• Sonuç bulunamadı

uygulanması, bölgedeki iklim değişikliği ile mücadele için iklim değişikliğine uyum strateji ve planlarının hayata geçirilmesi

Isınma, ulaştırma ve sanayi kaynaklı emisyon-lar hava kalitesini düşürmekte, hava kirliliği in-san sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz yön-de etkilemektedir. Hava kirliliği kaynaklarının tespiti ve hava kalitesinin iyileştirilmesi için tüm kaynakları ve kirleticileri göz önünde bulundu-ran bütünleşik bir yaklaşım ile temiz hava ey-lem planlarının uygulamaya geçirilmesi gerek-mektedir. Bölgemizde, doğalgaza geçişle birlikte ısınma kaynaklı hava kirliliğinde azalma

görül-se de halen endüstri tesislerinden salınan kirle-ticiler hava kalitesini tehdit etmektedir. Bölgede bulunan hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısı yetersiz olup, hava kirliliği yoğun sanayi böl-gelerinde ve yerleşim alanlarında hava kirliliği ölçüm istasyon sayısının arttırılması ve hava kalitesinin izlenmesi ilk aşamada önemlidir.

Ülkemizde hava kalitesi yönetimine ilişkin usul ve esaslar Avrupa Birliği (AB) çevre

mevzuatıy-la uyumlu omevzuatıy-larak “Hava Kalitesi Değerlendir-me ve Yönetimi YönetDeğerlendir-meliği” ile belirlenmiştir.

Yönetmelikte temel olarak 13 kirleticiye (SO2, PM10, NOx vb.) dair, insan sağlığı ve çevrenin korunabilmesi için sağlanması gerekli olan li-mit değerler belirlenmiştir. Nihai olarak AB ül-kelerindeki hava kalitesi değerlerine ulaşılması hedeflenen bu Yönetmelikte; 2014 yılına kadar mevcut hava kalitesi sınır değerlerinin kade-meli olarak azaltılması; 2014 yılından itibaren de tedbir alma yükümlülükleriyle beraber yine kademeli olarak ana hedefin yakalanması ön-görülmektedir.

Türkiye, Kyoto Protokolü’nü imzalamasıyla karbondioksit ve sera etkisine neden olan di-ğer gazların salınımını azaltmaya yönelik ça-lışmalarını arttırmıştır. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik küresel çabalara katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu kap-samda, sera gazı emisyonu kontrolü ve iklim değişikliğine uyum konusunda 2011-2023 yıl-larına yönelik stratejik ilkeleri ve hedefleri içe-ren İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı (İDEP) hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.

İDEP’in genel amacı, sera gazı emisyonlarını sınırlandırmaya yönelik ulusal koşullara uygun eylemler belirleyerek iklim değişikliği ile mü-cadele edilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin yönetilerek dayanıklılığın artırılması ve böyle-ce Türkiye’de iklim değişikliği ile mücadele ve uyumun teşvik edilmesidir.

Eylem planı kapsamında çıkarılan Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik ile ulusal sera gazı emisyonlarının önemli bir kıs-mını teşkil eden elektrik ve buhar üretimi, çi-mento, demir-çelik, seramik, kireç, kâğıt ve cam üretimi gibi sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tesis seviyesinde izlenmesi sağlanacaktır. Bu yönetmelik bölgemizde öne çıkan sektörleri de doğrudan ilgilendirmekte olduğundan iklim değişikliği ile mücadele temiz hava eylem planlarının uygulanması ile birlikte öncelik olarak belirlenmiştir. Yönetmelik kap-samında, bölgemizde de bulunan çimento, de-mir-çelik, seramik, kireç, kâğıt ve cam üretimi gibi sektörler etkilenecektir. Bu nedenle iklim değişikliği ile mücadele için yerel planlama yapılması, sera gazı emisyon envanteri çıka-rılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması-na yönelik teknolojilerin geliştirilmesi ve uy-gulanması yaşam kalitesini artırılması adına önem taşımaktadır.

Tedbir 1. İl bazında veya bölgesel düzeyde te-miz hava eylem planlarının yapılması ve uygu-lanması

Tedbir 2. Sanayi tesisleri, madenler ve taş ocaklarının oluşturduğu hava kirliliğinin kontrol altına alınması

Tedbir 3. Hava kirleticileri ve sera gazı emisyon envanteri çıkarılması

Öncelik 9. Sanayide atık oluşumu, su ve enerji tüketimini azaltmaya yönelik uygulamalara ve temiz üretime geçişin sağlanması

Günümüzde geleneksel kirlilik kontrolü yöntem-lerinin aksine atık oluşumunu kaynağında ön-lemeyi veya azaltmayı amaçlayan yaklaşımlar benimsenmektedir. Bu yaklaşım ile birlikte tü-ketim ve üretimin azaltılması anlamına gelme-yen, yüksek verime sahip üretim teknoloji ve yöntemlerin kullanımıyla, aynı miktarda üretim için daha az doğal kaynak ve enerji kullanımı ve daha az atık üretimi prensibine dayanan sürdürülebilir tüketim ve üretim anlayışı orta-ya çıkmıştır. Bu kavram, endüstri başta olmak üzere tüm insani etkinliklerde verimlilik artışı ile atık azaltımını birlikte gözeten temiz üretim, kirlilik önleme, eko-verimlilik, vb. uygulamaları beraberinde getirmiştir.

Onuncu Kalkınma Planı’nda belirtildiği gibi,

üre-tim ve hizmetlerde yenilenebilir enerji kullanımı, eko-verimlik, temiz üretim ve çevre dostu tek-nolojiler desteklenecek, bununla birlikte çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi teşvik edilecektir.

2011 yılında çıkarılan Çevre ve Şehircilik Bakan-lığı, “Tekstil Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Tebliği” kapsamında tekstil sektörü faaliyetlerinin çevreye olabilecek olumsuz et-kilerinin en aza indirilmesine ve temiz üretim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Bölgemizde tekstil sektörü öne çıkan sektörlerden biri olup bölgemizdeki işlet-meleri doğrudan etkilemektedir. Ulusal politika olarak temiz üretim uygulamaların yaygınlaş-tırılmasının tüm sektörleri kapsayacak şekilde mevzuat değişiklikleriyle desteklenmesi bek-lenmektedir. Bu nedenle sanayi yoğun bölge-Tedbir 4. Endüstriden, motorlu taşıtlardan ve

ısıtmadan kaynaklanan sera gazı emisyonla-rının azaltılmasına yönelik teknolojilerin uygu-lanması ve geliştirilmesi

Tedbir 5. İklim değişikliği ile mücadele için yerel planlama yapılması ve uygulanması

Tedbir 6. Ağaçlandırmanın arttırılması, kuraklı-ğa ve tuzlulukuraklı-ğa dayanıklı bitkilerin belirlenmesi

Tedbir 7. Küresel iklim değişikliği, karbon ayak izi ölçümü, iklim değişikliği ile mücadeleye nelik mevzuatın getireceği zorunluluklara yö-nelik eğitimlerin ilgili firmalara verilmesi ve ka-muoyunun bilinçlendirilmesi

Küresel enerji politikalarının belirlenmesinde ekolojik dengeyi tehdit eden çevre kirliliği ve ik-lim değişikliği sürdürülebilirliğin sağlanmasın-da giderek artan önem kazanmıştır. Gelişmiş ülkeler artan enerji talebine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla cevap vermeye ça-lışmakta ve bu kaynakların kullanımının yay-gınlaşması için yapılan Ar–Ge çalışmalarına büyük destekler sağlamaktadırlar.

Hem artan enerji ihtiyacını karşılayabilecek hem de enerji elde edilmesi sırasında ortaya çı-kan olumsuz etkileri en aza indirilmesini sağla-yabilecek yenilenebilir enerji kaynaklarının ha-rekete geçirilmesi konusu kritik öneme sahiptir.

Bölgemizde yenilenebilir enerji potansiyelinin

yeterince kullanılmaması zayıf yönler arasında yer almaktadır. Yenilenebilir enerji kullanımının artırılması için öncelikli olarak bölgemizde ye-nilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinin tespit edilmesi gerekmektedir. Noktasal rüz-gâr ölçümlerinin yapılması, yerelde mevsimsel olarak güneş ölçümlerinin yapılması, gün boyu güneş alma süresinin hesaplanması, tespit edil-memiş jeotermal kaynakların enerji ve tarım-sal üretime dönük (seracılık gibi) potansiyelinin belirlenerek haritalanması gerekmektedir. Böl-gemiz özellikle tarım faaliyetleri ve ormanların yoğun olduğu bir bölge olduğundan biyoenerji potansiyelinin de tespiti ve fizibilite çalışmaları önem taşımaktadır.

Öncelik 10. Yenilenebilir, çevre dostu, ekonomik, verimli ve sürdürülebilir enerji kaynakları potansiyelinin belirlenerek değerlendirilmesi

almıştır.

Temiz üretim/eko-verimlilik; hammadde ve enerjiyi daha az kullanmayı, yeniden kullanım ve geri dönüşümü artırmayı, daha az atık oluş-turmayı ve tehlikeli atık miktarını azaltmayı amaçlayan çevreye duyarlı bir üretim stratejisi-dir. Ülkemizde bu kapsamda yapılan çalışma-lar sınırlı düzeyde bilinmekte ve uygulanmak-tadır. Sanayi yoğun bölgemizde eko-verimlilik olarak da bilinen temiz üretim uygulamaları-na geçiş ekonomik ve ekolojik faydalar sağ-layacak, aynı zamanda rekabet gücünü art-tıracaktır.

Tedbir 2. Temiz üretim uygulamaları hakkında sanayinin bilinçlendirilmesi

Tedbir 3. Çevre dostu teknolojilerin geliştiril-mesine yönelik Ar-Ge çalışmaları ve üretiminin desteklenmesi

Tedbir 4. Firmalar arası işbirliği ve dayanışma-yı artırarak hem çevresel hem ekonomik getiri-ler sağlayan Endüstriyel Simbiyoz uygulamala-rın hayata geçirilmesi

Öncelik 11. Enerji verimliliği ihtiyaçlarının tespit edilmesi, enerji yönetiminin yaygınlaştırılması ve enerji yoğunluğunun azaltılması

Enerji verimliliği, enerji arz güvenliğinin sağlan-ması, dışa bağımlılıktan kaynaklanan risklerin azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadele bakımından önemlidir. Bu çerçevede, enerjinin üretiminden kullanımına kadar geçen süreç-te verimliliğin artırılması, israfın önlenmesi ve enerji yoğunluğunun azaltılması gerekmektedir.

Bu kapsamda hazırlanan Ulusal Enerji Verimli-liği Strateji Belgesinde elektrik üretim, iletim ve dağıtımında verimliliği artırmak, enerji kayıp-larını ve zararlı çevre emisyonkayıp-larını azaltmak hedeflenmektedir.

Onuncu Kalkınma Planı enerji arz güvenliği-nin sağlanmasını, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırırken nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanmayı ön-görmektedir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için petrol ve doğalgaz arama çalışmaları art-tırılırken, linyit kömür, jeotermal gibi yerli kay-naklarının potansiyelinin belirlenmesi önem kazanacaktır. Enerji Verimliliği Strateji Belge-si’nde vurgulandığı gibi 10. Kalkınma Planı’nda da enerji yoğunluğunu azaltılması ve enerji ti-caretinde rekabetçi bir konuma gelinmesini he-deflenmektedir.

nebilir enerji teknolojileri sektörü, yan sanayiyle birlikte düşünüldüğünde önemli küresel ölçekte rekabet gücü olan bir sektör olarak düşünül-mektedir. Sanayi ve üniversite işbirliği ile ye-nilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretime geçilmesi de bölgemizde teşvik edilmelidir.

Tedbir 1. Yenilenebilir enerji kullanımının artı-rılması, yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge ça-lışmalarının geliştirilmesi ve yerli yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretilmesi

Tedbir 2. Hidrolik enerji potansiyelinin belirlen-mesine yönelik fizibilitelerin yapılması ve yatı-rıma dönüşmesi için gerekli çalışmaların yürü-tülmesi

ması ve kullanımının teşvik edilmesi

Tedbir 4. Hayvancılığın yoğun olduğu bölge-lerde kurumlar ve karar verici örgütlerle hay-vansal atıkların enerji potansiyeli üzerine araş-tırmasının yapılması ve kullanımının teşvik edilmesi

Tedbir 5. Orman ürünlerinin biyokütle enerji potansiyeli araştırmaların yapılması ve teşvik edilmesi

Tedbir 6. Yenilenebilir enerji konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılması

2010 yılı verilerine göre TR41 bölgesi illerin-den Bursa ve Eskişehir’de sırasıyla 3.291 ve 2.551 kWh/kişi olan elektrik tüketimi Bilecik’te 5.179 kWh/kişi değerine ulaşmaktadır. Ülke ortalamasının 2.334 kWh/kişi olduğu dikkate alındığında bölgemizde enerji yoğunluğunun azalması önemli kazançlar sağlanacağı ortaya çıkmaktadır. Enerji verimliliği enerji üretimi, ile-tim ve dağıtım sisteminin yanı sıra, sanayi, ula-şım, konut ve hizmet sektörlerinde ki kullanımı da içermektedir. Bu bağlamda enerji verimlili-ği faaliyetlerinin geliştirilmesi bölge açısından önemli kazançlar yaratacaktır

Tedbir 1. Üretimde, ulaşımda, konutlarda enerji verimliliği konusunda mevcut durumunun tes-pit edilmesi

Tedbir 2. Üretimde enerji yönetim sistemlerinin etkin uygulanması ve enerji verimliliğin artırıl-ması, bina ve tesislerde enerji yoğunluğunun azaltılması

Tedbir 3. Binalarda enerji sınıfları

sertifikasyo-nunun (LEED, akıllı bina. vb.) yaygınlaştırılması ve kamuoyu bilinçlendirmesinin yapılması Tedbir 4. Enerji verimliliği yüksek ürünler üreti-lerek rekabet gücünün arttırılması

Tedbir 5. Enerji verimliliğine yönelik malzeme, ekipman, yazılım ve otomasyon geliştirilmesi ve kullanımının desteklenmesi

Tedbir 6. Bina içi otomasyon sistemlerinin ge-liştirilmesi ve düşük enerji tüketimi sağlayan ürünlerin kullanımının desteklenmesi

Tedbir 7. Enerji tasarrufu ve verimliliği ile ilgili insan kaynaklarını geliştirmeye yönelik eğitim-ler düzenlenmesi

Öncelik 12. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yerel

kaynakların kullanımının azami seviyeye yükseltilmesi ve enerji

Benzer Belgeler