• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1 Eğitime Genel Bir YaklaĢım

2.1.4. Turizm Eğitim

2.1.4.1. Uluslararası Literatürde Mesleki Turizm Eğitimi ve Turizm Öğretimi Kavramları

Türkiye‟de Türkçe yazılmış konuyla ilgili literatür ve uluslar arası literatür karşılaştırıldığında “turizm eğitimi” kavramının farklı anlamlar ifade ettiği görülmektedir.

Zais (1976) öğretim (education) ve eğitim (trainning) arasındaki belirgin ayrımı yapanlardandır. Zais‟e (1976:317) göre “eğitim (trainning)” spesifik davranışsal değişimlere doğru yönlendirilmiş bir teknik modeldir. “Öğretim (Education)” ise insanın çevresi ve çevre ile nasıl başa çıkabileceği konularında farkındalıkları geliştirmeye doğru yöneltilen bir süreci ifade eder. Bu çalışmada Zais‟in (1976) eğitim ve öğretim arasında yapmış olduğu ayrım dikkate alınarak “turizm eğitimi (tourism trainning)” kavramı “mesleki turizm eğitimi” olarak ifade edilecektir.

Zagonari (2009) çalışmasında mesleki turizm eğitiminin daha çok okullarda turizm öğretiminin ise üniversitelerde verildiğini belirtmektedir. Bu çalışmada, Zagonari‟nin (2009) tespitine dayalı olarak üniversiteler tarafından verilen turizm

eğitimi “turizm öğretimi (tourism education)” olarak ifade edilecektir.

Şekil 2: Uluslar arası Literatürde Turizm Eğitimi

Kaynak: Yabancı literatürden elde edilen bilgilerden faydalanarak, araştırmacı

tarafından hazırlanmıştır.

Turizm öğretimi ve mesleki turizm eğitimi temel ayrımında birçok problem görülmektedir (Jenkins, 1996:217). Zagonari (2009) mesleki turizm eğitimi alanların “statik” turizm öğretimi alanların ise “dinamik” turizm icracıları olduğunu ifade etmektedir

Örneğin, tüketicilerin isteklerini ve ihtiyaçlarını tatmin etmeye yönelik otel çalışanları statik icracılardır. Çevreye duyarlı turistlerin oluşturduğu pazar talebinin büyümesini sağlamaya çalışan otelci veya etik ürünlerin kullanılmasını desteklemeye çalışan restoran sorumlusu ise dinamik icracıdır. Buna rağmen statik icraatçılar yetiştirmek için okullarda ve dinamik icraatçılar yetiştirmek için üniversitelerde uygulanan mesleki ve teknik müfredat programların arasında kesin bir ayrım bulunmamaktadır. Yine de mesleki okullar daha çok öğrencilerin müfredat programını tamamladıklarında gösterebilecekleri, sınırları iyi tanımlanmış ve aktarılabilir becerileri öğretmektedirler (Zagonari, 2009:2).

Mesleki turizm eğitimi üniversite düzeyinin altında bir iş olarak görülmektedir. Biletleme, garsonluk gibi bazı spesifik işlerin eğitimlerini vermek bu tür eğitimlerden sayılabilir. Bu tür programların çoğu sektörle görüşülerek sektörün ihtiyaçlarına göre oluşturulan programlardır

Turizm öğretimi ise üniversite sisteminin bir ürünüdür. Adaylar giriş için gerekli yeterlilikleri gösterirler ve ağır bir entelektüel bilgi almaya hazırdırlar. Turizm sektörüne ve ekonomi içindeki diğer sektörlerle ilişkileri ele alan analizlere yoğunlaşılır. Bu makro analitik yaklaşım mezunlarını sektörde üst düzey yönetici veya kamuda

Turizm Eğitimi

turizm planlayıcısı olarak yetiştirmeyi amaçlar (Jenkins, 1996:217). Üniversite öğrencileri değişen beceri gereklilikleri ve teknolojik ilerlemeler ile başa çıkabilmek için yeterince esnek olma amacıyla öğrenmeyi nasıl öğreneceğini öğrenir (Zagonari, 2009:2). Turizm eğitiminde akademik eğitim, üniversitelerde gerçekleşir. Bu tür eğitim, teorik kavramlardan oluşan bir alt yapı oluşturur ve öğrencilerin analiz, değerlendirme ve yorum yapabilme yeteneklerini geliştirir (Echtner, 1995:121).

Mesleki eğitim okulların, öğretim ise üniversitelerin uzmanlık alanıdır gibi bir kesin uzmanlaşma yoktur. Turizm sektörü, çalışanların işbaşı eğitim maliyetlerini karşılayamayacak çok sayıda küçük işletmeye ve becerilere sahip ancak problemlerini çözemeyen büyük firmalarına sahiptir. Bu yüzden eğitim kurumları uygulama ve teorik eğitim süreçlerinin ikisinin de içinde yer almalıdır. Okullarda uygulama eğitimin yanında teori, üniversitelerde ise teorinin yanında uygulama eğitimlerinin belirli oranlarda verilmesi uygun bir yöntem olarak görülmektedir (Zagonari, 2009:2-3). Ancak 21. yy‟da mesleki turizm eğitimi ve turizm öğretimi arasındaki belirsizlik ortadan kaldırılacağına daha da derinleşmektedir. Hiçbir kurumun, sektörün insan kaynaklarını geliştirmeye yönelik taleplerini tek başına karşılaması beklenemez. Bu yüzden ihtisaslaşma gerekli ve kaçınılmazdır (Baum, 1993 in Jenkins, 1996:218).

Mayoka ve Akama (2007:299) yaptıkları çalışmada toplumsal ve ekonomik bir olgu olan turizmin sistem yaklaşımı ile ele alınması gerektiğini ortaya koymuşlardır. Turizm eğitimi genel olarak milli eğitim plan ve politikalarından ve insan kaynakları gelişiminden ayrı düşünülemez. Kamu ve özel sektör turizmin olumlu toplumsal ve ekonomik etkilerini görmüş ve profesyonel ve iyi eğitimli işgücünün hizmetin kalitesini arttırma ve kaliteli hizmet sağlamada vazgeçilmez olduğunun farkına varmıştır. Kamu ve özel sektör tarafından orta öğretimden lisansüstü düzeye kadar her düzeyde turizm eğitimi verilmektedir. Sertifika programları ile de sektörün ihtiyacı karşılanmaya çalışılmaktadır (Mayoka ve Akama, 2007:299). Teorik ve uygulamalı eğitim arz ve talebinin dengelenmesi işletmeler, öğrenciler, eğitim kurumları ve devlet kurumları gibi konuyla ilgili bütün paydaşlar için faydalı olacaktır. Zagonari‟ye (2009:7) göre etkili (ideal) bir eğitim sisteminde müşteri beklentilerinin karşılanması için her bir dinamik icraatçıya 10 veya 11 statik icraatçı gerekmektedir. Turizm teorik eğitimi almış olanların 10 veya 11 katı kadar statik(uygulamalı) eğitim almış personel gerekmektedir. Mesleki turizm eğitimi ve turizm öğretiminin Zagonari‟nin yapmış olduğu bu hesaplamaya göre planlanması bütün paydaşlar için faydalı olacaktır. Ancak turizm

eğitimindeki gelişme ve büyümeye rağmen birçok ülke, özellikle gelişmekte olan ülkeler stratejik plan ve politikalardan yoksundur. Gelişmekte olan ülkelerde teori ve uygulama dengeli bir yapıda gelişmemektedir (Blanton, 1981:125), Dahası, ülke, bölge ve hatta eğitimi veren kurum içinde farklı bazen birbirine tamamen zıt müfredat geliştirme yaklaşımları vardır. Kamu veya özel sektör turizm eğitimine iyi koordine edilmiş uzun vadeli bir yatırım yapma veya başlatmaya pek istekli görülmemektedir (Mayoka ve Akama, 2007:299). Bununla birlikte, turizm sektörü, çalışanların işbaşı eğitim maliyetlerini karşılayamayacak çok sayıda küçük işletmeye ve becerilere sahip ancak problemlerini çözemeyen büyük firmalarına sahiptir. Bu sebeplerden dolayı devlet kurumları uygulamalı eğitim ve teorik eğitim süreçlerini düzenlemek zorundadır. Eğitim kurumları uygulama ve teorik eğitim süreçlerinin ikisinin de içinde yer almalıdır (Zagonari ,2009:3).