• Sonuç bulunamadı

Günümüzde eski dönemlerden gelebilmiş sarnıçlar Konya’daki sarnıçlara nazaran Hocacihan’da yoğunlukla hayatiyetini sürdürmektedir. Bunlar, yakın zaman kadar kendi işlevlerini sürdürmekteyken, günümüzde hemen hepsi yalnızca tarihi hüviyetleriyle durmaktadır. Bu bölümde tarihi kayıtlarda geçen lakin günümüzde

411 Eyice, “Konya ile Sille Arasında Ak Manastır”, s. 154. 412 Eflâkî, Ariflerin Menkıbeleri, s. 263.

413 Eyice, “Konya ile Sille Arasında Ak Manastır”, s. 138, 139. 414 Eyice, “Konya ile Sille Arasında Ak Manastır”, s. 155.

olmayan sarnıçlardan başlayarak, halen devam eden sarnıçlar sırasıyla zikredilecektir. Değişik belgelerde Hocacihan içerisinde mülk satışı gibi işlemlere konu edilmiş, kişilere ait sarnıçlar da vardır. Buna bir örnek olarak, 30 Rebiyülevvel 1081 (17 Ağustos 1670) tarihinde Mustafa b. Hüseyin’e ait bir sarnıcı verebiliriz415.

1. Divler (Devler) Sarnıcı

Hocacihan’ın güneybatısında yer alan, günümüzde “Divler” olarak anılan sarnıç, yukarıda da belirttiğimiz gibi Kadı İzzeddin Vakfiyesi’nde geçen Devletler Dibi Kuyusu ile aynı yapı olmalıdır. Daha sonraki zamanlarda farklı isimle anılan sarnıcın İ. Hakkı Konyalı, Tebrizli Hacı Bahtiyar tarafından yapıldığını söylemektedir ki, hem bahsettiğimiz Kadı İzzeddin hem Altunaba vakfiyelerinde hem de aşağıda bahsedeceğimiz Osmanlı Dönemi kaynaklarında devamlı surette yan tarafındaki han (Hacı Muhtar Hanı) ile birlikte geçmektedir. Selçuklu yapısı olan sarnıç, İ. Konyalı’nın da dediği gibi büyüklüğünden dolayı bu ismi almış olmalıdır416.

Sarnıçla ilgili Osmanlı Dönemi’ne ait bir belgede bu kez “Yollar Sarnıcı” olarak isimlendirilen yapıya “Hacı Satıoğlu el-hac İbrahim”in daha önce bir vakıf kurduğu görülmektedir. Buraya vakfedilen bağ evkafına 11-20 Cemaziyülevvel 1125 (5-14 Haziran 1713)’te günlüğü iki akçe ile daha önce nazır tayin edilen fakat vefat eden Ali yerine, es-Seyyid Mustafa Çelebi görevlendirilmiştir417. Daha sonra buraya, Şevval 1139 (Mayıs-Haziran 1727)’da Sun‘ullah; Recep 1144 (Aralık-Ocak 1732)’de İbrahim b. Mustafa; Muharrem 1161 (Ocak 1748)’de Seyyid Mustafa görevlendirilmiştir418.

Divler Sarnıcı’nın içerisi Sille taşı ile örülmüş, en tepe noktasına da bir bilezik taşı yerleştirilmiştir. Divler Sarnıcı, Yaka’dan gelip Konya-Beyşehir yolunun doğusundan geçen Hocacihan Irmağı’ndan besleniyordu. Yörede yazın çekilen su ihtiyacını karşılamak ayrıca bulanık çay suyunun berrak hale gelmesi için sarnıç bahar aylarında dolduruluyordu419.

415 Fatih Küçük, İzzet Sak, KŞS, d. 14 (Transkripsiyon ve Dizin), Konya 2014, s. 165. 416 Konyalı, Konya Tarihi, s. 1095.

417 Temel, Konya Hurufât Defterleri, s. 1589.; Sak, KŞS, d. 46, s. 433. 418 Temel, Konya Hurufât Defterleri, s. 1590.

419 Yusuf Küçükdağ, “Devler Sarnıcı”, Konya Ansiklopedisi, C. 3, Konya 2012, s. 86.; Divler Sarnıcı’nın yakın zamanda çekilmiş fotoğrafı için Ek 10’a bakınız.

2. Gürcü Hatun, Kır ve Yeni Sarnıçlar

Hocacihan’ın batısında yer alan bu üç sarnıcın ikisine ilk olarak XVIII. yüzyıl sonlarında rastlanılmaktadır. Safer 1136 (Kasım 1723)’da bu üç sarnıca ait vakfın mütevellisi olmadığından buraya Seyyid Ali ismindeki kişi görevi yürütmek için atanmıştır. Daha sonra 1136 yılı Receb ayı sonunda (Nisan 1724) daha önceden Hacı Mehmed isimli kişinin vefatı sebebiyle Ali b. İbrahim mütevelli olmuştur. Lakin bu kişinin ihaneti sebebiyle günlük 1 akçe ile Ahmed b. Mustafa’ya bu görev tevdi edilmiştir420.

Konya Şer’iye Sicili’nde Kır Sarnıç’a daha önce bir mütevelli tayinine rastlamaktayız. Yenice Bağları tarafında olduğunu anladığımız Kır Sarnıç’a 22 Şaban 1125 (13 Eylül 1713) tarihinde el-Hâc Mehmed b. Mehmed mütevelli olarak atanmıştır421. Fatih, Bayezid ve Kanunî dönemi tahrirlerinde, Mevlâna Celaleddin ve

Sadreddin Konevî vakıfları içerisinde bir de Gürcü Hatun Bağı vardır422. Bu bağın, her

iki vakıfta da içlerinde Hocacihan ve havalisinin geçtiği yerlerin yoğunluğundan dolayı ismi geçen sarnıçla bağlantısı olmalıdır. Daha sonraki zamanlarda bu üç sarnıç ile alakalı hiçbir bilgiye rastlanamamıştır.

3. Arap Sarnıcı

Selçuklulardan günümüze gelebilen sarnıçlardan olan Arap Sarnıcı Hocacihan’da Yukarı Mahalle’dedir. Kuzey-güney yönünde kurulmuş, Selçuklular Dönemi’ne tarihlenen akarsu ile dolan gömme ve üst yapısı olan bir sarnıçtır. Sarnıcın kuzey taraftan eyvan biçimli bir korunağı vardır. Kuyu ağzındaki bilezik parçalanmıştır. Kuzey duvarının ortasında günümüzde yere düşmüş olan “Maşallah 1306” yazılı kitabesinden anlaşılıyor ki, sarnıç 1306 (1889) yılında etraflı bir şekilde tamir edilmiştir. Sarnıçtan eyvan üzerine yerleştirilmiş bir ağaç üzerindeki makara maharetiyle su çekiliyordu. Arap Sarnıcı’nın su deposu ise güney tarafta bir dolum ağzı vardır. Sarnıcın

420 Temel, Konya Hurufât Defterleri, s. 1591.; Aynı sarnıçların 16 Cemaziyülevvel 1136 (11 Şubat 1724) tarihinde görülen mahkeme kayıtları için de bkz., Sak, Solak, KŞS, d. 49, s. 383.; Özcan Oğur (Hurufat

Defterlerine Göre İdari ve Sosyal Durum, s. 501, 502.), Kır Sarnıç’ı, Kara Sarnıç olarak okumuştur. 421 Sak, KŞS, d. 46, s. 336.

422 Uzluk, Fatih Devri Vakıfları, s. 10.; Erdoğru, “Murat Çelebi Defteri I”, s. 138.; Kahraman, XVI. Yüzyıl Vakıfları, s. 20.

içerisine savak kapısından bir merdivenle inilmektedir. Sarnıcın herhangi bir vakfiyesine rastlanamamıştır423.

4. Kanlı Sarnıç

Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen sarnıca verilen “Kanlı” ismi sonradan olup, rivayete göre içerisine bir asker düşüp öldüğü için yöre halkı tarafından bu isimle anılmıştır. Hocacihan, Saray Caddesi üzerinde olan sarnıcın kuyu ağzına batı tarafındaki beş basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Sarnıcın dolum-avgaz deliği kuzey cephesinin ortasında, saçağın 50 cm aşağısındadır. Duvar kalınlığı 80 cm olan sarnıcın üzeri taştan yapılmış beşik tonozla örtülüdür. Sarnıcın üzerindeki bilezik taşı yakın zamanda çalınmıştır. Derinliği 8,6 m olan sarnıcın temizliği, ağızdan sarkıtılan bir merdiven yardımıyla yapılmaktaydı424. Sarnıca ait herhangi bir vakıf kaydına

rastlanamamıştır.

5. Hanaybaşı Sarnıcı

Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen bu sarnıç da Hocacihan Hanaybaşı Caddesi başında, dikdörtgen planlı, 5,90 x 15,10 m ölçülerindedir. Güney tarafındaki ağaçları, çıngırağı ve kovası sağlam vaziyettedir. Sarnıç, muntazam taş ve kireç harcıyla yapılmış, sonrasında içerisi sıvanmıştır. 80 cm duvar kalınlığı bulunan sarnıcın, üzerinde 1 m kalınlığında taştan örtülü beşik tonoz vardır. Ortada kuyu bileziği ve bitişiğinde iki adet taş yalağı bulunmaktadır, bunlardan bir tanesi devşirme Bizans mimari parçalarındandır425. Sarnıca ait bir vakıf kaydına rastlanamamıştır.

6. Takkeli Sarnıç

XVIII-XIX. yüzyıla tarihlenen sarnıç, üst yapısı toprak damlı, kuyu ağzı ise çamurla kapalıydı. Moloz taş duvarlı, kara örtü bir damı vardı. Güneyinde bir savak

423 Karpuz, Envanter Konya, C. 1, s. 657, 658.; Arap Sarnıcı’nın yakın zamanda çekilmiş fotoğrafı için Ek 11’e bakınız.

424 Karpuz, Envanter Konya, C. 1, s. 661, 662.; Kanlı Sarnıç’ın yakın zamanda çekilmiş fotoğrafı için Ek 12’ye bakınız.

425 Haşim Karpuz, “Hanaybaşı Sarnıcı”, Konya Ansiklopedisi, C. 4, Konya 2012, s. 178, 179.; Hanaybaşı Sarnıcı’nın yakın zamanda çekilmiş fotoğrafı için Ek 13’e bakınız.

deliği bulunan sarnıcın, yine güneyinde tonozun sırtından açılan bir delikle içerisine inen bir merdiven vardı426. Bu sarnıcın da herhangi bir vakıf kaydına rastlanamamıştır.