• Sonuç bulunamadı

Son yıllarda görülmekte olan rekabet koşullarının güçleşmesi, küreselleşme, teknolojinin hızlı gelişimi, tedarik zincirindeki ağların yapısının gittikçe karmaşıklaşması ve ürün yaşam sürecinin kısalması gibi gelişmeler işletmelerin tedarik zinciri stratejilerini yeniden gözden geçirmelerini gerektirmektedir (Yüksel, 2002: 261). Tedarik zinciri bölümlerinden olan satın alma, üretim, dağıtım ve pazarlama bölümleri birbirlerinden bağımsız bir şekilde faaliyette bulunduklarında, bu bölümlerin belirledikleri amaçlar birbirleriyle çakışabilmektedir (Yıldızöz, 2006: 55). Bu koşullar altında rekabet etmeye çalışan işletmeler (Yüksel, 2002: 261), amaçlarının birbiriyle çakışmaması için (Yıldızöz, 2006: 55) tedarik zincirlerini etkin bir şekilde yönetebilmelidirler (Yüksel, 2002: 261).

Menger Management Consulting, The MIT Center for Transportation Studies ve Logistics Management & Distribution Report dergisinin gerçekleştirdiği ortak bir

çalışmada tedarik zinciri yönetimini etkilemekte olan işletme faktörleri ile ekonomik faktörler aşağıdaki gibi belirtilmiştir (Elagöz, 2006: 91):

 Müşteri Beklentileri ve Rekabet,  Küreselleşme,

 Bilgi Teknolojileri,  Yasal Düzenlemeler,  Çevre.

1.4.1. Müşteri Beklentileri ve Rekabet Faktörü

Bir satıcı (işletme, tedarikçi, bayi, perakendeci vb.) müşterilerine karşı istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak olan “Ne istersiniz?” sorusunu sorduğu zaman “Her şeyi” cevabını alacaktır. Günümüzde işletmeler müşteri talebinin her şey olduğunu kabul eden bir anlayışa sahip olmaktadır. Bu anlayışla birlikte müşteri ürünlerinin pahalı olmadan, yüksek servis ağıyla paketlenerek anında hazır olması da beklenmektedir. (Aydemir, 2000: 33).

Müşteriler artık ekonominin diğer bölümlerinde olduğu gibi benzer performanslar beklemektedirler. Örneğin 1998 yılında Toyota ve Ford Taunus işletmelerinin ürettikleri araçlar 1997 modellerinden daha iyi aksesuara sahip ve daha az maliyetle üretim yapmaktadırlar. Trend dediğimiz faktör açık bir şekilde müşteri isteklerine göre şekillenmekte ve çıkan her yeni ürün bugünün fiyatından daha ucuza mal edilmesinin gerekliliğidir (Kadyrova, 2009: 49).

Tedarik Zinciri Yönetiminin gelişimini etkileyen önemli bir faktör olan rekabet unsuru, işletmelerin müşterilerin değişen taleplerini hızlı bir şekilde karşılayabilmelerinin önemini artırmıştır. Reid ve Sanders’e göre; müşterilerin talep ettikleri ürünleri sağlayabilen işletme sayısının artmasına bağlı olarak, güç faktörü işletmelerden müşterilere geçmiştir (Yüksel, 2002: 264).

Bovet ve Sheffi’ye göre zorlaşan rekabet süreci, tedarik zinciri inovasyonu ekseninde devam edecektir. Bu rekabet süreci, gelişen endüstriyel teknolojiler, ivmesi hızlanan küreselleşme, bilgi kaynaklarına erişimine yönelik muazzam

ilerleme, yüksek miktarlı parasal yatırım ve yaratıcı iş tasarımı gibi birkaç temel kaynak etrafında ilerlemektedir. Bu kuvvetler geleneksel anlamda iş süreçlerini yürüten pazar liderlerini tehlike altında tutmuştur (Bovet ve Sheffi, 1998: 17).

Günümüzde tüketicilerin satın alma alışkanlıklarının sürekli değişmekte olan ve işletme rakiplerinin sürekli olarak yeni ürünler sunmakta olan (Karabay, 2006: 20) artan rekabet koşullarında, işletmeler süreç olarak esnek olmaya itilmiş ve bu da işletmelerin tedarikçilerine daha fazla sorumluluk yüklemelerini de beraberinde getirmiştir. İşletmeler, işbirliği içerisinde oldukları tedarikçi sayılarını azaltırken, aynı zamanda tedarikçileriyle arasındaki güven unsuru da daha çok vurgulamışlardır. İşletmeler ile tedarikçileri arasında uzun dönemli ilişkiler önem kazanırken, işletmelerle tedarikçileri arasında bilgi paylaşımı da önemli bir koşul olmuştur (Yüksel, 2002: 264-265).

1.4.2. Küreselleşme

Dünya nüfusunda meydana gelen artış ve ekonomik güçlerdeki değişim dünya üzerinde yeni pazarların ortaya çıkmasına sebep olmuştur (Yön, 2007: 10). Toulmin’e göre insanlar ve toplumlar her geçen gün birbirleri ile daha fazla entegre olmanın yanı sıra ülkelerin sınırlarını bile aşan faaliyetlere girmiştir. Seyahat, iletişim, finansman, ticaret, spor müsabakaları, meslekler ve hatta popüler müzik artık tek bir ülkenin sınırları içinde sınırlandırılamamaktadır (Balay, 2004: 62).

Dünya nüfusu ve ekonomik dengelerdeki değişimlerle beraber dünya üzerinde pek çok yeni pazar ortaya çıkmıştır. Gelişen teknolojiye paralel olarak coğrafi sınırların kalkması sonucunda bütün dünya yerel bir pazar halini almıştır. Bu bağlamda internet faktörü, küreselleşme sürecine uyum sağlamaya çalışan işletmeler için önemli bir fırsat olarak birçok işletmeye ürünlerini bu yolla dünya çapında pazarlayarak satışlarını önemli ölçüde arttırmasına olanak sağlamıştır. Sözü geçen bu süreçler Tedarik Zinciri Yönetimini oldukça etkilemektedir (Yükçü, 2006: 92).

Küreselleşme ile birlikte bölgesel olan pazarlara yabancı aktörler de dâhil olmuştur ve bununla birlikte rekabeti de beraberinde getirmiştir. Böylece bölgesel

işletmeler, kendi üretim pratiklerini ve Tedarik Zinciri Yönetimini geliştirmek zorunda kalmışlardır (Tunç, 2006: 16).

1.4.3. Bilgi Teknolojileri

Teknolojideki ilerlemeler ile birlikte, bilgi paylaşımı işletmeler arasında iletişim olanaklarını artmıştır. Cazla ve Piassaro’ya göre teknolojideki ilerlemeler sonucunda süre ve yer kısıtlarını ortadan kaldırarak, ürünlerin ve bilgilerin işletmeler arasındaki akışını kolaylaştırıp hızlandırmıştır (Yıldızöz, 2006: 56).

Bilgi teknolojileri ile ürün talepleri doğrudan satış noktalarından sağlanabilmektedir. Böylece işletmeler, pazar bilgilerine daha hızlı bir şekilde erişebilmektedir. Bu gelişmeler ışığında işletmeler tek başına faaliyette bulunmaları zorlaşmakta ve bu sayede tedarik zinciri daha fazla önem kazanmaktadır (Tutkun, 2007: 6).

1.4.4. Yasal Düzenlemeler

Ürünlerin satın alınma ve dağıtım şeklini etkileyen faktörlerden biri siyasi iktidarlar tarafından yapılan yasal düzenlemeler olmaktadır (Elagöz, 2006: 94). Ticari engellerin gelecekteki durumu işletmeler için oldukça önemli bir konu olmakla birlikte internet vasıtasıyla dünya pazarlarına açılma olanağı bulan işletmelerin tedarik zinciri yöneticileri, hükümetlerin serbest ticareti kısıtlayıcı engelleri kaldırmalarının önemini anlamışlardır (Yön, 2007: 10). Dünyada oluşan siyasi ve ekonomik birliklerin ve siyasi iktidarların bu alanda yapacakları düzenlemeler tedarik zinciri yönetiminin gelişimini oldukça etkileyecektir (Elagöz, 2006: 94).

1.4.5. Çevre

Çevre sorunlarına yatkınlık işletmelerde ve toplumda son yıllarda hızlı bir şekilde artmaktadır (Yüksel, 2002: 266). Geri dönüşüm, çevre verimliliği ve atıklarda minimizasyonun gerçekleştirilmesi, gelecek dönemlerde oluşturulacak tedarik zinciri tasarımını da etkilemesi olasıdır (Aydemir, 2000: 36). Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde işletmeler, üretmiş oldukları ürünlerini atılan değil, tekrar kullanılabilen kutu ve ambalajlarda göndermektedirler (Elagöz, 2006: 94). Avrupa,

bu konuda toner kartuş üretimi için geri dönüşümlü malzeme kullanımında öncü olmuştur ve otomobil üreticileri de çevre konusuna hassas bir şekilde yaklaşmaktadırlar. Gelecek dönemlerde hükümetler çevresel etkilerden dolayı, işletmelerden çevreye karşı sorumluluklarını arttırmalarını bekleyeceklerdir. Bu sayede de tedarik zincirleri bugüne oranla ürün-geri kullanımı konusunda daha fazla duyarlılık göstererek yeniden tasarlanacaktır (Aydemir, 2000: 36).

Ürünlerinin çevreye etkilerinin sorumluluğunu almaları için işletmelere yapılan baskıların artması sonucunda yaşam sürecinin sonuna gelen ürünlerin çevreye zarar vermeden bertaraf ve geri dönüşüm olanaklarının değerlendirilmesi işletmeleri bu problemi çözüme kavuşturmaya yöneltmiştir. Tedarik zinciri boyunca çevre konularını dikkate almaya başlayan işletmeler, geri dönüşüm programlarını başarılı olarak sürdürebilmeleri için geriye doğru lojistik faaliyetlerinin tasarlanması ve planlanmasını da gerçekleştirmelidirler (Yüksel, 2002: 266).