• Sonuç bulunamadı

Tekrarlanmış yansıma kelimelerden sıfatlar ve durum zarfları türetir.

TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA SÖZ YAPIM

1. İSİMDEN İSİM YAPMA EKLERİ

1.63.1. Tekrarlanmış yansıma kelimelerden sıfatlar ve durum zarfları türetir.

debir debür: dengesiz, sarsak, sendeleyerek, el yordamıyla, tökezleyerek (DS 1396). dıvır dıvır: kendi kendine konuşma, mırıldanmayı anlatır (DS 1450).

dımır dımır: damla damla (Y-VMKA 449).

diğir diğir: bir yüzeyin pürüzlü, diş diş, pürüzlü olduğunu anlatır (DS 1483). güfür güfür: hışırtı, rüzgâr sesini anlatır (DS 2215).

kayır kayır: küçük taşların birbirine sürtünmesinden çıkan sesi anlatır (DS 2700). kıyır kıyır: elma, armut vb. meyveleri yerken çıkan ses, hışır hışır (DS 2856). lambur lumbur: patavatsız; patavatsızca söylenen söz (DS 3062).

lingir lingir: fıkır fıkır, oynak (DS 3080).

mıcır mıcır: çürümüş ve sulanmış meyve; yağlı, sıvaşık, bulaşık, yapışkan (DS 3178). mıkır mıkır: çok kalabalık; çok dolu; semiz ve sıkı (et için) (DS 3182).

payır payır: aralıksız, sürekli (konuşma); kâğıt, bez vb. şeyler yırtılırken çıkan ses [DS: pıyır pıyır “kesilen, yırtılan yenilen şeylerin çıkardığı ses” 3450] (DS 3415). yalbır yalbır: parıl parıl (DS 4142).

yangır yungur: saçma sapan (DS 4813).

1.63.2. Sıfat türetir.

cığır: oyunbozan, mızıkçı [DS: cığız aa.] (DS 903). gofur: kendini beğenmiş (DS 2093).

kığır: burnundan konuşan adam, hımhım (DS 2789). kıpır: yavaş (DS 2813).

kosur: beğenen, onurlu [DS: kozur/ kozurdak aa.] (DS 2931). lıvır: boşboğaz geveze (DS 3078).

pepir: kekeme [DS: pepil aa.] (DS 3427).

tongur: zor anlayan, kalın kafalı; çirkin sesli kimse; yuvarlak kimse (DS 3960). vıcır: durmaksızın oynayan, kımıldayan (DS 4098).

tıngır: kel (DS 3916).

1.63.3. Alet, eşya adları türetir.

fısır: basma (kumaş) (DS 1858). çıngır: bakır kap, su kovası (DS 1181). çıtır: kibrit (DS 1194).

gıcır: yün şalvar; uzun çorap lastiği (DS 2028). gümbür: bir çeşit yayık (DS 2221).

lıkır: küçük testi; kulpsuz testi (DS 3077). löngür: yayık (DS 4581).

tıngır/ tingir: çinko, teneke ya da bakırdan yapılmış leğen, kova vb. şeyler (DS 3915). tokur: büyük bilye; taş bilye; su kabı (DS 3950).

takur: takunya (DS 3810).

tıkır: tahta su kabı; sürahi; teneke; ufak zil [AİYA: “daha çok çocukların giydiği naylondan yapılmış sandalet” 808] (DS 3910).

1.63.4. Çeşitli somut ve soyut adlar türetir.

compur: toplantı [TTL: < Ar. cumhur 452; krş. DS: com ol-/ comlaş- “toplanmak”] (DS 998)?

cumburt: küçük göl (DS 1016). çayır: ördek (DS 1097).

efir üfür: hava akımı (DS 1670). hombur: boğaz (DS 2400).

kıtır: ateşte kızartılıp ufak parçalara bölünmüş yufka ekmeği; patlamış mısır (DS 2847). kofur: gösteriş, kibir, kendini beğeniş (DS 2900).

kütür: küçük sac ekmeği; olmuş karpuz (DS 3055).

lüngür: kuyu gibi derin, çukur yer; çeşme oluğu (DS 3095). tıkır: düzen, uygunluk, tav (DS 3910).

fosur: homoseksüel erkek (DS 1877).

1.64. +Iş / +Uş

Çoğunlukla yansıma gövdeler oluşturan bu ek nadiren yansıma köklerden kalıcı kelimeler de türetmiştir (Zülfikar, 1995: 101, 103) Yansıma köklerden gövdeler oluşturan +Il ve +Ir ekleri ile aynı işleve sahip olan +Iş eki diğer iki eke göre daha az kullanılır. davış/davuş: ses, hafif gürültü, hışırtı, tıkırtı; ayak sesi [ET tavış “gürültü, şamata”

(EUTS: 150); Tel. tabış “ses, haber” (TAS: 106); EDPT: 446] (DS 1379). ıkış: ağır canlı, vurdum duymaz; şişmanlık vb. nedenlerle zor yürüyen (DS 2463). ıkış ıkış: ağır ağır (yürüyüş için) (DS 2463).

gığış: efelik otunun dalında kuruyan tohumları (DS 2037).

gıbış gıbış: kısa ve hızlı yürümeyi, çocuk yürüyüşünü anlatır (DS 2024).

kağış kağış: sıvının bol bol, gürültülü dökülmesi için; katı ve kuru şeylerin birbirine değerek çıkardığı ses (DS 2594).

kığış kığış: derenin çakıllar arasında ses çıkararak akışı; kuru yapraklar ve sert cisimler birbirine dokunarak ses çıkarması (DS 2790).

kığış: kışın, nehir ve çayların sürüklediği buz parçaları (DS 2790). cıyış cıyış: hastalıklı koyunların ağır ağır yürüyüşünü anlatır (DS 945). çığış çığış: harman savururken yabanın çıkardığı ses (DS 1162). tınış: kel [DS: tıngır aa.] (DS 3916).

1.65. +kA, +ko

(+go)

Akrabalık bildiren isimlere gelerek küçültme ve sevgi ifade eden isimler yapar. Lehçelerde +kA, +kI, +kAy 70 şekillerinde görülmektedir (Brockelmann, 1954: 111, Räsänen, 1957: 100-101, Kononov, 1969: 85, 87, Serebrennikov ve Gadjieva, 2011: 97, Öner, 1998: 45, Uygur, 2007: 556, Arıkoğlu, 2007: 1165) 71 (krş. +GA).

70 Räsänen +kAy ekini, +kA küçültme eki ve +y vokatif eki şeklinde açıklamaktadır (Räsänen, 1957: 101).

Baskakov +kA ekini sevgi ifade eden +kAy / +Ay/ +y ekleri arasında göstermiştir (Uygur, 1994: 138-139).

Yazı dilimizde bulunmayan bu ek daha çok Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu ağızları ile Balkan ağızlarında görülmektedir (Günay, 1978: 105, Gemalmaz, 1995: 241, Deny, 1941: 513).72

DLT (III / 212)’de akrabalık bildiren isimlerin sonuna gelerek ‘acıma’ ve ‘sevgi’ ifade eden ‘kı’ unsurunu (anakı ‘anacığım’, atakı ‘babacığım’) Clauson, saygı ifade eden bir ek olarak ele almıştır (1972: 48). Ali Ulvi, +ko ekini DLT’de geçen +kı’ya bağlamaktadır. Yazarın verdiği örneklerde 73 ekin özel isimlere, bazı isim ve sıfatlara geldiği görülmektedir: aliye,‘alko’, emine ‘emko’, hanife ‘hanko’, safiye ‘safko’; caniko, şişko (Deny, 1941: 513). Buran, +ko ekini, +k ‘küçültme eki’ + o ‘kısaltılan bazı isimlerin sonuna getirilen ses’ şeklinde çözümlemiştir (2008b: 79).

Bazı bilim adamlarına göre birtakım akrabalık adlarında görülen +kA / +ko eki Slav dillerine ait olan +ka küçültme ekidir. Bu ek hitap halinde +ko’ya dönüşmektedir (Tietze, 2002: 17). Komşu dillerde de benzer ses ve işleve sahip ekler olduğu için bazı kelimelerde yabancı eklerin bulunması ve ekler arasında bir karışmanın olması mümkünse de Türk coğrafyasının hemen her yerinde görülen bu eki yabancı bir kaynağa bağlamanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bize göre ek +kAy küçültme ekindeki /y/ sesinin erimesi ve ekin ünlüsünün yuvarlaklaşması ile +ko şeklini almıştır.74 +kA ekinin benzer işleve sahip olan +o ekinin etkisiyle yuvarlaklaşması da ihtimal dâhilindedir. abaka: abla, büyük kız kardeş; amca; hala [krş. Çağ. abuşka < abu+ş+ka (Räsänen,

1957: 93, Kononov, 1969: 86)]75 (DS 6).

Karaaağaç, Macarcadaki +ka / +ko küçültme eki ile Fincedeki +kka küçültme ekini Türkçe küçültme eki +k ve onun Altayca eşleri ile paralellik arz eden ekler olarak değerlendirmiştir (2009: 239).

72 Ek Erzurum ağzında çağırma eki +li ile birleşerek +koli şeklinde de kullanılmaktadır: anakoli ‘hey

anneciğim’, babakoli ‘babacığım’ (Gemalmaz, 1995: 241). +koli eki DS’de “adların sonuna eklenerek sevgi bildirir süzcük yapan ek” şeklinde tanımlanmıştır (DS: 2910). Gemalmaz’ın çağırma eki olarak gösterdiği +li (1995: 291), Erzurum ağzı dışında sadece Artvin’de tek örnekte tespit edilmiştir: analı

“anneciğim” (DS:249). Bu ek Elazığ ağzında da +lė , +lo şekillerinde görülmekte, ‘ana’ ve ‘baba’

kelimelerine eklenerek şaşkınlık, korku, heyecan vb. ifade etmek için kullanılmakadır.

73 Yazar, verdiği örneklerin tamamını Rumeli’de duyduğunu ifade etmiştir (Deny, 1941: 513). 74 Açıklama için bk. +o eki.

75 Tekin, çağdaş lehçelerde ‘babanın büyük kardeşi, amca’ anlamına gelen abaġa kelimesini < *aba ağa-

sı ‘babanın ağabeyi’? şeklinde çözümlemiştir (2005c: 206-207). Le ise bu kelimenin Moğolca olduğunu

ileri sürmüştür (1999: 124). Karaağaç akrabalık adlarında görülen +kA, +çA, +m gibi yapıların dişilik veya küçültme eki olarak değerlendirilmesini eleştirmiş bunların aslında ek değil, çeşitli unvan ve akrabalık adlarının yıpranmış şekilleri olduğunu vurgulamıştır (2009b: 235-237).

alika: Alicik (RİA 105).

aniko: anneciğim [EKBK: anikko aa. 28, RİA: anaka aa. 105] (DS 273).

babiko 76: babanın çocuğuna sevgi hitabı [TTL: < baba + iko “Yun. okşama ve küçültme eki” 254] (DS 453).

baciko: bacıcığım (EİA 35). dedeka: dedecik (RİA 105). dayko: dayı (MTA 119).

dişko: dişleri dışarı doğru çıkık olan kimse [AYF: dişḫo “seyrek ve iri dişli” 640] (DS 1525).

göbüşko: göbekli, şişman (Y-BYA 169).

leşko: şişman; çok yemekten karnı büyümüş kimse [DS: leşgarın aa.] (DS 3074). neneka: ninecik (RİA 105).

tosgo: şişman [krş. şişko] (EYSV 208).

1.66. +(I)k / +(U)k

(+ıḫ, +uḫ, +iyh, +üyh, +oġ)

Yazı dilinde işlek olmayan bir ektir. Benzerlik, küçültme ve sevgi ifade eden bu ek organ adı da yapmıştır (Ergin, 1990: 167, Gabain, 1988: 45, Clauson, 2007: 189, Bang, 1980: 55, Erdal, 1991: 43, Güner 2013: 119) (bk. +Ak).

Ek aynı zamanda +Ir ekiyle kurulmuş ses yansımalı gövdelerden sonra gelerek küçültmeli anlamda bazı ad ve sıfatlar türetir (Zülfikar, 1991: 94, Korkmaz, 2003: 47). Az da olsa ek ses yansımalı birincil köklerden sonra da gelmektedir, bunların çoğu ikileme biçiminde kullanılır (Hatipoğlu, 1974: 81).

Ek, Doğu Anadolu ağızlarında (Demirsoy, 2001: 53) ve Ahıska Türkçesinde 77 özel isimlere de sevgi, okşama işlevi ile eklenmekte, eklendiği özel isimde kısalma 78

76 Şahsuvar (Elazığ) ağzında babıkko ‘babacığım’ anlamına gelmektedir. Yine bu ağızda canıkke ‘canım,

sevgilim’ anlamını taşımaktadır. Erzurum ağzında ağako ‘ağacığım’ kelimesi de bu ekle oluşturulmuştur

(Gemalmaz, 1995: 241).

77 KAZIMOV, İsmayıl, Axıska (Mesxed) Türklerinin Dili, (Elektronik Sürüm), http:// www.

axiska.narod.ru/ 4.2.1..htm, Erişim Tarihi: 02.09.2014.

78 Küçültme eklerinin eklendiği kelimeyi kısaltması diğer lehçelerde de görülmektedir: Krgz. Asan > Asake,

meydana gelmektedir: memik ‘mehmet’, sürik ‘süreyya’, mizik ‘mizayya’, fatik ‘fatma’, alik ‘ali’, mıstik ‘mustafa’...

Özellikle Doğu grubu ağızlarında ekin ünlüsünün çoğunlukla ince ve dar olması dikkat çekmektedir. Benzer sesi taşıyan küçültme eklerinin komşu dillerde de olduğu göz önüne alındığında bu ekle kurulu bazı kelimelerin hangi dile ait olduğunu kesin olarak belirlemek güçtür (Güler, 1992: 44-45).