• Sonuç bulunamadı

Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü Ve Kamu Düzeni

3.1.   Olağan Düzen Olarak Kamu Düzeni

3.1.4.   Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü Ve Kamu Düzeni

İnsan hakları teorisi açısından toplu eylem özgürlükleri kapsamında değerlendirilen toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı; bir başka açıdan ayrı ayrı toplanma, yürüyüş yapma ve gösteri yapma özgürlüğü olarak da değerlendirilmektedir.386

Toplanma özgürlüğü için önceden organize olmuş bir topluluk olması gerekir.

Rastgele bir araya gelmiş bir insan kitlesi tasarlanmış bir toplanma eylemi anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda teşkilatlı topluluğun belirli bir zaman dilimi için bir araya gelmiş olması gerekmektedir. Bu, geçici bir birlikteliktir ve katılanlar arasında derneklerde olduğu gibi bir bağ aranmaz. Bunun dışında toplantının ortak bir amacı olmalıdır. Bu ortak amacın ise bir düşünce alışverişine yönelmesi aranmaktadır.387

       

386 KABOĞLU, Özgürlükler Hukuku, s. 405.

387 Ömer ANAYURT, Türk Anayasa Hukukunda Toplanma Hürriyeti, Kazancı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 10-15.

Gösteriler durağan bir nitelik taşır. Genellikle bayram kutlaması, anma töreni, protesto ya da bir isteğin dile getirilmesi için gösteri yapılmaktadır. Amaç kamuoyuna seslenmektir. Uygulamada gösterilerin ve yürüyüşlerin bir arada yapıldığı görülür. Bir yürüyüş öncesinde ya da sonrasında gösteri yapılabilmektedir.388 Bu iç içe geçmişlik hukuk kurallarına da yansımıştır.

Anayasamızda “gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlüğü” şeklinde bir arada düzenlenmiştir.

Bugün anayasalarda ya da yasalarda tanınan bir özgürlük olan toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün kamu düzenini sarsacak gelişmelere neden olmasından dolayı dağıtılması ya da yasaklanması söz konusu olabilmektedir.

Önceki konularda belirtildiği gibi389 Fransız Danıştayı’nın kararına göre kamu düzenin korunması bakımından idare ve kolluk güçleri önce toplantının yapılması ve özgürlüğün korunması için gerekli tedbirleri alacak, yeterli olmadığı takdirde dağıtma ya da yasaklama tedbirlerine başvurabilecektir.390

1982 Anayasası’nın 34. maddesinin 2. fıkrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kamu düzeninin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin ilk fıkrasına göre kamu düzeninin korunmasına yönelik toplantı ya da yürüyüş düzenlemek için önceden bir izin alınması söz konusu değildir. Fakat izinsiz yapılan toplantı ve gösterilerin silahsız ve saldırısız olmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Bunun nedeni de yine kamu düzenini bozucu olayların engellenmesidir.

       

388 ANAYURT, s. 18-19.

389 Bkz. Birinci Bölüm içinde “1.5.1. Tanım” başlığı.

390 TANÖR, Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu, s. 107.

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun391 14., 15., 16. ve 17. maddelerinde toplantının ertelenmesi ve yasaklanması düzenlenmiştir. Kanunun 14. maddesine göre toplantı kırk sekiz saati geçmemek üzere geri bırakılabilecek, 15.

ve 16. maddelere göre ise eğer aynı ilde ya da farklı illerde birden fazla toplantı olacaksa, toplantının güvenliğini sağlamak amacıyla toplantılardan bir kısmı on günü aşmamak şartıyla ertelenebilecektir. Kanunun 26.3.2002 tarihli ve 4748 sayılı Kanun ile değişik 17. maddesinde ise yetkili mercilere kamu düzeninin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleme veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması halinde yasaklama yetkisi tanınmıştır.

Aynı kanunun 12. ve 13. maddelerine göre toplantının düzenleme kurulu, toplantının sürmesini olanaksız kılacak derecede genel sükun ve düzeni bozacak ve suç teşkil edecek nitelikte sözle veya eylemle saldırılı bir biçim alması halinde kolluk güçlerinden yardım ister ve bu durumda hükümet komiseri toplantıyı sona erdirmeye yetkilidir. Kanunun 26.3.2002 tarihli ve 4748 sayılı Kanun ile değişik 19.

maddesinde bölge valilerine ve valilere kamu düzeninin korunması amacıyla kendi bölgelerinde ya da ilçelerinde bütün toplantıları bir ayı geçmemek üzere erteleme yetkisi verilmiştir.

Tanör, erteleme ve yasaklama sürelerini ölçüsüz olarak nitelemekte ve özgürlüğün özüne dokunucu ve keyfiliğe açık bulmaktadır.392 Tanör bu eleştirisinde haksız değildir. Çünkü uygulamada çocuklar için düzenlenen satranç turnuvasının asayişi bozacağı, voleybol turnuvası ve bisiklet yarışı gibi sportif faaliyetlerin kamu

       

391 Kanun No: 2911, K.T. 6.10.1983 (R.G. 8.10.1983- 18185)

392 TANÖR, Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu, s. 108.

düzenini ve güvenliğini ihlal edeceği gerekçesiyle, hatta açılma istenen bir heykel sergisine hiçbir neden gösterilmeden izin verilmediği görülmektedir.393

Diğer yandan yasaklama, kamu düzeninin kalkanı olduğundan özgürlüklerin koruyucusudur. Toplantıların yasaklanması ya da ertelenmesi kamu düzeninin bozulması tehlikesi karşısında başvurulan tedbirlerdir.394

Özgürlükler ve kamu düzeni arasında uzlaşmanın sağlanması meselesinde cadde, sokak, meydan, park gibi kamu mallarının kullanılması bakımından seyahat, çalışma özgürlükleri ile toplantı ve gösteri özgürlükleri bakımından denge kurulmalıdır.395

Kamu düzeninin sağlanması için toplanma, gösteri ve yürüyüş özgürlüğünün nasıl kullanılacağına ilişkin çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar bastırıcı rejim, önleyici rejim ve önceden bildirim rejimidir. Bastırıcı rejimde idari otoriteden izin alma ya da bildirme zorunluluğu söz konusu değildir. Tanınan bu serbestlikte bireyin eylemlerinin sınırı önceden kurallarla çizilmiştir. Birey bu sınırları aştığı durumda, yaptırımı adli makamlarca belirlenir.

Önleyici rejimde özgürlükler, idarenin önceden izin vermesi ile kullanılabilir.

Önceden bildirim rejiminde herhangi bir izin alınmasına gerek yoktur. Burada sadece idari makamlara gerekli bilgilerin verilmesi gerekmektedir. Bildirmenin amacı, özgürlüğün güven içinde kullanılabilmesi için idarenin gerekli önlemleri anlamasını

       

393 TANÖR, Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu, s. 110.

394 ANAYURT, s. 173.

395 Sait GÜRAN, “Düşünceleri Açıklama ve Yayma Aracı Olarak Kamu Malları”, Anayasa Yargısı Dergisi, Cilt No: 8, Yıl: 1991, s. 190.

sağlamaktır.396 Örneğin yürüyüş için meydanın trafiğe kapatılması, gösterinin olaysız şekilde yapılması gibi.

Görüldüğü üzere kamu düzeninin korunması ve özgürlüklerin kullanılmasının sağlanmasında idari otoritelere önemli görevler düşmektedir. Uygulamada aynı amaç ve içerikte toplantı, gösteri ya da yürüyüşün herhangi bir kamu düzeni tehlikesi yokken dağıtıldığı, fakat kamu düzenini ciddi şekilde bozan şiddet olaylarına kolluk güçlerinin müdahale etmediği görülebilmektedir.397 Bu durumda kamu düzeninin sağlanması için takip edilecek usulün, kolluk güçlerinin inisiyatifinden çıkarılarak belirli bir sisteme bağlanması ihtiyacı doğmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 9 Nisan 2002 tarihinde verdiği Cisse kararında398 oturma izni bulunmayan ve Fransa’dan sınır dışı edilme durumunda bulunan başvurucuyla birlikte iki yüz kadar göçmenin yasadışı göçmenlerin sorunlarına ve göçmenlik statüsü incelenmesindeki güçlüğe dikkat çekmek için Paris’teki St. Bernard Kilisesi’ni işgal etmeleri ve on kişinin açlık grevine gitmesi üzerine bu işgalin kamu sağlığı, kamu güvenliği ve kamu düzeni gerekçesiyle yaklaşık iki ay kadar sonra polis tarafından sona erdirilmesi ve kilisenin tahliye edilmesi durumunun AİHS’nin dernek kurma ve toplantı özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesini399 ihlal etmediğine hükmetmiştir. Bu kararda davalı Fransa, kilisede        

396 ANAYURT, s. 88-93.

397 ibid, s. 198.

398 Kararın İngilizce metni için bkz.

http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html&highlight=cisse&ses sionid=42887703&skin=hudoc-en (E.T. 15.1.2010).

399 AİHS’nin 11. maddesi şu şekildedir: Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, demek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.(f.1) Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler

iki ay boyunca açlık grevi yapan ve kiliseyi işgal eden grubun barışçıl şekilde toplanma özgürlüğüne müdahale etmemiş ve fakat sağlık koşullarının kamu sağlığını tehdit eder düzeye gelmesinden kaynaklı meşru bir amaç ile kiliseyi boşalttığından AİHM, herhangi bir ihlal söz konusu olmadığına karar vermiştir. AİHM, ibadethaneyi kullanmak isteyenlerin işgal yüzünden kiliseyi kullanamamalarının söz konusu olmadığından bir kamu düzeni ihlali olmadığını, ancak kamu sağlığı ihlali olduğunu belirtmiştir.

AİHM, bir başka kararında400 Fransa’da bir davanın sonucunu protesto etmek için yapılan gösteride hukuka aykırı olarak baş gösteren olaylarla ilgili herhangi bir cezai sorumluluğu tespit edilemeyen avukata, daha sonra kamu düzenini korumak amacıyla disiplin cezası verilmesini Sözleşmeye aykırı bulmuştur.

Görüldüğü üzere, bir toplantının, gösterinin ya da yürüyüşün olağan bir şekilde ve amacına uygun olarak yürütülmesi ve sonlandırılması esastır. Bu doğrultuda toplantının, gösterinin ya da yürüyüşün yapılmasını sağlamak kamu düzenindendir. Kamu düzeni ihlali, ancak gerekli önlemler alınmasına karşın ortaya çıkan hukuka aykırılıklarda ortaya çıkacaktır ve bu durumda müdahale söz konusu olacaktır.

        niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.(f.2)

400 Ezelin v. Fransa, Başvuru No. 11800/85, 26.4.1991. Kararın tam metni için bkz.

http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html&highlight=ezelin%20

|%20france&sessionid=57305875&skin=hudoc-en (E.T. 2.5.2010)