• Sonuç bulunamadı

Çalışmamızın hareket edeceği yaklaşımdan sonra, şimdi tezin peşine düştüğü temel probleme bakalım. Tezimizin izlediği temel soru şöyle ifade edilebilir: Ruhun ölümsüz olduğunu ‘fark etmede’, anamnesis’in (fiilen anamnesis ediminde bulunma70/kuramı71/kanıtı72) herhangi bir rolü var mıdır, varsa bu rol tam olarak nedir? Bu soruyu böyle formüle ederken, diyaloglarda görülen fakat bu konu üzerine yapılan çalışmalarda tam olarak giderilemeyen bir problemden hareket ettik. Bu problem, anamnesis kuramının diyaloglardaki yeri konusudur.

Son yıllarda anamnesis kuramı üzerine yapılan çalışmalarda,73

uzmanların bu konulardaki açıklamaları kendi aralarında uzlaşmaktan uzak görünmektedir. Özellikle herkesin anamnesis ediminde bulunup bulunamayacağı, anamnesis kuramının ne tür bilgilerimizi --sıradan kavramlarımızın bilgisini mi, ideaların bilgisini mi yoksa her ikisini mi-- açıklamaya yöneldiği soruları konusunda anlaşmazlıklar vardır. Ayrıca “anamnesis kuramının, ruhun ölümsüzlüğünü gösteren bir kanıt olduğu” kanaati,74

yetersiz olduğu açıkça ifade edilmesine karşın, hala kabul görmektedir. Bunun yanında, anamnesis kuramının ifade edildiği Menon, Phaidon ve Phaidros diyaloglarında, ‘ruhun ölümsüz olduğu’ tezine de yer verilmekle birlikte, bu diyaloglar, ‘anamnesis kuramı’ ile ‘ruhun ölümsüz olduğu’ tezi arasında kurulan ilginin75 niteliği bakımdan kendi aralarında farklılık göstermektedir. Menon’da ruhun

70 Ruhun dönerek görüsel tecrübe edinmesi. 71 “Öğrenmenin anamnesis olduğu” tezi. 72

Anamnesis kuramından hareket ederek ruhun ölümsüz olduğu sonucunu çıkaran kanıtlama.

Philosophia faaliyetinde ‘kanıt’ ve ‘kanıtlama’nın nasıl anlaşılması gerektiği konusu ilerleyen

sayfalarda ele alınacaktır.

73 Anamnesis konusundaki tartışma ve pozisyonların toplu bir sunumu için bkz. Scott, D., Recollection

and Experience, Cambridge University Press, USA, 1995, s. 3-23.

74

“Anamnesis kuramından hareket eden anamnesis kanıtının, ruhun ölümsüz olduğunu kesin olarak gerektiren bir kanıt olduğu” kanaati.

75 Aslında diyaloglardaki herhangi bir konunun tam olarak ne olduğunu bilmek pek mümkün

36

ölümsüz oluşu ile anamnesis kuramı arasında karşılıklı ilişki olduğu ifade edilmektedir. Phaidon’da söz konusu bu sıkı ilişki tekrar edilmekle birlikte,

anamnesis kanıtı,76 ruhun ölümsüzlüğü konusunda yeterli görülmeyip, bu konuda başka bir kanıta77

yer verilmektedir. Sözü edilen bu kanıt, anamnesis kuramına herhangi bir referans içermemektedir. Phaidros’ta ise, bir yandan anamnesis kuramına tekabül eden78

ifadeler bulunmakla birlikte, ruhun ölümsüz olduğunu gösteren fakat

anamnesis kuramı ile herhangi bir ilgisi kurulmayan yeni bir kanıt79 da öne sürülmektedir. Yine Phaidros’ta bulunan ‘autokinetos kanıtı’ ile Phaidon’da bulunan ‘son kanıt’ arasında da herhangi bir ilgi kurulmamaktadır. Diyaloglarda geçen bu ifadeler arasındaki uyuşmazlıklar dikkate alındığında, ruhun ölümsüzlüğünün temel kanıtının ne olduğu, anamnesis kuramının bu meselede nerede durduğu konusunda belirsizlik olduğu görülmektedir. Şimdi bu meselenin diyaloglarda nasıl ifade edildiğine kısaca bakalım.

Menon diyalogunda, öğrenmenin imkânsız olduğunu kanıtlamaya yönelen

‘öğrenme paradoksu’na bir yanıt olarak verilen anamnesis kuramı, ‘öğrenme’nin

anamnesis olduğu’nu ve anamnesis yapmanın her ruh için imkân dâhilinde olduğunu

ifade eder. Buna göre, ‘ruh ölümsüz olduğu’ ve ‘her şeyi zaten öğrenmiş olduğu’ için, çabalaması halinde her şeyi anımsayabilir. “Eğitimsiz” bir kölenin anımsama ediminde bulunabildiğinin gösterilmesi ile öğrenmenin anamnesis olduğu (ve dolayısıyla da, ruhun ölümsüz olduğu) tezi güçlendirilmiş80

olur. Burada anamnesis

konu, başka bir diyalogda ele alındığında, farklı bir yandan ele alınmaktadır. Dolayısıyla öne sürülen görüşlerin onaylanıp onaylanmadıkları, tam olarak ne oldukları konusunda bazı belirsizlikler olmaktadır. Bununla birlikte, “eidos’ların var olduğu”, “eidos’lara anamnesis ile ulaşıldığı” ve “ruhun ölümsüz olduğu” vb. sophos’un öne sürdüğü bazı görüşler, diyaloglar içinde sık sık tekrarlanıp onaylanır görünmektedir. Bundan dolayı biz, ruhun doğasını, ruhun neden ölümsüz olduğunu, bu görüşün nasıl temellendirildiğini incelemeye karar verdik.

76 Bu kanıt, anamnesis kuramından hareket ederek ruhun ölümsüz olduğu sonucuna varır. Bkz. Menon,

81 a-85 c - 86 b; Phaidon, 74 a-76 e.

77

“Son Kanıt” olarak adlandırılabilecek olan bu kanıt, ideaları, şeylerin oldukları halde olmalarının nedeni olarak göstermeye dayanır. Bkz. Phaidon, 102 b-107 a.

78 Phaidros diyalogunda, ‘öğrenme anamnesis’tir’ ifadesi yer almaz. Bunun yerine, ideaları, anamnesis

ile hatırladığımız ifade edilir. Bkz. Phaidros, 249 b c, 249 e.

79

“Autokineton kanıtı” olarak adlandırılabilecek olan bu kanıt, ruhun kendiliğinden hareketli olduğu ve dolayısıyla hareketin ilkesi olduğu savına dayanır. Bkz. Phaidros, 245 c 246 a.

80 “Ruh ölümsüzdür ve her şeyi öğrenmiştir, o halde ruh anamnesis yapabilir” akıl yürütmesinden

37

kuramı ve eğitimsiz birinin anamnesis ediminde bulunabilmesi, ruhun ölümsüz olduğu ve her şeyi zaten bildiğine bir kanıt olarak gösterilirken, ruhun ölümsüz olması ve her şeyi öğrenmiş olması da anamnesis ediminde bulunabilmenin ontolojik zemini olarak ifade edilir.81 Böylece, ‘anımsama’ ve ‘ölümsüzlük’ temaları doğrudan ilişkilendirilmiş olur.

Phaidon’da anamnesis kuramı, Menon’a referans verilerek82 daha ayrıntılı olarak tartışılır. Anamnesis kuramının, ruhun sadece doğum öncesinde var olduğunu kanıtladığı, ölüm sonrası varlığını kanıtlamadığı itirazları, Sokrates tarafından dikkate alınıp bu konuda başka bir kanıt sunulur. Böylece, anamnesis kuramının, ölümsüzlüğü bütün zamanlar için kanıtlayamadığı sonucu, onaylanmış olur. Phaidon’da verilen “Son Kanıt”83

eidos’ların, “şeylerin oldukları halde olmasının nedeni” olarak gösterilmesine dayanır. Bu kanıt, anamnesis kuramına herhangi bir referansta bulunmaz. Dolayısıyla anamnesis kuramı ile ruhun ölümsüzlüğü arasında Menon’da kurulmuş olan sıkı bağın burada gevşetilmiş olduğu gibi bir izlenim bırakılmış olur.

Anamnesis kuramının ele alındığı son diyalog olan Phaidros diyalogunda,

‘öğrenme anamnesis’tir’ ifadesi yer almaz, fakat aynı anlama gelecek şekilde, her insan ruhunun hakikati (eidos’ları) gördüğü, dolayısıyla eidos’ları anamnesis ile hatırlayabileceği ifade edilir.84

Bunun yanında, ruhun ölümsüzlüğü lehine verilen fakat anamnesis kuramı ile herhangi bir ilgi kurulmayan autokinetos kanıtına yer verilir.85 Bu kanıtta, ne ‘ideaların var olduklarına ve şeylerin olduğu halde olmasının nedeni olduklarına’, ne de ‘anamnesis kuramına’ herhangi bir atıfta bulunulmaz.

kesin olarak doğru olduğunu göstermez. Zira öncülleri yanlış olup, sonucu doğru olan bir çıkarım biçimsel olarak geçerlidir. Sonucun doğru olması (ki sadece tek bir örnekle, eğitimsiz birinin

anamnesis ediminde bulunması aracılığıyla gösterilir) durumunda bile, öncüller doğru olmayabilir.

81 Aralarında karşılıklı ön gerektirme ilişkisi vardır. Yani ancak anamnesis yapabilme sayesinde ruhun

ölümsüz olduğu bilinebilir ve ancak ruh, ölümsüz olduğundan dolayı, anamnesis etkinliği ontolojik olarak mümkün olabilir. Yani anamnesis, ruhun ölümsüz olduğunun bilinmesinin nedeni iken (bilinme nedeni), ruhun ölümsüzlüğü, anamnesis’in ontolojik anlamda mümkün olabilmesinin nedenidir (varlık nedeni). 82 Phaidon, 72 e -73 b. 83 Phaidon, 102 b-107 a. 84 Phaidros, 249 b c. 85 Phaidros, 245 c 246 a.

38

Diyaloglardaki bu ifadeler dikkate alındığında, hangi kanıtların ruhun ölümsüz bir varlık olduğunu yeterli bir biçimde gösterdiği, bu kanıtların kendi aralarında nasıl bir ilişkileri olduğu ve bu kanıtların anamnesis ile herhangi bir ilgileri olup olmadığı konularında problemler olduğu görülmektedir. Biz bu problemleri, “ruhun ölümsüzlüğü probleminde, anamnesis’in rolü nedir?” sorusunu temele alarak inceledik.

Bu soruyu ele almak üzere, tezin ilk bölümünde anamnesis kuramının ne olduğu, ‘öğrenme’de, ne tür bilginin elde edildiğine bağlı olarak kaç tip anamnesis olduğu, bunların nasıl işlediği, sonra da bu belirlemeler ışığında, anamnesis tiplerinin bölünmüş çizgi benzetmesi, mağara alegorisi ve Yedinci Mektup ile ilişkilerini inceledik. Diyaloglarda anamnesis serimlemelerinin, ruhun ölümsüzlüğü kanıtlamalarının, bir kanıtlama mı yoksa daha çok sophos’un gözünden yapılan bir betimleme mi olduğu problemini ele almak için, philosophia faaliyetinde genel olarak kanıtlamanın yeri problemini ele aldık.

Tezin ikinci bölümünde, ‘ruhun ölümsüz bir varlık olduğu’ lehine verilen kanıtları ele aldık. Anamnesis kanıtını, bu kanıtın hangi gerekçelerle eksik görüldüğünü; yeterliliği onaylanmış görünen son kanıt ve autokinetos kanıtlarını; son olarak da bu iki kanıtın aralarında herhangi bir ilgi olup olmadığını inceledik. Bundan sonra, diyalogun sahnesinde onaylanmış görünen iki ölümsüzlük kanıtının yeterli görülüp görülemeyeceğini, ne ölçüde kendi ayakları üzerinde durabildiklerini tartıştık. Tezin üçüncü bölümünde ise, ölümsüzlük kanıtlarında, anamnesis ediminin,

anamnesis kuramı veya kanıtının nasıl bir rolü olduğu sorusuna yanıt aradık.86

Diyaloglardaki karakterlerin ifade ettiği görüşler, dramatik sahne ve bağlam dikkat alınsa bile, ancak dolaylı olarak Platon’un kendi görüşleridir. Bu yüzden diyaloglar hakkında yazarken, ifade edilen görüşleri, yaratılmış karakterlerin görüşleri

86 Çalışmamızda ifade ettiğimiz görüşler, diyalogları okumak üzerinden edindiğimiz izlenimlere

dayanmaktadır. Görüsel tecrübemiz olmadığına ve sophos’un eğitimine de muhatap olmadığımıza göre biz sadece, philosophos öncesi konumumuzdan hareketle, diyaloglarda işaret edilen hususları, anladığımız ölçüde göstermeye çalışmaktayız. Bu sayede, philosophia’nın ne olduğunu hakkıyla anlayamasak dahi, belki diyaloglarda onun nasıl bir etkinlik olarak resmedildiğini dikkat çekebiliriz.

39

olarak ifade edeceğiz. Her bir diyalogu, öncelikle kendi sahnesinin bütünlüğü içinde ele alacağız. Diyalogların birbirlerine yaptıkları bazı referansların87

da teşvikiyle diyalogları birbirleriyle ilişkilendirdiğimizde, bunu diyalogun kendi bireysel bütünlüğünü ihlal etmeden yapmaya çalışacağız. Yani, her bir diyalogu ayrı bir sahne olarak okuduktan sonra bu diyalogları birbirleriyle ilişkilendirecek ve ulaşabildiğimiz yerlerde bütünlüklü bir görüş sunmaya çalışacağız.

Tezimizde, Platon’un diyaloglarını anlamaya gayret ettiğimiz için, bizzat diyalogların kendisini esas aldık. Diyalogları ile aramızdaki yaklaşık 2500 yıllık deneyim yükünün getirdiği dolayımı, olabildiğince asgari düzeye indirmek kaygısıyla88

hareket ettik. Diyalogları, onların kendisinde sunulandan hareketle anlamaya çalışan bir yaklaşımı esas alıp, diyalogları bu gözle belli bir problematik ekseninde okuyacağımız için, Platon uzmanlarının yaptıkları çalışmaları teker teker ele almadık. Zira uzmanların yaptığı çalışmalar da ciddi bir külliyat oluşturmaktadır. Bu çalışmaları dikkate almakla birlikte, bunlardan sadece bazılarını tartışma konusu ettik. Bundan dolayı, tezimizde, kendi anlayışımızı oluşturmamızda pozitif katkısı olan eserlere atıf yaptık.

Anamnesis kuramı, sadece89 Menon, Phaidon ve Phaidros adlı diyaloglarda tartışılmaktadır. Bu üç diyalog, hem ruhun ölümsüzlüğünü temellendiren yetkin kanıtlamaları90

hem de ‘ölümsüzlük’ ile ‘anamnesis’ temaları arasında kurulan ilgiyi içermektedir. Bundan dolayı, tezimizi, bu üç diyalog ve Devlet’in Altı ve Yedinci kitapları ile sınırlandırdık.

87

Örneğin Phaidon’da (72 e -73 b) Menon’a referans verilir.

88

Platon’dan sonra, felsefe tarihine adını yazdırmış neredeyse her filozofun Platon ve diyalogları üzerine bazı görüş ve yorumları olmuştur. Başlı başına önemli olan Platon’un görüşlerinin diğer filozoflarca nasıl alımlandığı konusu, bu çalışmanın sınırlarını aşmaktadır.

89 Scott, Recollection and Experience, s. 15. Anamnesis kuramıyla ilişkili olmasa da, anımsama,

hatırlama gibi sözcükler diyaloglarda pek çok kez karşımıza çıkmaktadır. Bkz. Klein, Commentary, s. 108 dipnot 1.

90 Platon’un diyaloglarında ruhun ölümsüzlüğü konusunda yedi farklı kanıt verilmiştir. Fakat biz, bunlar

arasında en yetkin olduğunu düşündüğümüz iki kanıtı, yani “Son Kanıt” ile “autokineton kanıtı”nı ele aldık. Ruhun ölümsüzlüğü konusunda bkz. Sedley, David, “Three Kinds of Platonic İmmortality”, Body

and Soul in Ancient Philosophy içinde, Gesellschaft für antike Philosophie, Walter De Gruyter, Berlin,

2009, ss. 145-161. Ayrıca bkz. Peters Francis E., Antik Yunan Felsefesi Terimleri Sözlüğü, çev. Hakkı Hünler, Paradigma Yay., Ruh Maddesi, s. 227.

40