• Sonuç bulunamadı

Yakın Komşu Ülkelerle Ticari İlişkiler ve Doğrudan Yabancı Yatırımlar

BÖLÜM 3: YAKIN KOMŞU ÜLKELERLE TİCARET VE DOĞRUDAN

3.5. Yakın Komşu Ülkelerle Ticari İlişkiler ve Doğrudan Yabancı Yatırımlar

Dış ticaret teorisine göre DYY’nin yer seçimi kararları, ülkeden ülkeye değişen rekabetçi fırsatlardan etkilenmektedir. Büyük pazar ölçeği, ana pazara erişim, düşük iş gücü ücretleri ve sunucu ülkedeki diğer yatırım avantajları gibi birçok unsur mekansal fırsat olarak değerlendirilmektedir. Pazara erişim ve rekabetçi üretim açısından en avantajlı bölgelerin arayışı içerisinde olan ÇUŞ’lar açısından ideal yatırım lokasyonu, dünya genelindeki ticari ağlar üzerinde en kritik noktalarda pazara erişimi, verimli

73

üretim imkanı ve teknolojik gelişmişliği sunan yer olacaktır (Loewendahl ve Loewendahl, 2001: 17).

GOÜ’lerin sahip oldukları ucuz işgücü arzı uluslararası ticarette, özellikle emek-yoğun mallarda, bu ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüğünü oluşturmaktadır. Bu üstünlük DYY’yi özellikle emek-yoğun malların üretimi açısından etkileyebilmektedir. Ne var ki, DYY açısından emeğin arzı ve maliyetinin yanında niteliği ve verimliliği daha çok ön plana çıkmaktadır. Çünkü doğrudan işçilik maliyetinin toplam üretim maliyeti içindeki payı oldukça küçüktür. Bu oran otomotiv sektöründe yüzde 10–15 düzeyinde iken, elektronik sektöründe yüzde 2–3 gibi daha düşük düzeydedir. Dolayısıyla GOÜ’lerin düşük işgücü maliyetine sahip olmaktan ötürü elde ettiği avantajlar önemini yitirmektedir (Miller, 1993: 16). Bunun yerine DYY kapsamında gelecek yeni teknolojileri kullanılabilecek yetenek ve verimlilikte iş gücünün varlığı önem arz etmektedir. (Gövdere, 2003: 30).

DYY’lerde ülkenin yalnızca teknolojik yeterlilik ve verimlilik artışı değil aynı zamanda pazarlama ve ihracat yetenekleri açısından sunduğu avantajlarda önem arz eder. Firmalar için bir mal ve hizmetin düşük maliyetle üretilmesi ne kadar önemli ise üretilen mal veya hizmetin pazarlanması ya da satılması da o kadar önemlidir. Bu bağlamda bir firmanın piyasaya yakın yerde ya da pazarın tam ortasında kurulması ona çok sayıda avantaj sağlamaktadır. Yatırımın yapıldığı ülkede ihracat tecrübelerine ve olanaklarına sahip olunması, yapılacak ihracatta yabancı sermayenin olumlu katkısını arttıracaktır.

Dolayısıyla yabancı yatırımcılar, giriş yapmak istedikleri ülkelerin dünya ticaret sistemine adapte olmalarına ve ülkeler arası ticari anlaşmalara katılımına da önem vermektedir. Bölgesel bütünleşmelerin DYY üzerindeki etkisi bir çok çalışmaya da konu oluşturmuştur. Altomonte’nin çalışmasında bölgesel ekonomik entegrasyonun DYY üzerindeki etkileri, ülke ve sektör özellikleri kontrol altında tutularak araştırılmış ve hem yatay hem de dikey doğrudan yatırımların bölgesel entegrasyona paralel olarak arttığı tespit edilmiştir (Altomonte, 2003: 1). Bölgesel bütünleşme sonucu pazarın büyümesiyle birlikte kar beklentileri artmakta ve gerek DYY akımları gerekse uluslararası ticaret hacmi artmaktadır.

74

Yabancı yatırımcılar genellikle kendilerini güvende hissedecekleri ortamları tercih etmektedirler. Markusen (2000)’de sahiplik avantajları, içselleştirme avantajları ve yer avantajları ülke ve firma özellikleri ile tutarlı bir şekilde bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Bu modele Markusen “bilgi-sermaye” modeli adını vermiştir. Modelini bu şekilde adlandırmasının nedeni ÇUŞ’ların bilgi sermayesini en yoğun olarak kullanan şirketler olmasıdır. Bilgi sermayesini oluşturan parçalar arasında patentler, ticari markalar, şirketin güvenilirliği, prosedürler ve mal sahipliği hakkı olan her türlü bilgi yer almaktadır.

Yabancı yatırımların bir ülkeye çekilmesinde genellikle objektif kriterler aranmaktadır. Ancak, küreselleşme olgusu ile birlikte, bu kriterler yanı sıra kültürel yakınlık, siyasi yaklaşım gibi bazı sübjektif kriterlerin de uygulandığı gözlemlenmektedir. Ülkelerin sahip oldukları sosyal yapı, geleneksel özellikler, ahlaki ve moral değerler yabancı sermaye yatırımlarını etkileyebilmektedir. Bazı GÜ ya da GOÜ’ler, dil, kültür bakımından birbirine yakın, coğrafi konumu sınırdaş olan ülkelerde yatırım yapmayı tercih etmektedir. Halkını tanıdıkları, kültürlerine yabancı olmadıkları, alışkanlıklarını ve tepkilerini bildikleri bir ülkede yatırım, üretim ve satışı daha kolay ve daha karlı kılacaktır (http://makdis.pamukkale.edu.tr., 17.01.2013).

Psikolojik faktörler de yabancı sermayeyi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu faktörler firmaların geçmişte yatırım düzeyleri ile gelecekteki yatırım kararları arasında köprü rolü üstlenmektedir. Burada önemli olan yatırımın yapılacağı ülkede yabancı sermayeye bakış açısıdır. Gelişmekte olan veya serbest piyasaya yeni açılan ülkelerde görülen yabancı sermaye karşıtı düşünceler yeni yatırımlardaki risk oranını da ayrıca yükseltmektedir.

Bir sanayi işletmesi kuruluş yeri olarak ihtiyaç duyduğu hammaddeyi en ucuz, en yakın, en güvenilir ve devamlı bulunduğu yeri seçecektir. Örneğin, bir iplik fabrikasının pamuk ekilen bölgeye, şeker fabrikasının şeker pancarı yetiştirilen alanlara, bir kereste fabrikasının orman alanlarına, bir termik santralin kömür yataklarına yakın yerlerde kurulması, bu işletmeler açısından önemlidir (Ertürk, 2001: 169).

Üretim süreci sonucunda hacmi genişleyen veya ağırlığı artan malları üreten tesisler, pazara yakın yerlerde kurulurlar (Çelik, 2005: 178). Mamul mal veya hizmet satışına ağırlık veren işletmelerin pazar alanının etkisinde daha çok kaldıkları görülmektedir. Bu

75

işletmeler, genellikle mal ve hizmete talebin olduğu veya tüketicilerin yoğun olarak bulunduğu yerleri kuruluş yeri olarak seçmektedirler. Perakende ve toptan satış yapan ticaret işletmeleri, yapı malzemeleri satan işletmeler, çabuk bozulan malları üretip satan işletmeler, büyük kapasiteli işletmelere hammadde, yedek parça, malzeme ve bitmiş mal ve hizmet sunan işletmeler pazara yönelimli işletmelere örnek olarak verilebilir (Ertürk, 2001: 67-68).

Hammaddeye yakınlık ve pazara yakınlık arasında bir tercih yapıldığında endüstriler yüksek üretim maliyetlerine rağmen piyasaya yakın yerleri daha çok seçtiği görülmektedir. Bu durum özellikle piyasaya yönelik (market oriented) sanayi dallarında böyledir. Bu tip tüketime dayalı sanayilerde karlılık piyasada en zirve noktasına erişmekte, piyasadan uzaklaşıldıkça mesafenin bozucu etkisinden dolayı karlılık hızla düşmektedir (Wheeler ve diğ., 1998: 201). Ülke içerisinde üretim tesislerinin kuruluş yerlerine bakıldığında emek, arazi, vergi vb. maliyetleri kırsal piyasalardan yüksek olmasına rağmen, büyük merkezi piyasalar daha avantajlıdır. Temelde kar maksimizasyonu hedefleyen firmalar üretim maliyetlerini minimize etmenin yanında, satışları artırmaya yönelik avantajları da değerlendirmektedirler. Piyasanın merkezinde yer alarak satışların artması ve böylece firma gelirlerinin artışı hedeflenebilir.

Piyasa büyüklüğünün DYY üzerindeki etkisi, kökleri neoklasik yatırım kuramına dayanan piyasa hacmi yaklaşımından türetilmiştir. Yabancı yatırımcı açısından piyasa büyüklüğü, ürettiği mal ve hizmetlere olan talebin yüksek olması anlamına gelmektedir. Yani piyasa hacminde meydana gelen bir genişleme, talep artışı yoluyla ülkeye yönelik doğrudan yabancı yatırım miktarını pozitif yönde etkilemektedir. Üstelik büyük bir piyasa ölçek ekonomilerinden yararlanmayı ve ekonomik gelişme düzeyi yüksek olan ülkelerde işlem maliyetlerinin düşük olmasını sağlamaktadır (Chakrabarti, 2003: 161). Ev sahibi ülkenin piyasa büyüklüğündeki artış ilgili ülkenin yanı sıra komşu ülke piyasalarını da etkileyecektir. Çektiği DYY ile merkezileşen ülkeye bir taraftan hammadde, yarı mamül, ve iş gücü ihraç ederken, diğer taraftan da düşük taşıma maliyeti ve olası bölgesel ticari anlaşmaların sağladığı avantajlarla daha ucuza mamül mal ithalatı gerçekleştireceklerdir. Bu durum merkez ülkeye komşu olan diğer ülkelerde de piyasanın büyümesine yol açacaktır. Bölgesel bazda rakip ekonomilerin piyasa büyüklüğünde görülen bu artış, ev sahibi ekonomideki DYY’lerin daha da artmasına yol

76

açacaktır (Batmaz ve Tunca, 2005: 19–20). Çokuluslu şirket ürünleri ülkeler arasında kolay ve hızlı bir şekilde ticarete konu olmaya devam ettiği sürece rakip ekonomilerin piyasalarının büyümesi doğrudan yabancı yatırımları arttırmaya devam edecektir (Chakrabarti, 2003: 161).

Bu çalışmada piyasa faktörünün ÇUŞ’ların tercihleri üzerindeki etkisi piyasa potansiyeli, piyasa büyüklüğü ve piyasa kuvveti göz önüne alınarak değerlendirilmektedir. Buna göre yabancı firmalar piyasa potansiyeli büyük, iş hacmi geniş, alım gücü fazla yani piyasa kuvveti yüksek olan bölgeleri tercih etmektedir. Yapacakları yatırım açısından cazip yönleri bulunmasına rağmen alt yapısı yetersiz ve değişik risk faktörlerine sahip farklı ülkeler yerine bölgesel bazda diğerlerine göre daha cazip ülkeyi bir merkez olarak seçmektedirler. Dolayısıyla özellikle piyasa büyüklüğünü hedefleyen firmaların göreceli olarak daha fazla nüfusa, daha büyük gelire ve daha fazla büyüme dinamizmine sahip bölgelerdeki DYY açısından en çok faydayı sağlayan ülkeye yönelmesi beklenmektedir (Yavan, 2006: 134)

77

BÖLÜM 4: EKONOMETRİK ANALİZ: DYY VE YAKIN