• Sonuç bulunamadı

IV. KAMU YÖNETİMİ DİSİPLİNİNİN KİMLİK ARAYIŞI

Waldo siyaset bilimi eğitimi alsa da, The Administrative State’den sonra kariyerinin tümünü kamu yönetimi alanına adamıştır. Bu anlamda Waldo, Luther Gulick’den sonra Amerikan kamu yönetimi disiplini dünyasının en uzun süre hizmet veren üyesidir. Disiplinin tarihçisi olarak kamu yönetimi disiplininin gelişimini günü gününe izleyen ve aktaran Waldo’nun disipline yaptığı çok önemli diğer bir önemli katkı da onun kariyeri boyunca disiplinin durumunu (state of the field) ele alan çalışmalarıyla ilgilidir. Waldo en başından itibaren kamu yönetimi disiplininin konumu, kapsamı, yöntemi ve geleceği ile ilgilenir, görüşlerini aktarır ve önerilerde bulunur. Başlangıçta kamu yönetimi disiplinini siyaset biliminin bir dalı, alt bölümü olarak konumlandıran Waldo’nun bu görüşünün zaman içinde değişimini izlemek onun kamu yönetimi disiplinine nasıl baktığının anlaşılabilmesini sağlamak açısından da önemlidir.

Waldo kamu yönetiminin tanımlanması için gerekli ilk adımı ussal eylemi tanımlayarak atar; ussal eylem, istenen amaçlara mümkün olan en az kayıpla ulaşabilmek için bilinçli olarak belirlenen eylemdir. Kamu yönetimi uygulaması, ulaşılmak istenen kamusal sonuçların maksimize edilebilmesi amacıyla kullanılacak araçların sürekli olarak yeniden belirlenmesi ve değerlendirilmesi eylemini gerektirir.

Aynı şey kamu yönetimi disiplini için de geçerlidir. Zaman ve hareket etütlerinden başlayarak karar verme kuramlarına kadar birçok bilimsel çalışma disiplinin ussal eylemle olan ilişkisini açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla kamu yönetimi sürecinin bütünü hem kuramsal hem de uygulama ayaklarını kapsayacak şekilde ussal eylemi içermektedir.

Waldo yönetim (administration)171 ve kamu (public) sözcüklerine de açıklık getirir. Yönetim yüksek düzeyde ussallık ve işbirliği (cooperation) içeren bir insani eylem biçimi ve çabasıdır. Ama bu özellikleri taşıyan başka insani eylem biçimleri de vardır. O halde yönetimi bu anlamda farklı kılan onun hangi nitelikleridir? Waldo kamu yönetimi yazarlarının bu nitelikleri örgüt ve işletim (management) başlıkları altında, sosyologların ise bürokrasi ana başlığı altında tanımladıklarını söyler.

Waldo’ya göre örgüt anatomi, işletim fizyolojidir. Ya da bir başka şekilde söylemek gerekirse örgüt yapı, işletim işlevdir. Bir yönetsel süreçte örgüt ve işletim tıpkı canlı

______________________________

171 Waldo, yönetim (administration) sözcüğünün Latince administrare kökünden geldiğini ve hizmet etme (serve) ve yürütme, uygulama (implement, execute) anlamında kullanıldığını belirtir. Waldo’ya göre sözcük bu anlamda etimolojik olarak da “kamu” ile ilgilidir. Kamu yönetimi disiplininin kurucuları amaçlarına uygun olan bu sözcüğü benimsemişler, işletim (management) sözcüğünü kullanmamışlardır. İngilizce manufacture sözcüğünün de dayandığı Latince manus kökünden türetilen ve “el”, “el ile kontrol etme” anlamlarına gelen işletim (management) sözcüğünün yaygınlık kazanması ise yüzyılın başlarındaki özel sektör etkinliği ile ilgilidir. Waldo, Henry Fayol’un Sınaî ve Umumi İşlerde İdare isimli eserinin İngilizceye 1930 yılında ilk çevrildiğinde “idare” teriminin

“administration” şeklinde çevrilmesi nedeniyle ilgi çekmediğini söyler. Kitap ikinci kez 1949 yılında

“management” terimi kullanılarak çevrilecek ve İşletme Yönetimi çevrelerinde gerekli ilgiyi görecektir. Dwight Waldo, The Enterprise of Public Administration: A Summary View, s. 74-76.

bir organizmanın anatomisi ve fizyolojisi gibi birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar; biri olmaksızın diğerinin varlığından söz edilemez. Örgüt ve işletim bu anlamda kamu yönetiminin iki temel analiz unsuru, aynı olguya bakışın iki farklı biçimidir. “Biri modeli tanımlar ve statiktir, diğeri ise eylemi içerir ve dinamiktir.”172 Tüm bu açıklamaların ardından Waldo örgütün doğasını açıklamak gereği duyar ve örgütü

“bir yönetsel sistem içerisinde bulunan insanlar arasında var olan yetkiye dayalı ve alışılagelmiş ilişkiler yapısı” olarak tanımlar. Her yönetsel sistemde bazıları diğerlerinden daha fazla güce sahiptir; yetkili olanlar tarafından emirler verilir ve diğerleri bu emirleri alışılagelmiş bir biçimde yerine getirirler. Bu anlamda, ilişki düzeyinde farklılıklar görülse de, örgütler emir ve itaat yapılarıdır.

Waldo’ya göre yönetme eylemi, yönetsel bir sistemde ussal işbirliğini amaçlayan eylemdir. Waldo burada “amaçlama” kavramının altını çizer. Çünkü ussal işbirliğini amaçlayan her eylem başarılı olamayacağı gibi, bazen böyle bir amacı olmayan eylemler de, kişiliğe, duygulara ya da rastlantıya bağlı olarak ussal işbirliğini sağlayabilirler. Dolayısıyla yönetme işinden söz edebilmek için ussallığı hedefleyen bilinçli eylemin varlığı gerekir.173

Waldo kamu kavramının ancak başka yaklaşım ve kavramların yardımıyla tanımlanabileceğini söyler. Bunlardan birincisi yapısal-işlevselci yaklaşımdır. Her yapının bir işlevi olduğu için var olduğunu, işlevin bir gereksinimden doğduğunu ve yapıdan önce geldiğini ve kendisini yerine getirecek yapıların oluşum ve gelişimini sağladığını söyleyen yaklaşım, kamunun sınırlarının devletin işlevleri üzerinden çizilebilmesinde ve dolayısıyla kavramın evrensel tanımına ulaşılmasında yardımcı

______________________________

172 Dwight Waldo, The Study of Public Administration., s. 6.

173 a.k., s. 7-8.

olur. Kültür ise söz konusu kavramın toplumlara göre gösterebileceği farklılıkları ortaya koyar. Özetle yapısal-işlevselci yaklaşım kamu yönetimi olgusunun neden her yerde bazı ortak yönleri olduğunun anlaşılabilmesini sağlarken, kültür kavramın neden farklı toplumlarda farklı anlamlara geldiğini açıklamaktadır.

Waldo’ya göre kamu yönetimi uygarlığın başlangıcı ile doğmuş ve hep onunla iç içe olmuştur. Uygarlık, artan nüfus yoğunluğu ve yaşamın artan karmaşıklığı anlamına gelen “kent” sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Artan nüfus yoğunluğu ve yaşamın artan karmaşıklığı ise ussal işbirliğini gerektiren olgulardır.

19. yüzyıl nitelik, nicelik ve karmaşıklık anlamında büyük değişimlerin başladığı bir döneme karşılık gelmektedir. Nitekim kamunun hedeflerine ulaşılmasında ussal işbirliği olarak tanımlanabilecek kamu yönetimi de bilinçli bir disiplin olarak bu dönemde doğmuştur.

Ama bir sosyal bilim olan kamu yönetimi, diğer tüm sosyal bilimler ile aynı kaderi paylaşmaktadır. Sosyal bilimler özellikle fen bilimleri çevrelerinde göz ardı edilmekte, önemsiz bulunmakta ve fen bilimleri ile kıyaslandığında “daha az gelişmiş” olarak tanımlanmaktadır. Waldo sosyal bilimlerle ilgili bu haksız değerlendirmeye tüm yaşamı boyunca karşı çıkar ve birçok yazısında konuyu ele alarak tartışır. Waldo için bu konu o denli önemlidir ki 1956 yılında yayımlanan Yönetime Bakışlar isimli kitabının ilk bölümünü fen bilimlerini sosyal bilimlerden daha gelişmiş bulan, hatta sosyal bilimlerin henüz “gerçek bilim” olarak sayılamayacağını öne süren görüşlere yanıt vermeye ayırır; Waldo’ya göre sosyal bilimlerle ilgili bu olumsuz sav tümüyle bilim fetişizminden kaynaklanmaktadır.

Modern fen bilimlerindeki ilerleme kapitalizmin gelişimine, bir toplumsal icatlar manzumesine dayanmaktadır. Bilimsel araştırma dediğimiz şey çevredeki sosyal ve entelektüel faktörlerin ürünüdür. Üstelik Batı’nın yönetsel becerilerinin kökenleri araştırıldığında sosyal ve fiziki teknolojiler arasındaki bağıntı açıkça ortaya çıkmaktadır.174

Waldo sosyal bilim ve onun fen bilimleri karşısındaki durumu ile ilgili çok önemli üç sav öne sürer. Bu savlardan özellikle üçüncüsü Waldo’nun bilime bakışını adeta özetlemektedir: Bilimin tanımı sosyal bilimleri de kapsayacak bir biçimde yapılmalıdır, fen bilimleri ve sosyal bilimlerin gelişimleri arasında karşılıklı bir ilişki vardır ve üçüncü olarak sosyal ve “sosyal olmayan bilimler”i birbirinden ayırmak olanaksız olduğu gibi aslında “tüm bilimler sosyaldir”.175