• Sonuç bulunamadı

3.4. BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ, TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE

3.4.3. Tedarik Zinciri Yönetiminin İşletme Performansına Etkisi

Tedarik zinciri yönetimi konusunda yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu ana sanayi işletmeleri olarak tanımlanan ve dolayısıyla öl- çek bakımından büyük olan işletmeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Tedarikçi işletmelerin ise; temel finansal göstergeler, üretkenliğe yö- nelik göstergeler, kaliteye ilişkin göstergeler ve diğer performans gös-

tergeleri içerisindeki temel işletme performans kriterlerine olumlu katkılar sağladığı ve gelişen alıcı-tedarikçi ilişkilerine bağlı olarak bu katkıların daha da önemli hale geldiği söylenebilir. Literatürde de bu yaklaşımı destekler nitelikte birçok teorik ve ampirik çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Bu bağlamda TZY’nin işletme performansına etki- sinin ortaya konulmasına yönelik olarak literatürde yapılan bazı ça- lışmalar aşağıda Tablo 11’deki gibi özetlenebilir (Güleş vd., 2008).

Tablo 11: TZY’nin İşletme Performansına Etkisine Yönelik Literatür

dir. Rekabet gücü, yerli bir işletmenin ulusal veya uluslararası bir pi- yasada rekabet gücüne sahip olması, ilgili işletmenin yerli veya ya- bancı rakiplerine karşı fiyat-kalite, zamanında teslim ve satış sonrası hizmet gibi unsurlar açısından hali hazırda ve gelecekte onlara eşit ve- ya onlardan daha üstün olmasıdır. Sürdürülebilir bir rekabet yeteneği- ni içeren bu tanımlamada içerik açısından rekabet gücü kavramının anlam yoğunluğu artmaktadır (Kibritçioğlu, 1996: 114).

Sürdürülebilir bir rekabet gücünün en önemli kriterlerinden birisi yeniliktir. Bu alanda öncü çalışmalar yapan Schumpeter’e göre yeni- lik, icadın ticarileştirilmesinden elde edilen fayda olup, müteşebbisin yeniliğe karşı güçlü bir güven duyması ile oluşmaktadır (Janszen, 2000: 3). Schumpeter yeniliği beş şekilde teşhis etmiştir. Bunlar; yeni bir ürün veya hizmetin üretimi, ürün veya hizmetin oluşum kalitesinin artırılması, yeni bir üretim metodunun kullanılması, yeni bir piyasanın geliştirilmesi, yeni arz kaynaklarının bulunması ve çalışma şartlarının yeniden düzenlenmesidir (Çoban, 2003: 130). Bu açıklamalar doğrul- tusunda işletmelere ve endüstrilere rekabette avantaj getiren en önemli faktörlerden birinin yenilik üretimi olduğu söylenmektedir. Tüm bu yaklaşımlar işletmelerin, yenilik faaliyetleri bağlamında hem saldırgan hem de savunmacı stratejiler geliştirmesine neden olmaktadır. Faali- yette bulundukları piyasa yapısına göre bazı işletmeler, sürekli olarak yeni ürün geliştirmeyi hedeflemekte ve diğer yenilikçileri de teşvik etmektedirler.

Günümüz küresel piyasalarında yeni ürün geliştirme yönünde es- mekte olan rekabet rüzgârları, tüketicileri düşük maliyetli, fakat yük- sek kaliteli ürünlere yönlendirmektedir. Bu bağlamda, uluslararası pi- yasalarda faaliyet gösteren işletmelerin uzun dönemli, sürdürülebilir performansları, onların ürün ve süreç yeniliği geliştirmedeki yetenek- lerine bağlı olmaktadır (Chen ve Kai-ling, 2004). Yapılan araştırma- lar, ürün ve süreç yeniliğinin birçok uluslararası ve global piyasada kârlı rekabet avantajlarının önemli bir kaynağı olduğunu ortaya çı-

karmıştır. Bu bağlamda tedarik zincirinde ürün yenilik faaliyetlerine dâhil edilen tedarikçiler zaman, maliyet, tasarım süresi gibi konularda sağladıkları yararlarla işletmelerin performansını artırıcı yönde bir etki yaratmaktadırlar.

Yapılan birçok araştırmada tedarikçilerin teslim yeteneğinin işlet- melere bir rekabet avantajı yaratabileceği ifade edilmektedir. Teslim yeteneğinin hız ve güvenirlilik olmak üzere iki önemli boyutu vardır. Tedarikçiler teslim yeteneklerini ifade edebilmek için alıcı işletmelere kesin teslim tarihleri verebilmeli ve verilen tarihte ürünü teslim ede- bilmelidir (web.sakarya.edu.tr, 2008). Bu şekilde tedarikçiler işletme- lerin üretim süreçlerinin kesintiye uğramasını engelleyerek, işletmele- rin üretim performanslarına olumlu katkılar sağlayabilirler.

İşletmeler düşük kalitede ürünler satın aldıklarında yeniden işleme, hurda ve atıklar, zaman kaybı gibi nedenlerle daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalırlar. Ayrıca düşük kaliteli ürünler nihai ürün kalitesi üzerinde de etkili olacağından işletmenin üretim ve kontrol maliyetle- rinde de bir artış olacaktır. Ürünün kalite performansı; işletme içi kali- te bilgisinin kullanımı, çalışan katılımı ve tasarımda kalite uygulama- ları ile daha etkin hale getirilebilir (Erdil vd., 2003). Bu bağlamda te- darikçilerin sağlayacağı kaliteli ve performansı yüksek girdiler ile iş- letmelerin maliyetlerini düşürerek finansal performanslarını geliştir- meleri olanaklı hale gelecektir. Ayrıca, kaliteli girdi kaliteli ürünlerin üretimine katkıda bulunarak müşteri memnuniyetinin sağlanmasını olumlu yönde etkileyecek ve işletmelerin genel performansına olumlu

olabilmelidir (Aytekin vd., 2004). Bu bağlamda işletmeler arasında sağ- lanacak esneklik ilişkisi, alıcı işletmelerin rekabetçi yeteneklerine katkı sağlayarak performanslarına olumlu katkı sağlayabilecektir.

Tedarikçiler ürünlerinin fiyatını en az benzer ürünlerin fiyatına eş- değer bir şekilde sunabilmelidir. Bunu gerçekleştirmenin ön koşulu ise ürün birim maliyetinin düşük olmasıdır. Bir başka önemli konu satın- alma ve taşıma maliyetlerini kapsayan lojistik maliyetlerdir. Lojistik ile ilgili ana maliyet kalemleri; sipariş işleme ve enformasyon, taşıma, depolama, müşteri hizmetleri ve stok bulundurma maliyetlerinden oluşmaktadır. Lojistik maliyetler de sonuç olarak nihai ürünün fiyatına yansımaktadır. Bu bağlamda alıcı işletmelerin tedarikçilerinden uygun maliyetlerle ürün sağlaması işletmelerin maliyetlerini azaltmasına kat- kı sağlayacak ve dolayısıyla işletme performansına olumlu katkılar sağlayacaktır. Ayrıca tedarikçiler lojistik maliyetlerini düşürerek iş- letmelerin maliyetlerini azaltacaklar ve dolayısıyla finansal perfor- manslarına katkı sağlayacaklardır (Aytekin vd., 2004).

Buraya kadar yapılan açıklamalar ışığında, işletmelerin BT kulla- nımının, genel işletme performansı ve tedarik zinciri performansı üze- rinde olumlu bir etkisinin olduğu söylenebilir. Bunun yanında işletme- lerin tedarik zinciri uygulamalarının da işletmelerin genel işletme per- formansını artırıcı bir etki yaptığı görülmektedir.

3.5. TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ ALANINDAKİ