• Sonuç bulunamadı

4. X YÜZYIL

4.4. X Yüzyıl Sanat Merkezleri ve Üslupları

X. yüzyıl Türk tezyinatının gelişmeye başladığı bir dönemdir. Türkler Müslümanlığı kabul ederek daha geniş coğrafyalara yayılmaya başlamıştır. Dinin sanat üzerindeki etkisini düşünürsek bu durumun Türk tezyinatını ne kadar etkilediğini anlayabiliriz.

X. yüzyılda Uygurlar Koço şehri merkez olmak üzere Turfan bölgesinde yaşamaktaydılar. Çinli seyyah Wang Yen-te bu bölgeye yaptığı seyahatte, Uygurların pamuklu ve çiçek desenli elbise işlediklerini belirtmiştir. Yine bu devirde Uygurların halı dokuduğu bilinmektedir. Koço şehrinde bulunan Alfa Tapınağı’ndaki Uygur el yazması eser bilinen ele geçmiş en büyük parçadır. Önemli bir olayı tasvir eden bu betimleme tahminen Uygur kağanı Begüm Kağan’ın Maniheizmi seçmesini anlatan bir sahnedir. Çizilen figürlerin altındaki halılar ve kumaşlar geometrik ve bitkisel motifler ile çizilmiştir (bkz. R. 10). Wang Yen-te seyahatnamesinden Uygurların altın ve gümüşü işlediklerini ve süse önem verdiklerini öğrenmekteyiz. X. yüzyılda Koço’da bulunan resimli dokuma örneğinde Bodhisattva betimlenmiştir. Figürün, kıyafetleri süslü ve kıvrımlı şekilde, göğsü açık, değişik süslemeli takılarla çizilmiştir (bkz. R. 13).

Uygurlar ile aynı soydan gelen Karahanlılar Müslümanlığı kabul ederek, Türk tezyinatının değişmesine sebep olmuşlardır. Uygurlar aynı dinden oldukları Çin’in din ağırlıklı sanat eserlerinin etkisi altında yaşarlarken, Karahanlılar ise kendileri ile aynı dinden olan Abbasilerin din ağırlıklı sanat eserlerinin etkisi altına girmiştir. Bu dönemde Türkistan’ın batısı İslâmiyet, doğusu ise Budizm etkisindedir.46

Karahanlılar, Türk geleneğini ve sanatını İslâm dininin ilhamı altında birleştirerek Müslüman-

Türk sanat üslubunu kurmuşlardır. Karahanlılar

ilk eserlerini mimari alanda vermiştir. Eserlerinde sadeliği esas almışlar, sadeliğe zarar vermemek için dekor daima geri planda kalmıştır. İslâmi anlayış nispetinde figüratif tezyinat terkedilmiştir. Karahanlı sanatının önemli bir yeniliği, muhtemel olarak Uygur’dan geldiği anlaşılan teknikler ile hazırlanmış koyu mavi ve yeşil renklerin hâkim olduğu cilalı ve sırlı tuğla ve cam tezyinatıdır.

46 Varis Abdurrahman, Karahanlılar Devleti ile Koçu (İdikut) Uygur Devletinin Münasebetleri, s. 230-246,

Ankara, 2001

33 R. 14: Kûfi hat bordürlü tabak, Semerkant, X. yy.

Çin’den aldıkları tekniği geliştirerek ahşap ve madenden aynalar ve hokkalar yapmışlardır.47

Karahanlı Devleti’nin önemli sanat merkezlerini; Semerkant, Buhara, Taşkent, Özkent, Talas ve Kaşgar olarak sıralayabiliriz. İslâmiyet ile birlikte sanat ve tezyinat algısı da değişen Karahanlılar, Türk edebiyatı alanında da önemli eserler vermiştir. Uygurların aksine figüratif betimlemelerden uzaklaşan Karahanlılar yükselen sanatları Kur’an ve hadis tercümeleri ile Arapça harfler ile yazı olmuştur. Türk hat sanatının başlangıcı Karahanlı devrinde özellikle celi kûfi hat ile temayül etmiştir (bkz. R. 14). Karahanlı Devleti’nin etkileşime girdiği Abbasiler’de de kûfi hatla yazılmış Kur’an-ı Kerimleri görmek mümkündür (bkz. R. 15).48

R. 15: Kûfi hatlı Kur’an-ı Kerim, Suriye, IX. yy.

47 Emel Esin, “Karahanlı Sanatı”, c. 21, s. 279-284, Türk Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1973 48 Emel Esin, a.g.m., s. 282, 1973

34

Yazma eserler genellikle tercüme faaliyetleriyle şekillenirken minyatürlü yazmaları daha çok XI. yüzyılın sonlarına doğru görmekteyiz. Buna bağlı olarak Karahanlıların ilk dönem tezyinat anlayışının mimari yapılar üzerinden incelenmesi mümkündür. Karahanlıları da etkileyen Abbasi sanatında; Orta Asya, Türk ve Çin motiflerini kapsayan Doğu etkileri İslâm sanatına sızmaya başlar. Bunun sebebi Abbasi başkentinin Şam’dan Bağdat’a taşınmasıdır. Böylece Abbasilere İran’dan yeni fikirlerin akın etmesine, zaman içinde iktidarı ele geçirecek olan Türk askerlerinin gelişine ve doğudaki ülkelerle hem kara hem deniz yoluyla uzun mesafe ticaretinin artmasına neden olmuştur. Mimarlıkta, şehir planlarında, saraylarda ve türbelerde Sasani biçimleri ön plandadır. Tuğla, kerpicin yerini taş almaya başlarken bitkisel süsleme giderek soyutlaşmaya başlamıştır.49 Abbasilerin

İsfahan’ın doğusunda inşa ettikleri Nâyin Camii (960) tezyinatı her şeyden önce kompozisyonun zenginliği ile dikkati çeker. İslâm tezyinatının yazı, hendese ve bitkiden ibaret olan üç esas teması bu camide bir araya toplanmıştır (bkz. R. 16). Karahanlılar, Abbasilerin bu zengin üslubundan etkilenmişlerdir. Arap Ata Türbesi ile Nayin Camii’nin geometrik tezyinatı benzerlik göstermektedir.50

Abbasi el yazması bir Kur’an-ı Kerim’de de aynı geometrik kompozisyonlaro görmek mümkündür (bkz. R. 17).

X. yüzyılda Türk-Müslüman sanat üslubu, Gazneli Devleti ile devam etmektedir. Gazneli Devleti’nin hüküm sürdüğü Gazne, Nişabur, Herat, Belh ve Horasan gibi şehirlerin tarih sahnesinde birçok devlet tarafından ele geçirilmesi sonucu Gaznelilere ait eserler tam manasıyla günümüze ulaşamamıştır. Ancak Gazneli dönemi Karahanlı sanatı ile Selçuklu sanatı arasındaki bağlantıyı sağlaması nedeniyle Türk sanatı ve mimarlığı açısından oldukça önemli bir dönemdir.51

49 Robert Hillenbrand (çev. Çiğdem Kafescioğlu), İslam Sanatı ve Mimarlığı, s. 62, Homer Kitabevi, 2005 50 Suut Kemal Yetkin, İslam Sanatı Tarihi, s. 70, Güven Basımevi, Ankara, 1954

51 Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, s. 56, Remiz Kitabevi, 1999

R. 16: Abbasiler Dönemi, Nâyin Camii, İsfehan, X. yy.

35 R. 17: Abbasi Dönemi, Kur’an-ı Kerim (TSMK. YY. n. 753) Levha Tezhibi (260b) IX.-X. yy. 260b)

Gazneliler hâkimiyet ve tayin hakkını tanıyarak daima büyük saygı gösterdikleri Abbasi halifelerinin başşehri Bağdat’ı örnek almışlardır. Kısa bir süre Arapçayı kullanmaları, Arap edebiyatının önde gelen yazarlarının Gazne şehrine gelmelerine vesile olmuştur. Abbasi kültürünün yanında Sasani Devleti toprakları üzerinde kurulmuş olmaları, Sasani kültüründen de etkilenmelerini sağlamıştır. İslâmiyet ile birlikte figüratif betimlemeler azalmış olsa da bu yüzyılda Gazneliler, Müslüman İran sanatına (Sasani kültürü) ilgi göstermeye devam etmişlerdir. X.-XII. yüzyıl arasına ait olan bir vazo üzerinde suret bulunan raks sahnesi buna örnek olarak gösterilebilir (bkz. Ç. 5). Heykel ve keramikler arasında bu cinsten benzerliklerin İran’dan gelen aynı döneme ait stük resimlerle benzerlik göstermesi Riefstahl tarafından müşahade edilmiştir.52

Ç. 5: Sırlı Turkuaz Vazo detay, X.-XII. yy., Gazne

52 Alessio Bombacı, “Gaznede’ki Kazılara Giriş”, s. 551, Türk Sanatı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, İstanbul

36

Sasaniler geometrik motifli, kesme cam sanatında ve mozaik yapımında oldukça ileri bir tekniğe sahiptiler. Bizans ve Çin sanatının etkisinde kalarak ürünler ortaya koymuşlardır. İslâm dönemine ait cam örneklerine bakıldığında Sasani üslubunu yansıttığı görülmektedir. Abbasiler de Sasanilerden sathi kazıma tekniği ile yapılan çeşitli süsleme tekniklerini öğrenmişlerdir. Abbasilerin ilk dönemlerinde Sasaniler dönemindeki parlak mavi ve yeşil boyalarla boyanmış büyük boy küplerin taklitleri yapılmıştır. Sasani resimlerine konu olan çift başlı aslan, kartal veya hayvan başlı insanların Abbasiler döneminde üretilen tabak modellerinde konu olmuştur. Tüm bunlarla beraber Sasani kültürünün üzerine inşa edilen Gazneli Devleti’nde İran kültürünü ve üsluplarını görmek mümkündür. Sasanilerden etkilenmiş olan Abbasilerin, Gazneli Devleti’ne sınır olması İran kültürünün üslup bakımından Türk devletleri içinde devam ettiğine göstermektedir.53

Gazneli dönemine ait mimari eserleri ve kitap sanatlarına dair eserleri daha çok XI. yüzyılda Sultan Mahmud döneminde görmekteyiz. X. yüzyıl Gazneli Devleti’nin siyasi olarak temellerinin atıldığı, Sasani kültürünün üzerine inşa edildiği ve sınırında güçlü bir devlet olarak bulunan Abbasi Devleti’nden etkilendiği bir dönemdir.

53 Ahmet Altungçk, “Sasani Kültür ve Medeniyetinin İslam Kültür ve Medeniyetine Etkileri”, c. 2, S. 29, s.

37

5. XI. YÜZYIL