• Sonuç bulunamadı

Belçika’da Okul Öncesi Din Eğitimi

OKUL ÖNCESİ DİN ve AHLAK EĞİTİMİNDE BAZI ÜLKE ÖRNEKLERİ

2.2. Belçika’da Okul Öncesi Din Eğitimi

Ülkede okul öncesi eğitim zorunlu eğitim kapsamında değildir. Okul öncesi eği-tim 2,5-6 yaş arasını kapsamaktadır. Okul öncesi eğieği-tim zorunlu olmamasına rağ-men bu grupta okullaşma oranı %95 gibi oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmıştır.

1960’lardan itibaren okul öncesi eğitime özel bir önem verilmiş ve günümüzde bu yüksek orana ulaşılmıştır. Belçika’da okul öncesi eğitim ya müstakil anaokulları şeklinde veya ilkokulların bünyesindedir. Okul öncesi eğitim ücretsizdir ve isteğe bağlıdır. Sınıflar ise genellikle yaş gruplarına göre tasnif edilmektedir. Okul öncesi eğitimde ana hatlarıyla özel olan okullar hariç üç temel okul tipi bulunmaktadır. Dev-let anaokulları, Belediye okulları ve dini kurumlara bağlı okullardır. Bu üç okul çeşidi arasında en çok öğrencinin gittiği okul öncesi kurum Belediyeler tarafından işletilen okullardır. Bunların oranı okul öncesi okullaşmanın yaklaşık %50’sini oluşturmakta-dır. Devlet okullarının payı ise %10 gibi oldukça düşük seviyededir. Dini kurumlar tarafından açılan okulların payı ise okul öncesi eğitimin %40 gibi oldukça yüksek bir oranını oluşturmaktadır. Bu kategorideki okullar çeşitli federasyon veya dernekler tarafından açılmış okullardan oluşmaktadır. Hangi inanç kesimine aitse onlar tara-fından din eğitimi verilmektedir. Bu okulların çoğunu Katolik okulları oluşturmakta-dır. Azda olsa Ortodoks, Protestan, Yahudi ve Müslümanların okul öncesi eğitim kurumu mevcuttur. Katoliklere ait okullarda din eğitimi programı bulunmaktadır.

Devlete bağlı okullarda faaliyet gösteren anaokullarında din eğitimi verilmemekte-dir. Aynı şekilde okul öncesi eğitim çağındaki öğrencilerin yarısının gittiği Belediye okullarında da din dersleri bulunmamaktadır. Hatta bu okul öncesi okullarında dini çağrışım yapan pano, resim veya İsa heykelinin konulması da yasaktır. Yukarıda da ifade edildiği gibi Belçika’da devlet okullarında (Belediye okulları da bu açıdan bu gruba dâhildir) ilk ve ortaöğretimde ilk sınıftan itibaren zorunlu olduğu düşünülecek olursa okul öncesi ile ilgili bu keskin farklılığı anlamak oldukça zordur (İnam, 2013).

Katolik okul öncesi anaokullarında din dersine yer verilmektedir. Bu ders ise Bel-çika’daki genel din eğitimi politikasına uygun olarak Katolik din dersi şeklinde ve-rilmektedir. Diğer bir inanç grubu okul öncesinde din dersine yer verdiğinde bu uygulamaya paralel olarak kendi mezhep veya dinine göre bu eğitimi verme hakkına sahiptir. Örneğin, bir Müslüman anaokulunda İslam’a göre din dersi verilmesinin önünde bir engel yoktur. Katolik okul öncesi eğitiminde ilk ve ortaöğretimin aksine bu dersi ana okul öğretmenleri tarafından verilmektedir. Okul öncesinde görevli öğ-retmenler üç yıllık yüksek okul programını tamamlayarak öğretmen olabilmektedir.

Kiliseyle ilgili öğretmen yetiştirme sürecinde öğretmenlere okul öncesinde din eği-timini Katolik ilke ve pedagojine sahip olacak yeterliliği kazanacak düzeyde eğitim verilmektedir.

Katoliklere bağlı anaokullarında din eğitimi öğretmenlerle birlikte papazlarla koordi-neli olarak verilmektedir. Çocukların papaz, rahibe veya pedagoglar tarafından haf-tanın belli günlerinde kiliseye gitmeleri sağlanmaktadır. Böylece öğrenciler görerek, yaşayarak ve yerinde din eğitimi imkânı bulmaktadır. Sınıfların içerisindeki dini fa-aliyet köşelerinde çocukların nasıl dua edeceği günlük uygulamalarla öğretilmekte-dir. Dini ve ahlaki hikayeler anlatılmakta ve ilahiler söylenmekteöğretilmekte-dir. Yaşanan hayatla okul öncesi din eğitimine yönelik olarak noel, paskalya, karnaval tatilleri öncesi dini içerikli aktiviteler gerçekleştirilmektedir.

Belçika’da Katolik okul öncesi din dersine yönelik özel bir program bulunmaktadır.

Ülkede Türkiye’deki gibi programdaki dersler için zorunlu ders kitabı uygulaması bulunmazken okul öncesi din eğitiminde öğretmenlere rehberlik etmek üzere kıla-vuz kitaplar hazırlanmıştır. Özellikle İncil’den seçilmiş dini hikayeler ön plandadır. Bu hikayelerin anlatılması sonrası konu üzerinde öğrenciler konuşturulmakta ve mesajı içselleştirilmesi sağlanmaktadır. Anlatılan hikâyenin daha iyi özümsenmesi için bo-yama kâğıtları düzenlenmiş ve hikaye kartları oluşturulmuştur. Din eğitiminde bul-durma yöntemi ve uygulamalı metotlar ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca okul öncesi sınıflarda öğrencilerin dikkatini çekmek için özel bir dini köşe oluşturulmak-tadır. Bu köşede mum, İncil, Meryem Ana, İsa heykellerinin yanında Hristiyanlıkta kutsal kabul edilen malzemeler bulunmaktadır (İnam, 2013).

2.3. İngiltere

Birleşik Krallığı oluşturan dört ülkeden en büyüğüdür. İngiltere ismi bazen Birleşik Krallık ve Büyük Britanya yerine de pratikte kullanılmaktadır. Avrupa’nın Kuzeyba-tısındaki adalardan oluşmaktadır. Ülkenin nüfusu 57 milyon civarındadır. Meşruti Monarşi ve Parlementer Demokrasi ile yönetilen bir ülke olup anayasa adı altında yazılmış tek bir metin bulunmamaktadır. Bunun yerine ülke anayasa gücündeki ya-zılı mevzuat, yıllar itibarıyla oluşan içtihatlarla, örf ve adet hukuku ve uluslararası sözleşme hükümlerine göre yönetilmektedir. İngiltere’nin başkenti Londra olup nü-fusu 8 milyon civarındadır. Kraliçe aynı zamanda milli bir kilise olan İngiliz Kilise’sinin de lideri konumundadır.

Tarihsel olarak modern eğitim kilise kontrolünde olan eğitim yavaş yavaş 19. yüz-yıl ortasından itibaren devlet kontrolüne geçmeye başlamıştır. Bu açıdan İngiltere konuyu Kilise ile uzlaşı halinde çözmeye çalışmıştır. Bu nedenle farklı okul türleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca okullarda din eğitim ve öğretimi konusu öncelikli tartışılan konulardan birisi olmamıştır. Diğer bir ifade ile modern okul içerisinde din dersi var-lık ve yokluk mücadelesi vermemiştir. Yalnızca din derslerinin mahiyetinin ne olaca-ğı, hangi inançları kapsayacağı ve pedagoji anlayışları gündem maddesi olmuştur.

1870 Eğitim Yasası ile birlikte 5-10 arası ilkokul herkes için zorunlu hale getirilmiştir.

1944 Eğitim Yasası ile birlikte zorunlu eğitim süresi 5-16 yaş arasını kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Burada ilginç olan nokta şudur. Zorunlu eğitime başlangıç yaşı zorunlu eğitim uygulanmaya başladığından itibaren 5 yaşında başlamasıdır. Bu yaşta zorunlu ilkokulun başlaması halen geçerlidir. Bu yaşta zorunlu eğitimi başlat-mak özellikle de geçmişte dünyada yaygın olan bir uygulama değildir (Okyay, 2017).

Kilise devlet uzlaşısı sonucu ilginç sayılabilecek iki okul çeşidi ortaya çıkmıştır. Bun-lara kapsayıcı bir isim oBun-larak “faith schools” yani inanç okulları veya kamuoyundaki adıyla kilise okulları denilebilir. Devlet kilise okulları için iki statü önermiştir. Bunların ilki “voluntary aided” statüsüdür. Okul mütevelli heyeti diyebileceğimiz yönetiminin çoğunluğunun kilise tarafından atandığı okul türüdür. Öğretmen maaşlarının tamamı ve işletme giderlerinin %85’i devlet tarafından karşılanmaktadır. Diğer %15’i okulu destekleyen inanç grubu tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca bu okullar okul hangi din veya mezhep tarafında işletiliyorsa o inancı öğretecek şekilde devlet okulların-dan farklı din dersi programı verme hakkı vardır. Diğer bir ifade ile bir mezhep veya dini benimsetecek din dersi verilebilir. Bu okullar özel okullar değildir. Bu okul adının kelime olarak Türkçeye çevirisi istenen anlamı vermediği için bu okullara inanç okul-ları veya kilise okulokul-ları denebilir. Bu çerçevede değerlendirilebilecek ikinci okul türü

ise “voluntary-control” okullarıdır. Önceden kiliseye ait iken devletin işlettiği okullar olarak adlandırabiliriz. Bu okulun öğretmen maaşları ve işletme giderlerinin tamamı devlet tarafından karşılanmaktadır. Okulun kilise geçmişine binaen okul mütevelli heyetinin üçte biri ilgili kilise tarafından atanmaktadır. Diğer bir ifade ile kilise okul yönetimi, öğretmen atama vb. konularda kısmi de olsa söz sahibi olmaktadır. Din derslerinde normal devlet okullarındaki müfredatın uygulanması esas olmakla birlik-te özel bir durum olduğu takdirde okul idaresinde birlik-temsil edilen Hristiyan mezhebine göre de din eğitimi verilebilmektedir. Bu mezhep ise pratikte Angilikan veya Katolik mezhebidir. Bu statüde bir okul çeşidine her ülkede rastlamak çok kolay değildir (Kaymakcan, 2004).

Yukarıda belirtilen okul çeşidi dışında devlet okulları esas okul grubunu oluştur-maktadır. Devlet okulu veya resmi okul olarak adlandırılabilecek bu okulların çok büyük çoğunluğu yerel yönetimler tarafından açılmakta ve işletilmektedir. Merkezi hükümet tarafından işletilen okul sayısı genel oran içerisinde son derece sınırlıdır.

Bu durum 20.yüzyılından başından itibaren bu şekilde gelişmiştir. Diğer bir okul çe-şidi ise “independent schools” denilen özel okullardır. Bu okulların genel okul sek-törü içerisindeki yeri %5’ler civarındadır. Özel okullar seküler veya belirli bir inanç grubuna ait olabilir. Örneğin, devlet desteği almaksızın giderlerinin tamamı okulu işletenler tarafından karşılanan bir Müslüman, Katolik veya Hindu okulu açılabilir.

Eğitimin genel standartlarını takip etmek durumundadır ve okulun kurucu inancına göre din eğitimi verebilir. Özel okullar hariç diğer okul çeşitleri için eğitim ücretsizdir.

İngiltere’de din devlet ilişkileri genelde Fransa vb. ülkelerde olduğu gibi çatışmacı bir ilişkiden daha çok uzlaşmacı bir seyir takip etmiştir. Devletin resmi kilisesi bulun-makta ve İngiliz Kilisesi olarak adlandırılbulun-maktadır. Bu kilisenin İngiliz Lordlar kama-rasında daimi temsilini sağlayan temsil hakkı söz konusudur. 2011 nüfus sayımına göre İngiltere’de yaşayanların %59,3 Hristiyan, %4,8’i Müslüman, %0,5’i Yahudi,

%1,5’i Hindu dinine mensuptur. Hristiyanlıktan sonra en önemli grubu %25,1 ile hiçbir dine inanmayanlar oluşturmaktadır. %7,2’side herhangi bir dini aidiyet belirt-memiştir. İngiltere’de nüfus sayımı 10 yılda bir yapılmaktadır. 2001 sayımına göre Müslüman nüfusun sayısı 1.7 milyon iken bu sayı hızlı bir artışla 2.8 milyona ulaş-mıştır. Kendisini Hristiyan olarak tanımlayanların oranında son on yılda %12 gibi bir düşüş yaşanmıştır. 2001 sayımında kendisini Hristiyan olarak tanımlayanların oranı

%71,8 iken bu oran yukarıda da belirtildiği gibi %59,3’e düşmüştür. Müslümanlar 1998 yılından itibaren devlet tarafından desteklenen inanç okulları statüsünde 27 okul kurmuşlardır. Ayrıca 130 civarında özel okul statüsünde Müslümanların açtığı okul mevcuttur.