• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.2. Derviş Zaim Filmleri

2.2.5. Nokta (2008)

2.2.5.2. Nokta Filminin Geniş Özeti

Film “İhcamla güzel yazı yazmak hayatı daha geniş zapt etmek manasındadır” Hattat Eflatun yazılı bir yazıyla başlar. Konya tuzlasının beyaz zeminine “Afa’llahü Anh- Allah Onu Affetsin” yazısıyla devam eder. Hattat ustası, mürekkeple yazdığı yazısının “nun” harfinin noktasını koyacakken çırağı mürekkebin döküldüğünü ve kalmadığını söyler. Usta bu duruma çok sinirlenir. Çırağı da fikrini beyan etmek için ustasından söz ister. Çırak, Moğolların çok yaklaştığını ve yakında kendilerini öldüreceğini söyler. Ustasını orayı terk etmeleri konusunda ikna edemeyen çırak, ustasının kendisine “inanmayan adam yazamaz” diyerek verdiği Kuran’ı alarak mürekkep aramak için yola koyulur.

On üçüncü yüzyılda geçen bu hikâyeden sonra aynı mekânda günümüze Ahmet ve nişanlısı Elif’e geçilir. Ahmet Konya tuzlasına arkadaşı Selim ile buluşmak için gelmiştir. Selim ve Ahmet, beş yıl önce usta ve çırağın yüzyıllar önce yazdığı “Afa’llahü Anh- Allah Onu Affetsin” yazısını aramak için tuzlaya gelmişlerdir. Selim amcasının çok hasta olduğunu ve tedavisi için paraya ihtiyaç olduğunu söyler. Bu yüzden Ahmet’ten ailesinin elindeki değeri bir milyon avro olan el yazması Kuran’ı kopyalamasını ister. Hapisten yeni çıkan Ahmet bu durumu kabul etmez. Selim başka

bir seçenek sunar. Eve hırsız olarak girerek Kuran’ı çalacak ve Ahmet de Kuran’ı satmak için adam bulacaktır. Hasta olduğunu ve hat ile uğraşarak iyileşeceğini söyleyen Ahmet başta teklifi kabul etmese de bir atölye kurmak ve evlenmek hayalini gerçekleştirebilmek için paraya ihtiyacı olduğundan Selim’in teklifini kabul eder.

Aynı mekânda başka bir güne geçilir. Ahmet’in arabası bozulur. Bu yüzden tuzlada bulduğu tamirciden kendisini Hamdullah Hoca’ya götürmesini ister. Motosikletle yapılan bu kısa yolculukta tuzlanın genel görüntüsü ve hasta olan Ahmet’in tedirgin hali verilir. Ahmet Hamdullah Hoca’nın evine varır. Fakat hocanın yardımcısı Mümin hocanın hasta olduğunu ve uyuduğunu söyler. Hocayı beklemeye karar veren Ahmet’i nişanlısı Elif arar. Telefon görüşmesinde Ahmet telaşlanmamasını, kitabı sezdirmeden bırakarak kaçacağını söyler.

Ahmet tuzlada Kuran’ı satın almak isteyen Cengiz ve Timur ile buluşur. Fakat Selim alıcılar bulunduktan sonra Kuran’ı satmaktan vazgeçer. Tarihi eser kaçakçılığı yapan Cengiz ve Timur bu duruma çok sinirlenir. Kuran’ı çalmaya vicdanı el vermeyen Selim’in durumunu, Cengiz ve Timur Kuran’ı başka alıcıya satabileceklerinden şüphelenerek yanlış anlar. Şiddet uygulayan Cengiz, Ahmet’i tehdit eder. Ahmet Selim’i tuzlaya çağırır. Selim Ahmet’i dinleyerek buluşacakları yere gelir. Ahmet adamların Kuran’ı alınca kendilerini rahat bırakacaklarını düşünür. Bu yüzden adamların her söylediğini yapar. Selim’in babasını arayarak Kuran’ı getirmesini yoksa Selim’in öleceğini söyler. Selim, babasına yazdığı yazıda ipucu vererek yerini belli etmek ister. Ahmet bu durumu anlar. Ahmet Cengiz’in Selim’i öldürmek istemesine engel olmaya çalışır.

Hamdullah Hoca uyanır. Ahmet, İstanbul’dan geldiğini ve hat dersi almak istediğini söyler. Hoca hasta olduğunu ve ders verecek durumda olmadığını anlatır. Ahmet, Hamdullah Hoca’ya artık yazı yazamadığını, kendisinin kötü bir iş yaptığını dile getirir. Eğer işlediği kötülüğü anlatırsa tutukluluğunun geçeceğini söyleyen Ahmet, işlediği suçu insanların zarar görme ihtimalinden dolayı anlatamadığını söyler. Ahmet Kuran’ı hocaya verir. Hamdullah Hoca Kuran’ı Ahmet’in elinde görünce rahatsızlanır. Timur Selim’in babası Veli Hoca’dan Kuran’ı alır. Cengiz Ahmet’e zorla Selim’i öldürtmeye çalıştığı sırada bir arbede yaşanır ve Ahmet, Cengiz ve Timur’u öldürür. Olayı önlemeye çalışan arkadaşı Selim’i de yanlışlıkla vurur.

Hamdullah Hoca hastaneye götürülür. Ahmet, Veli Hoca’yı sorar. Veli Hoca’nın öldüğünü öğrenen Ahmet, olanları yardımcıya anlatır. Hamdullah Hoca’dan af dilemek isteyen Ahmet’e, Mümin inanmaz. Hoca’nın bu durumu öğrenmemesi gerektiğini, mezarın yerini kendisine göstereceğini ve durumu polise bildireceğini söyler. Ahmet buna engel olmak için adama saldırıp kaçar. Veli Hoca’nın evini aramak için tuzun ortasında yola düşer. Yolda akli dengesi yerinde olmayan ve sürekli tuzda dolaşan oğlunu arayan bir baba ile karşılaşır. Baba oğlunun hastalanmadan önce hattat talebesi olduğunu, rüyasında tuzda noktası eksik kalmış bir yazıyı gördüğü için tuzda bu yazıyı aradığından bahseder. Veli Hoca’nın evinin yolunda noktası eksik kalmış yazıyı arayan genci baygın halde bulur. Ayıltmayı başaramadığı genç oğlanı orada bırakamaz ve sırtında bir müddet taşır. Ahmet, genç oğlana çırağın hikâyesini anlatmaya başlar. Ustası tarafından mürekkep aramaya yollanan çırak ustasının yanına geri dönmez. Usta da Moğollar tarafından öldürülür. Bu durumdan çok pişmanlık duyan çırak, noktayı koymak için yazıyı her yerde arasa bile bulamaz.

Bu sırada Ahmet’in saldırıp kaçtığı Mümin ve tuzladakiler peşine düştükleri Ahmet’i yakalarlar. Ahmet, Hoca’ya olan biteni anlatır. İyileşmek ve vicdanını rahatlatmak için Hoca’dan kendisini affetmesini ister. Tuzladakiler Ahmet’i dövse de Hoca, Ahmet’e kendisinin affettiğini Allah’ın affetmesi gerektiğini söyler. Tuzladakiler Ahmet’e ceza vermek ister. Hoca bu duruma karşı çıkar. Ahmet ise yakında kör olacağını, senelerdir yanında milyonluk Kuran ile parasız dolaştığını bunun kendisine en büyük ceza olduğunu dile getirir. Mezarların yerine göstermek için yola çıkarlar. Ahmet mezarları kazmaya başlar. Fakat kısa bir süre sonra kazmayı bırakır, oradan uzaklaşır ve yere düşer.