• Sonuç bulunamadı

C. XIX ve XX Yüzyıllar

1. XIX Yüzyıl

XIX. yüzyılın başlarında Osmanlı idari teşkilatında yapılan düzenlemelerle, Karaman Eyaleti bünyesinde Konya, Akşehir, Beyşehir, İçel, Niğde ve Aksaray’ı kapsayan “Redif-i Mansure-i Konya Müşirliği” kurulmuştur. XIX. yüzyılın ikinci yarısında ise 1867’de çıkartılan vilayetler nizamnamesiyle, eyaletler kaldırılmış, yerini

352 Sak, KŞS, d. 41, s. 5.

livalardan oluşan vilayet üniteleri almış, Konya, İçel, Niğde, Isparta ve Teke’den oluşan beş sancak oluşturulmuştur354.

Osmanlı Devleti aynı zamanda bu yüzyılda yoğun mali bunalımlar neticesinde gelir elde edebilmek için birçok alanda mali reformlara giriştiği gibi, toprak alanında da bazı değişiklikler yapmıştır. Osmanlı arazi kanununa göre miri arazinin alım satımı yasakken, 1860-61 yıllarında devlet borçlarına karşılık, daha sonra da 1869 yılında adi borçlar için bazı değişiklikler yaparak, alım satım kabulü yoluna gidilmiştir. Tabii ki bu yolla miri araziler hızlı bir şekilde kişilerin mülkü haline gelmiştir355.

Osmanlı Devleti, Şubat 1861 tarihinde, devletin içerisinde bulunduğu mali bunalımlardan dolayı Hocacihan’ın da içerisinde bulunduğu arazi-yi miriyyeleri senet karşılığında kamulaştırmaya gitmiştir. Dönemin Osmanlı Sultanına (Sultan Abdülaziz), Konya’nın Mütehayyiz, Müderris ve Mevlâna Dergâhı Sertarik ve Sertabbah’ının da içerisinde bulunduğu 59 kişinin mühür ve imzasıyla bir arzu hal gönderilmiştir. Padişah emriyle miri arazilerin, yeni kanuna göre senet karşılığında verilmesi hakkındaki hükme binaen Hocacihan’daki arazilerin durumu şöyle izah edilmiştir:

“Müstehakkı tapu olan arazi-yi emiriyenin tahririne nizam-ı cedide vecihle sened

itası hakkında emirname-i Hazret-i Sadaret penâhi şerefvürüd etmiş olduğundan nefs-i Konya’da bulunan arazi-yi emiriye ve mevkufenin tahriri sırada Devlet-i Selçukiyye’den ahaliye temliken verilmiş ve bidaye-i saltanat-ı seniyyeden berü mülkiyet üzere tasarruf olunarak mutasarrıflarından hal vukuunda eşya ve emlak-i saire misillü li’z-zekeri mislü hazzıl-ünseyeyni verese meyanında taksim oluna gelmiş ve hibe ve şüf’a davalarının rü’yet ve faslına dair hükkami’ş-şer’i taraflarından hucec-i atika ita olunmuş olan Konya’da vaki kal’a-i hümayundan Vadi-i Meram Mahallesi’nin zeylinde kâin Kadı Yokuşu nam mevzi’a varıncaya kadar Meram bahçeleriyle Hocacihan ve Yaka bağ ve bahçe ve tarlalarının arazi-yi emiriye misillü tahririne me’müru tarafından ilhah ve ikdam olunmakda bulunmuş cümle ahalinin ve cümlemizin mallarımız ve canlarımız Saltanat-ı Seniyyenin olub fakat altı yüz seneyi mütecaviz mülkiye üzere olunan…356”

Buna göre, Konya Kalesi’nden başlayarak, Vadi-i Meram Mahallesi’ne varıncaya kadar, Meram bahçeleri, Hocacihan ve Yaka bağ, bahçe ve tarlalarının memur

354 Hüseyin Muşmal, “1750-1900 Yılları Arasında Konya”, Konya Ansiklopedisi, C. 5, Konya 2013, s. 271.

355 Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, s. 170. 356 BOA, MVL, nr. 608/30-02.

tarafından zorla ayrıca ısrarla miri arazi olarak tahsis edilmek istenmiştir. Bu duruma karşılık içerisinde Hocacihanlıların bulunduğu heyet, bu arazilerin ahaliye ta Selçuklu Devleti’nden mülk olarak verildiği, bunun yanında Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren bu yana da mülk olarak tasarruf edildiği, hatta bütün mahkeme kayıtlarında bunun görüldüğü ifade edilmiştir.

Konu ile ilgili arzuhalin ulaştığına dair tezkere kayıtlarından anlaşılıyor ki, saltanat vekilinden gelen bir başka evrakta, konunun Sultana iletildiği ve kararın kendisine ait olduğu şu şekilde belirtilmiştir:

“emlak-i saire gibi taksim oluna geldiğine binaen sâbıkı misillü mutasarrıflarına

haliyle terk olunması istirhamını hâvi Konya ulema ve handani taraflarından bu kere makam-ı aciziye tevarüd iden bir kıt’a mahzar-i umumi manzur-i ali-i vekaletpenahileri buyrulmak üzere leffen takdim-i pişkahi asifaneleri kılınmış ve icra-yı iktizası müsaade- i aliyye-i rahimanelerine mevkuf bulunmuş olmağla olbabda emir ve irade Hazret-i Men-lehü’l-emrin’dir fi 25 Receb sene 1277 (6 Şubat 1861) Sa’deddiyn357”.

Sonrasında Saltanat makamı konu ile ilgili kararını açıklamış, 10 Şaban 1277 (21 Şubat 1861) tarihinde gelen yazıda şunlar söylenmiştir:

“müşarün-ileyhaya takdim kılınan bir kıt’a şifresinin ahaliyi merkümenin

yedlerinde bir güne mülkname olmadığı halde arazi-yi miriye üzerine ebniye ve eşcar ve kürüm inşa ve ğars iderek mülk hükmüne koymuş olduklarından başka bazı arazi-i mezrüalarını dahi mülk iddiasıyla istedikleri gibi zabt ve tasarruf ve bey‘ ve furuht itmekde oldukları ve bunların usul ve nizamına tevfiki lazımeden ise de heyet-i meclisin buna ruyi muvafakatı olmadığından başka sebebi müstekil olduk diyerek ulemadan Sarı Hafız Efendi huzur-u meclisde henki namusunu mûcib makalata teaddi etmiş olduğu beyan ve inba olunmuş olduğundan memür müma-ileyhin bu babda ikdam ve ğayreti şunun bunun yed-i kitmanında (?) kalmış olan arazinin zahire ihracı ve emval-i hazineyi ğasb etmek âdeti bulunan bir takım kimesnenin menafi-i zatiyesine dokunmasından dolayı kesri namus edilmesi tard olarak memür müma-ileyhi vikaye ile beraber ahali-i merkümenin yedlerinde iddialarını musaddak bir güne mülkname-i hümayunu bulunmadığı halde kuyudu ile tatbik olunmak üzere bu tarafa gönderilmesi icab-ı maslahatdan bulunmuş olduğundan mahalline ol vecihle cevabname-i resmi tastiri

İrade-i Âliyyeye menüt idüğü dahi riyasete müşarün-ileyhaya cevaben iş’ar olunmak hususunda ol babda emrü ferman Hazret-i men-lehü’l-emrindir fi 10 Şaban sene 277

(21 Şubat 1861)358

Bu belgede de buradaki arazilerin, ahalinin bahsettiği gibi mülk arazi olmadığı, memurun bu hususta ısrarı ile bazı kimselerin eli altında kalmış olan arazilerin açığa çıkması, hazine mallarını gasp etmek isteyen kimselerin menfaatine dokunduğu, bu kimselerin memuru karaladığı belirtilmektedir. Bunun yanında ahalinin elinde sözü edilen arazilerin kendilerine ait olduğuna dair bir belgenin de bulunmadığı Saltanat makamınca cevaben gönderilmiştir. Şubat 1861 yılındaki bu yazışmalar Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu mali sıkıntıları göstermesi bakımından önemlidir. Devlet, bu arazileri senet karşılığında satışa çıkartmış ve ahali de buna itiraz etmişse de bir sonucun elde edilemediği anlaşılmaktadır.

XIX. yüzyılda Hocacihan hem mahalle359 hem de karye360 olarak geçmektedir. Ayrıca bu yüzyıldaki bir şer’iye sicilinde Hocacihan hem karye hem de Su dirhemi toprağı içerisinde gösterilmiştir361. Hocacihan’ın Su dirhemi toprağı içerisinde

gösterilmesi, sehven sicildeki yer tarifinden olsa gerek. Çünkü bu dönemde hiçbir kayıtta Hocacihan’ın herhangi bir yer dâhilinde olduğuyla alakalı bir kayıt yoktur.

Bu yüzyılda da daha önceden gelen vakıfların bir bölümüne rastlamaktayız. Örneğin, Fatih döneminde yukarıda zikredilen La’l Paşa Vakfı, XIX. yüzyılda “Hocacihan’daki La’l Paşa Vakfı” başlığı altında geçmektedir. Bu kullanım, daha önceki yüzyıllardan gelen vakfın, Hocacihan’daki vakıf yerleri ile ilgili olmalıdır. 500 yıl arayla bir vakfın devam ettiğini de burada görmekteyiz. 3 Ramazan 1254 (20 Kasım 1838) tarihinde La’l Paşa Vakfı’na şuralar bağışlanmıştır: Çıracıoğlu Ali’ye ait olan, 6 dönüm yer, Terzi Hacı Hüseyin’in 6 dönüm yeri ve Terzioğlu İbrahim ve Hüseyin’in etrafı dağlarla çevrili 20 dönüm yer ve bir adet ağılı362.

358 BOA, MVL, nr. 608/30-03, 31 Mart 1321 (13 Nisan 1905)/8 Safer 1323 (14 Nisan 1905). 359 VGMA, nr. 3144/11, s. 17, 2 Teşrinisani 1310 (14 Kasım 1894).

360 VGMA, nr. 3214/47, s. 157, 22 Eylül 1308 (4 Ekim 1892).

361 Nuri Ünlü, 70 Numaralı Konya Şer‘iye Sicili (1814-1816 M./1230-1232 H.), (Fırat Üniversitesi SBE, Tarih ABD., Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Elazığ 2005, s. 357.

Harita 7: XIX. Yüzyılda Hocacihan ve Havalisini Gösteren Harita

a. XIX. Yüzyılda Hocacihan Nüfusu

XIX. yüzyılda ilk kez Osmanlı Devleti nüfus sayımı yaptırmıştır. Bu yüzyılda içerisinde Hocacihan’ın da olduğu aşağıdaki grafikte (Grafik 1) ismi olan yerler, Konya’nın merkezine bağlı olarak geçmektedir. Konya şehir merkezinin nüfusu ile aşağıdaki grafikte gösterilen merkeze bağlı nüfusun toplamı 20678’dir. Toplam nüfusun 18547’si şehir merkezinde, 2131’i ise Konya merkez nüfusu dâhilinde aşağıdaki grafikte ismi geçen 16 yerleşim yerinde yaşamaktadır. Hocacihan, merkeze bağlı nüfusun 315 kişiyle % 15’lik bir kısmını oluşturmuştur. XIX. yüzyılda Konya merkeze bağlı yerler içerisinde Hocacihan, Vadiyi Meram’dan sonraki en büyük nüfusa sahip yerleşim yeridir363. Bu nüfusun içerisinde ayrıca, kadınlar ve kız çocukları da yoktur. Hocacihan nüfusunun bu derece artmasının nedeni, Konya’nın büyümesiyle birlikte şehrin bir anlamda banliyösü olan merkeze yakın yerlerde, kişilerin daha önce bağlık-bahçelik olarak kullandıkları arazilerine taşınmaları sonucu buralardaki yapılaşmaların artması sebebiyle olmalıdır.

363 Konya nüfus bilgileri ile 1 ve 2 numaralı grafiklerin verileri 1288 (1871) Konya Vilayet Sâlnamesi’ndeki (Eminoğlu, Hicri 1288 Konya Vilayet Sâl-nâmesi, C. 4, s. 125.) bilgilerden elde edilmiştir.

Grafik 1: XIX. Yüzyılda Konya Merkeze Bağlı Yerleşimlerin

Toplamı 2131 Olan Nüfusunun Yüzdelik Dağılımı

Grafik 2: XIX. Yüzyılda Konya Merkeze Bağlı Yerleşimlerdeki

Toplam 844 Hanenin Yüzdelik Dağılımı

XIX. yüzyılda nüfusa paralel olarak hane sayılarında da artış olmuştur. Konya şehir merkezi ile yukarıdaki grafikte (Grafik 2) gösterilen merkeze bağlı yerlerdeki toplam hane sayısı 8284’dür. Konya şehir merkezindeki 7440 hanenin dışında, merkeze bağlı 16 yerleşim yerlerdeki hanelerin sayısı ise 844’tür. 844 hanenin, 140 tanesi

17% HANE SAYISI

VADİ-İ MERAM (323 hane) %38 HOCACİHAN (140 hane) %17 TAŞRAKARAARSLAN (70 hane) %8 KARAHÜYÜK (61 hane) %7 ÇALIKLI (51 hane) %6 SARAYKÖYÜ (35 hane) %4 ÇAYIBAĞI (29 hane) %3 DURUNDAY (27 hane) %3 KÖYCEĞİZ (25 hane) %3 GÖDENE (21 hane) %2 KARAHÜYÜĞÜ (18 hane) %2 ÇOBANLAR (17 hane) %2 BUYİ (13 hane) %2 DUTYERİ (6 hane) %1 RESİL (5 hane) %1 PEMBECİ (3 hane) %0 15% NÜFUS

VADİ-İ MERAM (781 kişi) %37 HOCACİHAN (315 kişi) %15 TAŞRAKARAARSLAN (294 kişi) %14 KARAHÜYÜK (159 kişi) %7 SARAYKÖYÜ (107 kişi) %5 ÇALIKLI (97 kişi) %5 ÇAYIBAĞI (78 kişi) %4 DURUNDAY (67 kişi) %3 KARAHÜYÜĞÜ(48 kişi) %2 KÖYCEĞİZ (46 kişi) %2 GÖDENE(44 kişi) %2 ÇOBANLAR (40 kişi) %2 BUYİ (19 kişi) %1 DUTYERİ (17 kişi) %1 RESİL (10 kişi) %0 PEMBECİ (9 kişi) %0

Hocacihan’dadır. Hocacihan, Vadiyi Meram’ın ardından %17 ile merkeze bağlı yerleşimler içerisinde en fazla hane sayısının olduğu yerdir. Bunun yanı sıra, nüfus hareketlerinin doğurdu yapılaşma ile birlikte bu yüzyıldaki bağ ve bahçeler azalmış olmalıdır.