• Sonuç bulunamadı

3.7. ÖRGÜTLERDE YENİLİK

3.7.2.7. Veri Tamlığı İlkesi

Yenilik, nitelik ve nicelik bakımından bir çok verinin toplanmasını gerektirir. Çünkü kararlar ve uygulamalar verilerin tam olduğu zaman daha kolay verilecek ve uygulanacaktır. Böylece etkinlik ve verimlilik sağlanacaktır. Veri eksikliği, yargılama güçlüğü doğurur, harekete geçme sezgi yeteneğine dayanır ve bu durum yeniliğin ekonomiklik ve kazanç ilkeleri ile ters düşer. Ancak uygulamada yenilik kararları çoğu zaman riskli ortamlarda sezgiye bağlı olarak alınmıştır.

3.7.2.8. Çok Yönlülük İlkesi

Yenilik çeşitli amaçlar doğrultusunda farklı kesimler için yapılmaktadır. Bunlar tüketiciler başta olmak üzere piyasa, sektör gibi sıralanabilir. O halde yenilikçi düşünce süreçlerine farklı bilim dallarının katkısı da olmalıdır. Diğer bilim dallarından alına

bilgilerin katkısıyla yeniliğin kaynağı daha iyi tespit edilecek ve ihtiyaçlara daha iyi cevap verilecektir.

3.7.2.9. Kaynak Bulma İlkesi

Her faaliyette olduğu gibi yeniliğin de bir bedeli vardır. Yeniliklerin maliyeti ve riski her zaman mevcuttur. Bu riskleri örgüte zarar vermeden ortadan kaldırmak, ek fon ve kaynakların sağlanmasını gerekli kılar. Bununla birlikte zamanında piyasaya sunulan ya da uygulanan yenilikler, bir sonraki yenliğin kaynağı olma noktasında, işletmeler için önemli fonlar oluşturmaktadır.

3.7.2.10. Erken Seçenek Eleme İlkesi

Yeniliğin ana sakıncalarından biri, çok uzun bir süreç boyunca bir çok alternatifi değerlendirmek, geliştirmek ve bunların arasından bir seçim yapma işini son anda yapmak ve o zamana kadar üzerinde çalışılan diğer seçeneklerden vazgeçmektir. Bu, yeniliğin bedelini artıran ve ekonomikliğini azaltan bir durumdur. Ticarileştirmeye ya da uygulamaya yakın bir evrede seçenek elemektense, bu işi araştırma evresinden hemen sonra yapmak, hem lüzumsuz uğraşlardan kurtararak süreci hızlandırır ve zaman kazandırır hem de sürecin daha ekonomik olmasını sağlar.

3.7.2.11. Planlı Olma ve Kabul Görme İlkesi

Yenilik, gerçekleştirildiği organizasyon içerisinde kabul görmelidir. Yenilik örgüt, için bir değişim olduğundan planlı yapılması etkinliğini ve rasyonelliğini artıracaktır. Yenilik sadece firmanın kazancına hizmet etmekle kalmamalı, aynı zamanda onu ortaya çıkaran ve uygulayan personele de çıkar sağlamalıdır. Bireyler ancak bu taktirde, yeniliğin getirdiği, yeni alışkanlık ve bilgi gibi risklere ve sıkıntılara katlanabilirler. Yenilik faaliyetleri, bilimsel incelemeler için birçok değişkene sahip olduğu için bir araç olarak yararlı olabileceği endüstriyel politik sistemler tarafından değil de, onu ortaya çıkaran ve uygulayan personel tarafından kontrol ediliyormuş gibi değerlenmelidir.

3.7.2.12. Belirli Koşullar Altında Reddedilme İlkesi

İnsanlar onlara yararlı olmayan ve hatta çeşitli kontrollerle temel güvencelerini değiştirmeye yönelik, değişiklik ve yeniliklere karşı koyarlar. Örgütün yönetsel sitemini ve yaşamını güçleştiren ve personelin endişelerini haksız gösterecek yeterli açıklama bulunmayan hallerde yenilikten kaçınmalıdır.

3.7.2.13. Ek Fazlalık Üretme İlkesi

Yeniliğin amacı materyal, enerji, insan zamanı, fiziksel ve zihinsel insan gücü gibi üretim sürecinde kullanılan kaynakların tümü ya da bir kısmı üzerinde kabul edilebilir bir fazlalık üreterek verimliliği artırmaktır. Diğer bir deyişle, aynı gidiyle daha fazlasını elde etmektir. Bunu sağlayamıyorsa yenilikten bahsetmek mümkün olmayacak, sadece değişim gerçekleşmiş olacaktır ve her değişim bir yenilik değildir.

3.7.2.14. Basit Olma İlkesi

Yenilik düşünceleri mümkün olduğunca basit olmalıdır. Karmaşıklık zaten yeterli ölçüde güçlük nedeni olan belirsizlik sorunlara, gereksiz ilaveler yapmaya neden olacak bu da yeniliğin taşıdığı riski artıracaktır.

3.7.3. Yeniliğin Kaynakları

Günümüzde işletmeler arasında yaşanan yoğun rekabet, teknolojik değişim, sosyo- kültürel gelişmeler, sosyal güdüler, çağdaş uluslararası ekonomik yönelimler ve çokuluslu şirketlerin rolü işletmeleri yenileşmeye zorlayan etmenler haline getirmiştir. Bu açıdan günümüzde yenilik, ekonomilerde rekabet ortamının oluşumunu, yeni pazarların yaratılmasını, hızlı teknolojik ilerlemeyi, tüketim düzeyi-hayat standardının iyileştirilmesinde önemli etkiye sahip bir konuma gelmiştir (Barışık, 2001).

Yenilik, sihirli bir dernek veya iyi organize edilmiş bir kıyaslama gezisiyle hemen ortaya çıkmaz. Yenilik her yerde olduğu gibi kompleks bir ortamın ürünüdür. Lindstad yeniliğin, örgütün en büyük yeteneği olan bir dizi faktörün kesiştiği ve birbirini

desteklediği bir iş ortamını yaratması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor (Gundling, 2002, s. 17).

Günlük hayatın pratikliği ve insanların hayatlarında bir farklılık yaratabilme arzuları yeniliğin itici gücüdür. İhtiyaçlar ve daha pratik kullanım istekleri insanları yenilik üretmeye yönlendirmektedir (Ayhan, 1999, s.5). Yeniliğin ortaya çıkmasında sadece bu faktörler etkin değildir, bunların yanısıra aşağıda sayacağımız unsurlarda yeniliğin ortaya çıkmasına yol açan fırsatlardır (Drucker, 1998, s.30).

1- Beklenmedik başarılar veya başarısızlıklar,

2- Tahminler veya beklentilerle sonuçlar arasındaki uyumsuzluklar, 3- Varlığı kabul edilen temel bir süreçte eksiklikler veya süreç ihtiyacı, 4- Endüstri ve pazarın yapısındaki herkes için sürpriz olan değişimler,

5- Savaşlar, tıbbi yenilikler, doğa ve doğaüstü olayların sebep olduğu nüfus hareketleri, insanların sahip olduğu eğitim düzeyi, meslekleri, coğrafi konumları ve nüfus yoğunluğu, kısaca demografik faktörler,

6- Ekonomideki dalgalanmaların getirdiği anlayış ve hayat tarzındaki değişimler, 7- Yeni bilgilerin sebep olduğu değişiklikler.

Yeniliğin kaynaklarını işletme içi ve işletme dışı kaynaklar şeklinde de ele almak mümkündür. Yenilik fikrinin oluşumunda bu iki kaynak birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Özellikle işletme içi kaynaklar denetlenebilirken, işletme dışı kaynakların denetlenememesi en önemli farkı oluşturmaktadır.

İşletme içi kaynaklar işletmenin çalışanlarından oluşmaktadır. Bunlar içerisinde en önemlisi işletmenin üst düzey yönetimindekilerdir. Çünkü yenilik sürecinin başında yöneticiler yer almaktadır. Yeni ürün fikrinin ortaya çıkmasında en önemli çalışan grubu müşterilerle yüz yüze olanlardır. Bu kişiler müşterilerle yakın ilişki içerisinde olduklarından olumlu veya olumsuz düşünceleri ya da önerileri rahatlıkla elde etmektedir (Kartal, 1992, s.37).

İşletme dışı kaynakların başında tüketiciler gelmektedir. Diğer yandan pazar payını rakiplerine kaptırmak istemeyen işletmeler için rakipler yeniliğin en önemli

Kısaca firmalar, varolan ürün çizgisini korumak; teknolojik ilerleme sağlamak, yeni ürünler üretmek, lisanslar elde etmek, yenilik üreticilerine avantajlar sağlamak ve bu şekilde, varolan üretim çizgisinin koruyabilmek ve yeni işler ve yeni üretim çizgileri elde etmek; yenilik stratejisinde avantajlar sağlamak, yenilik üreticilerinden lisanslar almak, ortaklık antlaşmaları yapmak, yeni girişimlerde bulunmak, yeni girişim alanlarını çeşitlendirmek amacıyla yenilik yaratabilmektedirler.

3.7.4. Yenilik Süreci

Yenililik bir fikrin buluş aşamasından uygulamaya kadar devam eden araştırma geliştirme ve üretim aşamalarını kapsayan bir süreçtir. Toffler; yeniliğin birbirinin takip eden üç süreci olduğunu ifade etmiştir. Bunlar; önce yaratıcı ve uygulanabilir bir düşüncenin varlığı, bu düşüncenin uygulanması, uygulanan düşüncenin ise topluma yaygınlaştırılmasıdır. Yenilik herhangi bir yaratıcı düşüncenin ticarileştirilmesi ve yarattığı fayda ile verimliliğin arttırılması olarak değerlendirilmektedir (Barutçugil, 1983; Budak, 1998).

Yenilik örgüt içi olduğu kadar örgüt dışı bir süreçtir. Çünkü yenilik sayesinde firmalar, ortamdaki mevcutlara göre daha riskli ve nitelik bakımından daha yeni olan ürün ve süreç geliştirme ve uygulamaları yaparak çevresinde bir değişim yapmakta ve ekonomik durumunu iyileştirmektedir (Eren, 1982, s.29). McAdam ve Keogh (2004, s.128) bu sürecin bilgi yaratımıyla başladığını ve Toplam Kalite Yönetimi, Bilgi Yönetimi, Rekabetçi Kıyaslama, Örgütsel Yapı, gibi içi ve dış faktörler tarafından etkilenen bir süreç olduğunu belirtmektedir.

Yenilik süreci doğrusal, tek taraflı bir süreç olmayıp, yerini pazar talebinin yönlendirdiği etkileşimli süreçlere bırakmıştır. Bu süreçte dış kuruluşlar olan müşteriler, tedarikçiler ve işbirliği yapılan kuruluşlar arasında kurulan ilişkilere bağlı olarak, ürün ve süreç geliştirme, üretim ve pazarlama fonksiyonlarını etkilemektedir. Ayrıca bu karşılıklı etkileşimli sürecin farklı aşamalarında ve teknolojik değişikliğin kaynaklarında yenilik faaliyetlerini gerçekleştiren taraflar karşılıklı bağımlı, hiyerarşik yapılı değil, süreçte firmanın teknolojik üretim yeteneklerinin yetersiz kaldığı durumda, kendi dışındaki bilim ve teknoloji kaynaklarından yararlanmaktadır. Akademik alan, üniversite-sanayi işbirliği ile araştırma faaliyetleri için endüstriyel sektörden sponsor olmasını istemekte, ticaret