• Sonuç bulunamadı

Waldorf Din Eğitimi Yaklaşımı

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE YAKLAŞIMLAR ve DİN EĞİTİMİ

3.4. Waldorf Din Eğitimi Yaklaşımı

Waldorf yaklaşımının kurucusu olan Steiner din eğitimi dersinin nasıl olması ge-rektiğine yönelik önerilerde bulunmaktadır. Yaklaşımın özünde ve kurucusunun

görüşlerinde din eğitimine yer verildiği ve çocukla din arasındaki ilişkilere yönelik önermelerde bulunmaktadır. Her şeyden önce çocuk 7 yaşına kadar olan ilk gelişim evresinde dini davranışa sahiptir. Bu yaşlarda din ruhun derinliklerindedir. Ergenlik çağına geldiğinde düşünce formunda gün yüzüne çıkacaktır. Bu kapsamda Steiner, dinin bilgisinin din olmadığını savunmaktadır. Dini ve ahlaki unsurları doğru bir şe-kilde duygu dünyasında yaşar. Bu nedenle çocuk 14 yaşına gelene kadar dini ve ahlaki ilmihal kurallarının öğretilmemesi gerektiğini önerir. Her insanın dine eğilimi bulunduğu ve doğru bir zemin bulduğunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Waldorf okullarında okul öncesi dönemde din derslerine diğer derslerle aynı statü verilmek-tedir. Bütün derslerin çocuğun ruhunu hayal gücü yoluyla yükseltmeye çalışarak çocuğun duygularının gelişimini teşvik etmelidir. Steinere göre matematik vb. ders-lerde bile olsa her ders konusunda dini bir hususu tanıtmak mümkündür.

Steiner, bir inanca inanan kişinin onu deneyimlemesi gerektiğini düşünmektedir.

Kendi çocukluğunda yapılan eğitimin bir din eğitiminden daha çok din konusunda bir hafıza eğitimi olduğunu ifade etmektedir. Yaşları gereği anlayamayacakları için okul öncesi dönemde kavramlar hakkında konuşmanın doğru olmadığını iddia et-mektedir. Çocuklara ancak hikayeler yoluyla din eğitimi verilebileceğini düşünmek-tedir. Bu çerçevede Waldorf okul öncesi eğitim kurumlarında din eğitiminde hikaye anlatma, kendi yaşlarına uygun dini tören düzenleme, İncil hikayelerinden dramatik oyun hazırlama ve din eğitimine diğer eğitim alanlarında da yer vermek tarzında yapılmaktadır.

Waldorf anaokullarında sabah ve akşam kendilerine yaşam enerjisi verdiği için Tan-rı’ya şükranı ifade eden şiir okunmaktadır. Her yemekten önce de kendilerini besle-yen yemekler için doğa ana (mother nature) şarkısını ya da İncil’den ayetler okurlar.

Çocukların manevi gelişimin bir parçası olarak dayanışma, her şeye iyi davranma ve tabiata saygı konusuna ayrı bir önem verilmektedir. Çocukların manevi tekamülünü geliştirmelerinin bir yolu olarak ta farkındalığı desteklemek ve her konuda yapabile-ceğimizin en iyisini yapma alışkanlığı kazandırmak olduğu düşünülmektedir.

Waldorf anaokullarında din eğitiminde Kutsal Kitap ve efsanelere göre hazırlanmış dramatik oyunların ayrı bir yeri vardır. Örneğin, “The Shepherd’s Play (İsa’nın Oyu-nu) okullardaki klasikleşen Hristiyan içerikli bir oyundur. Noel vakti öğretmenler ta-rafından sergilenen oyunun içeriği, Meryem ve Yusuf’un Beytüllahim’e yolculuğu ve bu esnada bir melek tarafından getirilen bir çocuğun onlara katılması etrafında şekillenmektedir.

Çocukların gelişimlerine göre tasarlanarak yıllık kutlamaları içeren festivaller din eği-timi açısından değerlidir. Festivaller zamanı okuldan okula değişmekle birlikte, Ha-sat(Harvest) zamanında Mikail (Michaelmas) Festivali, Noel’de Advent, ilkbaharda Paskalya (Easter) yaz ortasında Hamsin (Whitsun) Yortusu ve Aziz John günü yaygın olarak kutlanır. Nesiller boyu kutlanan bu dini festivaller çocuğun çevresindeki, sos-yal yaşama ait oldukları bilincinin gelişmesine yardım eder. Bu festivaller sırasında hikâye, şiir, müzik, euritim, dans ve dramatik oyun etkinlikleri kullanılmaktadır. Uzun süre Waldorf anaokullarında öğretmenlik yapan N. Foster festivalleri kutlarken öğ-renmenin inandırıcı olmasının altını çizmekte ve şu öneriyi sunmaktadır. Festivaller öğretmenin manevi yaşamından ortaya çıktığı için, öğretmenin kendisinin kutlama-dığı festivali kutlaması çocuklarda belenen duyguyu ortaya çıkarmaz. Bu nedenle kendi kutladığı festivalleri çocuklarla kutlaması daha doğru ve etkileyici olacaktır.

Diğer bir ifade ile festivaller bilgi vermek yerine çocukların deneyimleyeceği şekilde yer verilmelidir (Erden, 2016).

Waldorf okullarında din eğitiminde önemli bir etkinlik olan festivallerin verimli olması için ailelerle işbirliği yapılması önerilmektedir. Çocuklarla birlikte bir festival kutlanıl-madan önce yazı ile veya toplantı yaparak velilerden neler bekledikleri kendilerine açıklanır. Aileler istedikleri takdirde anaokullarındaki festivallere katılmalarına izin verilir ve neler yapacağı konusunda kendilerine rehberlik edilir.

Çocuğun gelişimine uygun oyuncaklar yoluyla oyun oynamayı teşvik etmekte çocu-ğun manevi gelişi için önemlidir. Çünkü çocuçocu-ğun içindeki manevi güçler önce baş, sonra kalp ve en son elden geçer. Çocukların iç gelişim sürecine daha etkin katkı sağlaması için mümkün olduğu kadar az yapılandırılmış oyuncak seçilmesi önerilir.

Okulöncesi dönemde teknoloji içeren lego, bilgisayar oyunları, elektronik oyuncak-lar kullanılması çocuğun hayal kurmasına olumsuz etki yapacağından hareketle kul-lanılmaması tavsiye edilmektedir.

Steiner’a göre din eğitimi ile ahlak eğitimi bir bütündür. Eğitimin ahlak ve din eği-timiyle zirveye ulaşacağını iddia etmektedir. Ahlaklı insana dini değerler nüfuz etmiştir ve ahlaklı olarak yaşamak istemeyen kişinin tam anlamıyla insan ol-ması mümkün değildir. Eğer insan doğru eğitilirse ahlaka uygun hareket et-mediğinde, kendi insanlığından çaldığını hissedecektir. Bu da doğru din ve ahlak eğitimi almış olduğunu gösterecektir. Steiner, bunun oluşması için de er-ken yaşlarda çocukların ruhuna şükran duygusunun teşekkülünün iyi bir başlangıç olacağını düşünmektedir. Şükran ve minnet duygusu bilgiyle uyumlu olacak şekilde geliştirilirse, o zaman çocuğun duyguları kolayca tüm canlılar ve tüm insanlar için evrensel bir sevgi seline döneceğini savunmaktadır (Erden, 2016).