• Sonuç bulunamadı

I- Tora/Tevrat

4.8. Bazı Yahudi Gelenekleri

Yahudi aidiyet duygusunun nesillere aktarımındaki en önemli unsur Yahudi gelenekleri ve gündelik yaşamdaki davranış biçimleridir. Yahudiliğin inanç esasları kısmında ifade edildiği gibi, Yahudilik bir inanç dini olmak kadar gelenek dinidir. Bu gelenekler doğumdan başlayarak hayatın bütün evrelerini kuşatmakta, yeme-içme kurallarını düzenlemekte, evlilik ve boşanma gibi medeni hukuku ihdas etmekte ve cenaze töreninin özel ritüellerini düzenlemektedir.

4.8.1. Doğum ve Brit Mila

Yahudi bir aile için çocuk sahibi olmak dinin emrettiği bir husustur. Bu çocuğun dini kurallar çerçevesinde yetiştirilmesi ebeveynlerin en önemli sorumluluğudur. Yahudi geleneğine göre Yahudi bir anneden doğan bebek Yahudi kabul edilir. Dünyaya gelen bebek erkek ise Tora emirleri çerçevesinde sekizinci gün sünnet edilmesi gerekir:

Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu. Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir. (Yaratılış 17: 10-14).

Sünnet törenine İbranice “sünnet anlaşması” anlamına gelen brit mila denir. Erkek çocuğu sünnet etmek babaya düşmekle birlikte genellikle sünnet işi “sünnetçi” anlamına gelen mohel denen uzmanlarca gerçekleştirilir.

Sünnet işlemi sırasında çoğunlukla yakın akrabaların katıldığı sünnet töreni düzenlenir.

Törende çeşitli dualar okunur ve misafirlere ikramda bulunulur.

Brit mila töreni aynı zamanda yeni doğan çocuğa ad verme törenidir. Bazı Yahudi geleneklerinde çocuğa hayatta olmayan aile büyüklerinin isimleri verilirken diğer bazı Yahudi geleneklerinde ise sadece hayatta olan aile büyüklerinin isimleri çocuğa ad olarak seçilir. Kız çocukların ise doğumları sinagoglarda ilan edilir.

4.8.2. Bar Mitzva ve Bat Mitzva

Yahudi geleneğinde çocukların yeterli bir dini eğitim almaları beklenir. Böylece, Yahudi çocuğu dinen mükelleflik çağına geldiğinde gerekli olan dini emir ve hükümleri bilmesi sağlanır. Dini yükümlülüklerle mükelleflik yaşı on üçtür. Bu yaşa gelmiş olan her Yahudi erkek çocuk Yahudiliğin emir ve hükümleriyle, yani “antlaşma ile yükümlü” olmaktadır. Antlaşmaya

117 karşı yükümlülük altında olmak bar mitzva olarak ifade edilmektedir. Bar mitzva olmuş her Yahudi çocuğunun Yom Kipur gününde oruç tutması, sinagogda ibadetlere katılması ve Tora okuması beklenir. Sinagogda topluca ibadet edilmesi için 10 erkekten oluşan bir cemaatin (minyan) bulunması gerekir. Bar mitzva töreni gerçekleştirilmiş olan gençler bu cemaatin bir üyesi olarak ibadete katılabilir.

Yahudilik hükümleriyle mükelleflik törenleri erkek çocuklar için geçerli olmakla birlikte yakın dönemlerde kız çocuklarının da Yahudi dini cemaatine bat mitzva olarak kabul edilmeleri de söz konusudur. Esasen geleneksel Yahudilik kadınları pek çok ibadetten dışlamıştır. Ancak liberal Yahudi akımlar erkekler kadar kadınları da dini yükümlülük altında görme eğilimindedirler. Böylece Yahudi kız çocuklarının da bat mitzva süreci içinde Yahudi cemaatine kabul edilmeleri uygulaması yaygınlık kazanmaktadır. Kız çocuklarının töreni erkeklerden daha önce on iki yaşında gerçekleştirilir.

4.8.3. Evlilik ( Kiduşin)

İbranice’de “evlilik” kelimesi “kiduşin” olarak ifade edilmekte ve “kutsallık” anlamına gelmektedir. Yahudilikte evlilik hem aile kurumunun tesis edilip dindar nesiller yetiştirilmesi hem de cinsel ihtiyacın meşru yollardan karşılanması gerekçesiyle telkin edilmektedir.

Yahudilikte çok eşlilik serbesttir. Tora’da birden fazla eşe sahip peygamberlerden söz edilmektedir. Bununla birlikte Talmud metinlerinde tek eşliliğin tesis edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Esasen İslam toplumları içinde yaşayan Yahudiler arasında birden fazla eşle evliliğe rastlanırken çok eşliliğin yasak olduğu Hıristiyan toplumlarında yaşayan Yahudiler genelde tek eşli evlilik yapmışlardır.

Yahudi hukukuna göre erkek eşinin geçimini, yeme ve içmesini ayrıca cinsel ihtiyacını karşılamakla sorumludur: “Eğer ikinci bir kadınla evlenirse, ilk karısını nafakadan, giysiden, karılık haklarından yoksun bırakmamalıdır” (Çıkış 22:15). Evlilik sırasında koca eşine, kendisinin ölümü ya da boşanma durumunda ihtiyaçlarını karşılaması için ketuba verir. Ketuba İslam’daki karşılığıyla bir çeşit mihirdir. Nitekim Yahudilikte boşanma hoş görülen bir durum olmamakla birlikte gerekli hallerde serbest bırakılmıştır. Ketuba kadının boşanması durumunda zaruri ihtiyacını karşılayan maddi bir değeri ifade etmektedir.

4.8.4. Ölüm ve Cenaze

Yahudi inancında ölüm hayatın başka bir safhasına geçiş aracısıdır. Bu inanca göre Tanrı biri cisim diğeri ruh olan iki dünya yaratmıştır. Cisim dünya geçici ve gölge olurken asıl olan ruh dünyasıdır. Ahiret olan ruh dünyası ebedidir ve insanın gerçek yurdudur. Bu nedenle dünya hayatı ebedi mutluluğa ulaşma yolunda bir hazırlık aşaması olarak görülür ve ölüm korku vasıtası bir felaket olarak değerlendirilmez.

Bir Yahudi ölürken yanında bulunanlar “şema Yisrael” duasını okurlar. Ölümü gerçekleşen kişinin cesedi kirli sayıldığından defnedilmeden önce temizlenmesi ve kefenlenmesi gerekir. Cesedin mumyalanması ya da yakılması Yahudi geleneğinde muteber

118 görülmez. Tabuta konulan kefenlenmiş ceset en kısa süre içinde toprağa defnedilir. Bu sırada kadiş duaları okunur.

Yahudilikte cenaze töreni sırasında ve sonrasında yerine getirilmesi telkin edilen bir yas süreci söz konusudur. Özellikle ölen kişinin yakınlarının sesli bir şekilde yas tutmaları ve üzüntülerini göstermek için elbiselerinin yakalarını yırtmaları hoş karşılanır. Yas sürecinin üç aşaması vardır. Aninut denilen ilk aşama, kişinin ölümü ve toprağa verilmesi arasında geçen süredir. Bu kısa süre içinde yasta olan kişide cenaze hazırlıkları dışında herhangi bir emre uyması beklenmez. Ölen kişinin en yakınlarının tecrübe ettiği bu ilk üzüntü döneminde kimsenin kendilerini teselli etmesi beklenmez. İkinci aşama şiva denilen yedi günlük süredir.

Bu dönem yasın en yoğun tutulduğu, üzüntünün en derinden hissedildiği dönemdir. Şiva yasının tutanların tıraş olması, çalışması ve hatta Tora dahi okuması yasaktır. Ziyaretçiler yas evine yemekler getirir ve ölü yakınlarına tesellilerde bulunurlar. Üçüncü yas dönemi şeloşimdir.

Cenazenin defninden otuz gün sonra sona erer. Bu dönemde ölü yakınları için eğlenme ve saç ile sakal tıraşı yasak olsa da ziyaretçiler azalmıştır. Bu üçüncü dönemin de bitişiyle birlikte ebeveyni için yas tutan çocuklar hariç yas sona erer.

4.8.5. Yeme – İçme Kuralları (Kaşerut)

Yahudi geleneğinde dini açıdan tüketilmesi uygun olan gıdalarla ilgili kurallara kaşerut denir. Kaşerut kuralları çerçevesinde hazırlanan yemeğe ise yenilmeye uygun, yani helal anlamında koşer denir. Kaşerut kuralları sebze ve alkollü içecekleri serbest bırakırken et ve süt ürünleri konusundan yerine getirilmesi zaruri olan kesin düzenlemeler getirmektedir.

Yahudi kaşerut kurallarına göre toynaklı ve çift tırnaklı olup geviş getiren hayvanlar ancak yenilebilir. Çift tırnaklı olsa da geviş getirmediği için domuz, tek toynaklı olan at ve eşek ile parmaklı olan tavşan etini yenmesi kaşerut kuralı tarafından yasaklanmıştır. Suda yaşayan hayvanların da yenilebilmesi için kabuklu değil yüzgeçli ve pullu olması gerektiği ifade edilmektedir. Bu yüzden balık dışındaki diğer su ürünleri geleneksel olarak koşer kabul edilmez. Hangi hayvanların yenilip hangilerinin yenilmeyeceği konusunda Tora’da detaylı bilgiler mevcuttur.

Yemek kuralları çerçevesinde en fazla ihtimamın gösterildiği gıda ettir. Yahudilikte kan yemek yasak olduğundan (Levililer 7:26) koşer niteliğine sahip olan et, kanını almak için pişirilmeden önce tuzlanmalı ya da kanının gitmesinin sağlanması için açık bir ateşin üstünde yakılmalıdır. Bir hayvanı Yahudi yasalarına göre ancak dini kurallara uygun hayvan kesimi eğitimi almış olan bir kasap (şohet) kesebilir. Boğazlanmak suretiyle kesilecek olan hayvanın her türlü fiziksel eksiklikten, hasatlık ve sakatlıktan uzak olması gerekmektedir. Kesimden sonra ortaya çıkacak olan sağlıksız durumda hayvanın eti yenilmez kabul edilir.

Yemeklerin pişirilmesinde de Yahudi geleneği kesin kurallar ihdas etmiştir. Bunlardan ilki, et ve süt ürünlerinin birlikte yenilmemesidir. Ayrıca et ve süt ürünlerinin aynı kapta değil farklı kaplarda pişirilmesi gerekmektedir. Dahası, etli yemek yemiş olan birisinin süt ürünleri kullanmadan önce birkaç saat beklemesi gerekmektedir. Bu kuralın gerekçesi ise Tora’daki şu ifadedir: “Oğlağı anasının sütünde pişirmeyeceksin” (Çıkış 23:19).

119 Yeme-içme kuralarına uyma konusunda günümüz Yahudi toplumu arasında belirgin bir mutabakat yoktur. Ortodoks Yahudiler kaşerut kurallarına harfiyen uyarken bazıları sadece domuz eti yemekten imtina etmekle yetinir, diğer bazıları ise bu kurallara daha fazla duyarsız kalabilir. Ancak Yahudilikte ağır bir yeme-içme kuralı olduğu gerçeği varlığını sürdürmektedir.