• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA SÖZ YAPIM

1. İSİMDEN İSİM YAPMA EKLERİ

1.73.8. Nadiren zarf türetir.

çiftilek: ikisi birden, çift olarak (DS 1205). ġadarlēk: kadarınca, kadarıyla (D-DGBA 470).

1.74. +lAmA

(+dama, +lıma, +lüme, +lümü, +nama, +reme)

İsimden fiil türeten +lA- eki ile fiilden isim türeten -mA ekinin kaynaşmasından oluşmuş birleşik bir ektir. Başta yemek adları olmak üzere çeşitli adlar ve tarz zarfları oluşturur (Banguoğlu, 2004: 187, Hatipoğlu, 1974: 95, Zülfikar, 1991: 104, Korkmaz, 2003: 50). Ek, nadiren üleştirme sayılarına da eklenmektedir: beşerleme, üçerleme (Tietze, 2002: 324).

1.74.1. Alet, eşya adları türetir.

ayaklıma: takma ayak, çocukların ve cambazların ayaklarına takıp gezdikleri sırık (DS 404).

belleme: binek hayvanını soğuktan korumak için beline sarılan veya eyerin altına konulan keçe, eyerin üstüne konulan yastık; eteklik (DS 621)

boğlama: boyuna, başa sarılan örtü, yazma, çatkı (DS 729).

boylama: bir bağla boyuna takılan muska; kadın entarisi (DS 746).

cağlama: bahçe kapısı, ağaçtan yapılmış korkuluk [M-ŞDK-II: “balkon ve pencerelere çekilen demir” 20] (EYSV 27).

çelikleme: kısa odun (DS 1123).

dallama: yelek [TDES: tal “arka, sırt” + lama 263] (DS 1345). dipleme: toprak sacın en küçük boyutu (EMİYA 569).

dişleme: çatal (DS 1525).

dizleme: erkeklerin giydiği getr biçiminde çorap, tozluk; dize kadar uzanan uzun konçlu çorap [DS: “uzun çorap” 4486] (DS 1531).

eşekleme: sucuların eşeğin iki yanına sardıkları ve su tenekesi koydukları kasa (DS 1789). gısalama: kadın iç çamaşırı (Y-KMA 144).

ġollama: bir tür orak (DRTA 171). güdükleme: kısa ceket (DS 2213).

kıllama: köylü kızların bellerine bağladıkları yünden yapılmış püsküllü kuşak (DS 2800). sayalama: yörede giyilen bir tür özel elbise (Y-KrYA 314).

taslama: kalas (DS 3838).

topuklama: kısa çorap (DS 4769).

yastılama: yapılarda kullanılan yassıca taş (DS 4195).

kaşıklama: kaşık konulan sepet, kaşıklık (DS 2679).

1.74.2. Hastalık adları türetir.

alaflama: yüzde çıban şeklinde çıkan bir hastalık (DS 185). alazlama: yüzde ve vücutta çıkan çıban, kızartı (DS 206).

arpalama: çok arpa yemekten ileri gelen bir hayvan hastalığı (DS 330).

aşıklama: atların arka ayak bileğinin burkulmasından doğan topallama (DS 354). bulgurlama: bölgeye ait bir hastalık (Y-YYA 147).

çalıklama: koyunların memelerinde görülen hastalık (DS 1055). çullama: kızıl hastalığı (DS 1303).

gelincikleme: heyecandan ileri gelen bir çeşit sinir hastalığı (DS 1980). gemleme: ağızda olan bir hastalık (DS 1987).

güveleme: ishal (DS 2240).

kazıklama: fıtık hastalığı (DS 2717).

kıylama: parmak uçlarında çıkan iltihaplı yara, dolama [DS: gıylama “elde çıkan bir çeşit yara” 2067] (DS 2857).

kurbağlama: at, eşek vb. hayvanlarda görülen, dil altında çıkan ve damaktan kan alınarak iyileştirilen kabarcıklar (DS 3005).

külleme: frengi hastalığı (DS 3030).

küpleme: karında su birikmesi nedeniyle olan ve şişmeyle beliren hastalık (DS 3041). mıhlama: nallanan hayvanlarda yanlış vurulan çivi nedeniyle olan topallık (DS 3180). seğleme: şap ile iyi edilen hastalık [DS: seğ “şap” 3565] (DS 3566).

şaplama: hayvanlarda görülen şap hastalığı (DS 3745). şerbetleme: frengi (DS 3762).

taraklama: at ve eşeklerde karın altında olan şişlik parmaklık (DS 3831). yemleme: çok yem yemekten olan bir hayvan hastalığı (DS 4242).

yüğüleme: tüy dökme hastalığı [OT yük “kuş tüyü” (DLTD: 822); EDAL: 468] (DS 4327).

1.74.3. Yemek adları türetir.

acılama: şalgam yemeği (DS 50). boçalama: köfte (DS 731).

cıyıklama: yumurta, kıyma, biber, bal ve yağla yapılan bir yemek [MKS: cıvıklama “sebzeli pilav” 41] (DS 945).

cizlama: taş üzerinde pişirilen yufka (DS 992). çıtlama: bir hamsi yemeği (DS 1196).

çiğleme: yağsız sütten yapılan peynir, çökelek, çiğ sütten alınan yağ (DS 1210).

çirleme: erik ve kayısı çirinden yapılmış tatlı [Y-AkYA: çilleme “kurutulmuş kayısıdan yapılan bir çeşit yemek” 210] (KYAS 60).

çöpleme: çöpe takılarak pişirilen bir çeşit kebap (DS 1290). çörekleme: bazlamanın küçüğü (MAS 99).

dolaylama: yufkanın içine ceviz koyup, tepsinin içine çörekleme dizerek yapılan bir çeşit tatlı (DS 1543).

ekşileme: hamur köftesi [DS: eğşileme “kuş eti ve soğanla yapılan yahniye benzer bir yemek” 1689] (DS 1699).

gabartlama: lokma tatlısı (DS 1884).

kepleme: çerezden dövülerek elde edilen un (şeker, badem, leblebi, ceviz vb.) (DS 4545). külleme: külde pişirilen yemek (DS 3027).

mayalama: sacda pişirilen buğday ekmeği (TİYA 454).

soğanlama: soğandan yapılan ya da soğan ağırlıklı bir yemek çeşidi [KYAS: suvannama “etli bir yemek çeşidi” 216] (KYAS 213).

şivleme: üzüm, dut posasından çıkarılan rakı (DS 3789).

telleme: peynir kırıntısı ve çökelek küpe basılarak yapılan peynir (DS 3871). üzümleme: et, yağ, üzüm ve erikle pişirilen bir yemek (DS 4087).

1.74.4. Sıfat türetir.

asıllama: aslı bozuk, soysuz (Y-BYA 128). baalama: aptal, aklı bağlanmış (DTAS 64). bōzlama: pisboğaz (DRTA 50).

dölleme: yaramaz çocuk; piç (DS 1579). dullama: boşanmış kadın; geveze (DS 1598).

duşlama: düşünmeden yapılan yerli yerinde olmayan (MAS 126). gocalama: büyükçe (HA 443).

ġocalama: yaşlı, kocamış (MAS 191).

ipleme: bağlanacak derecede deli (DS 2545). iyleme: zayıf, hastalıklı (DS 2574).

külleme: ele avuca sığmayan, terbiyesiz çocuk (DS 3030). naletleme: nefret edilecek kimse (DS 3235).

odunnama: davranışları, konuşması kaba ve kırıcı (KA 467). saslama: sağlıksız, renksiz kimse [DS: sasık aa.] (DS 3549). tekleme: değişik eşli (Y-AAA 315).

tekleme: tek başına, yalnız (D-KMİA 518). uzlama: ahmak (DS 4053).

yakalama: eğimli (DS 4127).

yelleme: terbiyesiz, arsız, yüzsüz (DS 4236).

ġoleme: ağzına kadar dolu, susuz rakı kadehi (KYAS 115). kafalama: iri (kömür için) (DS 2592).

sonnama: ailenin en küçük çocuğu, son doğan çocuk (M-ŞDK-II 30).

1.74.5. Yer adları türetir.

arkaçlama: güneye bakan yamaç (MAS 31). düzleme: düzlük yer (DS 1645).

gölleme: su birikintisi (TMES 110).

kaşlama: duvar, duvarın üstü; çatı saçağı (DS 2677).

kökleme: tarla yapmak için ormanda yakılarak açılan yer (DS 2953). nallama: dağlardaki ince yol; taş döşenmiş patika (DS 3236).

sırtleme: sırt, tümsek, bayır (RİA 332).

temekleme: tavşanın kar altında gizlenerek barındığı yer (DS 3874). tiyhleme: yokuş (DS 3942).

yanlama: sınır; bir evin çatısına ekleme olarak yapılan oda (DS 4170).

yazlama: yazın göçülen ya da gezmeye gidilen yüksek, serin yer, yayla (DS 4127). yüzleme: yapıya, temelden sonra yapılan arka duvar (DS 4337).

aralama: evlerin ara duvarı (DS 295).

ağızlama: tarlayı kazarken kazılan yerle kazılacak yer arasındaki genişlik (DS 97).