• Sonuç bulunamadı

Hitit Devleti ve Kuzeydoğu Politikası

BÖLÜM IV- KELKĠT VADĠSĠ‟NĠN TARĠHĠ ÇAĞLARI

1. M.Ö II Binyılda Kelkit Vadisi‟nin Durumu

1.2 Hitit Devleti ve Kuzeydoğu Politikası

Hititler ile ilgili bilgilerimiz yakın zamana dayanmakta ve XIX. yüzyılın sonlarına kadar, Hititler‟in tarih sahnesindeki rolleri hakkında fazla bir bilgimiz bulunmamaktaydı. Mısır metinleri ve Tevrat Hititler‟den söz ediyordu,140

ama bu kavmin Anadolu kökenli olabileceği düĢüncesi hiç hâkim değildi.

Ġç Anadolu‟nun Eskiçağ tarihi ile ilgili yapılan araĢtırmalar, XIX. yüzyılda buraları gezen Charles Texier, William Hamilton141

gibi gezginlerin izlenimlerinden öteye gidememiĢtir. Daha sonra Boğazköy Tabletleri adı verilen, Boğazköy arĢivine ait eserler bulunmuĢ ve 1917 yılında çözülmüĢtür.142

Bu tabletlerde Anadolu‟nun bu bölgesinden Hatti Ülkesi diye söz edildiği görüldüğünden bu uygarlığı yaratanlara, Tevrat‟taki isimle de uyuĢturarak Hititler denmiĢtir. Fakat Tevrat‟ta geçen Hititler‟in, Orta Anadolu‟da büyük bir imparatorluk kuran Hititler ile hiçbir ilgisi yoktur. Buradaki Hititler‟le kastedilen Hitit Ġmparatorluğu‟nun M.Ö. 1200 yıllarında yıkılmasıyla Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye‟de kurulmuĢ olan ve aĢırı derecede AramileĢmiĢ olan Geç Hitit Devletleri‟dir.143

M.Ö. II. binyılda Anadolu‟da Hitit Devleti‟nin mutlak bir egemenliği görülmektedir. Sadece Anadolu‟da değil tüm Ön Asya‟da varlığını hissettiren

139 Özsait 1980: 96.

140

Lloyd 1998: 25; Tevrat, Tekvin, Bap 11. 141 Hamilton 1842.

142 Ünal 2002: 30. 143 Ünal 2002: 31.

Hititler binyılın baĢlarından itibaren Anadolu‟ya gelerek yerleĢmiĢlerdir.144 Hititler‟in Anadolu‟ya geliĢleri ya da Anadolu‟nun yerli halkı olup olmadığı konusunda farklı görüĢler bulunmaktadır. Biz burada Hititler ve onların dönemi ve öncesindeki diğer kavimlere bir göz atmanın uygun olacağı kanaatindeyiz. (Harita 3)

Hititler‟in M.Ö. 2200-1800 yılları arasında Anadolu‟ya yerleĢtikleri konusunda farklı görüĢler vardır. Hititler‟le ilgili genel tarih görüĢü Ģu Ģekildedir:

Hititler yazılı belgeleriyle günümüze ulaĢan ilk Hint-Avrupa topluluğudur. M.Ö. II. binyılın baĢlarında Kızılırmak Havzası‟na gelen Hititler, (Harita 1) bu bölgede bulunan Hattilerle kaynaĢmıĢlardır.145

Bunun sonucu olarak da Hatti kültürü ile Hitit kültürü ortak bir kültür olarak benimsenmiĢtir.146

Bu görüĢün dıĢında halen devam eden tartıĢmaların baĢlıcaları Ģu baĢlıklar altında ele alınabilir: Hititler‟in Karadeniz‟in Kuzeyi ve Kafkasya üzerinden Anadolu‟ya geldikleri, Mezopotamya, Orta Avrupa ve Boğazlar yolunu kullanarak geldikleri veya Anadolu‟nun yerli kavmi147 olduklarıdır.

Bu görüĢlerden en yaygın olanı Hititler‟in, Hint-Avrupalı kavimler gibi Batıdan, Boğazlar üzerinden Anadolu‟ya gelmiĢ olduklarıdır. Daha sonra yapılan filolojik araĢtırmalar Hititler‟in Kafkaslar üzerinden Anadolu‟ya girmiĢ olduklarını ve bir süre YeĢilırmak Havzası‟nda oturduktan sonra Kızılırmak kavsi içine yerleĢtiklerini göstermektedir.148

Hitit krallığının merkezini oluĢturan, Ġç Anadolu‟nun kuzeyinde ve Karadeniz bölgesinde kalan alanda, Ġç Anadolu‟nun diğer bölgelerine oranla daha fazla arkeolojik araĢtırma yapıldığı görülmektedir. Oldukça dağlık olan Anadolu‟nun bu bölgesinde ilk sistematik araĢtırmaları, 1926 yılında von der Osten yapmıĢtır. Özellikle Kelkit Vadisi‟nin kuzeyindeki verimli bölgelerde

144 Macqueen 2001: 30. 145 Gurney 2001: 28.

146 M.Ö II. Binyıl baĢlarında Küçük Asya‟ya gelen Hint-Avrupalı Hititler, Kızılırmak kıvrımı içinde kalan bölgede, bir devlet kurmuĢlar ve en geliĢmiĢ olduğu sınırı da, Samsun-ġebinkarahisar- Erzincan hattına kadar uzanmaktaydı.

147 Ünal 2002: 30. 148 Sommer 1947: 3,8.

eskiçağ yerleĢimlerinin olmamasına dikkat çekmiĢ ve Roma Dönemi‟ne kadar bu alanda göçebelerin yaĢadığı yorumunu yapmıĢtır.149

Kelkit Vadisi‟nin batısını oluĢturan Tokat, Amasya, Samsun illerinde Kalkolitik Dönem ve ĠTÇ‟de yoğun bir iskân olduğu bilinmektedir. Fakat ĠTÇ yerleĢmelerinde izleyen dönem olan M.Ö. II. binyılı iskânları hakkında çok fazla bilgiye sahip olmamakla birlikte, bu yörelerin ve özellikle Amasya ve Samsun illerinin Hititler‟e olan coğrafi yakınlığı nedeniyle Orta ve Son Tunç Çağ‟da Kelkit Vadisi‟nin doğu bölümüne oranla biraz daha fazla yerleĢim gördüğünü söyleyebiliriz.

Kelkit Vadisi‟nin Sivas-Koyulhisar ve Ordu-Mesudiye bölümünde M. Özsait tarafından yapılan araĢtırmalarda çok sayıda ĠTÇ yerleĢmesi saptamıĢ, bunun yanı sıra Hitit Çağı buluntuları olan merkezler de tespit edilmiĢtir, ancak bu merkezlerin konum ve isimlerinin araĢtırmacı tarafından belirtilmemiĢtir. Bu nedenle Ordu-Mesudiye, Sivas-Koyulhisar yöresinin M.Ö. II. binyılda da iskân edildiği ya da Hititler‟in Ordu ilinin güneyi ve Sivas ilinin kuzeydoğusu kadar doğuda da yerleĢmeler kurmuĢ oldukları gibi bir varsayımı öne sürmek için elimizde henüz yeterli kanıt bulunmamaktadır.

Kelkit Vadisi sınırları içerisinde Hitit kültürünün yoğun olduğu önemli merkezler; Erbaa ilçesinde Horoztepe, Anderson‟un “Verisa” ve Garstang‟ın “Zippalanda”150

olarak bahsettiği kutsal Hitit kenti Aktepe (Bolos) Höyüğü, Zile Kalesi‟nin bulunduğu “Anzilia” Höyüğü ile Kale Höyük‟tür. Buralarda arkeolojik kazılar yapılmıĢ, Kalkolitik döneme ait eserler bulunmuĢtur. Yine bölgede M.Ö. II. binyıl yerleĢmelerini belirlemeye yönelik çalıĢmalar da devam etmiĢtir.151

149 Yakar 1980: 78.

150 Zippalanda ile ilgili yapılan son çalıĢmalar bu yerleĢimin Yozgat il sınırları içerisinde yer alan ve AliĢar Höyük‟e 13 km. mesafede bulunan Çadır Höyük olduğunu gösterir niteliktedir.

151 Osten 1927: 8-93; Amerikan Doğu Cemiyeti adına H.H. Von Der Osten‟in bölgede, özellikle M.Ö. II. Binyılı yerleĢmelerini araĢtırdığını bilinmektedir.

Kelkit Vadisi‟nin batısınında yer alan Tokat ili152, XVII. yüzyıldan itibaren

arkeolojik anlamda çalıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Öncelikli olarak bölgenin tarihi yolları üzerine çalıĢmalar baĢlamıĢ,153

sonrasında yapılan araĢtırmalar ise antik yerleĢmeler ve yazıtlar üzerine olmuĢtur.

Tokat ve çevresinde arkeolojik anlamda yüzey araĢtırmaları 1944 yılında baĢlamıĢtır.154

Bununla birlikte bölgede arkeolojik kazılar da hız kazanmıĢtır.155 Yine bu dönemde Kayapınar156

ve Horoztepe157 kazıları da yapılmaya baĢlamıĢtır. Kelkit Vadisi‟nin batı bölümünü oluĢturan GümüĢhane‟nin Eskiçağı, arkeolojisi ve sanat tarihi ile ilgili çalıĢmalar oldukça kısıtlıdır. Mevcut eserlerde ilin tarihi M.Ö. III. binyıla kadar ifade edilmekte ise de bununla ilgili net bulgulara henüz ulaĢılamamıĢtır. Bu nedenle burada yapılan araĢtırmalar bölgenin tarihini aydınlatma açısından oldukça önemlidir. Yapılan yüzey araĢtırmaları158

bölgenin Eskiçağı için daha sağlıklı neticelere ulaĢılması açısından önemlidir. Bölgenin tarihi çağları ile ilgili yazılı bilgilere, en erken Hitit kaynaklarında rastlanılmaktadır.159

GümüĢhane ve çevresinde günümüze kadar yapılan araĢtırmalarda Roma Dönemine kadar, bölgenin tarihine ıĢık tutabilecek bir yazıt ele geçmemiĢtir.160

Kelkit Vadisi ile Hitit iliĢkileri baĢlayıncaya kadar geçen süre içinde, ana hatları ile Hititler‟in faaliyetlerine değinilen bu bölümden sonraki kısımlarda konumuzun önemli bir kısmını oluĢturan Azzi-HayaĢa ve Kaškalar ile bölgenin tarihi çağları ele alınacaktır.

152 Tokat ilindeki araĢtırmalar için bkz. Burney 1956: 179-203; Durbin 1971: 99-124; Özsait 1994b: 113-117; Özsait 1999: 89-107; Özsait 2000a: 73-88; Özsait 2000b: 335-341.

153 Hogart 1890: 151-166; Munro 1901: 52-66. 154 Kökten 1944a: 679. 155 Özgüç 1946: 220-222. 156 Temizer 1954: 317-330.

157 Özgüç-Akok 1957: 201-219; Özgüç 1958: 27; Durbin 1971: 101; Kınal 1998: 43. 158

Çiğdem vd 2003: 167–178; Çiğdem vd 2005: 285–299; Çiğdem vd 2006: 57-70; Çiğdem vd 2007: 501-512; Çiğdem vd 2011: 155-174.

159 Adontz 1946: 26; Ertem 1973: 23. 160 YurttaĢ 2008: 186.