• Sonuç bulunamadı

2.1.3 Kalkınmanın Yeni Tanımı

2.1.3.4 Ulaşılan Tanım ve Kapsamı

Kalkınmanın tanımı konusunda tam bir mutabakat olmasa bile uluslararası platformda kalkınmayla ilgili gerçekleşen bilgi paylaşımı ve karar almaya yönelik hemen hemen her girişimde sürdürülebilirlik niteliğinin yanı sıra takibi konusunda da ortak bir yaklaşımın olduğu görülmektedir. Özellikle uluslararası düzeyde söz sahibi olan kurumların, kalkınma için çeşitli göstergeler belirlediği ve kalkınmayı da bu göstergeler üzerinden ölçtüğü/takip ettiği görülmektedir. Öyleyse ortak bir tanım aramak yerine bu göstergeler incelendiğinde, kalkınmanın kapsamı hakkında daha somut bir sonuç elde edilecektir. Bahsedilen göstergeler daha önceleri bir veri listesi halinde yayımlanırken son dönemde bunların çeşitli temalar altına dağıtılmış diğer bir ifadeyle bu temalar altında gruplandırılmış olduğu görülmektedir. Çizelge 1’e bakılacak olursa, Birleşmiş Milletlerin 2007 yılında hazırladığı güncel veri setine “Sürdürülebilir Kalkınma Göstergeleri: Rehberler ve Metodolojiler” dokümanında söz konusu göstergeler 14 tema (Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler

Bölümü, 2007: 47-85) altında gruplandırılmıştır. Avrupa Birliği İstatistik Ofisinin hazırladığı ve Türkiye’nin de takip ettiği göstergeler (TÜİK, 06.04.2016) ise 10 tema altında gruplandırılmıştır. Dünya Bankası(b, 06.04.2016) kalkınmayı 20 tema altında gruplandırılmış göstergeler ile takip ederken, OECD (2005) ise sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını 2001 yılında ortaya koyduğu 15 tema altında gruplanan gösterge seti çerçevesinde takip etmektedir. Kalkınmaya bakışın karşılaştırmalı

22

olarak görüleceği Çizelgeden ulaşılabilecek diğer bir sonuç ise bunların kalkınmanın temel eksenleri olan ekonomi, sosyal ve çevre kapsamı içerisinde kaldığıdır.

Çizelge 1. Kalkınma Göstergeleri için Temalar

Kaynak: Yazar tarafından hazırlanmıştır.

Kalkınma kavramının bugün nerdeyse tüm taraflarca kabul görmüş ekonominin yanı sıra sosyal ve çevre konularını da içeren sürdürülebilir niteliği ilk kez (Dünya Bankası(f), 08.01.2016; Soares ve Quintella, 2008: 106) Brundtland Komisyonun (Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu-WCED) 1987’de yayımladığı “Ortak Geleceğimiz” raporunda ortaya konmuştur. Bu tarihten sonra kalkınma ile ilgili yapılan birçok toplantı, konferans veya benzeri faaliyetlerde konular bu tanım üzerinden yapılmıştır (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomi Komisyonu, 12.02.2016). Brundtland Raporu, “insanlığın gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini sınırlandırmadan mevcut neslin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek kabiliyete sahip olduğunu” söyleyerek (Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu, 1987: I. Bölüm paragraf 27-30) sürdürülebilir kalkınmanın ana çerçevesini oluşturmuştur. Kavram özellikle düşük yaşam standardı olan insanlar için en az ekonomi kadar sosyal gelişmeyi de desteklemektedir. Aynı zamanda doğal kaynakların ve çevreyi korumanın önemini de vurgulamaktadır. Ekonomik açıdan refah seviyesini yükseltirken çevreden vazgeçilemeyeceğini bu nedenle kuşaklararası dayanışmanın da çok önemli olduğunun altını çizmektedir. Bu anlayışta, sürdürebilirlik sadece iktisadi büyümeyi değil aynı zamanda sosyal

Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği Dünya Bankası OECD

Yoksulluk Sosyoekonomik Kalkınma Tarım ve Kırsal Kalkınma Üretilmiş Değerler

Yönetim Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Yardım Etkinliği Ar-Ge Değerleri

Sağlık Sosyal İçerme İklim Değişikliği Mali Değerler

Eğitim Demografik Değişimler Ekonomi ve Büyüme Beşeri Sermaye Stoku

Demografi Halk Sağlığı Eğitim Beşeri Sermaye Yatırımı

Doğal Afetler İklim Değişikliği ve Enerji Enerji ve Madencilik Beşeri Sermayedeki Azalma

Atmosfer Sürdürülebilir Ulaştırma Çevre Hava Kalitesi

Arazi Doğal Kaynaklar Dış Borç Su Kaynakları

Okyanuslar, Denizler ve Kıyılar Küresel Ortaklık Mali Sektör Enerji Kaynakları

Tatlısu İyi Yönetişim Cinsiyet Biyolojik Çeşitlilik

Biyolojik Çeşitlilik Sağlık Tüketim

Ekonomik Kalkınma Altyapı Gelir Dağılımı

Küresel Ekonomik Ortaklık Yoksulluk Sağlık

Tüketim ve Üretim Kalıpları Özel Sektör İş Durumu/İstihdam

Kamu Sektörü Eğitim

Bilim ve Teknoloji Sosyal Kalkınma Sosyal Koruma ve Emek Ticaret

23

ilişkileri, siyasi yapıları ve çevrenin korunması da kapsayan dolayısıyla, ekonomik değer oluşturmanın yanı sıra bunu oluşturan toplumun eğitim ve sosyal ilişkilerinin geleceğe miras kalacak, içinde yaşanmak istenir bir çevrede gelişmesini hedeflemektedir (TÜSİAD, 2008: 38). Kalkınma için belirlenen söz konusu uluslararası yaklaşımın artık ulusal seviyelerde de resmiyet kazandığı görülmektedir. Örneğin, Türkiye’nin içinde bulunduğumuz 2014-2018 dönemi için hazırlanmış 10. Kalkınma Planı 900. Paragrafında (Kalkınma Bakanlığı, 2013: 118) sürdürülebilir kalkınma anlayışı: “Yaşanabilir mekân olgusunun en önemli boyutlarından birisi de çevresel kalitenin korunması, gelecek nesillerin refah ve mutluluğunu azaltmayacak bir kalkınma ve mekânsal gelişme yaklaşımının benimsenmesidir. Ekonomik büyümenin sosyal ve çevresel unsurlarla uyumunun sağlanması, büyümenin getirilerinin sosyal yapının güçlendirilmesi ve çevre üzerindeki baskıların azaltılması için de kullanılması” şeklinde biçimlendirmiştir.

Çevre konusundaki hassasiyetlerin özellikle üretim dolayısıyla ekonomiyi etkiliyor olması kalkınma olgusunun sınırlarının tekrar gözden geçirilmesine neden olmaktadır. Konuyla ilgili son dönemdeki en önemli adım, Birleşmiş Milletler çatısı altında 25-27 Eylül 2015 tarihlerinde 150’nin üzerinde dünya liderinin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde’ insanlık ve dünya için yeni kalkınma hedefleri resmen kabul edilmesi olmuştur. Birleşmiş Milletlerin 2000 yılında başlattığı ‘Milenyum Hedeflerinin’ devamı olarak kabul edilen ve her birinin kendine özgü odak noktası olan aşağıdaki 17 hedefe (Birleşmiş Milletler, 28.03.2016) 2030 yılına kadar ulaşılması amaçlanmıştır. Bakıldığında ilk etapta göze çarpan unsurların, bir yandan gezegen korunurken öte yandan yoksulluk azaltılıp refahı herkese ulaştırma yoluyla dünyayı daha yaşanabilir hale getirilmesinin tasarlandığı gözükmektedir.

1. Her tür yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek,

2. Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak, beslenme imkânlarını geliştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek,

3. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin her yaşta refahını sağlamak,

4. Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanımak,

24

5. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadın ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek,

6. Herkes için suya erişimi ve su hijyenini sağlamak,

7. Herkes için erişilebilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji sağlamak,

8. Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı ile birlikte tam ve üretici istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak,

9. Dayanıklı altyapı inşa etmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı sanayileşmeyi ve yeni buluşları teşvik etmek,

10. Ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri azaltmak,

11. Kentleri ve insan yerleşim yerlerini herkesi kucaklayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak,

12. Sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak,

13. İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil olarak adım atmak, 14. Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma

için korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak,

15. Karasal ekosistemleri korumak, restore etmek ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak, ormanların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek, toprakların verimlilik ve biyoçeşitlik kaybını durdurup geriye çevirmek,

16. Barışçıl ve herkesi kucaklayan toplumları teşvik etmek,

17. Sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığın yeniden canlandırmak

Özetle; kalkınma artık büyüme olarak yalnızca ekonomik değil, sosyal ve özellikle gelecekle köprü kuran çevre eksenleriyle birlikte ele alınması gereken bir olgudur. Öyleyse Şekil 6’da temsil edilen ve aynı zamanda bu tez çalışması kapsamında referans alınan Dünya Bankası’nın şu tanımı ayrıca sürdürülebilir diye belirtmeden kalkınma kavramının karşılığı olarak kabul edilebilir (Dünya Bankası(a), 08.01.2016): “yoksulluğu azaltan, bugünün nüfusunun refahı ile gelecek neslin

ihtiyaçlarını karşılamaya devam edecek paylaşımı kuran, kapsayıcı ve çevreye duyarlı olması gereken büyüme”

25 Şekil 6. Kalkınmanın Yeni Tanımı

Kaynak: Yazar tarafından hazırlanmıştır.