• Sonuç bulunamadı

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî’ye göre emaneti olan kimse vedîayı sahibine verdiğini iddia eder sahibi de bunu inkâr ederse, emaneti alan kimsenin geri verdiğine dair sözü eğer onu şahitlerin huzurunda vermişse doğrulanır.” 237

- “İmam Şâfiî’ye göre bir kimse kendisine emanet edilen parayı harcayıp yerine başka parayı koyarsa zâyi olduğu takdirde sorumlu olur.” 238

- “İmam Şâfiî’nin tabileri kendisine vedîa bulunan kimse yolculuğa çıkmak istediği zaman vedîayı hâkimden başkasına teslim ederse zâmin olur, demişlerdir. Bu görüş isabetlidir.Zayıf olan görüşe göre böyledir. Emanatçi sefere çıkmak istediği zaman emaneti sahibine yahut vekiline bunlar yoksa hâkime teslim etmelidir.239

235 İbn Rüşd, age, 4/93; Nevevî, age, 2/574.

236 İbn Rüşd, age, 4/90; Şîrâzî, age, 1/431; Nevevî, age, 2/564-565; Şirbînî, age, 2/565. 237 İbn Rüşd, age, 4/94; Nevevî, age, 3/116.

238 İbn Rüşd, age, 4/95; Şîrâzî, age, 1/361; Nevevî, age, 3/112. 239 İbn Rüşd, age, 4/95; Şîrâzî, age, 1/361; Nevevî, age, 3/105.

R- ÂRİYET

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- İmam Şâfiî’ye göre iâre akdi feshi câiz olmayan akitlerden olmayıp her zaman bozulabilen bir akittir. Ariyetin sahibi istediği zaman onu geri isteyebilir.” 240

- “İmam Şâfiî’ye göre kusuru bulunmaksızın ariyet alanın elinde zâyi olursa ve kusuru bulunmadığına dair şahidi de olsa kendisi sorumludur.” Bu görüş isabetlidir. En sahih kavle göre ise ödünç mal izin verilen işlerde kullanılması nedeniyle telef olursa yahut eksilirse müstair zâmin olmaz.241

- “İmam Şâfiî’ye göre kiradaki malın zâyi olması halinde kiracı zâmin değildir.”

242

- “İmam Şâfiî’ye göre kişinin âriyet olarak aldığı tarlada ağaç diktikten sonra yahut bina yaptıktan sonra ariyet müddetinin bitmesi halinde eğer adama tarla verilirken onda ağaç dikmemeyi yahut bina yapmamayı şart koşmamış ise muîrin onu ağaçları sökmeye yahut binaları yıkmaya zorlayamaz. Ancak üç hal arasında muhayyerdir. İsterse ağaçları yahut binayı olduğu gibi bırakır, kirasını verir, isterse zararı ödemek şartı ile onları söker isterse bedelini vererek temellük eder. Tarla sahibi bu üç halden hangisini seçerse diğeri kabule mecburdur. Şayet hiçbirini kabul etmezse o zaman bina yahut ağaçları sökmeye zorlanır. Eğer muîr zararı ödemeden onu bina yahut ağaçları sökmeye zorlarsa ona zulüm etmiş olur.” 243

S- GASB

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî, bir kimsenin kazdığı kuyuya herhangi bir şeyin düşüp zâyi olması hakkında eğer adam kuyuyu ihmal sayılacak bir biçimde açmışsa kuyuya düşen şeylerin tazminatı ona lâzım gelir, yoksa gelmez, demiştir.” Bu görüş isabetlidir. Kişi kendi

240 İbn Rüşd, age, 4/97; Şîrâzî, age, 1/363; Nevevî, age, 2/364. 241 İbn Rüşd, age, 4/97; Nevevî, age, 2/360-361.

242 İbn Rüşd, age, 4/98; Nevevî, age, 2/361 243 İbn Rüşd, age, 4/98; Nevevî, age, 2/364-367.

arazisinde kuyu açar da birisi ona düşüp ölürse zâmin olmaz. Başkasının arazisinde izin almadan bir kuyu açar da birisi ona düşüp ölürse zâmin olur.244

- “İmam Şâfiî’ye göre başkasının malını gasbeden kimseye eğer mal durmuyorsa mal misli olmayan bir mal ise misli olmayan şeylerde kıymetleri değil, benzerleri lâzım gelir ve benzerleri bulunduğu müddetçe kıymetleri lâzım gelmez.” 245

- “İmam Şâfiî’ye göre gasbolunan malda artış meydana gelirse bu artış ister Allah tarafından ister gasbedenin eliyle meydana gelmiş olsun, sahibine aittir.” 246

- “İmam Şâfiî’ye göre gasbedilmeyen yani sahibinin elinde ziyana uğratılan mal için değerler arası farkı almaktan başka bir şey yoktur.” 247

- “İmam Şâfiî’ye göre eğer gâsib binayı boyamak, elbiseyi nakışlamak gibi değişikliklerde bulunursa malı gasbolunan kişi lehine noksanlığı tazmin eder.” 248

- “İmam Şâfiî’ye göre gasbedilen maldan ana malın şeklinde doğan menfaatler yani hayvanın yavrusu gibi, anası ölmüş ise anasının kıymeti ile birlikte yavru da verilmelidir.” Bu görüş isabetlidir. Maldaki artış kendinden önceki noksanlığı karşılamaz. Gâsıb malın geri kalanı ile birlikte değer farkını da iade eder.249

- “İmam Şâfiî’ye göre hayvanın geceleyin verdiği ziyandan sahibi sorumludur, gündüz verdiği ziyandan sorumlu değildir.” 250

- “İmam Şâfiî, bir kimse bir mala haddi aşan şekilde davranır da malda bir eksiklik meydana gelirse nasıl mütecavize meydana gelen eksikliğin kıymeti lâzım geliyorsa hayvanda gelen eksikliğin kıymeti lâzım gelir, demiştir.” 251

- “İmam Şâfiî’ye göre saldırgan bir deve yahut benzeri bir hayvanı kendisine saldırırken ölüm korkusu ile öldüren kimseye, kendisini korumak için öldürdüğü anlaşılırsa bir şey lâzım gelmez.” Bu görüş isabetlidir. Kişinin nefsini, organlarını, namusunu, malını her türlü zarara karşı müdafaa etmesi hakkıdır. Hayvan kendisine saldırırsa müdafaa yapması vâcibtir.252

244 İbn Rüşd, age, 4/100; Nevevî, age, 4/101-102.

245 İbn Rüşd, age, 4/101; Şîrâzî, age, 1/368; Nevevî, age, 2/380-381. 246 İbn Rüşd, age, 4/102; Şîrâzî, age, 1/368; Nevevî, age, 2/387,391. 247 İbn Rüşd, age, 4/102; Nevevî, age, 2/384.

248 İbn Rüşd, age, 4/104; Nevevî, age, 2/393. 249 İbn Rüşd, age, 4/105; Nevevî, age, 2/391. 250 İbn Rüşd, age, 4/107; Nevevî, age,4/257. 251 İbn Rüşd, age, 4/108; Nevevî, age, 2/380. 252 İbn Rüşd, age, 4/108; Nevevî, age, 4/242-243.

- “İmam Şâfiî’ye göre bir kadını zinaya zorlayan kimse hem kadının mehr-i mislini verir hem de ona had gerekir.” 253

- “İmam Şâfiî’ye göre herhangi bir kimseden binanın sütununu gasbedip üzerine bina yapan kimse için binanın yıkılması ile sütunun sahibine verilmesine hükmedilir. Çünkü gasbolunan mal kendisine yapılan hiçbir ilave ile elden çıkmış olmaz.” 254

Ş- HİBE

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî müşâ’nın hibesi hakkında câizdir, demiştir. Çünkü müşâ’ satıldığı zaman alıcıya teslimi nasıl câiz ise kendisine hibe edilen kimseye de teslimi câizdir.” 255

- “İmam Şâfiî’ye göre satışı câiz olan şeyin hibesi de câizdir, satışı câiz olmayan şeyin hibesi de câiz değildir. İmam Şâfiî’ye göre başkasında bulunan alacaklar ile rehinde bulunan mallar gibi alıcıya teslimi mümkün olmayan bir şeyin hibesi câiz değildir.”256

- “İmam Şâfiî’ye göre hibenin sıhhat şartlarından biri de hibe edilen şeyin hibe edildiği kimseye teslim edilmesidir. Şayet teslim edilmez ise hibe eden kimseye bir şey lâzım gelmez.” Bu görüş isabetlidir. Hibe ancak hibe edenin izni ile kabzedilerek ancak mülk edinilebilir.257

- “İmam Şâfiî’ye göre teslim hibenin sıhhati için şarttır.” 258 - “İmam Şâfiî’ye göre babanın babası da baba yerine geçer.”259

- “İmam Şâfiî’ye göre karşılık gözetilerek yapılan hibe câiz değildir.” Bu görüş isabetlidir. Ancak en zahir kavle göre bedeli belli bir şartla yapılan hibe akdi sahihtir. Böyle bir hibe akdi en sahih kavle göre satış akdidir.260

253 İbn Rüşd, age, 4/108; Nevevî, age,3/297; Şirbînî, age, 3/298. 254 İbn Rüşd, age, 4/109; Şîrâzî, age, 1/371.

255 İbn Rüşd, age, 4/114; Şîrâzî, age,1/446.

256 İbn Rüşd, age, 4/114; Şîrâzî, age,1/446; Nevevî, age, 2/540-541. 257 İbn Rüşd, age, 4/114; Şîrâzî, age, 1/447; Nevevî, age, 2/541-542 258 İbn Rüşd, age, 4/114; Şîrâzî, age, 1/447.

259 İbn Rüşd, age, 4/115; Şîrâzî, age, 1/447. 260 İbn Rüşd, age, 4/116; Şirbînî, age, 2/548.

- “İmam Şâfiî’ye göre bir kimsenin bir diğer kimseye ‘ömrün boyunca benim falanca evimde otur’ demesi gibi kendisine hibe edilen kimsenin yaşadığı sürece diyet şart koşulduğu hibelerdir ki bu tür hibeler kesin olup menfaati hibe edilen şeyin mülkiyeti hibe edildiği kimseye geçmiş olur.” Bu görüş isabetlidir. İmam Şâfiî’nin son kavline göre böyledir. Kavl-i kadîminde sahih değildir.261

T- VESÂYÂ

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî’nin sefih ve çocuğun vasiyeti hakkında iki görüşü vardır. Biri sevap ve iyilik mefhumunu düşünebilen sefih ve çocuğun da vasiyeti geçerlidir. Diğeri ise henüz ergenlik çağına varmayan çocuğun vasiyeti geçerli değildir.” 262

- “İmam Şâfiî şayet vasiyet edilen şeyin terekenin üçte birinden fazla olduğunda ve vasiyet edilen de varislerle aynı görüşte olursa kendisine vasiyet edilen şeyin üçte biri düşer ve terekenin üçte birini varislerden alıncaya kadar diğer eşyada da varislere ortak olur, demiştir.” 263

- “İmam Şâfiî’ye göre malının zekâtını çıkarmadan ve çıkarılmasını da vasiyet etmeden ölen kimsenin terekesinden zekât çıkarmak zorunludur. O’na göre hac, adak, keffaret ve fidye gibi vâcib olan diğer malî ibadetler de zekât gibidirler.” 264

- “İmam Şâfiî, birisine malının yarısını bir başkasına da üçte ikisini vasiyet eden ve bu vasiyeti terekenin üçte birinden fazla olduğu için varisler tarafından reddedilen kimse hakkında, birisine terekenin yarısı diğerine üçte ikisi vasiyet edilen bu iki adam terekenin üçte birini beşe bölerek yarısının sahibi 2/5, üçte ikisinin sahibi de 3/5’i alır, demiştir. Bu görüş isabetlidir. Varisler üçte biri aşan vasiyeti red ederlerse yapılan vasiyet terekenin üçte birinden fazlası için geçerli olmaz.265

261 İbn Rüşd, age, 4/116; Şirbînî, age, 2/540. 262 Şirbînî, age, 4/119; Nevevî, age, 3/50.

263 İbn Rüşd, age, 4/121-122; Nevevî, age, 3/59-60.

264 İbn Rüşd, age, 4/122; Nevevî, age, 3/686-687; Şirbînî, age, 3/87. 265 İbn Rüşd, age, 4/122; Nevevî, age, 3/59-60.

- “İmam Şâfiî’ye göre bir kimse malının üçte biri, dörtte biri gibi olan bir miktarını vasiyet ederken varlığından haberdar olmadığı bir malı da ortaya çıkarsa vasiyet her iki maldan da çıkarılır.” 266

- “İmam Şâfiî’ye göre vasiyetin sıhhati için kendisine vasiyet edilen kimsenin kabulü şart değildir.” Bu görüş isabetlidir.Ancak diger görüşe göre kendisine vasiyet edilen kimsenin vasiyeti kabul etmesi şarttır. Eğer kabul etmezse varislere geçer.267

U- FERÂİZ

1- Müellifin İsabet Ettiği Görüşler

- “İmam Şâfiî’ye göre kızın oğulları, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin oğulları amca kızları, yalnız ona bir amca, ona bir kardeşlerin oğulları, halalar, teyzeler dayılar olmaz üzere zev’il-erhâm denilen ve asabe olmadıkları gibi Kur’ân-ı Kerîm’de kendilerine hisse belirtilmeyen akrabalardır.” 268

- “Yalnız, kocası, anası ve ana baba bir kardeşleri ile yalnız ana bir kardeşleri kalan kadının mirası hakkında Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra), Zeyd b. Sabit (ra) kocaya terekenin yarısını, anneye altıda birini ve ana bir kardeşlere de üçte birini verirlerdi. Ancak ana baba bir kardeşlere bir şey kalmadığı için onları da yalnız ana bir kardeşlerin hissesine ortak kılarlardı. Ana baba bir kardeşler de kendilerine düşen miktarı erkeğe iki kadının hissesi kadar verilmek suretiyle aralarında bölüşürlerdi. İmam Şâfiî de bu görüştedir.” Bu görüş isabetlidir. Bu meseleye müşarrake denilmektedir.269

- “Zeyd b. Sabit yalnız ana bir kardeşler terekenin üçte birini aldıkları halde dede onları hacbeder. Şu halde dedenin hissesinin hiç değilse üçte birden aşağı olmaması gerekir, diye düşünmüştür. İmam Şâfiî de bu görüştedir.” 270

- “İmam Şâfiî’ye göre babaanne baba ile hacbolunur.” 271

- “İmam Şâfiî, biri ana bir kardeşi olan iki amca oğlunu bırakan kimse hakkında ana bir kardeş, ana bir kardeş olduğu için terekenin altıda birini aldıktan sonra geri

266 İbn Rüşd, age, 4/123; Şirbînî, age, 3/60.

267 İbn Rüşd, age, 4/121; Nevevî, age, 3/68; Şirbînî, age, 3/69 268 İbn Rüşd, age, 4/124; Nevevî, age, 3/10-11.

269 İbn Rüşd, age, 4/130; Nevevî, Ravza, 5/16. 270 İbn Rüşd, age, 4/132; Nevevî, Minhâc, 3/27-28. 271 İbn Rüşd, age, 4/135; Nevevî, age, 3/17.

kalanın da ölünün amcasının oğlu olduğu için diğer amca oğlu ile ortak olup aralarında eşit paylaşırlar, demiştir.” Bu görüş isabetlidir. İki kişi asabe ciheti ile müşterek mirasçı olur da biri akrabalık ciheti ile diğerinden ölüye daha yakın ise terekeden böyle hisse alırlar.272

- “İmam Şâfiî’ye göre hisse sahipleri hisselerini aldıktan sonra eğer bir miktar artar ve onu alacak asabe bulunmazsa artan kısım beytü’l-mâla verilir.” 273

- “İmam Şâfiî’ye göre mürted olan kimse öldürüldüğü zaman yahut olduğu zaman yakınları ona varis olamazlar. Malı hazineye kalır.” 274

- “İmam Şâfiî, mürted olan kimse tevbe ettiği zaman mürtedken geçirdiği namazları kaza etmek zorundadır.” 275

- “İmam Şâfiî’ye göre her biri bir dine mensub olan gayri müslimler birbirlerine varistirler.” Bu görüş isabetlidir. Ancak meşhur kavle göre zimmî ve harbî birbirine mirasçı olamazlar.276

- “İmam Şâfiî’ye göre savaş, geminin batması, deprem gibi olaylarda ölüp de hangisi hangisinden daha önce öldüğü bilinmeyen kimseler birbirlerinden miras alamazlar. İkisinin de mirası varsa diğer varislere yoksa hazineye kalır.” 277

- “İmam Şâfiî’ye göre mülâane edilen kadının çocuğundan kalan malın üçte biri annesine, gerisi de hazineye kalır. Şayet ana bir kardeşleri de bulunursa yahut annesi herhangi birinin azatlısı olursa o zaman ayrıca ana bir kardeşlerine de üçte bir kalır yahut terekenin geri kalanı annesini azatlayana geçmiş olur.” 278

- “İmam Şâfiî bir ölünün varisleri sadeci iki oğlu olup biri bir kimse için bu da bizim kardeşimiz der, diğeri de hayır, bizim başka kardeşimiz yoktur diye inkâr ederse bu konuda yalnız birinin ikrârı ile o kimsenin nesebi sabit olmadığı gibi ikrâr edene

272 İbn Rüşd, age, 4/136; Nevevî, age, 3/38.

273 İbn Rüşd, age, 4/136; Nevevî, age, 3/9-10; Şirbînî, age, 3/9-10. 274 İbn Rüşd, age, 4/137; Şâfiî, el-Ümm, 4/84; Nevevî, age, 3/31. 275 İbn Rüşd, age, 4/137; Nevevî, Ravza, 1/301.

276 İbn Rüşd, age, 4/137; Nevevî, Minhâc, 3/31-32. 277 İbn Rüşd, age, 4/138; Nevevî, age, 3/33. 278 İbn Rüşd, age, 4/139; Şâfiî, el-Ümm, 4/82.

herhangi bir şey de lâzım gelmez, demiştir.” Bu görüş isabetlidir. Akıl baliğ olan mirasçı beraberinde başka mirasçılar olursa yalnız başına ikrârda bulunamaz.279

- “İmam Şâfiî’den ölünün varisi yalnız bir oğul olup bu oğul bir kimse için bu benim kardeşimdir, derse bu mesele hakkında iki görüş rivayet olmuştur. Birisine göre o kimsenin nesebi ne sabit olur ne de ona mirastan bir şey düşer. Diğer görüşe göre ise o kimsenin hem nesebi sabit olur hem de ona miras düşer. Zira Şâfiî fıkhında ‘terekenin tamamı kendisine kalan varis tek bir kişi dahi olsa, bir kimsenin varis olduğunu ikrâr ederse onun ikrârı ile o kimsenin nesebi sabit olur, diye genel bir kaide vardır. İmam Şâfiî’nin ilk zikredilen görüşü meşhur olmayıp bu görüşe göre neseb ancak adaletli iki kişinin şahitliği ile sabit olur. Şahitler ikiden aşağı olursa neseb sabit olmaz.” 280

- “İmam Şâfiî’ye göre çocuğun evlilik mahsulü sayılması için en uzun süre dört yıldır.” 281

- “İmam Şâfiî’ye göre bir kadınla evlenip onunla cima’ etmeyen yahut daha sonra birleşen kişinin kârısı birleşme tarihinden değil de akit tarihinden sonraki altı ayda çocuk doğurursa çocuk ancak birleşmeden sonraki altı ay ve sonrasında onun nesebine katılır.” 282

- “İmam Şâfiî’ye göre kâiflerin sözü ile hükmedilir.” 283

- “İmam Şâfiî’ye göre kâifler bir çocuğun iki babadan olduklarını söyledikleri zaman çocuk ikisine de verilmez. Çocuğu muhayyer bırakmak için bülûğa ermesi beklenir.” 284

- “İmam Şâfiî’ye göre köle sahibi kölesini başkası adına âzâdlarken o başkasının sözü ile ve onun bilgisi ile âzâdlarsa velâ hakkı o kimsenin olur. Eğer habersiz olarak âzâdlarsa velâ hakkı kendisinin olur. Köle âzâdlandığı zaman sahibinin mülkünden çıktığı için velâ hakkının kendisine ait olması lâzımdır.” 285

279 İbn Rüşd, age, 4/140; Nevevî, age, 2/353. 280 İbn Rüşd, age, 4/140; Nevevî, age, 2/353; 4/560. 281 İbn Rüşd, age, 4/142; Nevevî, age, 3/474-475. 282 İbn Rüşd, age, 4/142; Nevevî, age, 3/474. 283 İbn Rüşd, age, 4/142; Şâfiî, age, 6/247. 284 İbn Rüşd, age, 4/143; Nevevî, Ravza, 6/358.

2- Müellifin Hatalı Naklettiği Görüşler

- “İmam Şâfiî’ye göre kâifler iki kişiden az olursa sözleri kabul olmaz.” Bu görüş hatalıdır. Kâifin birkaç kişi olması şart değildir. Kâifin müslüman, adil, tecrübeli olması, hür olması şarttır. Bir kâif yeterlidir, ancak sözünden emin oluncaya kadar kabul olunmaz.286

Ü- ITK

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî, müflisin köle âzâdlaması hakkında, bu adamın tasarruflarına hâkim hacir koymadıkça câriyesi ile cinsi münasebette bulunarak onu gebe bırakabildiğinde ve gerek kendi gerek çocuklarının beslenmesi için gerekli olan masrafları yapmaya yetkili olduğunda icma bulunduğuna göre sair tasarruflarının da aynı hükme tabi olması lâzım gelir, demiştir.”287

- “İmam Şâfiî iki kişi arasında müşterek olup da ortaklardan birinin kendi hissesini âzâdladığı köle hakkında, eğer hissesini azatlayan ortak zengin ise diğer ortağın hissesi de âzâdlanmış olur. Ancak ortağına ait olan bu hissenin diğeri ne ise onu ortağına ödemek zorunda olduğu için kölenin velâsı ona ait olur. Eğer hissesini âzâdlayan ortak fakir ise ona bir şey lâzım gelmez. Ve köle sadece bir kısmı âzâdlanmış kalıp kölelerin ahkamına tabi olur, demiştir.” 288

- “İmam Şâfiî kendi hissesini âzâdlayan ortak zengin ise o zaman diğer ortağın hissesi kendiliğinden âzâdlanır da demiştir.” ..289

- “İmam Şâfiî’ye göre kişi tamamına sahip olduğu kölenin bir kısmını âzâdladığı zaman kölenin hepsini âzâdlamış olur.” 290

286 İbn Rüşd, age, 4/143; Şâfiî, age, 6/247; Nevevî, Minhâc, 4/618. 287 İbn Rüşd, age, 4/149; Şirbînî, age, 4/622.

288 İbn Rüşd, age, 4/150; Nevevî, age, 4/628. 289 İbn Rüşd, age, 4/151; Nevevî, age, 4/628. 290 İbn Rüşd, age, 4/152; Şirbînî, age, 4/623.

- “İmam Şâfiî’ye göre köle olan baba, dede, büyükanne, anne, bunların anne babaları yani usul ve kişinin çocukları, oğulları, kızları, kız ve oğullarının çocukları yani furu’u kendiliğinden âzâdlanır.” Bu görüş isabetlidir. İmam Şâfiî’ye göre kardeşler bunun içine girmez.291

- “İmam Şâfiî ve tabileri, bütün kölelerini ya hastalığında ya da öldükten sonra âzâdlayan kimse hakkında kişi hakkında bütün kölelerini âzâdladığı zaman eğer onun başka malı yoksa ölümünden sonra köleler üç bölük yapılır ve aralarında kura çekilerek kuranın isabet ettiği bölük âzâdlanır. Öldükten sonra kölelerinin âzâdlanmasını vasiyet eden kimse de böyledir, demişlerdir.” 292

- “İmam Şâfiî’ye göre kişinin hastalığında âzâdladığı kölelerin hepsinin kıymet bakımından üçte biri âzâdlanır.” 293

V- KİTÂBET

Bu konudaki tüm görüşler isabetlidir.

- “İmam Şâfiî’ye göre kitâbet akdini bir köle yahut bir câriye bedeli ile yaparlarsa köle efendisine vereceği köleyi yahut câriyeyi tarif etmezse kitâbet akdi geçersizdir.” 294

- “İmam Şâfiî’ye göre kölenin elinde olmadığı halde malın peşin verilmesi şart koşulursa, böyle bir pazarlık yapıldığı zaman akid fâsid olur, kölenin efendisine bir şey lâzım gelmez.” 295

- “Şâfiîler, bir akidde fasit olan bir şartın koşulması akdin fesada uğramasına yol açar. Çünkü peşin ödenmesi şart koşulan kitâbet bedeli eğer akid anında kölenin elinde mevcut olmazsa, köle onu ödeyemez. Bu ise kitâbet akdinin gayesine aykırıdır, demişlerdir.” 296

291 İbn Rüşd, age, 4/153; Nevevî, age, 4/633. 292 İbn Rüşd, age, 4/154; Nevevî, age, 4/63,636. 293 İbn Rüşd, age, 4/155; Nevevî, age, 4/631,636.

294 İbn Rüşd, age, 4/157; Şîrâzî, age, 2/11; Şirbînî, age, 4/654. 295 İbn Rüşd, age, 4/158; Şîrâzî, age, 2/10.

- “İmam Şâfiî’ye göre birden çok köleyle bir akidde kitâbet yapmak bir rivayette câiz değildir, diğer bir rivayette ise câizdir. İmam Şâfiî’ye göre kölelerin birbirlerine kefil olmaları şart koşulsa bile koşulan şart boştur. Herkes kendi hissesini ödeyince âzâdlanmış olur. Şâfiîler “çünkü kölelerin birbirlerine kefil olmaları arasında fark yoktur. Yabancının ise kendisiyle kitâbet akdi yapılan köleye kefil olması ittifakla câiz değildir, demişlerdir.” 297

- “Kişinin kendisi ile başkası arasında müşterek bulunan köle ile kitâbet yapması hakkında İmam Şâfiî, ortağından izin almadan yapamaz, eğer yaparsa akid fâsiddir, eğer köleden kitâbet bedeli almışsa kendisi ile ortağı aldığı bedelde de ortaktırlar, demiştir.”

298

- “İmam Şâfiî’ye göre Nur Sûresi 24/33. ayet-i kerîmede “Eğer onlarda bir hayır görüyorsanız onlarla kitâbet akdini yapınız” da geçen “hayır”dan maksat çalışma gücüne sahip olma ve güvenilir bir kimse olmaktır.” 299

- “İmam Şâfiî’ye göre kitâbet akdinin efendi hakkında feshi câizdir, köle akdi feshedemez.” 300

- “İmam Şâfiî’ye göre kendisiyle kitâbet akdi yapılan köle ölürse tam köle olarak ölür. İmam Şâfiî çünkü kölelik hürriyetin arası yoktur. Kendisiyle kitâbet yapılan köle öldüğünde henüz hür değildir. Çünkü kitâbet bedelini ödemekle ancak âzâd olur. Kitâbet bedelini ise henüz ödememiştir, demiştir.” 301

- “İmam Şâfiî’ye göre kitâbet akdi yapılan kölenin efendisinin izni olmadan köle âzâdlaması bir görüşüne göre câizdir, diğer bir görüşüne göre ise câiz değildir.” 302

- “İmam Şâfiî’ye göre mükâteb köle efendisi ister izin versin ister vermesin yolculuğa çıkabilir ve efendisi yolculuğa çıkmamasını şart koşamaz.” 303

Benzer Belgeler