• Sonuç bulunamadı

V. Rus Hâkimiyeti Altında Gürcistan

2.3. Transkafkasya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti’nin Kurulması

Transkafkasya Bölgesi’nde Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan bağımsız devletleri bulunmaktadır. Bununla birlikte, tarihsel olarak Rusya’nın Transkafkasya’yı ele geçirişi incelendiğinde de söylenebilir ki Rusyasız Transkafkasya tarihinden söz etmek olanaksızdır. Transkafkasya, jeopolitik ve jeostratejik bağlamda, üç büyük imparatorluğun devamı denilebilecek ülkeler arasında (Türkiye, İran, Rusya Federasyonu) tampon bölge rolü oynaması bakımından dikkat çekmektedir. Başka bir ifadeyle Transkafkasya, kıtalararası, milletlerarası ve kültürlerarası bir kesişme ve geçiş noktasıdır. Değişen konjantürel dengelere bağlı olarak Transkafkasya’nın önemi de özellikle büyük güçler bağlamında değişiklik göstermektedir.50

Birinci Dünya Savaşı sona ererken Kafkasya’daki rekabet henüz sonuçlanmamıştı. Bu yıllarda dünyanın bilinen en önemli petrol yataklarının yer aldığı Bakü’deki petrolleri ele geçirmek için süren bu mücadelede zamanın veya dönemin en güçlü devletlerinden olan Britanya İmparatorluğundan başka Bolşevik yönetimi, Osmanlı Devleti ve Almanya ’da yer almıştır.

1917 Bolşevik İhtilali’nin Kafkasya açısından yarattığı umut Bolşeviklerin Beyaz ordu karşısında verdikleri mücadelede başarı kazanmalarıyla yeni bir boyut kazanmıştı. Gürcistan’da Menşevikler, Ermenistan’da Taşnak hareketi, Azerbaycan da Musavat Partisi liderliğinde 1918 yılında bağımsızlık ilanları birbirini takip etti. Bu devletlerin bağımsızlık dönemlerinde aralarında bir takım problemler yaşandı. Ermeniler Karabağ bölgesinin ve Gürcistan’da Ermenilerin nüfus olarak çoğunlukta bulundukları bölgelerin kendilerine ait olduğunu iddia ettiler. Hatta Ermenistan yönetimi, 1 Haziran 1918’de yayınladığı bir bildiri de Gürcistan da Ermenilerin yaşadığı bölgelerde (özellikle Cavahatya’da) Ermenistan hükümetini en yüksek ve yegâne hâkim olarak ilan etti. Ermenistan’ın ilk fırsatta Karabağ ve Cavahatya bölgelerine gireceği gözlenmekte idi. Azerbaycan’ın bağımsızlık döneminde Ermeni

49 Fahrettin Çiloğlu, Dilden Dine, Edebiyattan Sanata Gürcülerin Tarihi, İstanbul, 1993, s.65.

50 Habibe Kader, “Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri”, Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları Dergisi, Cilt 3, Sayı 5, Ankara, 2008, s.215.

silahlı birlikleri Karabağ, Zengezar, Nahçıvan ve Gence’de silahlı çeteler aracılığı ile katliamlarda bulunuyordu.51

Çarlık rejiminin 1917’deki Bolşevik Devrimi’yle yıkılması Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında çok kısa ömürlü de olsa Transkafkasya Demokratik Federal Cumhuriyeti’nin (Şubat-Mayıs 1918; kısaca Transkafkasya Federasyonu) kurulmasına olanak sağlamıştı.52

1918 başlarında Transkafkasya Federal Demokratik Cumhuriyeti kurulmuş ise de bölge devletleri arasında özellikle dış politika alanında var olan çıkar farklılıkları bölgede etkili olan Rus ve Osmanlı politikaları ve daha sonra çıkan iç savaşın etkisiyle bu birlik sadece birkaç ay varlığını sürdürebilmiştir.53

Ekim Devrimi’nden beri Transkafkasya politikasının belirgin özelliği Rus iktidarının yokluğu idi. Görüşmede bu boşluk, bağımsız yerel hükümetlerce, gerçekte işe öncelikle Almanya ve Türkiye’nin sonrada İngiltere’nin askeri gücüyle doldurulmuştu. Büyük Britanya sonunda geri çekildiğinde Rus iktidarı onun yerini almaya hazırdı. Sovyet Hükümeti yabancı kuvvetlerin kuklası oldukları gerekçesiyle, üç Transkafkasya Cumhuriyetini boykot etmişti. Bu cumhuriyetler şimdi de, kendi güçsüzlüklerinden ötürü yenik düşüyorlardı. 1920’de İtilaf devletlerince tanınmış olan Azerbaycan Hükümeti, Bakü’de patlak veren komünist isyan sonucu büyük bir güçlükle karşılaşmaksızın devrildi.54

26 Mayıs 1918’de bağımsızlıklarını kuran Gürcüler, Alman korumasını kabul etmişlerdir. İttifak devletlerinin yenilgisinin ardından ülke İngiliz işgali altına girmiştir.55

Bolşevik hükümeti; 17 Mayıs 1920 tarihli bir anlaşmada Gürcistan’a yönelik taleplerini açıkladı. Birinci Dünya Savaşı’nı sonra erdiren Ocak 1921 tarihli Paris Konferansı’nda Gürcistan 22 Batılı ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmıştır.56

51 Haluk Selvi, “Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan ilişkilerinde Ermenistan Faktörü, Dünyada Yeni

Oluşumlar Açısından Türk Dünyası”, Azerbaycan ve Türkiye Uluslararası Sempozyumu, Azerbaycan Devlet İktisat üniversitesi, Türk Dünyası İşletme Fakülteleri, Bakü, Azerbaycan, 24-26 Mayıs 2004. s.1-2

52 Argun Başkan, “Kafkasya’da Bütünleşme ve Dağılma Döngüleri içinde Gürcüler, Zanlar (Megreller ve

Lazlar) ve Svanlar”, Karadeniz Araştırmaları Merkezi Dergisi, Sayı 30, Ankara, Yaz 2011, s.30.

53 Ahmet Öztürk, “Rusya-Gürcistan Krizi: Yerel Bir Çatışma, Küresel Yansımalar”, Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 7, Ankara, 2009, s.5.

54 Selami Kılıç, a.g.m., s.49

55 Okan Mert, Türkiye’nin Kafkasya Politikası ve Gürcistan, İstanbul, 2004, s.16.

Türk kuvvetleri Ermenistan’ı yenilgiye uğratıp Güney Kafkasya’ya girince, Gürcistan ile temas haline geçmişti. 1920 yılının Temmuz ayında İngilizlerin Batum’u tek etmesi üzerine burasını Gürcüler işgal etmişlerdi. Batum’un Gürcüler tarafından işgali, Osmanlı Devleti ile Sovyetler arasında Birinci Dünya Savaşını sonuçlandıran Brest-Litovsk Antlaşmasına aykırı düşüyordu.

1920 yılı içinde önce Azerbaycan’da sonra da Ermenistan’da birer Bolşevik Hükümet kurmaya muvaffak olan Sovyetler, Gürcistan’daki Menşevik Hükümetini devirmek teşebbüsüne girişmişlerdi. Sovyetler’e karşı Ankara Hükümeti’nin yardımını sağlamak için Gürcü Hükümeti Ankara ile münasebet kurmuş ve 1921 yılının başında Ankara’ya bir elçi göndermişti. Gürcistan elçisi M. Simeon Medivani 8 Şubat’ta itimatnamesini Mustafa Kemal’e vermişti. Mustafa Kemal ile zaman kaybetmeksizin temasa geçen elçi, o sırada Sovyetlerin tehdit ve tecavüz hareketlerine maruz kalan Gürcistan’ın bazı bölgelerinin, özellikle Batum’u Sovyet işgalinden kurtarmak için buraların Türk kuvvetleri tarafından geçici olarak da olsa işgal edilmesini teklif etmişti. Nitekim Sovyet kuvvetleri 20 Şubat’ta Gürcistan’ı istilaya başlamıştı.57

Fiiliyatta Menşevik Gürcülerin kontrolündeki Transkafkasya Federasyonu Bolşevik Rusya’nın Brest-Litovsk Antlaşması’yla kendini Birinci Dünya Savaşı ve olayları ve bölgeden soyutlamasıyla kendini Osmanlı güçleriyle karşı karşıya buldu. Osmanlılar’ın Kafkasya yönündeki ilerleyişlerini özellikle Ermeni ve Gürcülerin tepkisini çekerken Azerilerin de desteğiyle karşılaşmıştı. Transkafkasya Federasyonu ile Osmanlılar, Trabzon ve Batum’da yapılan barış müzakerelerine Azeri Müsavatçılar ayrı bir delegasyon gönderdiler.

Bu müzakerelerde Azerilerin Transkafkasya Federasyonu’nu sürdürmekten ziyade aynı müzakerelere delegasyonlarını gönderen Kuzey Kafkasya Dağlıları Cumhuriyeti’yle bir çeşit federasyon kurmaktan yana oldukları görülmüştü. Bu durum, Gürcüler ve Ermeniler arasında bölgede büyük bir Pan-Türkist devletin kurulacağı endişelerine yol açtı. Aslında Osmanlılar’ın müttefiki olan Almanlar, Kafkasya’yı doğrudan kendi kontrollerine almak için müzakere süresine Transkafkasya Federasyonu lehine müdahil oldular.

Tarihi boyunca farklı dönemlerde Gürcü yönetimine girip çıkmış olan Abhazya ise bu dönemde Kafkas Dağlıları Cumhuriyeti, Bolşevik Rus yönetimi, Osmanlı ve Menşevik Gürcü yönetimi taraftarları gibi dört farklı grubun rekabetini yaşadı. Sonuçta

Menşevik Gürcü taraftarlarının galip gelmesiyle Abhazya “Abhazya Halk Konseyi’nin” yönetimine girdi. Abhazya’nın özerkliği koşuluyla Menşevik Gürcü hükümetinin yönetimini tanıyan bu konseyin Tiflis’le arasının kısa süre sonra açılması yüzünden konseyin daha önceden rakip gruplara karşı destek olmak için Abhazya’ya davet etmiş olduğu Gürcü askerleri konsey güçlerine karşı kanlı bir operasyon düzenledi ve Abhazya’nın özerkliği iptal edildi. Gürcü ve Güney Oset güçleri arasında da aynı dönemde kanlı, çok kanlı çatışmalar oldu. Konsey güçleri ve Tiflis arasındaki çatışmalar Şubat 1921’deki Bolşevik Kızıl Ordu’nun Güney Osetya dâhil Gürcistan’ı ve Abhazya’yı birden ele geçirmesine dek devam etti.58

1920’lerin başındaki bu kaotik ortamın varlığından yararlanan Osetler, Ruslardan da destek alarak Menşevik Gürcistan’a karşı savaşa girmişlerdir. 1921’deki Kızıl Ordu’nun Gürcistan’a girişinden aldığı destekle de otonom bir bölge haline gelmiştir. Yalnız daha sonra Moskova’nın bölgedeki siyasal dengeleri dikkate alması nedeniyle Osetler, Kızıl Ordu’nun bölgeye girmesinden sonra 1922’de kurulan ve bölgedeki üç ülkenin yer aldığı Transkafkasya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti’nin içinde kalarak siyasal egemenlik beklentileri ve çabalarını ertelemek zorunda kalmışlardır.59

Gürcistan’ın Bolşevik Ruslar tarafından işgali üzerine Avrupa’daki sosyalist partiler tarafından derhal alınan bazı kararlar ise şu şekilde olmuştu:

Londra’daki İkinci Sosyalist Enternasyonal İdari Komite’sinin kararı (19 Mart 1921): “II. Enternasyonal İdari Komitesi Gürcistan’ın, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan’daki Bolşevik ordular tarafından işgal edilmesini %80’den daha fazla oyla işbaşına gelen sosyalist hükümeti işbaşından uzaklaştırmalarını ve yerine askeri bir diktatörlük getirmelerini derin bir üzüntüyle karşılar”.

Fransız Sosyalist Partisi Merkez Komite’sinin protestosu (30 Mart 1921): “Gürcistan’ın Türk ve Bolşeviklerin ortak saldırısıyla düşmesi sırasında Fransız Sosyalist Partisi Merkez Komitesi, bu suç teşkil eden davranışı protesto etmektedir. Bu davranış genel olarak tarafsız olan ve müdahale etmeyen halkın içerisinde şuna yol açmıştır ki, Rus emperyalizmi ve Türk milliyetçiliğinin kârı için, bir milletin katledilmesine izin vermiştir. Gürcistan’a karşı işlenen bu suç ve Gürcistan’ın karşılaştığı bu genel durum gelecekte kötü şeylere yol açacaktı. Dünyanın her hangi bir

58 Argun Başkan, a.g.m., s.31, 59 Ahmet Öztürk, a.g.m., s.5.

yerinde suç adaletten önce gelirse, bütün milletlerin acil çıkarları tehdide uğrar”. Sosyalist kuruluşlar böylece Gürcü halkına karşı sempati ve işgalcilere karşı kızgınlık duyulan ifadeler dile getirmişlerdi.60

1918 yazından beri Sovyet rejimine karşı yapılmış isyan niteliğindeki Mart 1921 Kronstadt Ayaklanmasının arkasında ve başlangıcında, yaygın bir hal alan bu karışıklıklar yer alıyordu.61

Ülke, hem yurttan, hem de yurtdışındaki sosyalistlerden büyük destek alan Menşevik bir hükümete sahipti. Ancak, Stalin’in girişimi ile Kızıl Ordu 1921’de Gürcistan’ı işgal edip ele geçirdi.62

Bağımsızlığı üç yıl gibi çok kısa bir zaman süren Gürcistan Cumhuriyeti 25 Şubat 1921’de Kızıl Ordu’nun Gürcistan’a girmesiyle Sovyet yönetiminin egemenliği altında kalmıştır.63

Bolşevikler, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı bir araya getirerek, Rus İmparatorluğu’nun Transkafkasya yönetim birimini yeniden oluşturdular. 12 Mart 1922’de Transkafkasya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti ilan edildi ve ardından 30 Aralık’ta Sovyetler Birliğine katıldı.64

Gürcistan’ın Transkafkasya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlanması, milliyetçilerin yanı sıra Gürcistan Komünist Partisi içinde de tepkilere yol açmıştır.65

Bunu önemli bir tasfiye hareketi izledi. 1924’te Sovyet Yönetimine karşı patlak veren ayaklanma ancak Kızıl Ordu’nun yardımıyla bastırılabildi. Bu tarihten sonra Gürcistan’da Sovyet yönetimine karşı zaman zaman ayaklanma çıktıysa da hiçbir zaman bu boyutlarda olmadı. Bu arada devrik Menşevik hükümeti 1934’e kadar Paris’te bir temsilcilik bulundurdu. 1936’da Transkafkasya Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti kaldırıldı ve Gürcistan Sovyet Cumhuriyetlerinden biri oldu.66

60Serpil Sürmeli, a.g.e., s.702. 61

Edward Hallett Carr, The Bolshevık Revolotıon 1917-1923, Newyork, 1966, s.271.

62

J.N. Westwood, Endurance And Endeavour Russıan Hıstory 1812-1986, Third Editıon, Newyork, 1987, s.267.

63 Okan Mert, a.g.e., s.16.

64 Fahrettin Çiloğlu, Rusya Federasayonunda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, İstanbul, 1998,

s.178-179.

65 Muhsin Akgür-Tazer Palacıoğlu, Gürcistan Ülke Profili, Mevzuat ve Türk Girişimcileri, İstanbul

Ticaret odası, İstanbul, 1999, s.16.

3. SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ’NİN KURULMASI VE GÜRCİSTAN