• Sonuç bulunamadı

1.5. KOBİ’LERİN ÜRETİM YÖNETİMİ İLE İLGİLİ SORUNLARI, ÇÖZÜM

2.1.5. Tedarik Zinciri Faaliyetleri

2.1.5.1. Üretim Faaliyetleri

Bir işletmenin tedarik zinciri faaliyetlerinin ilk ögesi olan üretim- de, işletmenin potansiyel müşterilerinin ve içinde bulunduğu pazarın talep ve koşullarına göre faaliyette bulunma durumu söz konusudur. İşletme bu durumda mevcut pazardan ne miktarda, ne zamanda, nasıl bir ürün talep edilecek ve bunu üretmek için neler yapılacağına karar verecektir. Üretimin faaliyetlerinin ortaya çıkardığı ürün işletme lojis- tiğinin ilk ve en önemli elemanıdır, ayrıca işletmelerin ekonomik açı- dan devamlılığını sağlamaktadırlar.

2.1.5.2. Envanter

Envanter tedarik zinciri içerisinde üretici, dağıtıcı, toptancı ve pe- rakendeci arasında yer değiştiren hammadde, yarı mamul ve mamulle- rin toplamını içermektedir. Tedarik zincirinde envanterin rolü yakın gelecekte olabilecek talebi tahmin etmek ve ölçek ekonomilerini kul- lanarak üretim ile dağıtımda maliyetleri düşürmektir. Burada işletme

için önemli olan gereksinimleri doğrultusunda envanter alımında bu- lunmak ve minimum maliyet düzeyini yakalamaktır.

Son yıllarda envanter yönetimi konusuna firmalar daha fazla önem göstermektedirler. Birçok üretici firma ihtiyacı duyulmakta olan, daha etkili üretim-envanter sistemlerine odaklanmaktadır (Myers vd., 2000:456). Bu konuda üretici ve perakendeciler tedarikçi yönetimli envanter (Vendor Managed Inventory -VMI) sistemini kullanmakta- dırlar. VMI sistemleri tedarik zinciri içerisinde daha doğru satış tah- mini ve daha etkili envanter dağıtımı hedeflerine ulaşmaya çalışmak- tadır. VMI sistemleri perakendecilere, üreticinin ürün çeşitlerini geniş- letmesine izin vermektedir. Bu durum hem üretici hem de perakende- cinin karlılığını arttırmaktadır. Perakendeciler tek başlarına çalıştıkla- rında aynı verimlilik artışlarını alamazlar çünkü üreticilerin tahminle- me sistemleri daha doğru talep bilgilerine dayanmaktadır (Achabal vd., 2000:430).

Envanter ile ilgili şu soruların cevabı aranmaktadır: Tedarik zinci- rinin her aşamasında ne tür stok bulundurulmalıdır? Hammadde, yarı mamul ve mamulden ne kadar stok yapılmalıdır? Burada önemli olan uygun stok miktarı ve yeniden sipariş miktarının optimum düzeyde seçimidir.

Bu soruların cevabı envanter sisteminin yönetimini göstermekte- dir. Envanter tedarik zincirinin her aşamasında hammadde, yarı ma- mul ve mamul olarak bulunabilmektedir. Envanterin elde bulundurul- ması işletme açısından büyük değere mal olacağı için işletme üst yö-

1. Döngüsel Envanter: Döngüsel envanter ürünün satın alınma-

sı aşamasında ürüne gelen talebi karşılamak adına ihtiyaç duyulan en- vanter miktarını kapsamaktadır. İşletmeler büyük miktarlarda üretim ve satın alma eğilimindedir. Bununla birlikte büyük miktarlar taşıma maliyetini arttırmaktadırlar. Taşıma maliyetleri depolama, elde bulun- durma ve sigorta maliyetlerinden meydana gelmektedir. Döngüsel en- vanter küçük miktarda sürekli sipariş vermek yerine, büyük miktarlar- da daha az sipariş vermek adına kullanılmaktadır.

2. Emniyet Envanteri: Belirsizlik durumlarında talepte yaşanan

yoğunluk için tutulan envanter türüdür. Talep hakkında yapılan tah- minlerin doğru ve uygun olması halinde işletmeler için döngüsel en- vanter tek başına yeterli olmaktadır. Bununla birlikte her tahmin belli miktarda belirsizlik içermektedir. Bu belirsizliğin yaratmış olacağı kü- çük veya büyük derecedeki taleplere karşı her zaman fazladan envan- ter bulundurulmaktadır. Burada fazla envanter bulundurma maliyeti ile yetersiz envanter nedeniyle kaçırılan satışların maliyeti arasında bir denge oluşturmak gerekmektedir.

3. Mevsimlik Envanter: Bu envanter çeşidi yıl içerisinde belli

zamanlarda meydana gelen ve tahmin edilmesi güç olan talep artışla- rında kullanılmaktadır. Eğer bir işletme yıl boyunca kış aylarında kul- lanılan bir ürün üretmekteyse düşük talepli dönemlerde yüksek envan- ter seviyesine sahip olacaktır. Bunun yerine esnek üretim süreci ile talep artışı olan dönemlerde üretim seviyesini yükselterek mevsimlik envanter oluşturmak suretiyle ihtiyaca cevap verebilir. Burada esnek üretim süreci için gerekli maliyetlerle mevsimlik envanter maliyetleri arasında denge oluşturulmalıdır. Mevsimlik envanterde tedarik zinci- rini oluşturan işletmeler mali yapılarını ve kapasitelerini değerlendir- dikten sonra kararlarını almaktadırlar. Bir tedarik zincirinde mevsim- lik envanter yönetiminde talebin doğru olarak tahmini çok önemlidir, aksi taktirde üretim fazlası ve gerçekleşmeyen satışlar nedeniyle stok- lar şişer, envanter bulundurma maliyetleri artar.

2.1.5.3. Sipariş Yönetimi

Sipariş yönetimi, tedarik zinciri içindeki tüm elemanlar arasındaki sipariş bilgilerinin ilerletilmesi sürecini kapsamaktadır. Sipariş yöneti- minin iyi işlemesi, yani verilen siparişlerin tam olarak ve zamanında yerine getirilmesi işletmelerin müşterileri ile iyi ilişkiler kurması açısın- dan önemlidir. Bu sebeple müşterinin siparişi eksiksiz olarak ve istediği zamanda kendisine ulaştırılmış olmalıdır. İşletmeler içerisindeki sipariş noktaları, gelen siparişlerin şekli ve koşulları, siparişler konusunda kim- lerin görevlendirileceği ve sipariş bilgi akışı açısından bir sipariş yöne- timi sistemi geliştirilmelidir. Sipariş yönetiminde işletme, satın alma siparişlerini tedarikçiye iletmektedir. Sipariş alan tedarikçi kendi envan- ter kaynaklarından veya kendi tedarikçisinden ürünleri karşılamaktadır. Bu faaliyetler tüm tedarik zinciri içerisinde tekrarlanmaktadır.

Sharma’ya göre tedarik zinciri yönetiminde meydana gelen değişik- likler nedeniyle kendisini sürekli yenilemesi gereken sipariş yönetiminin uygulaması gereken temel kurallar şunlardır: (Sharma, 2001:247).

• Sipariş bilgilerinin hızlı bir şekilde girmesi gerekmektedir. Bunun sağlanması ile sistem içinde bilginin aktarılarak diğer faaliyet- ler de hızlandırılmaktadır.

• Sipariş işleme faaliyetlerinin otomasyonu sağlanmalıdır. Ku- rulacak olan bilgi sistemleri aracılığıyla sipariş işleme faaliyetleri et- kin ve hızlı bir konuma getirilebilmektedir.

• Sipariş durumunu hizmet sağlayıcı ve müşterilerin izleyebil- mesi sağlanmalıdır. Böyle bir düzen ile siparişte meydana gelen olum-

2.1.5.4. Dağıtım

Dağıtım faaliyetleri iki kaynak üzerinden yapılmaktadır: tek ürün noktaları ve merkezi dağıtım noktaları. Tek ürün noktaları, belirli yük- sek bir talebin olması durumunda tek bir müşteriye ürünlerin gönde- rilmesinde etkili olmaktadır. Merkezi dağıtım noktalarında, mallar doğrudan tedarikçiye gönderilmemekte, perakendeci zincirleri bölge- sel depolar oluşturur ve her bir bölgeye merkezi dağıtım söz konusu- dur. Tedarikçiler bu merkezlere malları gönderirler ve mallar buradan dağıtımı yapılacak yerler uygun şekilde hazırlanır. Merkezi dağıtım noktaları envanterin depolanması ve transferdeki ara işlemlerin yapıl- masından sorumludur. Burada gerçekleştirilecek çapraz depolama (Cross-docking) envanter seviyesinin azalması ve tedarik zinciri mali- yetlerinin düşmesine yardımcı olmaktadır (Hugos, 2003:93).

TZY deki dağıtım faaliyetleri iki temel dağıtım metoduyla yapıl- maktadır:

Doğrudan(direkt) dağıtım ve süt döngüsü (milk-run dağıtım). • Doğrudan (Direkt) Dağıtım

Doğrudan dağıtımda tek bir merkezden, tek bir hedef noktaya da- ğıtım söz konusudur. Bu yöntemle belirli iki nokta arasında en kısa dağıtım rotası seçilmektedir. Programlama da hangi tür dağıtımın seçi- leceğine karar vermek için teslim edilecek ürünün miktarı ve her bir noktaya teslim edilme sıklığı göz önüne alınmaktadır. Bu dağıtım me- todunun avantajı operasyonların ve dağıtım koordinasyonunun basit- leştirilerek maliyet avantajının sağlanmasıdır (Hugos, 2003:91).

Bu dağıtım şeklinde mamuller üretim tesislerinden veya bulunduk- ları depolardan alınarak gerekli yerlere teslimatın yapılması söz konu- sudur. Tedarik zinciri içerisinde fazladan dağıtım noktaları olmadığın- dan direkt tedarikçiden son müşteri veya perakendeciye doğru bir da- ğıtım gerçekleşmekte ve ulaştırma süresi oldukça kısa olmaktadır. Malın alıcısı ekonomik sipariş miktarı seviyesinde sürekli olarak sipa-

rişte bulunursa doğrudan dağıtım yöntemini seçmek daha doğru ola- caktır. Bir diğer hususta perakendeci depolarının yeterli fiziksel hacim ve yerine koyma miktarlarının istenilen düzeyde olması gerekliliğidir. Bu özelliklerin yoksunluğu, dağıtımda nakliye sıklığını arttıracağın- dan maliyetlerin yükselmesi, sürenin uzaması ve envanterin artarak stok fazlalığının doğmasına neden olacaktır.

• Süt Döngüsü (Milk-Run) Dağıtım

Bu dağıtım metodunda bir noktadan birçok noktaya malın gönde- rilmesi ya da birçok noktadan tek bir noktaya malın gönderilmesi söz konusudur. Bu metodun programlanması direkt dağıtım metoduna gö- re daha karmaşık bir yapıdadır. Bu türde alınan kararlar farklı ürünle- rin dağıtım miktarları, dağıtım sıklığı, dağıtım ve taşımanın rotası ve düzeni üzerine olmaktadır.

Bu metodun en büyük avantajı esnekliği sağlamasıdır. Süt döngüsü ile farklı farklı noktalardan farklı taşıma araçları ve yol rotalarıyla op- timum durumun seçilmesi, maliyeti en aza indirme imkanı vardır. Kü- çük ve farklı sipariş miktarları az ise tek bir noktada toplanarak mali- yetlerin azaltılması ve atıl kapasiteyi önleme söz konusudur (Hugos, 2003:92).

Süt döngüsü dağıtımında bulundukları duruma bağlı olarak kuv- vetli ve zayıf yönlerle, az ve çok yeterliliğe sahip iki ana teknik bu- lunmaktadır: (Hugos, 2003:93).

Koruyucu Matriks Tekniği: İki teknikten daha basit olan ko-

2.1.5.5. Depolama

Depolama, üretiminden satış anına kadar geçen süreçte ürünlerin ken- dileri için tahsis edilmiş alanlarda muhafaza edilmesini ifade etmektedir. Depolama tedarik zinciri faaliyetlerinde birçok kez tekrarlanan bir işlem- dir. Mallar hammadde halinden, son kullanıcıya ulaştırılıncaya kadar ki süreçte defalarca depolanmaktadır. Bu geçen süreçte işletme açısından önemli olan malın her seviyede doğru ve verimli olarak depolanmasıdır.

Depo yerlerinin seçimi verilecek hizmet ve dağıtım maliyetlerine bağlı olarak değişmektedir. Depolar en az maliyetle, en kısa zamanda ürünü müşteriye ulaştıracak ve rakiplere karşı rekabet avantajı sağla- yacak yerlerde kurulmalıdır. Bir işletmede depolama işletme içi ve işletme dışı olmak üzere iki türlü yapılmaktadır.

Kullanım şekillerine göre üç temel depo çeşidi bulunmaktadır (Tek, 1999:678):

• Kitle Halinde Depolama

En temel depolama şeklidir. Kitle halinde depolamada, mallar cin- si, miktarı, özellikleri ayırt edilmeden hep birlikte depolanmaktadır.

• İşe Yönelik Depolama

Bu depolama türünde, müşterinin istekleri doğrultusunda farklı tip- teki ürünlerin veya iş nedeniyle gerekli olan farklı tipteki ürünlerin depolanması yapılmaktadır. Bu depolama türünde büyük alan gereksi- nimi söz konusudur.

• Çapraz Depolama (Cross-docking)

Çapraz depolama, dağıtım noktalarından ürünlerin stoklama yapıl- maksızın seri bir şekilde perakendecilere gönderilmesini sağlamaktadır. Çapraz depolamanın amacı farklı üretim ve depolama yerlerinden gelen ürünlerin tek bir müşteriye ulaştırılmasıdır.

Cross-docking’ i uygulayan işletmelerin sağladığı avantajlar şun- lardır: (3D Lojistik Dergisi, 2004:23)

• Doğru düzenlendiğinde crossdocking firmaların elleçleme mas- raflarını azaltır.

• Bu sistem kullanıldığında envanter masrafları düşmektedir. • Bilgi sistemi içerisinde sirkülasyon süresi azalmaktadır. • Ürünün zamanından çok önce dağıtım merkezine gelmesi operasyonel nakliyeye avantajlar sağlamaktadır.

• Daha az envantere sahip olunduğundan diğer işlevler için daha fazla yere sahip olunmaktadır.

2.1.5.6. Yerleşim Şekli

İşletmeler açısından yerleşim hakkındaki kararlar pazar talepleri ve müşterilerin tatminine bağlı bir unsurdur. Yerleşim şekli tedarik zinci- ri içerisindeki kuruluşların nerelerde faaliyette bulunacaklarıyla ilgili- dir. Burada önemli olan üretim tesisleri ve depolama alanlarının en az maliyetli yerlerde kurulmalarıdır. İşletmeler için önemli kararlardan olan yerleşim şekli stratejik bir uzun dönem planı sonrasında gerçek- leştirilmesi gereken bir karardır. Pazar ve müşteri talepleri doğrultu- sunda oluşturulan hedef pazar belirlendikten sonra gerekli tesisler için yerler tespit edilmelidir (Tek, 1999:679).

Yerleşim şekli kararında tedarik zinciri içerisindeki işletmeler belli bir bölgede konumlanarak büyüklüğün sağlayacağı ölçek ekonomiler- den faydalanabilirler. Ayrıca pazardan gelecek olan taleplere daha seri bir biçimde cevap vermek için tedarikçi ve müşterilere daha yakın yer- lerde tesisleşmeye gidilebilir (3D Lojistik Dergisi, 2004:24).

farklı özelliklere sahip olduğu için duruma en uygun türün seçimi be- lirsizliği önlemekte ve daha fazla stok bulundurma yükünden de iş- letmeleri kurtarmaktadır.

Taşınacak miktarlar, taşıma aracının güzergâhı ve diğer ekipman- ların belirlenmesi işletmelerin oluşturacakları nakliye stratejisi açısın- dan önemlidir. Nakliye maliyetleri toplam lojistik maliyetleri içerisin- de büyük bir yer teşkil ettiği için, burada yapılan faaliyetlerin etkili ve verimli şekilde yapılması gerekmektedir.

Tedarik zincirindeki nakliye faaliyetlerinde işletmelerin kullanaca- ğı altı temel tür bulunmaktadır: Karayolu, demiryolu, denizyolu, ha- vayolu, boru hattı, elektronik nakliye (3D Lojistik Dergisi, 2004:24).

• Karayolu

Karayolu taşımacılığı en yaygın ve en çok kullanılan taşıma yön- temidir. Kısa ve uzun mesafelerde kullanılabilen ve maliyet avantajına sahip bir taşıma modu olan karayolu, diğer taşıma modlarıyla kolayca entegre olabildiği için ayrı bir avantaja sahip olmaktadır.

• Demiryolu

Demiryolu maliyet açısından verimli olmakla birlikte yavaş bir nakliye şeklidir. Demiryolu mevcut hatlar üzerinde olan noktalar ara- sında nakliyeye izin verdiği için kullanım alanı sınırlı olmaktadır (Hu- gos, 2003:14). Sabit maliyetlerin toplam maliyetler içindeki payı yük- sek olduğundan kitlesel taşımacılığa elverişli olmakla birlikte, genel- likle birim değeri az olan malların taşınmasında en ekonomik ve etkin taşıma modudur. Demiryolu yükleme faaliyetlerinin kısıtlı olması ve demiryolu altyapı yatırımlarının pahalı olması nedeniyle bir takım de- zavantajlara sahiptir (Tek, 1999:679).

• Denizyolu

Büyük miktardaki malların en düşük maliyetle taşınabildiği taşı- macılık türüdür. Deniz yolu taşımacılığı özellikle yükte ağır, birim değer olarak pahada hafif, bozulmayan ve dökme eşyanın taşınmasın-

da önemli yer tutmaktadır. Taşımacılık konusunda demiryolu ve kara- yolundan sonra gelmektedir.

• Havayolu

Bu taşımacılık modu en hızlı ve en etkili hizmeti vermeyi sağlayan bir türdür. Özellikle sağlamış olduğu zaman avantajı ile işletme için- deki envanter ve stok maliyetlerinin düşmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte havayolu taşımacılığı pahalı bir ulaştırma modu olup, verimli- liğinin sağlanması uygun altyapı kurulması ve havayolunun diğer ta- şımacılık modlarıyla kombinasyonunu sağlayacak bağlantıların olma- sına bağlı olmaktadır.

• Boru Hattı

Boru hattı taşımacılığı diğer taşımacılık türlerine oranla daha sınır- lı mamullerin taşınmasına imkan vermektedir. Boru hattı genellikle ham petrol, benzin, fuel oil, gazyağı, doğalgaz gibi sıvı ve gaz madde- lerin kaynaktan uzak mesafelere kesintisiz taşınmasında önemli bir rol oynamaktadır (Tek, 1999:685). Boru hattı taşımacılığı devamlılık, dü- şük taşıma ücretleri ve stok maliyeti, programlama gibi kolaylıklara sahipken; yatırım giderlerinin yüksek olması, koruma sorunu, kısıtlı kullanım alanı gibi zorlukları da içinde barındırmaktadır.

• Elektronik Nakliye

Elektronik nakliye en hızlı taşıma modelidir ve maliyet etkinliği ve esneklik sağlamaktadır. Bununla birlikte yalnızca veriden meydana ge- len ürünler ve belirli ürün tiplerinin taşınması için kullanılabilmektedir. Elektronik nakliyenin gelecekte öneminin artacağı düşünülmektedir.

lu tedarik zinciri üyeleri arasında bilgi akışının sağlanarak işbirliğinin sağlamasıdır (Yüksel, 2002:266).

Bilgi teknolojisinin TZY içerisindeki amaçları şunlardır: (Simchi, Levi vd., 2003:267).

• Net ve kullanılabilir bilgiler sağlamak

• Bilgi bağlantılarını tek ve ana bir noktada birleştirmek • Tüm zincirindeki bilgilere dayanan kararların alınması sağla- mak.

• Tedarik zinciri ortaklarıyla işbirliğini olanaklı kılmak. Bilgi teknolojileri planlama ve uygulama faaliyetlerinde tedarik zinciri yönetimi içerisinde kritik bir rol üstlenmektedir. BT’nin tedarik zincirleri içerisindeki planlama faaliyetleri konusunda üç alanda önemli etkileri vardır: (Yüksel, 2002:270).

• İlki stratejik düzeyde planlamadır. Bu planlama, tedarikçi sayıları ve dağıtıcıların belirlenmesi gibi konuları içeren tedarik zincir ağı ta- sarımını kapsamaktadır.

• İkincisi taktik düzeyde planlamadır. Taktik düzeyde planlama, tüm tedarik ağı içerisindeki ürün ve hizmetlerin akışını en optimum düzeyde yapacak tedarik planlamasını içermektedir.

• Sonuncusu işlemsel düzeyde planlamadır. Burada belirli za- man periyotlarında ağ içerisindeki tüm işletmelerde üretim planları yapılmaktadır.

İşletmelerin tedarik zinciri yönetimlerinde bilgi teknolojilerini kul- lanırken şu bilgi toplama araçlarından yararlanmaktadırlar:

İnternet: Internet küresel bir bilgi ağı sistemidir. Internet dünya

çapındaki tüm bilgisayar ve bilgi sistemlerini birbirine bağlamakta ve farklı işletmelerin birbirleriyle bu küresel ağ üzerinden iletişim kur- masını sağlamaktadır. Böylelikle işletmeler hızlı ve ucuza bilgi alışve- rişinde bulunabilmektedirler (Hugos, 2003:122).

Internet ile küreselleşen dünyada tedarik zinciri içerisindeki üretim ve müşteri hizmetleri konusunda büyük kolaylıklar sağlanmaktadır. Internet, işletmelere tahminleme, sipariş prosesi, envanter, dağıtım ve taşıma için daha hızlı ve etkin bir şekilde bilgi iletimini sağlamaktadır. Ohio Üniversitesinin yapmış olduğu bir araştırmaya göre, 2010 yılına kadar müşteri siparişlerinin %20’ si Internet üzerinden sağlanacaktır. Bu da gelişmekte olan teknolojiyle birlikte Internetin tedarik zinciri içerisinde öneminin artacağını göstermektedir (Bowersox vd., 2002:210).

Genişband: Bu tip bilgi toplama araçları, fiber optik kablolar, diji-

tal abone hattı (DSL), Ethernet ve de kablosuz uydu bağlantılı iletişi- mi kapsamaktadır. Genişband ile tedarik zinciri içerisindeki işletmeler arasında iletişim ve bilgi transferi daha az maliyetli olarak yapılabil- mektedir. İşletmeler yerel ağlar oluşturarak esneklik ve hız kabiliyetine kavuşmakta ve farklı yerlerde kurulmuş işletmeler kendi aralarında bilgi transferinde bulunmak için geniş alan bilgi teknolojilerinden (WAN) yararlanabilmektedirler (Hugos, 2003:122).

Elektronik Bilgi Transferi (EDI): Elektronik Bilgi Transferi

(Electronic Data Interchange - EDI) işletmeler arasında yapılan işlerle ilgili olarak karşılıklı biçimde bilgileri birbirlerine aktarmalarına yara- yan bir teknolojidir. EDI ilk olarak 80’li yıllarda üretim, otomobil ve taşımacılık endüstrilerinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistem arka plan ofislerinde gerçekleştirilen faaliyetlerin otomasyonun sağlanarak bilgi akışının elde edilmesi için kullanılmıştır (Walton vd., 1999:374).

İntranet ve Ekstranet: İntranet sadece işletmeye özgü olan ve sa-

dece o işletmenin çalışanlarına erişim izni verilen bir bilgi ve iletişim ağıdır. İntranet işletme dışındaki kullanıcılara da erişimine izin veri- yorsa, artık ekstranet halini almış demektir. Intranet ve ekstranet işlet- me faaliyetlerinin etkinlik ve verimliliklerinin artışında, güncellenen bilgilere erişim, zaman ve maliyet getirileri, müşteri ihtiyaçlarına kısa sürede ve gelişmiş düzeyde cevap verebilme imkanı sağladığından büyük etkilere sahiptir.

Genişletilmiş Standart Dil (XML): Genişletilmiş standart dil

(XML), bilgisayarlar veya bilgisayarla insanlar arasındaki esnek yapı- larda bilgi aktarımını sağlayan bir teknolojidir. XML de daha geniş ve kapsamlı bilgi aktarımı söz konusudur. XML ayrıca farklı büyük alan- lardaki değişik bilgilerin iletilmesi ve farklı bilgisayar sistemleri ara- sında süreçlerin nakledilmesi için kullanılmaktadır (Hugos, 2003:124).

Barkod Sistemleri: Barkod, bilgisayarda okunabilen kodların par-

çalar, kartonlar, taşıyıcı, paletler üzerine yerleştirilmesidir. Barkod; değişik kalınlıktaki dik çizgi ve boşluklardan oluşan ve verinin otoma- tik olarak ve hatasız bir biçimde başka bir ortama aktarılması için kul- lanılan bir yöntemdir. Barkod, değişik kalınlıktaki çizgilerden ve bu çizgiler arasındaki boşluklardan oluşur. Barkod ile stok kodu, seri numarası, personel kodu gibi bilgilerin gösterilmesi sağlanabilir. Bilgi sistemlerinde hata oranını ve harcanan zamanı azaltmak için barkodlar ve barkod okuyucular kullanılır. Barkodlar 0-9 arası rakamları, alfa- bedeki karakterleri ve bazı özel karakterleri (*, -, / vb.) içerebilirler. Birçok barkod alfabesi vardır ve bazıları sadece rakamları içerirken bazıları da hem rakamları hem de özel karakterleri içermektedirler. Bugün dünyada kullanılan bir çok barkod çeşidi bulunmaktadır (Bo- wersox vd., 2002:216-217).

RFID(Radyo Frekansı İle Tanımlama): RFID(Radio Frequency

otomatik olarak tanımlama yöntemidir. Günümüzde birçok alanda kul- lanılmakta olan RFID, TZY’ de bilgi toplama açısından da önem arz etmektedir. RFID’ in en büyük avantajı, ürünlerin her zaman çabuk ve el değmeden tanımlanması, kısa zaman içinde teslimatlar hakkında detaylı bilgiyi vermesidir. RFID ürün planlaması ve depo yönetimini hızlandırdığı ve kolaylaştırdığı için lojistik açısından çok faydalı bir uygulama olmaktadır (3D Lojistik, Aralık 2004:30). RFID, evrensel ürün kodu (Universal Product Code - EPC) uygulaması ile ürünler dünya üzerinde her nerede olurlarsa olsunlar, TZY içerisindeki tüm aşamalarda takip edilmekte ve kontrol altında tutulmaktadırlar (Eko- nomik Forum, Haziran 2006:63).