• Sonuç bulunamadı

2.5. KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

2.5.2. Küresel Tedarik Zinciri Yönetiminin Unsurları

Küresel tedarik zincirinin doğru ve verimli olabilmesi için, zincir oluşturulurken üzerinde durulması gereken 5 kritik unsur bulunmakta- dır. Dünya çapında bir tedarik zinciri ve strateji, hedeflerin belirli ol- duğu kapsam oluşturulmalı, tedarikçiler stratejik bir biçimde yönetil- meli, müşteriler ile entegre olmuş bir karar verme yapısı oluşturulma- lı, tedarik zincirinin tamamında etkili olabilecek teknoloji stratejileri geliştirilmeli ve son olarak zincir boyunca performans ölçütleri stan- dartlaştırılmalıdır (Alt vd., 2000:22-23).

şim durumları için firmanın ana rekabet konusu ve iş prosesleri ortaya çıkarılmalıdır. Bundan sonra dünya çapında bir tedarik zinciri modeli kurmalıdırlar.

• Kültür Farklılıklarına Dikkat Edilmesi

Firmaya için hedef ve stratejiler belirlendikten sonra, bu hedef ve stratejilerin ne kadar yeterli olup olmayacağının sınanması gerekmek- tedir. Tedarik zinciri ortakları tedarik zincirinin kapsamını tam olarak anlamalıdırlar. Hedefler ve gerekli olan performans ölçütleri açık bir şekilde belirtilmelidir. Bu yapı içerisinde tedarikçiler iyi bir şekilde yönetilmeli ve uzun süreli anlaşmalar yapılmalıdır. Bu şekilde teda- rikçiler ile iyi ilişkiler kurulur ve firmaya olan bağlılığı sağlanır. Ürünlerin daha iyi bir şekilde tedarik edilmesi için tedarikçilerin stok seviyeleri ve üretim planlarına erişmeleri sağlanmalıdır. Tedarik zinci- ri içerisindeki oyuncular belli görevlerle yetkilendirilmeli ve daha ba- şarılı bir tedarik zinciri için ortak hedef ve kazanç paylaşılmalıdır.

• Müşterilerin Sisteme Entegre Edilmesi

Tedarik zincirinde kararlar oluşturulurken her zaman müşteri ihti- yaçları göz önünde tutulmalıdır. Mevcut iş prosesinin yerine başka yeni bir proses eklendiğinde mevcut durumun nasıl olduğu ve ne tür bir katlı sağlayacağına bakılmalıdır. Burada en iyi şekilde verim ala- bilmek içim müşteri ihtiyaçlarının dikkate alınması gerekmektedir. Ürünler hedef pazarın ihtiyaçları doğrultusunda üretilmeli ve oluşturu- lan üretim sisteminin meydana gelebilecek değişimlere hızlı bir şekil- de cevap verebilecek esneklikte olması gerekmektedir. Bunu gerçek- leştirmek için üst düzeyde talep planlama sistemleri oluşturulmalıdır. Oluşturulan bu sistemle maliyetler azaltılır, satış ve kar durumu arttırı- lır ve müşteri memnuniyeti sağlanmış olur. Firmanın lojistik ağıda bu durumda müşteri gereksinimlerini karşılayabilecek esnek bir yapıda olmalıdır. Bu noktada firmalar 3PL firmaları ile işbirliğine gidebilir- ler.

• Teknolojik Stratejilerin Tedarik Zinciri Bütününde Gelişti-

rilmesi

Tedarik zincirlerine müşterileri entegre edebilmek için dünya ça- pında bilgi ve teknoloji sistemleri gerekmektedir. Bilgi sistemleri ara- cılığıyla zincir içerisindeki bilginin doğru bir şekilde dağıtımı sağlan- maktadır. Firmanın karar alma konularında daha küresel bir yapıya bürünmesi için müşterileri daha iyi anlayabilen ve farklı bölgelerde bulunan küresel planlama merkezleri oluşturulabilir

• Tedarik Zincirinin Bütününde Doğru Performans Değerlen-

dirmesi

Yeni iş prosesleri ve teknolojik yapılar oluşturulduktan sonra per- formanslar hedeflere ulaşma açısından değerlendirilmelidir. Tedarik zinciri boyunca performans ölçütleri standartlaştırılmalıdır. Bu ölçüt- ler müşteri tatmini, yatırımları başarı oranı ve pazar payı vb. ile ilgili olmalıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN TEDARİK ZİNCİRİ PERFORMANSI VE İŞLETME PERFORMANSI

ÜZERİNE ETKİSİ

Küreselleşmenin de etkisiyle hızlı değişimlerin yaşandığı günü- müzde işletmelerin rekabet anlayışlarının da farklılaştığı görülmekte- dir. Günümüzde işletmelerin kalite, yenilik, esneklik, hız ve farklılık gibi birden çok rekabet boyutuyla başa çıkmaları gerektiğinden, işlet- melerin sahip olduğu maddi ve maddi olmayan kaynakların elde edil- mesi ve kullanılması açısından gösterilecek performansın rekabetçi avantaj elde edecek biçimde yönetilmesi zorunluluğu ortaya çıkmak- tadır. Bu bağlamda çalışmanın bu bölümünde performans kavramı ve işletmelerin performans yönetimi uygulamaları açıklanarak Bilişim Teknolojileri kullanımının ve Tedarik Zinciri Yönetimi uygulamaları- nın işletme performansı üzerindeki etkileri incelenecektir.

3.1. PERFORMANS KAVRAMI VE KAPSAMI

Başarım ve takat sınırı anlamlarına gelen performans kavramı, ke- lime anlamı olarak yapılması gereken belli bir iş veya görev için gös- terilen başarı derecesi olarak tanımlanmaktadır (Türkçe Sözlük, 1998:1178). Performans, iş yapan bir bireyin, grubun ya da örgütün o işle gerçekleştirilmek istenen hedeflere ulaşma derecesinin nitel ya da nicel ifadesi olarak da tanımlanabilir (Karakaş ve Ak, 2003:338).

Performans, herhangi bir görevin gereği olarak önceden belirlen- miş olan standartlara uygun davranışların gösterilmesi ve hedeflenen amaçlara yaklaşma derecesidir (Can vd., 2001:170).

İşletmeler açısından da performans kavramının yukarıdaki tanım- lamalardan çok farklılaşmadığı görülmektedir. Bu bağlamda en yalın haliyle bir işletmenin performansı, belirli bir zaman sonucundaki çık- tısı ya da çalışmasının sonucu olarak değerlendirilebilir. Bir başka de-

yişle performans, işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için gösteri- len tüm çabaların değerlendirilmesidir (Akal, 2000:1). Dolayısıyla bu tanımdan hareketle işletmenin toplam performansın değerlendirilebil- mesi için örgütün girdileriyle çıktıları arasındaki ilişkilerin ve sonuçla- rın ölçülebilir olması ve sonuçların değerlendirilmesi gerekmektedir (Benligiray, 1999:8).

Performans, bir işletmenin başarısını, diğer bir deyişle, işletmenin amaçlarına ulaşma düzeyini tanımlayan çok boyutlu bir kavramdır (Mistepe, 1998:17). Performans bir çalışanın kendisine verilen iş ya da görevi belirli bir zaman kesiti içinde yerine getirmek yoluyla elde ettiği sonuçlar olarak düşünüldüğünde, işletme performansı sahip olu- nan kaynakların etkin ve verimli bir biçimde kullanılarak önceden be- lirlenen amaçlara ulaşma becerisi olarak ifade edilebilir. Bir başka de- yişle performans; işletmenin amaçlanan hedefe yönelik olarak nereye varabildiğinin, neyi sağlayabildiğinin nicel ve nitel ifadesidir. Bu an- lamda bir işletmenin performansı, belirli bir zaman dilimi sonunda el- de ettiği çıktı ya da çalışmanın sonucu olarak ifade edilebilir (Akgemci, 2008:478).

İşletmeler ister mal üretsinler isterse hizmet, önceden belirlenen hedeflere ulaşmak ve bu süreçteki ilgili görevleri gerçekleştirmek üze- re kurulmaktadır. Bu bağlamda işletme yöneticilerinin temel görevle- rinden biri de; içinde bulundukları örgütün stratejik amaç ve hedefle- rini en iyi şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktır. İşletmelerin temel amaçları ya da misyonları ile stratejik plan ve politikaların gerçekleşti-

Günümüzde ekonomik, teknolojik ve sosyal alanlarda yaşanan hız- lı ve sürekli değişim işletmeleri birçok açıdan etkilemektedir. Bu deği- şime uyum sağlamaya çalışan işletmeler için performanslarını ölçme ve geliştirme çalışmalarının yapılması zorunlu hale gelmektedir. Bu- nun yanında küreselleşme sürecinde ortaya çıkan yeni ekonomik dü- zenin şartları işletmeleri rekabetçi olmaya zorlayarak esnek bir orga- nizasyon yapısını gerektirmektedir. İşletmelerin bu hızlı gelişmelere ayak uydurabilmeleri için, değişim sürecine uyum sağlayarak kurum- sal kapasitelerini geliştirmeleri, çevresel değişimlere zamanında cevap verebilecek bir organizasyon yapısını oluşturmaları ve kurumsal per- formanslarını sürekli ölçmeleri gerekmektedir (Zerenler, 2003:192).

Performans kavramı, dolayısıyla performans geliştirme çabaları; işletmede verimliliği artırma, maliyetleri düşürme, kârlılığı artırma, müşteri memnuniyetini sağlama, hissedarlara değer yaratma gibi un- surlar bakımından da oldukça önemlidir (Mistepe, 1998: 17). Dolayı- sıyla performans artışlarının işletmeler açısından sağladığı mikro dü- zeydeki katkılar ve ulusal çıkarlara sağladığı makro düzeydeki katkılar açısından çok daha belirgin hale gelmiştir. Artan performans, işletme açısından daha iyi kalite, daha düşük maliyet, daha çok üretim, daha çok gelir ve daha çok kar gibi boyutlarıyla ön plana çıkarken, ulusal açıdan da o ülkede yaşayan insanların hayat standartlarını geliştirme boyutuyla ön plana çıkmaktadır. (Aydeniz, 1999:11).

İşletme performansı; örgütün mevcut durumu ile mevcut kaynakla- rını dikkate alarak örgüt yapısının irdelenmesi, işletmenin mevcut ko- şullarda sahip olduğu potansiyel gücünden yararlanma düzeyinin de- ğerlendirilmesi ve işletmenin iç ve dış çevresini dikkate alarak gele- cekle ilgili stratejik planların oluşturulması süreçlerini de kapsayan geniş bir kavramdır. Burada sözü edilen değerlendirmelerin doğru ve tam olarak yapılabilmesi için performans kavramının boyutlarının ir- delenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.

İşletmecilik açısından performans boyutları denilince ilk akla ge- len kavramlar kâr ve maliyettir. Daha sonra bu iki boyuta verimlilik faktörünün eklendiği görülmektedir. Nitekim Drucker performansın iki önemli boyuttan oluştuğunu ileri sürerek etkinlik ve verimlilik kav- ramlarına dikkat çekmektedir (Bartol ve Martin, 1991: 20). 1990’lı yıllarda ise bu faktörlere girdilerden yararlanma, kalite, yenilik ve ça- lışma yaşamının kalitesi gibi yeni boyutların eklendiği ve performans kavramının kapsamının genişlediği söylenebilir (Mistepe, 1998: 17). Günümüzde ise bu sınıflandırmaya çalışan davranışı, pazar payı, ürün veya pazar liderliği ve kamu sorumluluğu boyutların eklendiği görül- mektedir. Literatürde genel kabul gören bir sınıflandırmaya göre per- formans kavramı belli başlı yedi boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlar aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

Etkinlik: Etkinlik, işletmelerin amaçlarını gerçekleştirebilmek için

kaynaklarını ve sinerjik güçlerini değerlendirmesi, dış çevre ile olan ilişkilerini dikkate alması ve kurumsal yapılarını bu doğrultuda biçim- lendirmesi olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle etkinlik, planlanan amaçlar ile uygulama sonuçları arasındaki oransal ilişkidir. Dolayısıy- la etkinlik, organizasyon amaçlarının en az maliyetle en yüksek dere- cede gerçekleştirilmesini ifade etmektedir (Öğüt, 2003: 235).

Verim ve Girdilerden Yararlanma: Verim kavramı ile işletme-

nin mevcut kaynak potansiyeli ile bu potansiyelin kullanılan bölümü arasındaki ilişkiler irdelenmektedir. Bu bağlamda verim ve girdilerden yararlanmadan söz edebilmek için işletmenin, ürün ya da hizmet

Verimlilik: Verimlilik; üretim süreci sonucunda elde edilen mal

ve hizmetler ile bu ürünleri üretmek için tüketilen kaynaklar arasında- ki oran olarak tanımlanabilir (Bilgin, 2004: 35). Bir başka deyişle ve- rimlilik, belirli bir dönemde elde edilen ürün ve hizmet (çıktı) miktarı ile aynı dönemdeki kaynak (girdi) kullanım miktarı arasındaki oransal ilişkidir. Verimlilik aynı zamanda sonuçlarla, bu sonucu elde etmek için harcanan zaman arasındaki ilişki olarak da tanımlanabilir (Pro- kopenko, 2001: 3). Verimlilik ölçümünde, işgücü verimliliği, malze- me verimliliği, sermaye verimliliği, enerji verimliliği ve toplam faktör verimliliği gibi farklı verimlilik türlerinden yararlanılmaktadır.

Kalite: Kalite, en yalın haliyle müşterilerin, mal ve hizmetlerden

beklentilerinin karşılanmasıdır (Koçel, 2003: 379). İşletme performan- sının bir boyutu olarak ise kalite, işletme kaynakların verimli kulla- nılmasını sağlayan, ürün ve hizmetlerin kullanım amaçlarına uygun şekilde üretilmesine olanak veren, müşteri beklentilerinin karşılanması için uygun üretim ve hizmet anlayışını ortaya çıkararak işletmelerin sosyal sorumluluklarını da yerine getirmelerini sağlayan bir kavramdır (Akal, 2000: 28).

Yenilik: Yenilik, işletmelerin rekabetçi yeteneklerinin geliştirile-

rek rekabet üstünlüğü elde etmesinde, kârlarının ve nakit akışlarının artmasında, sektörde rakiplerin önüne geçmesinde belirleyici bir yol ve güçlü bir rekabet silahıdır. Yenilik, bir birey ya da başka bir uygu- layıcı birim tarafından yeni kabul edilen bir düşünce, uygulama veya nesne olarak da tanımlanabilir (Tekin vd., 2007: 139). Bu bağlamda yenilik, değişim, yaratıcılık, gelişme ve risk alma kavramları ile bü- tünleştirilmiş uzun dönemli bir performans göstergesi olarak değer- lendirilebilir (Akal, 2003).

Çalışma Yaşamının Kalitesi: Yaşamın bir bütün olarak, insan

için ve insanla birlikte kaliteli, estetik ve sanatsal hale getirilmesi ola- rak tanımlanabilir. Çalışma yaşamının kalitesi, çalışanlarının ücret,

fiziksel çalışma şartları, örgüt kültürü, liderlik, işbirliği, iletişim, ba- ğımsızlık, bilgi ve beceri geliştirme, tanınma, takdir ve planlama, so- run çözme, karar almaya katılım gibi konularda çalışanların davranış biçimlerini ve düşüncelerini kapsayan bir kavramdır. Bu bağlamda çalışanların bu yöndeki davranış ve düşünceleri işletme performansını önemli düzeyde etkileyen bir etmen olarak değerlendirilebilir (Toprak, 2005: 79).

Karlılık ve Bütçeye Uygunluk: Kâr, satışlarla maliyetler bir baş-

ka deyişle çıktılarla girdiler arasındaki pozitif farkı, kârlılık ise işlet- menin belirli bir dönemde elde ettiği kârın o dönemde işletmede kul- lanılan sermayeye oranını ifade etmektedir (Şimşek, 2003: 168). Kâr elde etmek, kâr ve kârlılığı arttırmak işletmelerin hayatlarını sürdüre- bilmeleri ve büyümeyi sağlayabilmeleri için gerekli performans kriter- lerinden birisidir. Ancak yalnızca kâr ve kârlılığı ölçerek işletmenin toplam performansı hakkında bir fikir sahibi olmak mümkün değildir (Atakuş, 2006: 30). Maliyet ve gelir ilişkisini gösteren bir başka kav- ram da bütçeye uygunluktur. Bütçeye uygunluk değerlendirmeleri per- formans ölçümünde kullanıldığı gibi, hem performansın geliştirilmesi için düzeltici önlemler alınmasına hem de gelecek dönemlerin perfor- mans planlamasına katkı sağlamaktadır (Benligiray, 1999: 15).