• Sonuç bulunamadı

Urartular‟ın Bölgedeki Faaliyetleri

BÖLÜM IV- KELKĠT VADĠSĠ‟NĠN TARĠHĠ ÇAĞLARI

2. M.Ö I Binyılda Kelkit Vadisi‟nin Durumu

2.6 Urartular‟ın Bölgedeki Faaliyetleri

Eski Anadolu tarihinin bir bölümünü oluĢturan Urartular tarihi kaynaklara ve arkeolojik bulgulara göre M.Ö. VIII. Yüzyıl ile M.Ö. VI. Yüzyıl arasında tarih sahnesinde görülmüĢlerdir.253

Asur kaynaklarında “Uruatri” (Yüksek ülke, dağlık ülke) olarak tanımlanmıĢtır.254

Bunu takiben Uratri, sonra da Urartu halini almıĢtır. Urartular, sınırları doğuda Hazar Denizi, batıda Fırat Nehri, kuzeyde Gökçegöl, Transkafkasya ve güneyde Toros Dağları‟na kadar uzanan bölgede Medler tarafından tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar büyük bir devlet olarak var olmuĢlardır.255

Bu dönemde henüz birleĢik merkezi bir devlet otoritesi olmamakla birlikte, dıĢarıdan gelen tehlikelere karĢı, sekiz ülkeden oluĢan Uruatri adında bir birlik görülmektedir. Burada geçen Uruatri; Urartu olarak ilk defa geçmektedir.256

Urartular‟ın uygarlık merkezi Van Gölü çevresi ile ilgili yazılı kaynaklara dayanan ilk bilgilerimiz Asur krallarının bu bölgeye yapmıĢ oldukları askeri 250 Çiğdem 2012: 32. 251 Özsait 1994a: 459-482. 252 Parker 1999: 140; Çiğdem 2012: 32. 253 Tanilli 1994: 133. 254 Belli 1982: 149; Erzen 1992: 24.

255 Benedict 1960: 100; Erzen 1992: 24; Tarhan 1982: 69 vd.; Akurgal 2000: 247; Bahar 2011: 236;

seferlerin kayıtlarını içeren yıllıklarına dayanmaktadır. Bu bilgiler M.Ö. XIII. yüz yılın baĢlarındaki gevĢek bir yapıyla birbirine bağlı feodal beyliklerle ilgilidir. Asur kaynaklarına dayanan bu bilgiler Asur kralı I.Salmanassar‟ın (M.Ö. 1274- 1245) saltanatının ilk yıllarındaki olaylarla ilgili yıllıklarında verdiği bilgilerde, 1274 yılında Uruatri‟ye bir sefer yaptığından, 8 memleketi zaptederek 51 Ģehri tahrip ettiğinden söz etmektedir.257

“…Uruatri ülkesi başkaldırdı. Ordumu harekete geçirdim. Müstahkem dağ kalelerinin üzerinden yürüdüm. İlimme, Utkun, Bargun, Salua, Halila, Luha, Nilipahri ve Zingun‟u zaptettim. (Sekiz) ülke ve 51 Şehri zaptettim, yaktım yıktım. Ganimet olarak mallarına el koydum. Bütün Uruatri Ülkesini üç günde itaat altına aldım...”258

Bu dönemde henüz birleĢik merkezi otoriteye sahip bir devlet yoksa da, Asur tehlikesi karĢısında Uruatri adı altında 8 ülkeden oluĢan bir birlikten söz edilebilir.259 Bu belgede geçen Uruatri adı Ön Asya tarihinde Urartu adından ilk söz ediliĢtir.260

Asurca bir kelime olan Uruatri etnik bir kelimeden çok, dağlık bölge anlamında kullanılan coğrafi bir terimdir. I. Salmanassar‟ın oğlu Asur Kralı I. Tukultininurta‟ya (M.Ö. 1243-1207) ait çivi yazılı metinlerde ise Doğu Anadolu yüksek yaylasındaki boylar için bir baĢka birlik adı kullanılmıĢtır. Bu boyların yaĢadıkları bölgeye “Nairi” ülkeleri adı verilmiĢtir.261

Yazılı belgelerden anlaĢıldığına göre Asur ve Urartu kaynaklarında “Nairi-Urartu-Biani(li)” adları eĢ anlamda kullanılmıĢtır.262

Diğer taraftan bugünkü Van adı Urartuların

257

Balkan 1984: 514-515.

258 Luckenbill 1968: LAR I, 144; Sekiz ülkenin konumu ve yazıtın Türkçesi için bkz. Tarhan 1978: 91 vd.; Çilingiroğlu 1994: 5; Pehlivan 1984: 77; Pehlivan 1991d: 23-24; Ceylan 1994: 176. 259 Pehlivan 1984: 78; Zimansky 1985: 9-13. Ayrıntılı bilgi için bkz. Van Loon 1966: 6; Salvini 1967: 32; Erzen 1992: 24 vd.; Tarhan 1982: 70 vd.; Tarhan 1983: 295; Tarhan 1986: 285-286. 260 Erzen 1992: 24; Çilingiroğlu 1994: 27-34.

261 Belli 1982: 149-150; Çilingiroğlu 1994: 29. 262 Tarhan 1982:103.

kendilerine verdikleri bir ad olan, “Biane/Bianili” veya “Viane” adından gelmektedir.263

XIII. yüzyılın ortalarında dağınık boylar halinde yaĢayan Uruatri ve Nairi beylikleri siyasi birliklerini gerçekleĢtirip bir devlet haline gelmeleri, ancak M.Ö. IX. yüzyılın ortalarında olmuĢtur.264

Urartu Kralı Menu‟adan (M.Ö. 810-786) önce I. Sarduri‟nin tahtta olduğunu, hükümdarlık dönemini, Asur saldırılarını engellemek ve kuruluĢ aĢamasındaki sorunları çözmeye çabalamakla geçirdiğini ve henüz yeri keĢfedilmeyen, ancak MuĢ Ovası‟nda olduğu sanılan baĢkentlerini ArzaĢkun‟dan Van Ovası içindeki yalçın kayalığın üzerinde kurulan TuĢpa‟ya taĢıdığını265

TuĢpa (Van) Kalesi‟ndeki Sardurburcuna yazdırdıklarından görmekteyiz.

“Büyük kral Lutipri‟nin oğlu, kudretli kral, yeryüzünün kralı, Nairi Ülkesi‟nin kralı, eşi olmayan kral, savaştan korkmayan dehşet verici çoban, kendine boyun eğmeyenleri mahveden Kral Sarduri‟nin yazıtı; (Ben) Lutipri‟nin oğlu, krallar kralı, bütün krallardan vergi kabul eden Sarduri‟yim...”266

I. Sarduri dönemindeki tarihi olaylar ve krallığın yayılımı ile ilgili bilgilerimiz bu krala ait Sardurburcu yazıtından baĢka yazılı belge olmamasından dolayı son derece sınırlıdır.

Urartu Krallığı‟nın Karadeniz ile iliĢkilerinin Menua (M.Ö. 810-786) döneminde baĢladığını söyleyebiliriz. Menua Urartu ordusunu güçlendirmek, Asur karĢısında iĢ gücünü arttırmak ve Urartu otoritesine karĢı ayaklanan toplulukları cezalandırmak için uyguladığı toplu nüfus aktarımında Karadeniz Bölgesi‟ni de dahil etmiĢtir.267

263 Erzen 1992: 27.

264

Tarhan 1982: 70; Pehlivan 1984: 74. 265 Çilingiroğlu 1994: 36-38; Bahar 2011: 226.

266 Tarhan 1978: 62 vd.; Erzen 1992: 27; Çilingiroğlu 1994: 38; Ceylan 1994: 191. 267 Çilingiroğlu 1994: 68.

Urartu Krallığı‟nın gerçekten güçlü bir devlet olarak görüldüğü dönem, Ġspuini‟nin oğlu Menua (M.Ö. 810-786) dönemidir. Ġspuini zamanında geliĢme ve geniĢleme olanağı bulan Urartu Krallığı, Menua döneminde merkezi otoriteye dayalı bir sistemle yönetilmeye baĢlanmıĢtır.268

Menua tahta çıktıktan sonra bütün ülke genelinde imar faaliyetlerine giriĢmiĢ bir hükümdardır. O doğu komĢuları Rızaiye Gölü güneyindeki Manna Ülkesi (Azerbaycan) ile irtibata geçmiĢtir. Urmiye Gölü‟nün güneyinde bulunan TaĢtepe Yazıtı‟nda Menua, Manna ülkesi için Asurlular ile mücadele ettiğinden söz etmektedir. Elazığ Palu Yazıtı‟nda batıda Fırat‟ı geçerek ve Malatya Krallığı‟nı vergiye bağladığını belirtmektedir. Ayrıca zamanında güneyde Zapsuyu‟nun orta mecrasına; kuzeyde Aras Nehri‟ne, batıda, Yukarı Fırat ve onun kuzey kolu Karasu doğal sınırına kadar ulaĢmıĢtı.269

Bu toprakların ülkeye katılması ile birlikte ülke, güçlü bir yönetim yapılanmasına kavuĢmuĢ, vilayetlere ayrılmıĢ ve buralara valiler atanmıĢtı. Vilayetler arasında büyük yollar yapılarak merkezle olan bağlantıları kuvvetlendirilmiĢti. Urartu toprakları kuzeyde, Erzincan ve Erzurum yaylarına kadar uzanmaktaydı. Bu noktadan daha yukarda, topraklarına Geçit Ülkesi adı verilen Diauehi270 halkı yaĢamaktaydı. Diauehi Ülkesi271 Karadeniz‟e giden yolları elinde tutmaktaydı. Menua kuzeybatıda Diauehi‟ye seferler yapmıĢ, krallığın sınırlarını büyüterek daha geniĢ alanlara ulaĢtırmıĢtır. Kuzey Anadolu seferlerin nedenleri arasında, krallığın ekonomik gereksinimlerini karĢılayacak doğal zenginliklerin ve verimli toprakların kuzeyde bulunmasının önemi

268 ĠĢpuini‟nin tahta geçiĢi ve krallık süresi ile ilgili farklı görüĢler vardır; Tarhan, M.Ö. 830/825- 810 tarihlerini önerirken, Tarhan 1983: 299; Sevin, ĠĢpuini‟nin tek baĢına hükümdarlık süresinin çok uzun sürmediğine değinerek M.Ö. 830/829-815 tarihlerini önerir. Sevin 1979: 38; Sevin 1981: 1; Belli, Tarhan ile hemen hemen aynı tarihleri M.Ö. 830-810 önerir. Belli 1982: 155; Çilingiroğlu, M.Ö. 825/824-810 tarihlerini, Erzen ise M.Ö. 825-815 tarihlerini önerir. Erzen 1992: 28; Çilingiroğlu 1994: 42.

269

Bahar 2011: 240.

270 Friedrich 1931: 271-272; Piotrovskii 1966: 59-60, 76-77; Salvini 1967: 22-23; Burney-Lang 1971: 136-138; Tarhan 1978: 80 vd.; Sevin 1979: 102 vd.; Çilingiroğlu 1982: 191-194; Tarhan 1982: 101; Belli 1982: 156; Tarhan 1983: 302; Çilingiroğlu 1994: 62-63; KoĢay 1984: 18; Pehlivan 1984: 78 vd.; Pehlivan 1994: 332; Ceylan 1994: 181 vd.; Köroğlu 2000: 720-723; Ceylan 2001: 39 vd.; Güneri 2002: 3.

271 Bölge olarak Kuzey Anadolu‟ya yerleĢtirilen ve kuzey sınırını Çoruh Havzası‟nın oluĢturduğu bir ülke olarak bilinmektedir.

büyüktür. Urartular bu bölgeye sadece sefer düzenlemekle kalmamıĢlar, kendileri için büyük öneme sahip, kuzeydoğuya ve kuzeybatıya açılan yolları da denetimleri altına almıĢlardır. Ayrıca bu yolların güvenliğini sağlamak için de

bölgeye güçlü kaleler inĢa etmiĢlerdir.272

Urartu Krallığı I. Rusa ve II. ArgiĢti dönemlerinde ise Proto-Türkler olarak adlandırılan Kimmerler ile mücadele etmiĢ ve sürekli olarak Kimmerler tarafından saldırıya uğramıĢlardır. (M.Ö. 714-707).

Kimmerler‟in saldırısı karĢısında I. Rusa‟nın TuĢpa‟ya döndüğünü ve bir kısım birliklerini Ģehirde bıraktıktan sonra Kimmerler‟le savaĢmak üzere kuzey sınırına doğru yola çıktığını ve kısmen de olsa ülkenin bütünlüğünü koruduğunu söyleyebiliriz. I. Rusa döneminde Asur‟un da Urartular üzerindeki baskısı devam etmektedir. Bu nedenle I. Rusa, Phryg kralı Midas ve Tabal kralı Ambaris olmak üzere Anadolu yerel krallıkları ile Asur‟a karĢı bir ittifak oluĢturmuĢtu. Bu ittifak Kuzey Suriye‟deki Asur‟un vassal krallıklarını isyana teĢvik etmiĢ ve Phryg kralı Midas, Asur‟un Çukurova (Que) eyaletinde bir takım kentlere saldırmıĢtı. Bu durum karĢısında II. Sargon‟un Urartu ve Phryg devletleri üzerine bir cezalandırma seferi düzenlediğini ve Urartu ülkesine saldırıya geçtiğini biliyoruz. Urartular güneyden Asur kralı II. Sargon‟un (M.Ö.721-705) baskısını kırmaya çalıĢırken ülkenin kuzeyi de Kimmerler tarafından istila edilmiĢti.273

I. Rusa‟nın bu saldırıları durdurmak için Ermenistan‟daki Sevan Gölü yakınlarına kaleler ve Ģehirler kurması baĢarılı olamamıĢtır. Urartular‟ın Kimmerler ve Ġskitler‟le baĢının dertte olduğunu bilen Asur Kralı II. Sargon, Urartular‟a bir sefer düzenlemiĢ ve baĢarılı olmuĢtur. Böylece Kuzey Suriye‟nin bütün egemenliği Asurlular‟a geçmiĢtir. Bu yenilgiyi hazmedemeyen I. Rusa intihar etmiĢtir. Onun yönetimini oğlu II. ArgiĢti‟nin yönetimi izlemiĢtir.274

II. ArgiĢti (M.Ö. 714-685) zamanında siyasi ve ekonomik bir politika ile kentler yeniden kuruldu; sulama Ģebekeleri onarıldı; bağlar, bahçeler yeniden

272 Belli 1977: 111 vd.; San 2000: 19. 273 Hawkins 1982: 417-420.

dikildi ve çok geçmeden Urartu Krallığı, Asya'nın batısında en önemli güç olarak yerini aldı.

II. ArgiĢti‟nin tüm bu iĢlere zaman ayırabilmesi, o sıralarda Asur Devleti‟nde bir iç karmaĢa yaĢanmasındandır. Bununla birlikte Urartular, Anadolu‟nun bütünü için büyük bir tehlike oluĢturan bozkır kavimlerinden Kimmerler‟e karĢı devamlı tetikteydi. II. ArgiĢti ülkesini Kimmerlere karĢı savunarak sınırları mustahkem hale getirmiĢ ve ülkesinin bağımsızlığını Kimmerler‟e karĢı koruyabilmiĢtir. Urartu Krallığı‟nın kuzeybatıda ulaĢtığı son nokta olan olan Altıntepe kalesinin de Anadolu içlerine kadar ilerleyen Kimmerler‟in birgün geri döneceği endiĢesi ile II. ArgiĢti tarafından yaptırılmıĢ olduğu sanılmaktadır.275

Karadeniz Bölgesi politikasına benzer bir politika izleyen bir diğer Urartu Kralı da II. Rusa‟dır. (M.Ö. 685-645) II. Rusa Urartu‟nun güneydoğusundaki Manna‟dan kadınları, Halitu‟dan erkekleri getirerek Urartu topraklarında iskan ettirmiĢtir.276

Halitu Trabzon‟a yerleĢtirilmektedir ve bu lokalizasyona göre Urartu Krallığı‟nın Halitu ülkesine ulaĢması için Erzincan/Altıntepe-Kelkit veya Erzurum-Bayburt üzerinden GümüĢhane ve çevresinden geçme zorunluluğu bulunmaktadır.277

Bu dönemde Kelkit Vadisi‟nin doğusu için Kimmer etkisi altında olduğunu söyleyebiliriz.

M.Ö. 609 tarihinden hemen sonra, Ġskitler‟in Urartu ülkesini ellerine geçirdikleri Ģeklindeki Babil Kroniğinin verdiği bilgi büyük bir ihtimalle doğru olarak kabul edilebilir. Nitekim ÇavuĢtepe kazıları sırasında ele geçirilen bazı arkeolojik bulgular da Urartu Krallığı ve ÇavuĢtepe Kalesi‟nin Ġskitler tarafından yıkıldığını doğrulayacak mahiyettedir.278

Krallığın hangi tarihlere dek ayakta kalabildiği konusunda da kesin kanıt yoktur. Ġskitler‟in batıya Orta Anadolu‟ya

275 Çilingiroğlu 1994: 99; Erzen 1992: 34-36. 276

Tarhan 1986: 299; Çilingiroğlu 1994: 104-105; Payne 2006: 282; Çiğdem 2006: 91; Çiğdem 2012: 34.

277 Çiğdem 2012: 34. 278 Erzen 1992: 41-42.

yönelmesiyle Urartu toprakları M.Ö. VI. yüzyılın baĢlarında Medler‟in yönetimine geçmiĢtir.279

Urartu Krallığı güneyindeki Asur Ġmparatorluğu ile uğraĢırken bir yandan da kendisi için yeni yaĢam alanları oluĢturma çabası ile Doğu Anadolu ve Kafkaslar‟da siyasi ve ekonomik gücünü geniĢletmeyi hedeflemiĢtir.280

Böylece Urartu Krallığı hem Asur tehlikesinden uzak bölgelerde kendisine yeni yerleĢim alanları kuruyor, hem de kendisinin besin ihtiyacını gideriyordu. Ayrıca Urartu Krallığı‟nın bulunduğu yüksek dağlık bölgelerden özellikle de güneyde sürekli olarak Asur tehditi olan yollar yerine, kuzeyde deniz bağlantısı da olan alternatif yol ağını kurmaya çalıĢmaktaydı. Bu politikanın sonucu olarak Uratular kuzeydeki ülkelere birçok sefer yapmıĢlardır. Bu seferler sırasında Urartu Krallığı‟nın Doğu Karadeniz‟e ulaĢtığını belgeleyecek arkeolojik kanıt ve tarihi belgelere henüz ulaĢılamamıĢtır.

Urartular‟ın Kelkit Vadisi‟nin doğusu ile iliĢkileri güçlü olasılıkla GümüĢhane‟deki maden kaynakları ile ilgilidir. Urartular GümüĢhane‟deki madenleri değerlendirmiĢ olmalıdırlar.281

Karadeniz limanlarının Urartu mallarının batıya taĢınmasında kullanılan önemli bir ihracat kapısı olduğunu ifade eden Belli, Barnet, Zimansky, Wartke ve Çilingiroğlu, bu ticaret ağının da Erzurum-Bayburt-GümüĢhane üzerinden geçtiğini, bu yol ağının da kontrol edilmesinin oldukça zor olduğunu söylemektedirler.282

Urartu Krallığı‟nın askeri ve ticari yolları kontrol altında tutma politikalarını gösterir belgelere henüz ulaĢılamamıĢtır.

Kelkit Vadisi‟nin Urartu Krallığı dönemindeki bilgilerimiz daha çok vadinin doğusunu oluĢturan GümüĢhane ve ilçeleri olan Kelkit, Köse, ġiran ilçelerinde yapılan arkeolojik yüzey araĢtırmalarının verdiği somut bilgiler ile Urartu

279 Bahar 2011: 231-232.

280 Sevin 1979: 40 vd.; Belli 1982: 156 vd.; Erzen 1992: 34-47; Sevin 2003: 204; Belli 2004: 58; Çiğdem 2012: 33.

281 Çiğdem 2012: 33.

282 Barnet 1984: 314-321; Belli 2004: 39; Zimansky 1985: 29, fig. 5; Çilingiroğlu 1994: 126; Wartke 1998: 44;

Krallığı‟na ait yazılı belgelerden oluĢmaktadır. Bölge ile ilgili kapsamlı bilgilere ulaĢmak adına arkeolojik kazıların yapılması önemlidir.

Kelkit, Köse ve ġiran‟da yapılan araĢtırmalar sonucu tespit edilen kalelerde Urartu izine rastlanmamıĢtır. Yine aynı Ģekilde vadinin doğusunu oluĢturan ġebinkarahisar ve Alucra ilçelerinin de Urartu hâkimiyetine girip girmediği kesin değildir. Yalnız ġebinkarahisar kalesi, kale içi su tüneli, surların oturduğu sarp kayalık konum, Urartu kalelerinin genel özelliklerine benzerliği açısından önemlidir. Bu benzeriliğin kesin sonuçlar ile açıklanmasının vadi genelinde yapılacak olan kazıların ve yüzey araĢtırmalarının verdiği bilgiler ile mümkün olacağı düĢüncesindeyiz.

Yine vadinin doğusundaki höyüklerden elde edilen çanak çömlek parçaları Urartu çanak çömleği ile tam olarak benzerlik göstermemektedir. Vadinin batısındaki höyük yüzeylerinde tespit edilen kırmızı ve koyu kırmızı rengindeki keramikler, Urartu bölgesi ile etkileĢim içerisine girip girmediği konusunda net bilgiler vermemektedir. S. Çiğdem bu keramik örneklerinin Urartu dıĢında yerel üretim ürünleri olduğunu ifade etmektedir.283