• Sonuç bulunamadı

Oxford sözlükte evcil hayvan terimi “evde arkadaş olarak barındırılan kedi veya köpek gibi hayvan” (Oxford Learner’s Pocket Dictionary, 2011, s. 328), Cambridge sözlükte “evde arkadaş olarak bulundurulan ve nazik bir şekilde davranılan hayvan”

(Cambridge Online Dictionary), Grand sözlükte “zevk vermesi için evde barındırılan

hayvan” (Grand Dictionary, 2015, s. 401), Longman sözlükte ise “kedi veya köpek gibi evde bulundurulan ve bakılan hayvan” (Longman Dictionary, 1995, s. 1055) olarak tanımlanmıştır. Çeşitli kaynaklar evcil hayvana farklı örnekler vermişlerdir. Bunlar:

midilli, kedi, balık, kuş, köpek (Oxford Online Dictionary), kaplumbağa (Longman Dictionary of Contemporary English, 1995, s. 1055), tavşan, kobay faresi (Ginedomuzu), yılan ve sürüngenlerdir. (Cambridge Online Dictionary). Türk Dil Kurumu ise evcil hayvanı “evde bakılabilen, insana alışmış olan evcilleştirilmiş hayvan” olarak tanımlamış ve koyun ve ineği evcil hayvana örnek olarak vermiştir (Türk Dil Kurumu Sözlük). Yeni Zelanda hükümeti ise 2015 yılında yaptığı yasal bir düzenlemeyle hayvanları duygusal varlıklar olarak tanımlamış ve bu düzenlemenin nedenini ise hayvanlarım hem olumlu hem de olumsuz duygular barındırması olarak açıklamıştır (Independent, 17 Mayıs 2015).

BÖLÜM II

KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Çalışmanın bu bölümünde evcil hayvanların evcilleştirilmesine ait arkeolojik bulgular, evcil hayvanların insan hayatındaki rolü, sahiplik rollerine ilişkin yapılmış çalışmalardan edinilen bulgular, evcil hayvan sahiplerinin demografik özellikleri, satın alma davranışları ve evcil hayvanlara yapılan harcamalara ilişkin verilere değinilecektir.

2.1. Evcil Hayvan Sahipliği ve Evcilleştirilme Tarihi

Bilinen en eski hayvan evcilleştirilmesi Eski Dünya’da günümüzden 15.000-17.000 yıl öncesine dayanan kurdun evcilleştirilmesidir (Vigne, 2015. s. 124). Evcil hayvanla avlanan hayvanın genellikle aynı olduğu, birçok durumda avcının avladığı hayvanın yavrusunu kampa veya köye getirdiği ve avcının karısının yavru hayvanı kendi göğsündeki sütle beslediği de bilinmektedir (Padberscek, Paul ve Serpell, 2000, s.

8). Hirschman (1994), 1978 yılında, İsrail’in kuzeyindeki eski Paleolitik döneme ait bir alanda bulunan mezarda tahminen 12.000 yıl öncesine ait bir insan ve köpeğin kalıntılarına rastlandığına, defin işlemini yöneten her kimse, yaşarken aralarında bulunan bağı vurgularcasına ölen kişinin elini köpeğin omzuna koyduğuna değinmiştir (s. 616). Antik Yunan ve Roma’da evcil hayvanın isminin, değerinin ve evcil hayvan için yas tutanın acısının yazıya döküldüğü mezarlıkların da mevcut olduğu bilinmektedir (Padberscek, Paul ve Serpell, 2000, s. 27). Çağlar boyunca, köpekler çiftlik hayvanlarını koruma ve gütme, kaleleri ve evleri koruma, kızak ve el arabalarını çekme, suçluları ve kurbanları bulma, avlanarak et sağlama konularında yardım etmişlerdir ve evcilleştirilen ilk hayvan türüdür (Byrd, 2012, s. 4-5).

Kedinin yaklaşık 3.000-4.000 yıl önce Mısır’da evcilleştirildiği bilinmekteydi.

(Ehlert, 1997, s. 9). Fakat son yıllarda yapılan kazılarda kedinin evcilleştirilmesinin daha eskiye dayandığı yönünde bulgular edinilmiştir. Çin’in Shaanxi bölgesindeki Quanhucun köyünde günümüzden 5280-5560 yıl öncesine ait kalıntılarda evcil boyutlarda kedilerin varlığına dair belirtiler bulunmuş ve hayvanlardan birinin büyük ölçüde tahıl ürünleri tüketmiş olduğu ve beklendiği gibi yoğunlukla kemirgen ve diğer küçük hayvanları yemediği saptanmıştır. Arkeologlar bu bilgi ışığında kedinin avlanamadığı ve insanlardan artan çöpteki gıdalarla beslendiği ya da insanlar tarafından bakılıp beslendiği sonucuna varmıştır (Hua, vd. 2014, s. 116-119). Kedi – insan birlikteliğinin en eski kanıtına Kıbrıs’ta 9.500 yıl öncesine ait bir mezarlıkta

rastlanmıştır (Driscoll, vd. 2007, s. 1). Mezarda 30 yaşında veya daha büyük bir insanla yaklaşık 8 aylık muhtemelen erkek bir kedinin kalıntıları bulunmuştur (Vigne, Guilaine, Debue, Haye ve Gerard, 2004). Mısır kültüründe bolluk ve bereketin simgesi olan Tanrıça Bastet dişi kedi olarak temsil edilmiş (Zawistowski, 2015, s. 32), erkek kedi ise güneş tanrısı Ra ile bağdaştırılmıştır (Johansson, 2012, s. 36). Sonrasında bu kedilere tapılmış, tapınak civarında barındırılmış ve öldükten sonra mumyalanmış ve kutsal yerlerde saklanmıştır (Ottonia, vd. 2016, s. 7). Ortaçağ Avrupa’sında ise cadılıkla ilişkilendirilmiş ve hedef haline gelmiştir (Zawistowski, 2015, s. 32). Eski uygarlıklara ait toplumlarda ambar, köy ve gemilerdeki kedileri özellikle zararlı kemirgen gibi ekonomik kayıp ve hastalıklardan sorumlu haşerelere karşı önemli koruma sağlamışlardır (Ottonia, vd. 2016, s. 3).

Özbekistan’daki antik kent Ayakagytma’da bulunan bir at ailesine ait kalıntılar ve izler incelendiğinde atın evcilleştirilmesine yönelik en eski bulguların Neolitik çağın başlarına dayandığı sonucuna varılmış ve aynı bölgede 5.000 yıl öncesine ait at toynak izleri bulunmuştur. Ayrıca aynı çalışmada atın tarih öncesi dönemde kurbanlık olarak yetiştirildiğine sonrasında ulaşım aracı olarak kullanıldığına, Milattan Önce 1.000 yılında Türkmenistan’da yarış atı olarak yetiştirildiğine de değinilmiştir (Moskalewska, Szymczak, Khudzhanazarov 2009, s. 16-19). Başka bir çalışmada da atın 4.000 – 6.000 yıl önce Rusya’nın kuzeyinde 3.000 yıl önce de Afrika’da evcilleştirildiği belirtilmiştir (Davis, 2007, s. 9-10). Levine, (1999, s. 34) Vahşi veya yabani atların etleri ve başka vücut parçaları için avlanıldığını ya da evcil hayvan veya yük hayvanı olarak eğitildiğini; evcil atların ise binicilik, taşıma, et, süt ve diğer ürünler için beslendiğini belirtmiş ve bir toplumda bu rollerin birleşiminin bir arada var olabileceğine değinmiştir. Atın evcilleştirilmesi atı kullanan toplumlara uzun mesafeli seyahatlerde, savaş ve ticarette tarım bazlı toplumlara kıyasla büyük bir avantaj sağlamıştır (Warmuth, vd. 2011, s. 1). Arkeolojik ve genetik veriler eşeklerin kurak çevrelerde evcilleştirildiğini ve nüfusun büyük bir kısmı tarafından uzun mesafelere ulaşım ve ticaret amacıyla yetiştirildiğini, ayrıca arkeolojik kanıtlar Kuzey Afrika’da eşeğin avlanmasının günümüzden 16.000 yıl öncesine dayandığını göstermektedir. (Marshall, Dobney, Denham ve Capriles, 2013, s. 2). Eşeğin evcilleştirilmesi Milattan Önce 4400-4600 yılları arasında Mısır’da gerçekleşmiştir (Marshall ve Weissbrod, 2011) ve çöle adapte olabilmesi, çorak arazilerde ağır yükler taşıyabilmesi, daha uzağa daha sıklıkla gidebilmesi gibi nedenlerle evcilleştirilmiştir (Rossel, vd. 2008, s. 3715). Koyun, keçi, sığır ve domuzun Batı Asya’daki varlığı günümüzden 10.500 yıl öncesine

dayanmaktadır. Çin’de domuz günümüzden yaklaşık 8.600 yıl önce evcilleştirilmiştir (Vigne, 2015. s. 127). 1500’lü yılların başından itibaren, kaşif ve misyonerler Amerika’nın yerli halkını rakun, maymun, pekari (göbekli domuz), tapir, kurt, ayı, geyik, fare, sıçan, sincap ve kuş gibi geniş çeşitlilikte hayvan sahibi olarak tasvir etmiştir (Hirschman, 1994, s. 616). Evcil hayvanların İngiliz ve Hollandalı orta sınıf hanelere girmesi ise 16. ve 17. yüzyıllarda gerçekleşmiştir (Breittruck, 2012, s. 7).

1911’e gelindiğinde evcil hayvanlar orta sınıfın sembolü haline gelmiştir. Çalışan kesim evcil hayvan olarak büyük köpekleri seçerken, orta sınıf süslemesi kolay, kolayca kontrol altına alınabilen küçük köpekleri tercih etmiştir (Ehlert, 1997, s. 9).