• Sonuç bulunamadı

V. Rus Hâkimiyeti Altında Gürcistan

1.2. Bolşevik İhtilali Sonrası Gürcistan ve Kafkasya’ da Siyasi Gelişmeler

1.2.2. Brest-Litovsk Antlaşması

1.2.2.1. Barış İçin Görüşmelerin Başlaması

Rusya’da patlak veren 1917 Bolşevik ihtilali bütün dengeleri altüst ettiği için İttifak Devletlerine bir ümit ışığı yakmış oldu. Bolşevikler idareyi ele alır almaz Osmanlı Devleti’ni parçalamayı amaçlayan gizli anlaşmaları açıklayarak müttefiklerini güç duruma düşürdüler. Bu beklenmeyen gelişme üzerine İngiltere Başbakanı Lloyd George, Bolşeviklerin açıklamalarının etkisini azaltmak için, İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ni İstanbul ve Anadolu topraklarından mahrum etmek gibi bir niyeti olmadığını belirtti. Amerika Devlet Başkanı Wilson’un yayınladığı ilkelerin 12.maddesi Osmanlı topraklarının Türk olan unsurlarının bölünmesine karşıydı. Ancak Rusya’nın bu açıklamalarından sonra İngiltere ve Amerika’nın yaratmaya çalıştığı itimat ortamını dikkate almak, gerçekleri görmemek olurdu.77

Yeni rejim ülke içinde henüz tam manasıyla yerleşmiş değildi. Bu sırada Sovyet liderleri ihtilali Orta ve Batı Avrupa’ya yayarak aralarda kargaşa çıkarmaya ve iktidara gelecek işçi hükümetlerine dayanarak kendi durumlarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Yine Doğulu devletlerde ve sömürgelerde komünist rejimi benimsemesi ihtimali bulunan hareketleri teşvik ve tahrik etmek çalışmalarının kapsamı içerisindeydi. Nitekim Sovyet yöneticileri, Milli Mücadele’ye komünist rejimi benimsemesi ihtimali bulunan hareketler kapsamında bakmışlardı.78

26 Kasım 1917’de Alman Başkumandanlığına resmen başvurarak mütareke isteyen Ruslar, taleplerinin olumlu karşılanması üzerine Almanya ve müttefikleri ile 2/15 Aralık’ta Brest Litovsk Mütarekesini imzaladılar. Mütarekenin imzası sırasında barış müzakerelerinin de başlaması kararlaştırılmıştır. Bu arada Rusya ve Osmanlı arasında 5/18 Aralık’ta da Erzincan Mütarekesi imzalandı. Bu şekilde Rusya barış yolunda ilk adımı atmış ve aşmış oluyordu. 5 günlük bir hazırlıktan sonra 7/20 Aralık’ta heyetler, barış müzakereleri için Brest Litovsk şehrinde bir araya geldi.

75Gela Guniava, Türk-Rus İlişkileri ve Gürcistan XX. Yüzyılın İlk Çeyreğinde (Ankara Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), s.55.

76Tadeusz Swietochowskı, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycan’ı 1905-1920 (Türkçesi:

Nuray Mert), İstanbul, 1988, s.163.

77 Nasır Yüceer, a.g.e., s.14. 78 Mediha Akarslan ,a.g.m., s.469.

Brest Litovsk’taki barış müzakereleri, Osmanlı için büyük bir önem arz etmekteydi. Türk heyetine birinci murahhas olarak tayin olan Talat Paşa, müzakerelere daha sonra katılarak Türk heyetine başkanlık edecekti. Müzakerelerin diplomatik yönü, Hariciye Nazırı Ahmet Nesimi Bey veya Berlin’deki Büyük elçi İbrahim Hakkı Paşa tarafından yürütülecekti. Askeri meseleler Ferik Ahmet İzzet Paşa ve Berlin’deki Askeri Ataşe Zeki Paşa’nın takibinde olacaktı. Karadeniz problemleri, müzakerelerde ele alınacağından Hamidiye Kumandanı Rauf Bey’in de toplantılara katılması kararlaştırılmıştı.

Brest Litovsk’taki barış müzakereleri 22 Aralık’ta resmen başladı. Alman heyetine Doğu Orduları Kumandanı General Max Hatfman, Osmanlı heyetine Berlin Büyük elçisi İbrahim Hakkı Paşa, Rus heyetine de Alfred Joffe başkanlık etmekteydi.79

22 Aralık’ta başlayan barış görüşmelerinde Almanya ve Osmanlı’nın yanı sıra, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan devleti de temsil edilmiştir. Tarafların karşılıklı beklenti ve hesapları ise barışı geciktirmiştir.80 İktidara geçtikten sonra Bolşevik hükümeti için en önemli şey, iç barışın sağlanmasıydı.81

Rusların ilhaksız, tazminatsız barış ve milletlerin mukadderatlarını kendilerinin tayin etmesi gibi ileri sürdükleri barış şartları, temelde emperyalist zihniyetin bir parçasıydı. Bunu da Bolşevik ihtilalinden beri doğuda Rus işgali altında bulunan Türk topraklarını idari ve askeri açıdan hızlı bir şekilde Ermenilere terk ederek ve buradaki Müslüman ahalinin katline göz yumarak kanıtlamışlardı.82

Barış görüşmeleri devam etmekte iken, 13 Ocak 1918 günü, Pravda gazetesinde Lenin ve Stalin imzalı “13 numaralı kararname” diye anılan bir bildiri yayınlanıyordu. Bu bildirinin ana hatları şu şekildeydi: “İşçi ve Köylü Hükümeti Rusya’da ve Türkiye’de Ermenilerin isterlerse bağımsızlığa dek, kendi mukadderatlarını seçmeleri hakkını destekler. Komiserler meclisi bu hakkın gerçekleşebilmesinin ancak özgür bir referandum için önceden teminatların sağlanmasıyla olabileceği kanısındadır”. Bu teminatlar da şöyle idi:

1. Türk Ermenistan’ı sınırlarından askeri birliklerin çabucak çekilmesi ve durmadan bir Ermeni milisi kurulup, orada can ve mal güvenliğinin sağlanması.

79

Serpil Sürmel, a.g.e., s.30-31.

80 Durmuş Yalçın, a.g.e. ,s.106.

81 Oral Sander, Siyasi Tarih (İlkçağlardan 1918’e), Ankara, 2008, s.391. 82 Serpil Sürmeli, a.g.e., s.32.

2. Yakın bölgelere sığınmış olan Ermeni göçmenlerin yerlerine dönmeleri. 3. Savaşın başından beri Türk Hükümetince sürülmüş olan Ermenilerin yerlerine

dönmeleri.

4. Demokratik ilkelere göre seçilmiş saylavlardan kurulmuş geçici bir Ermeni ulusal hükümetinin oluşturulması. Bunun koşulu Türkiye barış görüşmeleri sırasında ileri sürülecektir.

Bu kararname Rusların, Ermenileri silahlandırdıktan sonra Türk topraklarından çekilmeyi düşündüklerini açığa çıkarmaktaydı. Erzurum’da Ruslar'la yapılan mütarekeden sonra, bu bölgedeki Rus ordusu fiilen dağılmış ve yerini Ermeni milisleri esasen almaya başlamıştı.83

Almanlar, 1914 tarihindeki sınırların iade edilmesi fikrini savunan Lenin tarafından kaleme alınan tazminatsız ve ilhaksız Barış kararnamesini kabul etmediler ve Sovyet Rusya’ya 18 Ocak 1918’de ağır şartları taşıyan bir ültimatom verdiler. Bu ültimatomla Almanlar, Polonya, Baltık Devletleri, Beyaz Rusya’nın boşaltılmasını ve Ukrayna’nın bağımsızlığını kabul etmesini Ruslardan kalma istediler. Çarlık taraftarlarıyla mücadele eden ve eski müttefikleri tarafından saldırı tehlikesi gören ihtilalciler, Almanya ile savaşın çabuk bitirilmesi için büyük çaba gösteriyorlardı. Bu nedenlerden dolayı Lenin, Alman heyeti tarafından sunulan anlaşma tasarısını kabul etmek istedi. Almanlar’la beraber Osmanlı diplomatları da kendi şartlarını sundular. Onlara göre Kafkas cephesinden geri çekilen Rus askerleri, kendilerine ait olan silahları Ermenilere satıyorlardı ve Ermeni milislerinin silahlandırılmasında Kafkasya’da yaşayan Müslümanlar için son derece büyük tehlike görüyorlardı. Türk heyeti Rus komutanlığından bu olayların durdurulmasını ve Müslüman vatandaşlarının korunmalarını istiyorlardı. Fakat Brest Litovsk müzakerelerinde Bolşeviklerin heyet başkanı olan Sovyet Dışişleri komiseri Troçki, Ukrayna’nın Rusya’dan kopmaması için ne barış ne savaş fikrini savunuyordu ve anlaşmayı imzalamayarak savaşın durdurulmasını ve terhis ilan edilmesini istiyordu. Troçki’nin bu sözleri görüşmelerin kesilerek Almanların yeni taarruza geçmesine sebep oldu.84

18 Ocak 1918’de barış görüşmeleri halen devam ederken kurucu meclis Petragrad’da toplandı. Siyasi rakiplerini ortadan kaldırmaya kararlı Bolşevikler, meclisteki sosyalist olmayan tüm vekilleri tutuklattırdı. Hatta hasta iki vekil hastanede

83 Kamuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Ankara, 1991, s.1-2.

84 Gela Guniava, Türk-Rus İlişkileri ve Gürcistan XX. Yüzyılın İlk Çeyreğinde (Ankara Üniversitesi

gaddarca öldürüldü. Bolşevik olmayan vekillerin halk komiserleri Konseyi’ni Rusya’nın yasal hükümeti olarak kabul etmemelerinin ardından Bolşevik delegeler konferanstan çekildi. Sokaklarda düzenlenen hükümet karşıtı gösteriler kısa sürede bastırıldı.85

Brest Litovsk’taki Türk heyeti iki yönlü bir politika benimsedi: Sovyet hükümeti ile kendilerine bölgedeki hedefleri için yasal çerçeve sağlayacak bir anlaşma gerçekleştirmek; aynı zamanda, Maverayı Kafkasya’ya yönelik daha ileri taleplerde bulunmak için, Bolşeviklerin ağır Alman isteklerini kabul etmesini beklemekti.86