretmen: Yukarıda A ve B kümeleri verilmiştir. A\B (A fark B) kümesi ne olur? Öğrenci: {c, k} olur hocam.

Öğretmen: A\B nin hangi küme olduğunu hatırlayalım arkadaşlar. A kümesinde olup B kümesinde olmayan elemanların kümesi değil mi?

Öğrenci: Evet hocam.

Öğretmen: Peki o zaman A nın elemanı olup B nin elemanı olmayanlar hangileri? Öğrenci: {x, z, t} hocam.

Öğretmen: Aferin.

2.6.8. “Çelişki Oluşturma” Dönütü-(ÇO)

Öğrencinin iddiası uygulanıp ve bir çelişkinin elde edildiği durumdur. Bu dönüt tekniğinde öğretmen öğrencinin verdiği cevapla uyuşmayan bir durumu veya örneği söyleyerek bu durumun nasıl ortaya çıktığı sorusunu öğrenciye yönlendir ve öğrenciden bu problemli duruma açıklık getirmesini ister. Böylece öğrencide bilişsel çelişki oluşturma hedeflenir.

İspat yapma ve karşıt örnek vererek çürütme matematiksel olarak çok önemlidir (Borasi, 1994). Bilişsel çelişki matematiğin doğasının anlaşılmasında özellikle de kavramların birbirinden ayrıştırılmasında önemli bir araçtır (Baki, 2002). Bazı durumlarda ispat yapma uzun ve zor bir süreci oluştururken çelişki oluşturma aksine bir örnekle çok kolay bir şekilde sağlanabilmektedir. Bu durumlarda öğretmenin öğrenci yanlışlarını çürütmek için aksine bir örnek vererek ya da benzeri bir yolla çelişki elde etmesi çok kullanışlı olabilmektedir. Ayrıca matematik problemlerinin genelde tek bir çözümü yoktur. Öğrencinin çözüm yolundan kaynaklı ortaya çıkan yanlışlarla karşılaşıldığında öğretmenin öğrenciden bir başka yolu kullanarak çözüm yapmasını istemesi de çelişki oluşturma yönteminin kullanıldığı durumlardır.

8. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki venn şemasını çizer ve aşağıdaki soruyu öğrencilerine yöneltir. Öğrenci {c, k} cevabını verir. Fakat doğru cevap {x, z, t}dir)

Öğretmen: Yukarıda A ve B kümeleri verilmiştir. A\B (A fark B) kümesi ne olur? Öğrenci: {c, k} olur hocam.

Öğretmen: A kümesinin elemanları nelerdir? Öğrenci: a, x, z, t, 1 elemanlarıdır hocam. Öğretmen: B kümesinin elemanları nelerdir? Öğrenci: a, 1, c, k dır.

Öğretmen: A kümesinde olup B kümesinde olmayan elemanlar hangileri peki? Öğrenci: x, z, t

Öğretmen: Senin cevabın c, k idi peki bu doğru olur mu? Öğrenci: Yok hocam yanlış yapmışım {x, z, t}olacak cevap.

2.6.9. “Azarlama” Dönütü-(A)

Öğrencinin yanlış yaptığı durumlarda öğretmenin ani tepkiler eşliğinde öğrenciyi kıracak, incitecek, sınıf içinde rencide edecek sözlerle öğrenciye kızması durumunu ifade eder. Azarlama öğrencide öğretmene karşı tepkisel durumların oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Bundan dolayı öğrenme ortamında azarlamaya yer verilmemesi gerekmektedir. Özellikle yanlış yapan öğrencinin azarlanması telafi edilemeyecek sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

9. Dönüt Türüne Örnek:

(Öğretmen tahtaya yukarıdaki venn şemasını çizer ve aşağıdaki soruyu öğrencilerine yöneltir. Öğrenci {c, k}cevabını verir. Fakat doğru cevap {x, z, t}dir)

Öğretmen: Yukarıda A ve B kümeleri verilmiştir. A\B (A fark B) kümesi ne olur? Öğrenci: {c, k} olur hocam.

Öğretmen: Niye anlamıyorsun? Çıkmış bir de {c, k}olur diyor. Bir daha saçma sapan cevaplar verme!

1.1. Özgüven Kavramı

Literatürde birçok farklı tanımı yapılan özgüven kavramını Coopersmith (1991), kişinin tavır ve davranışlarını belirleyen, kendi hakkındaki değerlemeler olarak tanımlamakta ve özgüven oluşumunda dört etmenin önemli olduğundan bahsetmektedir. Bunlar:

1) Kişinin başkaları tarafından kendisi için yapılan değerlendirmelere nasıl karşılık verdiği,

2) Kişinin elde ettiği başarıları, hayattaki pozisyonu ve sahip olduğu sosyal statü,

3) Kişinin hayatında önemli bir yere sahip olan insanlardan gördüğü ilgi, saygı ve sevginin boyutu,

4) Kişinin kendisi adına başkaları tarafından konulan amaçlara ve kendi istediği amaçlara ulaşma düzeyidir.

Literatürde yapılan bazı özgüven tanımları benlik kavramıyla ilişkilidir ve özgüvenin benlik kavramının bir öğesi olarak benimseyen yaklaşımlar mevcuttur. Benlik kavramı ile özgüven kavramı arasındaki ilişkiyi aşağıdaki şema göstermektedir.

Pişkin (2002) de bu bakış açısıyla bireyin kendini nasıl algıladığı (benlik imgesi) ile olmak istediği benliği (ideal benlik) arasındaki farkın o bireyin özgüven düzeyini verdiğini söylemektedir. Bireyin, kendini nasıl gördüğü ile erişmek istediği benliği arasında belli bir farkın olması normal olarak kabul edilmektedir. Özgüven hakkında doğrudan görüş bildiren ilk psikolog olan James ise özgüveni;

“Özgüven = Hedefe Ulaşmadaki Başarı / Ulaşılmak İstenen Hedef ”

şeklindeki bir denklemle ifade eder. Bu denklem, bireyin hedeflediği başarıya ulaşma oranının yüksek veya düşük özgüveni oluşturacağını belirtmektedir (Akt. Soner, 1995; Adler, 1997; Öztürk, 2003). Dolayısıyla bireyin, hedeflenen tutum ve

davranışa ulaşmasında özgüven düzeyinin ayrı bir önemi vardır. W.James, insan davranışının anlaşılabilmesinde özgüven kavramının önemini vurgulayarak özgüvenin oluşmasındaki etkenlere yönelik genel tavsiyeler verir.

Kişilik oluşumunda çok önemli bir yeri olan özgüven, Kugle (1983)’ a göre kişinin kendi kendisini değerlendirmesi ve kendinden memnun olup olmaması neticesinde oluşan sübjektif bir olgudur. Bandura (1997) ise özgüvenden “Kişinin kendisini değerli hissetmesi” olarak bahsetmektedir. Özgüven, genel bir kişilik özelliğidir. Geçici veya bireysel durumlara has, anlık bir tutum değildir (Pervin ve John, 2001). Fakat koşullara, konuma, duruma göre değişebilmektedir. Yüksek- düşük özgüven şeklinde olumlu veya olumsuz olabilmektedir. Kişinin yüksek veya düşük özgüvenli oluşu, kişinin davranış ve hislerini farklı yönlerden etkilemektedir (Akt. Soner, 1995). Olumsuz fikirler olumsuz tutumlara, olumsuz tutumlar olumsuz davranışlara, olumsuz davranışlar da olumsuz duyguların ortaya çıkmasına sebep olur ve özgüven bu dairesel döngü içindeki etmenlerden karşılıklı olarak etkilenir (Branden, 1969, Akt. Napoli ve diğerleri, 1992). Özgüven kavramının incelendiği ve tanımının yapıldığı birçok çalışmaya rastlanmaktadır (James, 1890, Cooley, 1902, Akt. Pişkin, 1996a; Mead, 1934; Adler, 2003; Sullivan, 1953; Erikson, 1984; Rogers, 1951; Maslow, 1970).

Birey özgüveninin kendi düşünceleri yanında başkalarının düşünce, tavır, davranış, konuşmaları tarafından etkilenmesi üzerinde durulması gereken ciddi bir konudur (Cooley, 1982: Akt. Sternberg ve Williams, 2002). Bu durum karşısında okullarda öğretmen öğrenci etkileşiminin önemi artmaktadır. Çünkü öğrencinin sorduğu sorulara karşılık olarak çevresinden alacağı tepkiler özgüven gelişimini etkileyen çok önemli bir unsurdur (Yavuzer, 1998). Bireyin kendine ait olumlu düşünceleri olsa bile çevreden gelen beklentilere karşılık veremediğinin farkına varması veya çevresinden aldığı olumsuz geri bildirimler var olan özgüven düzeyini olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Akagündüz, 2006). Dolayısıyla öğrencilerin özgüvenleri öğretmenlerinden aldıkları dönütlerden oldukça etkilenmektedir. Bu etki bireyin özgüven düzeyinde artma veya azalma oluşturabilmektedir (Schmuck ve Schmuck, 2001). Bir öğretmen, yeteneği orta düzeyde olan bir öğrencisini

destekleyerek başarılı da kılabilir, zeki bir öğrencinin özgüvenini sarsıp başarısız duruma da düşürebilir (Yörükoğlu, 1986).

Kişinin özgüven seviyesi tüm hayatını, dolayısıyla da okul hayatını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Shrauger’in ifadesine göre yüksek özgüvene sahip bireyler düşük özgüvene sahip olan bireylere göre anlamlı oranda daha başarılı olmaktadırlar (Shrauger, 1972; Akt. Franken, 1988). Özgüven bireyin sadece eğitim hayatını değil aynı zamanda duygusal, sosyal, entelektüel ve mesleki gelişimini de etkilemektedir. Bu nedenle sahip olunan özgüven düzeyi tüm hayatı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir ve bu yönüyle çok önemli bir kavramdır (Başoğlu, 2007).

Özgüven düzeyi yüksek ya da düşük seviyede olabilir. Rosenberg’in “egophiles” diye adlandırdığı özgüven düzeyi yüksek olan bireyler kendilerine güvenirler, kendilerini değerli, yeterli görürler ve kendilerinin olmak istedikleri noktada olduklarına inanırlar, iyimserdirler, üretken ve girişkendirler, araştırmacıdırlar, başarı isteği fazladır, kendilerini rahatlıkla ifade edebilirler fakat kendilerini diğerlerinden üstün görmezler (Rosenberg, 1965; Coopersmith, 1967; Wells ve Marwell, 1976; Pişkin, 2002). Yüksek özgüven tamamen olumlu bir kavramdır. Yüksek özgüven zihinsel, duygusal, ahlaki ve sosyal yönden olumlu bir gelişimin varlığını ortaya koymaktadır (Scott, 1983, Akt. Güçray, 1989).

Rosenberg’in “egophobes” diye adlandırdığı düşük özgüvenli bireylerin ise, kendini küçük görme ve kendinden memnun olmama eğilimleri vardır. Kendi benliklerini reddederler, kendi benlik yapılarına saygıları yoktur ya da çok azdır, utangaçtırlar, kendilerini rahat ifade edemezler, pasiftirler, reddedilme duygusunu kafalarından atamazlar, başarısızlık duygusu hâkimdir, ön yargılı, içine kapanık tiplerdir (Rosenberg, 1965; Coopersmith, 1967; Wells ve Marwell, 1976; Pişkin, 2002). Özgüven düzeyinin düşük olması, bireyin sosyal ve psikolojik yaşantısını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Dolayısıyla özgüveni etkileyen unsurların ve etkilerinin bilinmesinin bireyin yaşantısı adına önemlidir.

1.2. İlgili Araştırmalar

Araştırma başlangıç ve bitiminde yapılan literatür taraması sonucunda yanlış, dönüt ve özgüven kavramlarını ayrı ayrı konu alan bir takım çalışmalara rastlanmıştır. Fakat yanlışa verilen dönüt türlerinin öğrenci özgüvenleri üzerindeki etkileri konusunda literatürde boşluk(gap) bulunduğu görülmüştür. Bundan dolayı bu konuda yapılacak hem ulusal hem de uluslararası çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu bölümde ilgili araştırmalar ulusal ve uluslararası çalışmalar olmak üzere iki başlık altında incelenecektir.

1.2.1.1. Yapılan Uluslararası Çalışmalar

Yanlışa verilen dönüt türlerinin öğrenci özgüvenleri üzerindeki etkilerini konu alan herhangi bir çalışmaya rastlanmasa da ilgili literatür taraması sonucunda dönütlerin öğrenci özgüvenlerini etkileyeceğinden bahseden bazı uluslar arası çalışmaların olduğu belirlenmiştir. Fakat bu konuda yapılacak uluslararası çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır.

Yapılan uluslararası çalışmalar:

Chan ve Lam (2010), “Effects of Different Evaluative Feedback on Students’

Efficacy in Learning” isimli çalışmalarında 4 farklı değerlendirici dönütün(evaluative feedback) dil öğretiminde özgüven üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. İki bölümden oluşan çalışmanın birinci kısmında 8. sınıf seviyesinde bulunan 79 Çinli öğrenciye süreci ve sonucu değerlendiren dönütler(summative ve formative feedback) verilmiş; ikinci kısmında ise 7. sınıf seviyesinde 77 Çinli öğrenciye de birey ve norm odaklı dönütler(self-referenced and norm-referenced feedback) verilerek bu dönütlerin etkileri incelenmiştir. Fakat çalışmada 7. ve 8. Sınıf öğrencilerinin yaş farkından dolayı özgüven düzeylerinde farklılıkların olacağı göz ardı edilmiştir. Bu alanda benzer bir çalışma da Shih ve Alexhander tarafından

2000 yılında yapılmıştır. Her iki çalışmada da benzer olarak dönütlerin özgüven üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmış olup öğrencilerin sadece bilgilerini ölçmeye yönelik yapılan değerlendirmelerin bireyin özgüven düzeyini düşürdüğü, performans ve bilgiye yönelik uygulanan değerlendirmelerin ise bireyin özgüven düzeyini yükselttiği belirlenmiştir.

Tzetzis, Votsis ve Kourtessis (2008), “The Effect of Different Corrective

Feedback Methods on the Outcome and Self Confidence of Young Athletes” isimli

çalışmalarında üç farklı düzeltici dönütün(corrective feedback) sporcuların özgüvenleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmada ele alınan dönütler daha çok sporcuların psikomotor becerilerini değerlendirmeye yöneliktir. 48 katılımcı seçkisiz olarak 4 ayrı gruba bölünmüştür. Çalışmada 3 ayrı gruba yaptıkları kolay ve zor spor hareketleri sonucunda farklı dönütler verilmiştir. Elde edilen verilerin ANOVA analizi sonuçlarına göre dönütlerin hem kolay hareketler sonrası hem de zor hareketler sonrası özgüveni etkilediği tespit edilmiştir.

Chen (2006), “The Effects of Different Evaluative Feedback on Student's Self-

Efficacy in Learning” isimli doktora tezinde öğrenme sürecinde olan öğrencilerin

özgüvenlerinin değerlendirici dönütlerden (evaluative feedback) nasıl etkilendiğini incelemiştir. Bu çalışma deneysel modelde yapılmıştır ve katılımcılarını yedinci ve sekizinci sınıf düzeyindeki 77 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma iki aşamada yürütülmüş ve araştırma sonucunda süreci değerlendiren dönüt türlerinin özgüveni olumlu etkilediği sonucu değerlendiren dönüt türlerinin ise özgüveni diğerine göre olumsuz etkilediği belirlenmiştir.

Heinze (2005), “Mistake-Handling Activities in the Mathematics Classroom” isimli durum çalışmasında yanlışa verilen dönütlere ilişkin çok az çalışma yapıldığını belirtmiştir. Çalışmada öğretmenlerin öğrenci yanlışlarına nasıl tepki verdikleri ve öğrencilerin dönütleri nasıl algıladıkları üzerine odaklanılarak öğrencilerin yanlışlarının nasıl ortadan kaldırıldığı araştırılmıştır. Çalışma matematik dersini alan 85 sekiz ve dokuzuncu sınıf öğrencisiyle yürütülmüştür. Çalışmada dersler kamera kaydına alınmış ve video kayıtları analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda

öğretmenlerin yanlışlara ani tepkiler verdiği belirlenmiş ve öğrencilerin bundan olumsuz etkilendiği durumların olabileceği vurgulanmıştır.

Santagata (2004) “Are You Joking or are You Sleeping? Cultural Beliefs and

Practices in Italian and U.S. Teachers’ Mistake-Handling Strategies” isimli

çalışmasında yanlış yapan öğrenciye öğretmenin tepkisine psiko-sosyal perspektiften bakarak açıklamaya çalışmıştır. Çalışma 30 İtalyan ve 30 Amerikan öğretmenin ilköğretim 8. sınıf kademesindeki derslerinde yanlış yapan öğrencilerle yürütülmüştür. Elde edilen gözlem verileri, yapılan klinik görüşmelerle desteklenmeye çalışılmıştır. Çalışmada dönütlerin özgüven artırıcı, özgüven azaltıcı ve etkisiz şeklinde sınıflandırıldığı görülmüştür. Çalışmada öğretmenlerin kullandıkları dönütlerin gösterdiği çeşitlilik ele alınmış ve yukarıda bahsedilen 3 başlık altında dönütler sınıflandırılmıştır.

Santagata (2002), “When Student Make Mistake: Socialization Practices in

Italy and the United States” isimli doktora tezinde yanlışı ve yanlışa verilen

dönütleri ele almıştır. Bu çalışmada öğrencinin özgüveni dikkate alınarak yanlışa verilen dönütler üç başlıkta ele alınmış ve yanlışa verilen dönüt türleri ve yanlış türleri incelenmiştir. Çalışmada öğrencilere verilecek dönüt türlerinin öğrenci özgüvenlerini nasıl etkileyeceğinin farkında olunması gerekliliğinden bahsedilmiştir. Yanlışın yapısı, yanlış türleri ve dönüt türlerinin incelendiği bu durum çalışmasının katılımcılarını 30 Amerikan ve 30 İtalyan öğrenci oluşturmaktadır. Çalışma süresince