• Sonuç bulunamadı

Okul Öncesi Din Eğitimine Yönelik Talep

Belgede DİN VE AHLAK EĞİTİMİ RAPORU (sayfa 123-128)

OKUL ÖNCESİ DİN EĞİTİMİNE YÖNELİK GENEL DEĞERLENDİRME

5.4. Okul Öncesi Din Eğitimine Yönelik Talep

Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında din ve ahlak eğitimi verilip verilmeme-sine yönelik halkın talebinin ne düzeyde olduğunu belirlemeye yönelik araçlardan birisi bu konuda yapılan anket çalışmalarıdır. İlk ve ortaöğretim kurumlarında din dersinin varlığına yönelik sorular ülke düzeyinde yapılan araştırmalarda sorulmuş-tur. Bu anket çalışmalarında Türk halkının büyük çoğunluğunun din dersinin varlı-ğını desteklediği görülmektedir. Örneğin; Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV)’nın 2006 tarihinde gerçekleştirilen “Değişen Türkiye’de Din, Toplum ve Si-yaset” araştırmasında halkın %82’isinin zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini desteklemektedir. Ancak okul öncesi din eğitimi çerçevesinde halkın talebini belir-lemeye yönelik ulusal düzeyde bir ampirik çalışma veya yapılan bir anket çalışması içerisinde sorulan bir sorunun cevabına yönelik bir araştırma tespit edilmemiştir.

Literatürde okul öncesi din eğitimine yönelik veli ve okul öncesi öğretmenlerin gö-rüşlerini belirlemeye yönelik tek ampirik çalışma tespit edilmiştir. Isparta ili örnek-lemi ile sınırlı olan bu araştırma 2016 yılında Fatih Çınar tarafından gerçekleştirilen

“Öğretmenlerine ve Velilerine Göre Okul Öncesi Dönemde Din Eğitimi” başlıklı çalış-madır. Şimdi bu araştırmanın bizleri ilgilendiren okul öncesi din ve değerler eğitimi-nin varlığına yönelik bulguları ve bu derslerin kimler tarafından verilmesine yönelik sorunun cevabını öğretmen ve veliler açısından inceleyelim.

Çınar (2016) tarafından gerçekleştirilen veliler ve okul öncesi öğretmenlerinin din eğitimine yönelik yaklaşımlarını belirlemeye yönelik anket çalışmasının örneklemi şöyledir. Isparta ilinde 2015-2016 öğretim yılında okul öncesi eğitim kurumları ve ana sınıflarında görev yapan 378 öğretmene anket formu gönderilmiştir. Bunlardan 233 öğretmenin cevapladığı anket formu değerlendirilmiştir. Anketi cevaplayan öğ-retmenlerin %91,4’ü kadın, %8,6’sı ise erkektir. Aynı zaman döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 3-6 yaş arası okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören çocukların velilerine uygulanmıştır. Veli anketinin örneklemi anket formunu tam ola-rak dolduran 285 kişidir. Ankete cevap veren velilerin %65,6’sı kadın olup %30,9’u erkektir.

Tablo 3. Öğretmen ve velilere göre okul öncesi dönemde değerler eğitimi ve din eğitimine ne düzeyde ihtiyaç duyulduğu (%)

Öğretmenler Veliler

İhtiyaç vardır İhtiyaç yoktur Cevapsız İhtiyaç vardır İhtiyaç yoktur Cevapsız

Değer eğitimine % 96,6 % 3,4 % 0 % 94,4 % 4,2 % 1,4

Din eğitimine % 79 % 21 % 0 % 90,2 % 7 % 2,8

Yukarıdaki tablo 3’te okul öncesi öğretmenler ve velilerin değerler ve din eğitimi-ne ihtiyaç duyulma konusundaki kanaatlerini yansıtmaktadır. Değerler eğitimieğitimi-ne öğretmenler % 96 gibi çok yüksek düzeyde ihtiyaç duyulduğu görüşünü benim-serken veliler de benzer oranda bu görüşü desteklemektedir. Din eğitimine ihtiyaç duyulma oranında veliler ve öğretmenler arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır.

Veliler %90 oranında din eğitimine ihtiyaç duyarken bu oran öğretmenlerde %79’a düşmektedir. Sonuçta ise, kendi içerisindeki dağılımda farklılıklar olsa da veliler ve öğretmenlerin okul öncesinde değerler ve din eğitiminin varlığına olumlu baktıklarını göstermektedir.

Tablo 4. Örgün eğitimde değerler ve din eğitimine başlama düzeyi

Öğretmen Veli

Değer eğitimi Din eğitimi Değer eğitimi Din eğitimi

Okul öncesi % 91,8 % 72 % 77,5 % 73,3

İlkokul (1. Sınıf) % 4,7 % 12 % 13,3 % 16,5

Ortaokul % 2,6 % 12,9 % 1,8 % 5,3

Cevapsız % 0,9 % 2,5 % 6,4 % 3,2

Tablo 4’te okul öncesi öğretmen ve velilerinin değerler ve din eğitimine başlama se-viyesine yönelik görüşlerini tespite yöneliktir. Bilindiği gibi Türkiye’de örgün eğitim içerisinde din dersine ilkokul son sınıf olan 4. sınıfta başlanmaktadır. Ortaokul seçe-neğinin mevcut uygulamayı din eğitimi açısından en iyi yansıtan seçenek olduğunu düşünecek olursak öğretmenlerin %12,9’u velilerinde %5,3’ü bunu desteklemekte-dir. Diğer bir ifade ile mevcut uygulamaya itiraz ederek daha erken yaşta din eğitimi-ne başlanmasını istemektedirler. Öğretmenlerin %72’si ve velilerin de %73,3’ü din eğitiminin okul öncesi dönemde başlanmasını desteklemektedirler. Bu seçeneği ise ilkokul birinci sınıftan itibaren din eğitiminin başlaması izlemektedir.

Tablo 5. Okul öncesi değerler ve din eğitimini kim vermeli?

Öğretmen Veli

Değer eğitimi Din eğitimi Değer eğitimi Din eğitimi

Okul öncesi öğretmeni % 49,4 % 19,7 % 39,6 % 16,8

Sınıf öğretmeni - - % 6,7 % 1,8

DKAB öğretmeni % 16,7 % 37,3 % 17,2 % 47

Rehber öğretmen % 3,4 % 4,7 % 6,7 % 1,1

Bu alana yönelik öğretmen yetiştirilmeli % 27,9 % 35,6 % 16,5 % 14,7

Din görevlileri %2,6 % 5,2 % 1,4 % 7

Cevapsız - % 0,4 % 11,9 % 11,6

Okul öncesi değerler ve din eğitimine yer verilmesini öngören bir yasal düzenleme yapıldığı takdirde gündeme gelecek soruların başında bu derslerin kim tarafından verileceği meselesidir. Yukarıda tablo 5’te böyle bir durumda öğretmen ve velilerin tutumlarını belirlemeye yöneliktir. Tablo 5’e göre öğretmen ve veliler değerler eğiti-mini vermede önceliğin okul öncesi öğretmenlerde olduğunu benimserken din eği-timinde bu önceliğin DKAB öğretmenlerinde olduğu düşünmektedirler. Rehber öğ-retmenin veya din görevlilerinin değerler ve din eğitimi derslerini vermesi ise tercih edilen bir seçenek olarak görülmemektedir. Bulgular açısından en ilginç sonuç ise öğretmenlerin %27,9 oranında değerler eğitimi için ve %35,6 oranında okul öncesi din eğitimi için yeni bir uzmanlık alanın oluşturmasını talep etmesidir.

Son olarak bu araştırmadaki bir bulguyu paylaşalım. Okul öncesi öğretmenlerin

%84,5’i çocukların din hakkında sorularına muhatap olduklarını ifade etmektedirler.

Bu durum ise bizlere çocukların kendi gelişimleri ve kültürel çevrenin etkisi sonu-cunda dinle ilgili konularla ilgilendiklerini göstermektedir. Bazı gelişim psikologla-rının söylediği gibi din eğitimini soyut işlemler dönemine ertelemenin çocukların din alanında sorularının ve anlam arayışlarının olmayacağı anlamına gelmeyeceğini göstermesi açısından kaydedilmesi gereken bir husustur.

Okul öncesi din eğitimine halkın gösterdiği ilginin göstergelerden birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2013 yılından itibaren “4-6 Yaş Grubu Kur’an Kursu”

projesinin gelişim seyrini incelemektir. Raporun Diyanet İşleri Başkanlığı ve Okul Öncesi Din Eğitimi bölümünde yukarıda belirtilen projenin başlangıç süreci, gelişi-mi, öğretim programları ve değerlendirmeleri konuları detaylı olarak incelenmiştir.

Konumuzla ilgili verileri değerlendirmeye çalışalım. Diyanet İşleri Başkanlığı tara-fından 2013 yılında 10 ilde pilot uygulama olarak 4-6 yaş Kur’an Kursu açılmıştır.

2013-2014 öğretim yılında 4.743 olan öğrenci sayısı bir sonraki yıl 15.265 e ulaş-mıştır. 2019 yılında bu kurslara devam eden 151.084’e ulaşulaş-mıştır. Bu rakam Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre devlet ve özel sektör tarafından işletilen okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık %10 gibi bir orana tekabül etmektedir. 6 yıl gibi kısa bir sürede 4-6 yaş Kur’an Kurslarına olan bu ra-kamlara ulaşması bizlere halkımızın okul öncesi din eğitimine gösterdiği yönelimin en somut ifadesidir.

Raporun ilk bölümünde okul öncesi eğitimin dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkışı ve gelişimi üzerinde duruldu. Modern dönem eğitime paralel olarak erken çocukluk dönemi eğitiminin kişinin farklı alanlarda gelişimi için hayati öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu nedenle son yıllarda dünyada okul öncesi eğitime ayrı bir yatırım yapılmaktadır. Okul öncesi eğitime erişim ve niteliğinin artması için çalışmalar yapıl-maktadır. 2018 yılı itibarıyla OECD ülkelerinde 3-5 yaş arası okul öncesi eğitime eri-şim oranı % 87’ye ulaşmıştır. Türkiye’de ise son yıllarda okul öncesi eğitime erieri-şim konusundaki ümit veren gayretlere rağmen bu yaş grubunda okullaşma oranı % 45 civarındadır ve bu oran ile OECD ülkeleri arasında son sıradadır. Üniversite düzeyi dahil diğer eğitim kademelerinde nicel açıdan hızlı mesafe alan Türkiye’nin okul öncesi eğitime erişimde de alması gereken ciddi mesafe bulunmaktadır. Bu durum aynı zamanda okul öncesi eğitimin niteliği ve içeriği konusunu gözden geçirmeye de kapı açmaktadır. Bu çerçevede okul öncesi dönemde çocukların diğer alanla-rındaki gelişimleriyle birlikte ahlak ve dini gelişimlerinin bu kademedeki eğitimde nasıl olabileceğini müzakere etme fırsatı vermektedir. Bu bağlamda raporun diğer bölümlerinde okul öncesi din ve ahlak eğitimine yönelik konular dünyadaki örnekleri dikkate alınarak incelenmiştir.

İkinci bölümde Türkiye’nin yakın ilişkiler içerisinde olduğu üç Avrupa ülkesinde okul öncesi eğitim ve bu eğitim parçası olarak din ve ahlak eğitimi ana hatlarıyla değer-lendirilmiştir. Bu kapsamda seçilen örnek ülkeler Belçika, İngiltere ve Almanya’dır.

Üçüncü bölümde ise okul öncesi din eğitimindeki pedagojik yaklaşımlar ve model-ler analiz edilmiştir. Okul öncesi dönemde din gibi soyut bir konunun nasıl eğitim konusu yapıldığına dair modeller örnekleriyle ortaya konulmuştur. Türkiye için yeni

SONUÇ:

TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ DİN ve AHLAK

Belgede DİN VE AHLAK EĞİTİMİ RAPORU (sayfa 123-128)