• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3.4. Verilerin Analizi

Veri toplama süreci tamamlandıktan sonra veri analizine geçilmiştir. Her öğrenciye araştırma başlangıcında Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri (Copersmith Self Esteem Inventory) uygulanmış ve aldıkları özgüven puanları hesaplanmıştır. Envanter, araştırmanın sonunda tekrar uygulanarak katılımcıların özgüvenlerinde meydana gelen değişim incelenmiş ve bu değişim Tablo 10. da sunulmuştur. Ölçeklerden elde edilen puanların aritmetik ortalamaları, frekans

dağılımları, standart sapmaları vb. istatistiksel analizleri bilgisayarda “Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paket Programları (Statistical Package for Social Sciences)” - (SPSS 14.00) kullanılarak yapılmıştır.

Görüşme, gözlem ve yazılı dokümanlardan elde edilen nitel verilerin analizi belli bir plan çerçevesinde yapılmıştır. Çünkü her nitel araştırma farklı özelliklere sahip olduğundan veri analizinde bazı yeni yaklaşımlar gerektirir ve bundan dolayı nitel araştırmacıların veri analizinin belli bir plan program çerçevesinde yapılması gerekmektedir (Strauss ve Corbin, 1990; Bogdan ve Biklen, 1992; Dey, 1993; Wolcott, 1994; Glesne, 1999; Yıldırım ve Şimşek, 2008).

Fenomenolojik yöntemde iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar: betimleyici fenomenoloji (Descriptive Phenomenology) ile varoluşsal fenomenoloji (Existential Fenomenology) dir. Husserl tarafından ortaya koyulmuş olan betimleyici fenomenolojik (Descriptive Phenomenology) yaklaşımda tecrübe edilen fenomene ilişkin özün tanımlanması hedeflenmiştir (Akturan ve Esen, 2008).

Betimsel analizde elde edilen veriler daha önceden belirlenen temalara göre özetlenerek yorumlanır. Veriler araştırma sorularının ortaya koyduğu temalara göre düzenlenebileceği gibi, görüşme ve gözlem süreçlerinde faydalanılan sorular göz önüne alınarak da sunulabilir. Betimsel analizde amaç elde edilen bulguların düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde sunulmasıdır (Miles ve Huberman, 1994; Yıldırım ve Şimşek, 2008).

Bu görüşler doğrultusunda verilerin analizinde betimsel analiz takip edilmiş ve nitel verilerin betimsel analizi dört aşamada gerçekleştirilmiştir.

Analizin çerçevesi araştırmanın kavramsal çerçevesi, görüşme, gözlem, yazılı dokümanlarda yer alan boyutlar göz önüne alınarak oluşturulmuştur. Bu çerçeve doğrultusunda verilerin hangi tema altında bulunacağı ve değerlendirileceği tespit edilir. Araştırmada görüşme, gözlem ve yazılı dokümanlar aracılığıyla elde edilen veriler uygun temaların içine dâhil edilmiştir. Literatüre ilişkin araştırmacının ön bilgileri, inançları, eğilimleri ise analiz süresince ertelenmiştir (Denscombe, 2007).

Böylelikle araştırma verilerinden, katılımcıların “yanlışa verilen dönüt türlerinin etkileri” ne yönelik anlamlandırmalarının ortaya çıkarılması sağlanmıştır.

Veri analizi için bir çerçevenin oluşturulmasını takiben oluşturulan çerçeveye göre veriler düzenlenmiştir. Katılımcılardan elde edilen verilerin anlamlandırılması ve uygun verilerin seçilmesi gerçekleştirilerek “anlamlı birimlere” bölünmüştür. Bu, uzun veri setine sahip fenomenolojik araştırmalar için gereklidir. Böylece araştırılan olguya ilişkin psikolojik anlamlar rahatlıkla belirlenebilir (Giorgi, 2007). Araştırmadan elde edilecek sonuçları destekleyecek doğrudan alıntıların tespiti de bu aşamada yapılmıştır.

Sonrasında düzenlenen veriler tanımlanmıştır ve gerekli yerlerde bulguları destekleyici doğrudan alıntılara yer verilmiştir. Katılımcılardan elde edilen veriler tecrübe edilen olguya ve onların kendi dünyasına ait örneklerle doludur. Araştırmacının yapması gereken, deneyimin anlatıldığı veri içerisindeki somut ifadelerin altında yatan psikolojik anlamları ortaya çıkarmak olduğundan bu aşamada anlamlı birimlerin açık hale getirilmesi amacıyla araştırmacının ‘Bunun anlamı nedir?’ sorusunu sorarak birimleri düzenlemesi gerekmektedir (Giorgi, 2007). Araştırmanın bu aşamasında, dönütlerin öğrenciler üzerindeki etkileri özgüven boyutuyla ele alındığı için psikolojik anlamlar üzerinde durulmuştur.

Betimsel analizin son bölümünde ise bir önceki aşamada tanımlanan bulguların anlamlandırılması, ilişkilendirilmesi, bulguların açıklaması yapılmıştır. Bu aşamada yapılan yorumların daha niteliksel olması amacıyla, bulgular arası nedenselliklerin ortaya konmasına ve bulgular arası ilişkilendirmelere yer verilmiştir. Oluşturulmuş anlamlı birimlerin sentezlenerek fenomenin yapısının ve özünün ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Burada araştırmacının görevi katılımcıların ifadelerini sentezleyerek genel bir yapıya ulaşmak yerine benzerlikler ve farklılıkları göz önünde bulundurarak tecrübeye ilişkin anlamları tanımlayarak yorumlara ulaşmaktır (Giorgi, 2007; Akturan ve Esen, 2008).

Yapılan araştırmadan elde edilen nitel verilerin kodlanması ve analizi aşamasında çözümlemeler yapılırken QSR NVivo.10 yazılımından yararlanılmıştır.

Bilgisayar destekli analizin yapılmasıyla nitel veri analizinde ortaya çıkabilecek olan sübjektif çözümleme ve yorumlamanın yanında konu dışı odaklanma gibi problemlerin engellenmesi hedeflenmiştir. Ayrıca veri analizi aşamasında bilgisayar destekli analiz büyük ölçüde pratiklik sağlamaktadır (Fielding ve Lee, 2002). Ancak teknolojik gelişmelerin metodolojik süreçler ekseninde değerlendirilerek süzgeçten geçirilmesinin önemi de unutulmamalıdır. Bu sebeple araştırmacıların nitelikli analiz yapabilmeleri için metodolojik bilgilerini güçlendirmeleri (Kuş, 2006) ve güncellemeleri gerekmektedir. Bu amaçla araştırmacı analiz öncesi metodolojik bilgilerini güçlendirmek adına çalışmalar yapmış ve QSR NVivo.10 nitel veri analiz programının yardımıyla verilerin analizleri gerçekleştirilmiştir.

Araştırmanın gözlem ve görüşmelerinden elde edilen verilerin analizinde izlenen aşamalar Şekil 13. te verilmiştir. Aşağıdaki şema aşamaların bütüncül formda izlenebilmesine olanak sağlamaktadır.

Elde edilen nitel ve nicel verilerin sistematik olarak analiz edilmesiyle ortaya çıkan bulgular ve bu bulgulara ilişkin yorumlar “Bulgular ve Yorum” bölümünde verilmiştir. Bulgular ve yorumlar kısmında nitel ve nicel bulgular ayrı ayrı verilmiş olup okuyucuların bulguları daha net olarak anlamlandırmalarına olanak sağlanması amacıyla tablolardan yararlanılmıştır. Önce “yanlış” ve “öğrenciler üzerindeki öğretmen etkisi” ne ilişkin bulgulara yer verildikten sonra tek tek “yanlışa verilen dönüt türlerinin öğrenci özgüvenleri üzerindeki etkileri” ne ilişkin bulgulara geçilmiştir.

BÖLÜM IV