• Sonuç bulunamadı

Kamu Düzeni Kavramında Açık Ve Mevcut Tehlike Ölçütü

1.3.   Kamu Düzeni Kavramının Farklı Görünümleri

1.3.4.   Kamu Düzeni Kavramında Açık Ve Mevcut Tehlike Ölçütü

Açık ve mevcut tehlike ölçütü, özellikle düşünceyi açıklama özgürlüğü ve bu özgürlüğün görünüm biçimleri olan toplantı özgürlüğü, gösteri yürüyüşü özgürlüğü gibi özgürlüklerin kullanılmasında dikkate alınan ve kamu düzeni ihlali olup olmadığının tespit edilmesinde kullanılan bir ölçüttür.91

Açık ve mevcut tehlike ölçütü ilk kez ABD’de, 1919 tarihli Schenck v. US davasında Yargıç Holmes tarafından uygulanan bir ölçüttür.92 Bu tarihten itibaren objektif bir ölçüt haline getirilmeye çalışılan açık ve mevcut tehlike ölçütü, birtakım unsurlar aracılığıyla kullanılmaktadır. İlk unsur, herhangi bir düşüncenin ya da kanaatin bireyin iç dünyasında kalmayıp sözlü, yazılı ya da bir başka şekilde dış dünyaya yansıtılmış olmasıdır. Düşünce ve kanaatler dış dünyaya çeşitli şekillerde yansıtılabilir. Örneğin gösteri yürüyüşü yapmak, dernek kurup faaliyet göstermek gibi. Diğer bir unsur dış dünyaya yansıtılan düşüncenin bir tehlike yaratmış olmasıdır. Burada tehlikenin gerçekleşmesi için düşüncenin ifade edilişinin içeriğinden ya da şeklinden doğan bir tehlike var olmalıdır. Dolayısıyla hem ifadenin        

90 KABOĞLU, Özgürlükler Hukuku, s. 96.

91 Yaşar SALİHPAŞAOĞLU, “Açık ve Mevcut Tehlike Kriteri ve Türk Hukuk Sistemine Yansımaları”, Liberal Düşünce, Yıl: 2008, sayı 51, s. 231-232.

92 Sait GÜRAN, İfade Hürriyeti Üzerinde İdarenin Yetkileri, Cezaevi Matbaası, İstanbul, 1969, s.

140-141.

içeriği hem de kullanıldığı sıradaki durum ve şartlar önem taşır. Örneğin ıssız bir tepede yalan yere “yangın var!” diye bağırmak ile aynı hareketi kalabalık bir tiyatroda yapmak bakımından oluşan tehlike farklıdır.93

Bunun yanında istisnai de olsa sadece şekil ya da sadece içerik de tehlike oluşturabilir. Örneğin, şehrin iş merkezinde, ana trafik kanalı sayılan caddelerde araç akışının yoğun olduğu saatlerde gösteri yürüyüşü yapılması, bir açık hava toplantısının trafiği ciddi surette aksatacak, tıkanmadan akmasını engelleyecek tarzda yola taşması veya toplantıda kullanılan ses sisteminin çok gürültülü ve rahatsız edici olması, kullanılan afişlerin, pankartların sürüş güvenliğini bozacak, dikkati dağıtacak şekilde olması, huzuru, güvenliği, düzeni kısaca kamu düzenini ihlal edici bir tehlike oluşturur. Bu gibi durumlarda ifadenin içeriğinde hukuka aykırılık olmasa dahi kamu düzenini bozucu tehlike, ifade hareketi o yerde, o zamanda, o tarzda yapılmasa doğmayacak, yapıldığı için de doğmuş olacaktır.94 Burada ifadenin içeriği değil, sadece ortaya konuluş şekli toplumun maddi düzeninin bozulması tehlikesini içerir.

İfadenin içeriği bakımından açık ve mevcut tehlike; istenilen, savunulan ve inandırılmaya çalışılan hususun gerçekleşmesi için halkı şiddete, düşmanca tutum sergilemeye, suç işlemeye teşvik edici ve iteleyici yönde tehlikenin varlığı demektir.

Aynı zamanda bu tehlikenin önlenmesinde yeterli zamanın ve başka çarenin bulunmaması hususları dikkate alınabilir.95 Bu noktada kamu düzenini ihlal eden, şiddeti öngören, suç sayılan eyleme teşvik eden düşüncenin ne olduğu sorusu akla gelmektedir. Schenck kararında Yargıç Holmes, dağıtılan broşürlerde “vatandaşların        

93 GÜRAN, İfade Hürriyeti Üzerinde İdarenin Yetkileri, s. 148-150.

94 ibid, s. 153-154.

95 SUNAY, Anayasa Mahkemesi Kararlarında İfade Hürriyeti, s. 29-30.

askere yazılmasını engellemeye ve silahlı kuvvetlerde itaatsizliğe” yol açan içeriğin bulunması nedeniyle düşüncenin içeriğini, ABD’nin I. Dünya Savaşı içindeyken

“devletin önlemekte haklı ve yetkili olduğu önemli ve ciddi zarar” saymıştır.96

Tehlikenin “mevcut” veya “pek yakın” olması gerekmektedir. Ancak tehlikenin mevcut ya da pek yakında meydana gelecek olmasını tespit etmek güçtür.

Bu nedenle belirli ve belli bir zamanda meydana gelecek tehlike için pek yakın denilebilir. Gerçekten barışçıl yollarla bertaraf edilemeyecek bir aşamaya gelmiş, acil müdahale gerektiren bir tehlike olmalıdır.97

Açık ve mevcut tehlike ölçütü her olayın meydana geldiği durum ve şartlar içinde değerlendirilmelidir. Savaş ve çatışma ortamından uzak, barışın hakim olduğu olağan hallerde herhangi bir müdahale gerektirmeyen ifadeler, savaş halinde tehlike yaratabilmektedir.98

Başvurulan özgürlüğü kısıtlayıcı tedbir, kaçınılmaz ve başvurulabilecek yegane tedbir niteliğinde olmalıdır. Örneğin meydan ve sokaklarda el ilanı, broşür gibi kitapçıkların dağıtılmasının, bunların yere atılmasının çevreyi kirleteceği gerekçesiyle yasaklanması en son çare değildir. Burada özgürlüğü engellemek yerine ilanı ya da broşürü yere atıp çevre kirliliğine neden olanlara para cezası uygulanabilir.99 Bu konuda verilebilecek diğer bir örnek şudur: Açık hava toplantısında konuşmacının söylediklerine bir kısım dinleyen tarafından tepki        

96 GÜRAN, İfade Hürriyeti Üzerinde İdarenin Yetkileri, s. 160.

97 ibid, s. 174.

98 ibid, s. 176.

99 ABD Yüksek Mahkemesi’nin Schneider v. State, 308 US 147 (1939) kararı, Aktaran Sait GÜRAN, İfade Hürriyeti Üzerinde İdarenin Yetkileri, s. 178.

gösterilmesi, konuşmacıyı susturmak için huzursuzluk, düzensizlik çıkarılması söz konusu olabilir. Bu durumda yapılması gereken konuşmacının susturulması değil;

onun serbestçe kendisini ifade edebilmesini sağlamak için, bozgunluk çıkaran dinleyicilere karşı gerekli tedbirlerin alınmasıdır.100

Türk hukukunda ise açık ve yakın tehlike ölçütü siyasal parti kapatma davalarında Anayasa Mahkemesi’nin denetim sürecinde benimsediği ölçütlerden birisidir. Gerçekten Sosyalist Birlik Partisi’nin kapatılması davasında101 Türkiye Cumhuriyeti için yakın ve öngörülebilir bir tehlike nedeni olarak parti programında yer alan hususları gösteren Yüksek Mahkeme, bunların partinin kapatılmasının nedenlerini oluşturduğunu belirtmiştir. Benzer şekilde Demokrasi ve Değişim Partisi’nin kapatılması davasında102 da Türkiye Cumhuriyeti’nin koşulları gereği partinin tehlikeyi arttırdığı belirtilmektedir. Her iki kararda da parti programlarında geçen ifadelerin Anayasa’ya aykırılığından dolayı kapatma kararı verilmiştir.

Çağdaş bir yorumla, kamu düzeni kavramının kapsamında demokratik toplum düzeninin de yer aldığı düşünüldüğünde siyasal parti kapatma davalarında açık ve yakın tehlikenin oluşu, kamu düzeni ihlalinin tespitinde kullanılabilecek bir ölçüttür.

Bu ölçüte göre açık ve yakın tehlikenin ciddiyeti, tehlikenin kapsamının daralması ya

       

100 Feiner v. Newyork , 340 US 315 (1951), Aktaran GÜRAN, İfade Hürriyeti Üzerinde İdarenin Yetkileri, s. 178.

101 19.7.1995 tarihli, E.1993/4,K.1995/1 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı metni için bkz.

www.hukukturk.com, Anayasa Mahkemesi kararları başlığı (E.T. 25.01.2010).

102 19.3.1996 tarihli, E.1995/1, K.1996/1 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı metni için bkz.

www.hukukturk.com, Anayasa Mahkemesi kararları başlığı (E.T. 25.01.2010).

da genişlemesi her ülkenin içinde bulunduğu şartlara göre değişkenlik gösterecektir.103