• Sonuç bulunamadı

Çamur Filminin Genel Değerlendirmesi

II. BÖLÜM

2.2. Derviş Zaim Filmleri

2.2.3. Çamur (2003)

2.2.3.3. Çamur Filminin Genel Değerlendirmesi

“Filler ve Çimen’den önce konusunu Kıbrıs’tan alan bir film yapmak istedim, olmadı. Filler ve Çimen’den sonra yarım kalan işi bitirmek istedim. Sadece okuduklarım ya da Kıbrıs’la ilgili anılarım rol oynamış değildir Çamur’un şekillenmesinde. Tutkuyla ve o tutkudan kurtulma çabası ile ilgili bir hikâye yapmayı düşünüyordum. Bir şeye bağlanmış, onunla güçlü bir bağı olan bir karakter yaratacaktım ve karakterin bağlandığı obje bana metaforik bir anlatım sağlayacaktı.” (Göl vd. 2004: 62-63)

Derviş Zaim, filmografisinin üçüncü filmi Çamur’da, Filler ve Çimen’de yaptığı gibi daha önce değinilmemiş bir konuyu filmin arka planına yerleştirip karakterlerin psikolojik durumları ile Kıbrıs sorununu ele almaktadır. Kıbrıs doğumlu yönetmen kendi kişisel tarihini filmine yansıtmayı seçmiştir. Film, eleştirmenler tarafından sembollerin fazla kullanılmasından ötürü eleştiri alsa da, Türk sinemasında hakkında film yapılmamış önemli bir konuyu işlemesi sebebiyle Zaim’in çabası olumlu karşılanmıştır.

Bellek, aidiyet, kimlik, kaos, şiddet ve iktidar kavramlarıyla hesaplaşmayı seven yönetmen; Çamur filminde hastalık, şifa, vatan, toprak, masumiyet, doğum, ölüm, suç, savaş, barış gibi kavramlar üzerinden anlatısını geliştirmektedir. Zaim, filmsel anlatısını geliştirmek için Sembolizm, Sürrealizm ve Gerçekçiliğe dair unsurları kullanmayı tercih etmiştir (Özen, 2014: 156). Yönetmen bu tercihinde en çok filme ismini veren “çamur” metaforunu kullanmaktadır. Filmin ana karakterleri Ali, Ayşe, Halil ve Temel için çamurun çağrıştırdığı anlam birbirinden farklıdır. Askerlik yaptığı sırada sebebi anlaşılamayan bir hastalığa yakalanan Ali iyileşmek için çamurdan şifa umar, Ayşe bebeğini çamurda kaybeder, Halil çamurdan çıkan bir heykeli satma uğruna canından olur, Temel ise en büyük pişmanlığını çamura gömer. Ana karakterlerin dışında kızının

yumurtaları ile hamile kalan kadın ve çeşitli uzuvları olmayan yan karakterler içinde çamurun bir anlamı vardır. Bu sebeple filmde çamurun varlığının karakterler üzerindeki etkisi yadsınamaz, yönetmen hastalık-şifa, doğum-ölüm, suç-pişmanlık gibi birtakım zıtlıkları bu metaforu kullanarak aktarmaktadır.

Filmde çamur iyilik ve kötülüğün kaynağı olarak kurulmaktadır. Tuz Gölü ve çamur (ikisinin oluşturduğu kontrast) zehri ve şifayı hem saklayan hem açık eden bir vasfa sahiptir. Bu ikili vasıf, filmde geçmişe dair bir sorgulamayı hatırlatır, geçmişi öğrenmek, geçmişle yüzleşmek, geçmişin bilincine sahip olmak bir sağlıklılık işaretidir (Er, 2011: 62-63). Bu anlamda hastalık metaforu da ön plana çıkmaktadır. Çamur’daki hastalığı yaşayan aslında Kıbrıs’tır. Ali’nin nedeni anlaşılamayan hastalığı, Kıbrıs sorununun açmazını da içinde barındırmaktadır. Ali’nin aniden ortaya çıkan hastalığında tıp çaresiz kalmış ve Ali kendi çabalarıyla iyileşme serüvenine başlamıştır. Kıbrıslılar da çaresiz bir hastalığa yakalanmış gibi ortada kalmışlardır. Konuşamayan Ali, Kıbrıs insanını simgelemektedir. Halkı hariç Kıbrıs hakkında herkes konuşmaktadır. Aslında bu durum bir adada sıkışmış, yok sayılan bir halkın kaotik durumudur (Pösteki, 2005: 51).

Çamur’da Kıbrıs’ın simgesi yalnızca konuşamayan Ali değildir. Temel’in psikolojik olarak içinde bulunduğu hastalığı da yönetmen tarafından bilinçli bir şekilde “Kıbrıs’ı” anlatmada bir metafor olarak kullanılmıştır. Temel savaş sırasında intikam için iki Rum’u öldürüp cesetlerini çamura gömmüştür. Bu yüzden yıllardır kendi içinde bir vicdan muhasebesi yaşamaktadır. Yaşadığı bu ıstırabı iki halk arasında barışı sağlamak adına yaptığı enstalasyonlarla gidermeye çalışmaktadır. Temel’in bu çalışmaları geçmişi unutmak için çabalayan Kıbrıs halkını anlatmaktadır. Derviş Zaim, Çamur’da kullandığı hastalık metaforunun amacını şu sözlerle açıklamaktadır:

“Hastalığı bir metafor olarak seçerek bireyle toplum, bireyle tarih, bireyle mitler hususunda düşüncelerimi tartışmak istediğimi söylersem hata yapmamış olacağımı düşünüyorum. Ali’nin gizemli hastalığı sayesinde, derdini anlatamayan bir karakterin kendisi ile toplumla ve tarihle arasındaki ilişkileri irdelemeye çalıştım. Öteki karakterler de kendi hastalıkları ile olan ilişkileri çerçevesinde başkaları ile iletişim kurma motivasyonlarının altını çizen işleri sürdürmektedirler.” (http://www.derviszaim.com/2003-camur-98/)

Derviş Zaim, filmde Ali karakteri üzerinden pek çok mesaj üretmektedir. Filmin açılış sahnesinde komutanın askerlerine her duruma karşı hazırlıklı olunması gerektiğini söyledikten sonra Ali’nin yere düşüp bayılması; Kıbrıs’da hala birtakım sorunların devam ettiğinin ilk belirtisidir. Koğuştaki yatağına ışığın gelmesini engellemek için pencereyi çarşafla örtmesi, hem Ali’nin hem de Kıbrıs’ın gerçeklerle yüzleşmeye hazır olmadığını göstermektedir. Televizyonda savaşa dair bilgilerin verildiği bir sahnede Ali’nin elindeki feneri açıp kapatması da tüm olumsuzluklara karşı Kıbrıs’taki barışa tutulmak istenen ışığı simgelemektedir.

Çamur, 1974 Kıbrıs Savaşı sonrası kişilerde yaşanan travmaları anlatsa da doğrudan savaşa dair görüntüleri kullanmamaktadır. Yönetmen bu anlamda kurgu oyunları ile izleyiciye dolaylı yoldan karakterlerin iç dünyasını anlatmayı seçmiştir. Temel’in çamurda kavga eden köpekleri görmesiyle onun zihninde canlanan ve beyaz tuzun üzerine düşen kan damlaları bu duruma örnek gösterilebilir. Derviş Zaim, Çamur’da bu tarz örtük bir dil kullanması sebebiyle eleştirilmiştir. Ancak Genco (2004: 10), filmin tutturmaya çalıştığı bir tarzın ve ritminin olduğundan bahsetmektedir. Filmde yakalanan bu tarz, iç gerilimlerle boğuşan karakterlerden ziyade oluşturulan başka unsurların özellikle gerçeküstü denilen anekdot ve görüntülerin daha fazla etkili olmasıyla yakalanmaktadır.

Çamur filmi farklı alt metinlerle okunabilmektedir. Zaim bir röportajında filme dair farklı yorumların ve farklı okumaların filmin taşıdığı enerjiyi gösterdiğini belirtmektedir. Ona göre Çamur “bir yeniden doğuş” (Öperli, Yücel, 2003: 34) filmidir. Filmdeki Ayşe karakteri, kardeşi Ali’nin enstalasyon için verdiği spermleri ve bir başka kadının yumurtalıkları sayesinde hamile kalmaktadır. Suni döllenme ile soyunu devam ettirme isteği içerisinde olan Ayşe gelecek çizgisinde sembolik olarak konumlandırılmaktadır (Pay, 2010: 49).

Çamur filminin farklı bir özelliği de film müziklerinin büyük bir özenle hazırlanması ve filmin diliyle müzik arasında ki ahengin bütünleştirici bir şekilde sunulmasıdır. Bu durumda Derviş Zaim’in Aşk Zamanı filminin müziklerini yapan müzisyen Michael Galasso ile çalışmasının etkisi büyüktür.