• Sonuç bulunamadı

Tabutta Rövaşata Filminin Geniş Özeti

II. BÖLÜM

2.2. Derviş Zaim Filmleri

2.2.1. Tabutta Rövaşata (1996)

2.2.1.2. Tabutta Rövaşata Filminin Geniş Özeti

Film, İstanbul Boğazı’nda Rumelihisarı yakınlarında küçük bir teknede ağ toplayan balıkçıların görüntüsüyle açılır. Daha sonra uyuşturucu kullanan bir kız görünür. Mahsun ve arkadaşı Sarı, balık ağındaki balıkları toplamakta ve bunun karşılığında Reis’ten içki parası almaktadır. Mahsun ve onun gibi evsiz olan arkadaşı Sarı, gündüzleri vakit geçirdikleri kahvenin kapanmasıyla teknede ya da kayıkhanede geceyi geçirmektedir. Günün bitiminde kahveden ayrılmak zorunda kalan Mahsun,

geceyi bir inşaatta geçirir. Gecenin soğuğuyla mücadele eden Mahsun’u, iki polis hırpalayarak uyandırır. Çalınan arabanın nerede olduğunu soran polisler, Mahsun’u dinlemeden dayak atmaya başlarlar. Polislerin “sen çalmadıysan kim çaldı” sözleri Mahsun’un daha önce araba hırsızlığı yaptığını izleyiciye aktarır. Mahsun kameraya bakarak arabayı kendisinin çalmadığını tüm gün kahvede olduğunu söylese de polisler ona inanmaz. Mahsun’u yanlarına alarak kahveciye giden polisler, kahveciden Mahsun’un tüm gün kahvede olduğunu öğrenirler. Mahsun teknede uyurken soğuğa dayanamayıp araba çalar. Kayıkhaneye arkadaşı Sarı’nın yanına gider. Havanın çok soğuk olduğunu ve araba çaldığını söylese de arkadaşı Sarı gelmek istemez. Gece boyunca arabayla gezen Mahsun bir köpeğe çarpar. Bu duruma üzüldüğü için köpeği bir veterinere bırakır. Sabaha kadar arabayla dolaştıktan sonra arabayı çok dikkatli bir şekilde temizleyip aldığı yere geri bırakır.

Filmin ilk sahnelerinde uyuşturucu kullanırken görülen kız, kahvede oturmaktadır. Mahsun ise hissettirmeden âşık olduğu kızı izlemektedir. Balıkçı arkadaşlarından birinin Sarı’nın gelmediğini söylemesi Mahsun’u meraklandırır. Telaşla arkadaşını aramaya başlar. Arkadaşını en son gördüğü yere gittiğinde Sarı’nın öldüğünü görür. Mahsun’un üzüntülü bakışlarının ardından kimsesiz olan Sarı’nın çok az kişinin katıldığı cenazesi görüntüye gelir. Reis ve arkadaşları, Sarı’yı gömdükten sonra imam dua ederken mezarın başında içki içmekte ve mezarı içkiyle sulamaktadır. Mahsun ise polislerden korktuğu için saklanmaktadır. Züftü, Mahsun’un yanına giderek onu sahile çağırır. Reis ve arkadaşları Sarı ile olan anılarını anlatırken, Mahsun araba çaldığı için polisler tarafından yakalanır ve işkenceye uğrar.

Komiser, karakola çağrılan Reis’e: “Ben dayak atmaktan sıkıldım, o yemekten sıkılmadı. Ben hapse tıkmaktan sıkıldım, o hapis yatmaktan sıkılmadı. Gardiyanlar sıkıldı, hâkimler sıkıldı, savcılar sıkıldı, memurlar sıkıldı, psikologlar sıkıldı, memleket

sıkıldı bu hayta sıkılmadı” diyerek söylenmektedir. Ambulans ve itfaiye arabası çaldığını söyleyen komiser Mahsun’u ortadan kaldırılması gereken bir pislik olarak görmektedir. Reis, komiserin teknesinde uyuşturucu araması yapabileceğine dair tehdidi üzerine baskıyla Mahsun’a yardım etmeyi kabul eder.

Karakoldan çıktıktan sonra Mahsun’la konuşur. Ona kahvedeki borcunu ödeyeceğini ve artık kahvede çalışacağını söyler. Aynı zamanda Mahsun, Reis’le birlikte balığa da çıkar. Filmin ilk sahnesinde balıkları ağdan arkadaşı Sarı ile toplayan Mahsun, artık tek başına bu işi yapmaktadır. Ancak Mahsun araba çalmaya devam eder. Filmde, hızlı kurgu ile onun araba çalması, geceleri çaldığı arabayla gezmesi, sabah olduğunda arabayı temiz bir şekilde bırakması ve bunun sonucunda polisler tarafından şiddete maruz kalması gösterilir.

Mahsun geceyi geçirdiği karakoldan çıkar. Bu sırada Rumelihisarı’nda televizyoncular haber yapmaktadır. Muhabir, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in kaleyi inşa ettirdikten sonra kalenin içini İran’dan getirttiği tavus kuşları ile doldurduğundan bahseder. Çünkü o dönemin Osmanlısı için tavus kuşu bolluğu, bereketi, çoğalmayı ve kötülüklere karşı iyiliği simgelemektedir. Rumelihisarı Fatih’in ölümünden yüzyıllar sonra tavus kuşlarına ev sahipliği yapmaktadır. İran Cumhurbaşkanı’nın, Süleyman Demirel’e hediye ettiği tavus kuşları Mahsun’un ilgisini çeker. Fakat Mahsun Hisar’a girmek istese de içeri alınmaz. Gece olduğunda Mahsun bu sefer bir belediye otobüsünü çalar. Gece arabayla gezdiği sırada onun yüzünde bir mutluluk görünse de rüyasında polisler tarafından dövüldüğünü görmesi onun çaresizliğini gözler önüne serer.

Reis’in kahveci ile konuşması üzerine Mahsun’un hayatı biraz da olsa düzene girer. Gündüzleri kahvenin tuvaletinde çalışır, karnını doyurur ve geceleri dışarıda yatmak yerine bir yatakta uyur. Fakat Mahsun yine de kendisine yasaklanan şeyleri yapmaya devam eder. Bu seferde Rumelihisarı’na gizliden girerek tavus kuşlarını sever. Mahsun’un her gün kahveye gelerek orada vaktini geçiren ve kahvenin tuvaletinde uyuşturucu kullanan kıza karşı ilgisi artar. Mahsun, kıza kaldığı yeri gösterir ve odanın anahtarını vererek istediği zaman gelebileceğini söyler. Fakat kız uyuşturucu parası bulmak için birlikte olduğu erkekleri odaya getirir. Mahsun çok geçmeden durumu anlar ve çok sinirlenir. İçki içen Mahsun araba çalar ve Hisar’a giderek tavus kuşlarından birini yanına alır. İşler yolunda gitmez. Mahsun’un çaldığı araba bozulur. Bu yüzden

tavus kuşunu da yanına alıp İstanbul sokaklarında dolaşır, belediye otobüsüne biner. Ne yapacağını bilmeden tavus kuşuyla birlikte kahveye geri döner.

Mahsun’un platonik aşk duyduğu uyuşturucu bağımlısı kız uyuşturucu krizine girip Mahsun’dan yardım ister. Kızı ilk başta kovalasa da dayanamayıp kıza yardım eder. Âşık olduğu kız için araba çalar ve onu Taksim’de bir eve götürür. Fakat kız evden çıktığında yarı baygın haldedir. Kızı bir banka oturtan Mahsun kahveye döndüğünde polisleri görür. Bu sebeple Reis’in teknesine kızı bindirerek denize açılır. Dümeni bırakarak âşık olduğu kıza sarılır. Tekne bir kayaya çarparak parçalara ayrılır. İkisi de kurtulsa da Mahsun Reis’ten dayak yer ve işten atılır. Aç olan Mahsun gizlice Hisar’a girip tavus kuşu yakalar. Tavus kuşunu öldürdükten sonra pişiremeden yakalanır. Filmin son sahnesinde kahvede oturanlar televizyondan bir haber duyar. “Bir haberimiz de İstanbul’dan… Bu yıl Rumelihisarı’na Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından hediye edilen tavus kuşlarından birini boğazlayıp yemeye çalışan Mahsun Süpertitiz kale bekçilerince yakalandı. Titiz emniyette verdiği ifadede, “işsizim, cebimde beş kuruşum kalmadı, çok açtım, tavus kuşlarını görünce dayanamadım, yakalanmasaydım pişirip yiyecektim,” dedi. Mahsun Süpertitiz’in daha önce de birçok otomobil çalma olayının faili olarak arandığı, ancak her defasında yakasını polisin elinden kurtardığı bildirildi. Mahsun Süpertitiz’in son marifetlerinden biri de bir teknenin gasp edilmesi ve batırılması.”