• Sonuç bulunamadı

3. LĐTERATÜR ÖZETĐ

3.1 Türlerarası Taşımacılık Üzerine Yapılmış Çalışmalar

Xie (2009) büyük hacimlerdeki yüklerin taşınması için kullanılan türlerarası taşıma sistemlerinin verimini arttırmak amacıyla mevcut yük taşıma sistemlerini araştırmış ve bu taşıma sistemlerini sistematik olarak analiz etmiştir. Yapılan analiz sonucunda, yüklerin demiryolu taşımacılığından denizyolu taşımacılığına aktarılması sırasında bir darboğaz oluştuğu ve bu sorunun türlerarası taşıma sisteminin verimini düşürdüğü belirlenmiştir. Sorunun çözümlenmesi amacıyla, çift-ray (double-rail track) sisteminin kullanılması düşünülmüş, denizyolu ve demiryolu taşımacılığının birlikte kullanıldığı bir taşıma sistemi çözümü geliştirilmiştir.

Limbourg ve Jourquin (2009) Avrupa Birliği’nin ulaştırma politikasının, türlerarası taşımacılığın önemli bir aktör olduğu sürdürülebilir taşıma çözümleri üzerine odaklandığını, ancak belirtilen çözümlerin veriminin türlerarası konteyner terminalinin yerine bağlı olduğunu ifade etmiştir. Çalışmada tahmini terminal yerleri, belirli sayıda elleçlenen konteynere ait terminal aktarma maliyetinin dikkate alındığı p-hub medyan problemine bağlı tekrarlı süreç yönteminin girdisi olarak kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına bağlı olarak aktarma terminallerinin en uygun yerleri belirlenmiştir. Arnold vd. (2004) yük taşımacılığı için demiryolu ve karayolu taşımacılığının birleştiği türlerarası taşıma terminallerinin en uygun yerleşim yeri seçimi problemi üzerinde durmuştur. Çalışmada, çok ürün tipli ve sınırlı yükün bulunduğu ağ tasarımı sorunlarına dayanan alternatif bir hesaplama kullanılmıştır. Bhamidipati ve Demetsky (2009), türlerarası terminallerin taşıma sistemi üzerindeki etkilerinin belirlenmesine yönelik kullanılan yöntemleri araştırmış ve bu yöntemleri ABD’deki Virginia Eyaleti otoyol sistemine uygulamıştır. Çalışmada karayolu sistemine olan etkilerin değerlendirilmesindeki ve Virginia Eyaleti’ndeki türlerarası terminallerin bölgesel planlamasındaki temel aşamalar belirlenmiştir. Kara terminali alanında Racunica ve Wynter (2005), türlerarası yük terminalleri için en uygun yerin seçimi ile ilgili olarak bir iyileştirme modeli geliştirmiş ve ana terminal veya aktarma terminali içeren demiryolu ağ bağlantıları kullanılarak demiryolu taşımacılığının türlerarası taşımacılık içindeki payının arttırılması gerektiğini düşünmüştür. Modelde, esas olarak ana terminal yerinin belirlenmesi problemi tanımlanmıştır. Model oluşturulduktan sonra Avrupa’daki Alpler Bölgesi örneği için bilgisayar programı kullanılarak benzetim yapılıp, en uygun ana terminal seçimi yapılmıştır. Yamada vd. (2009), türlerarası kara terminali yerinin belirlenmesine ve stratejik ulaştırma planlamasına yönelik bir model geliştirmiştir. Modelde olası yük hareketleri içinden seçilmiş uygun yük hareketlerinden oluşan bir veri setinin dikkate alındığı çoktürlü kullanıcı trafik atama yöntemi kullanılmış, mevcut terminallerin iyileştirilmesi, yeni karayolu, demiryolu, denizyolu bağlantıları ve kara terminallerinin inşa edilmesi gibi çözümler üzerinde durulmuştur. Elde edilen deneysel sonuçlar büyük ölçekli bir türlerarası yük taşıma ağı üzerinde kullanılmış, genetik yerel araştırma yönteminin, genetik algoritma temelli yöntemlere göre daha iyi sonuç verdiği anlaşılmıştır. Tasarlanan model, Filipinlerdeki yük ulaştırma ağı planı üzerinde başarıyla uygulanmış, uygulama sonucunda yük ulaştırma ağının gelişebilmesi için karayolu taşımacılığı dışındaki diğer taşıma türlerinin kullanım

oranının arttırılması gerektiği belirlenmiştir. Jencek ve Twrdy (2008), belirli bir terminal yeri için performans indeksinin belirlenmesini sağlayacak bir grup parametre, ölçüt ve göstergeler ışığında bölgesel türlerarası lojistik terminallerinin ulaştırma lojistiği analizini yapmaya yardımcı bir yöntemi sunmaktadır. Türlerarası taşıma terminalinin yerinin seçimi hem bölgesel lojistik sisteminin önemli bir bileşenini hem de yatırımcı ve yararlanıcılar açısından en öncelikli kararı teşkil etmektedir. Yatırımcı, yatırım kararı için önemli bir girdi olan terminal trafiği ve maliyetlere ilişkin gerçekçi tahminlere ihtiyaç duymaktadır. Politika yapıcılar ise farklı potansiyel terminallerin sürdürülebilirlik ve uzun erimli rekabetçilik açısından karşılaştırılabilmelerine imkan verecek şekilde türlerarası terminallerin çevreleri üzerindeki etkilerini irdeleyecek birtakım araçlara gereksinim duymaktadır. Bergqvist ve Tornberg (2008), ilgili aktörlerin kriterleri ışığında bir grup türlerarası terminal yerinin karşılaştırmalı değerlendirmesine imkan veren bir model sunmaktadır. Paydaşların ölçütleri ve menfaatleri, modele değerlendirme ölçütleri ile bütünleştirilmektedir. Bu yaklaşım genel anlamda bölgesel lojistik sistemlerinin planlama sürecini, özelde de iktisadi ve çevresel etmenler ışığında tüm paydaşların menfaatini dikkate alarak türlerarası terminal yerleşimlerinin değerlendirme sürecini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Türlerarası taşıma karayolu altyapısının yükünü azaltma potansiyeline sahiptir. Teknolojik gelişmeler ile rekabetçi olması ve maliyetlerin kontrol edilmesi sağlanır. Değişen koşullara, imkanlara ve gerekliliklere göre hızlı cevap verebilmesi ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Öte yandan, alternatif taşıma modelleri kullanarak bütünleşmiş lojistik zinciri kurmak zincirin idaresi ile ilgili çeşitli aktörler arasında güven ve etkileşim gerektirmektedir. Bu karmaşık yapıyla başa çıkmak için geliştirilen FREIGHTWISE, ticari aktörler ve kamu aktörlerinin dahil olduğu çeşitli görsel örneklemelerden oluşan bir çerçeve yapı sunmaktadır. Vitoşoğlu ve Evren (2008), demiryolu taşımacılığının birleşik yük taşımacılığında ağırlıklı kullanılabilmesi olanaklarının araştırılması amacıyla bir ağ modeli geliştirilmiştir. Geliştirilen modelde farklı mal gruplarından oluşan yüklerin karayolu ile demiryolu içeren bir ağ üzerinde taşınması düşünülmüştür. Modelin uygulanması sonucunda hangi demiryolu bağlantılarında sıkışıklık oluşacağı belirlenmiş, elde edilen sonuçlar doğrultusunda Türkiye’de birleşik yük taşımacılığının yaygınlaşabilmesi için gerekli işlemler tartışılmıştır. Çalışma hatların kapasitelerinin düşük olması, çeken ve çekilen araçlarla birlikte personel eksikliği, pazarlamada yaşanan sorunlar, organizasyon ve işletmede yaşanan aksaklıklar ve

daha birçok nedenden dolayı demiryollarının yük taşımacılığında hak ettiği rolü oynayamadığı üzerinde durulmuştur. Bu nedenle, sıkışıklık olan hatların kapasitesinin arttırılması, çeken ve çekilen araçların yanında personel eksikliğinin giderilmesi, yeni konteyner kara terminallerinin kurulması gibi çözümler önerilmiştir. Wardrop (2009), Avustralya’daki demiryolu sisteminin planlama, mühendislik ve işletmesel işleri arasındaki ilişkinin belirlenmesine yönelik dört ayrı analiz bölümü içeren bir çalışma yapmıştır. Çalışmada Avustralya’daki demiryolu taşımacılığının banliyö yolcu taşımacılığı, uzun mesafeli türlerarası yük taşımacılığı ve bölgesel dökme yük taşımacılığından oluştuğuna değinilmiş, demiryolu taşımacılığının dahil edildiği türlerarası yük taşımacılığının kullanım oranının arttırılmasına yönelik analitik yöntemlerden hangilerinin uygulanabileceği araştırılmıştır. Alicke (2002) türlerarası taşımacılığın esnekliğini arttırmak ve daha çekici bir hale getirmek için farklı terminal kavramları ve üretim formları geliştirilmiştir. Çalışmada 32 adet terminal incelenmiş, türlerarası terminal kavramı büyük aktarım merkezi olarak adlandırılarak ve terminal çok aşamalı aktarma problemi olarak modellenmiştir. Karar verici, terminal ve türlerarası taşımacılık işletmecisidir ve kısıtlı iyileştirme modelinden faydalanılmıştır. Berkowitz ve Younes (2009) Dubai’deki yük taşımacılığının verimli ve güvenli bir biçimde yapılabilmesi için bir türlerarası taşıma sistemine ihtiyaç duyulduğunu belirlemiş, bunun gerçekleştirilebilmesi için ise belirli ulaştırma politikaları ve uygulama programlarının belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Çalışmada türlerarası aktarma noktalarındaki ve taşıma türleri arasındaki işlemlere ait ana noktalar ve en uygun uygulama örnekleri üzerinde durulmuştur. Alattar (2003) liman terminalindeki taşıma türleri arasındaki taşıma ve işlemler üzerine bir çalışma yapmıştır. Terminaldeki konteynerlerin taşınması, çekici-yarı römork, tren ve gemi ile yapılmaktadır. Konteyner terminal işlemlerinin iyileştirilebilmesi için çok amaçlı iyileştirme ve kesikli matematik yaklaşımları kullanarak tamsayılı bir program geliştirmiştir. Burada iki amaç fonksiyonu vardır. Bunlar, gemilerin bekleme sürelerinin ve konteynerlerin bekleme maliyetlerinin en aza indirgenmesidir. Buradaki hedef, en uygun rıhtıma yanaşma stratejisini kullanarak, amaç fonksiyonlarının minimize edilmesidir. Regan ve Golob (2000) Kaliforniya Limanı’ndaki türlerarası taşıma terminallerin, bu terminalleri tercih eden ve karayolu taşımacılığı hizmeti veren firmaların açısından bakmak amacıyla bu firmaların işletmesel verimliliklerini bir anket çalışması yaparak araştırmıştır. Araştırma

sonucunda liman ve yük merkezleri arasındaki yük hareketinde limandaki sıkışıklık sorununun çözümlenmesi gereken en önemli sorun olduğu anlaşılmıştır. Tapiador vd. (2009) türlerarası taşımacılıkta kullanılan yüksek hızlı trenlerin uğradığı istasyonları tanımlamak amacıyla niceleyici bir yöntem geliştirmiştir. Yöntemde iki aşama bulunmakta ve iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan ilki, istasyonların birbirleriyle karşılaştırılması, diğeri ise istasyonların işletmesel performansının arttırılmasıdır. Çalışmadan Avrupa Birliği sınırları içinde kullanılan 27 adet istasyondan elde edilen veri kullanılmış ve bu verinin Avrupa Birliği’ndeki tüm demiryolu istasyonları için istatistiksel açıdan örneklenebileceği kabul edilmiştir. Çalışma sonucunda istasyonlar arasında sistem içinde bulundukları konumdan dolayı kolayca gözlenebilen bir hiyerarşinin olduğu ve bu istasyonların birer türlerarası terminal olarak verimli bir şekilde işletilebilmesinin mevcut koşullar altında zor olabileceği anlaşılmıştır. Pourakbar vd. (2009) hareketli stok dağılımı kavramının, türlerarası taşımacılıkta konteynerlerin perakendecilerin talebi doğrultusunda tedarik zincirinde önceden konuşlandırılmasını gerektirdiğini ve bunun sonucunda yük sahiplerinden gelen talebe karşılık verme süresinin azalacağı, dolayısıyla depolama masraflarının azalacağı üzerinde durmuştur. Çalışmada bu uygulamanın analiz edilmesi amacıyla iki matematiksel model tasarlamıştır. Đlk modelin amacı boş konteynerlerin türlerarası terminale taşınma süresinin iyileştirilmesi iken ikinci modelde terminalde depolanan ve hareket halinde bulunan konteyner adedinin azaltılması amaçlanmaktadır. Duan (2006) türlerarası ağdaki karmaşık etkileşimleri modellemek için bir çerçeve geliştirmiştir. Bu çerçeve, kamyon sevkiyat modeli, taşıma atama modeli ve terminal benzetim modeli olmak üzere üç alt modeli içermektedir. Zhang vd. (2008) geniş ölçekli türlerarası demiryolu ağında uygulanmak üzere dinamik bir türlerarası yük ağı benzetim-atama modeli geliştirmiştir. Modelde dinamik mikro atama yöntemi kullanılarak yük sahiplerine ait kararlar (taşıma türü, taşıyıcı seçimi) tek taşıma seviyesine indirgenmiştir. Çalışmada, geliştirilen modelin hem uygulamaya yönelik hem de karar destekleyici bir yöntem olarak önemini örneklerle kanıtlanmaktadır. Kelleher vd. (2003) türlerarası taşımacılıkta belgelendirme, depo yönetimi, güzergah belirleme ve trafik iyileştirmesi gibi faaliyetlerin işlevselliğini destekleyen internet tabanlı bir veri tabanı sisteminin özelliklerini tanıtmış ve bazı problemlerin çözümünde kullanmışlardır. Wang ve Rong (2008) türlerarası yük taşımacılığının veriminin, kapıdan kapıya taşıma zincirindeki farklı aktörler arasındaki koordinasyona bağlı

olduğunu belirterek, türlerarası yük taşımacılığının örgütlenmesinde aracıların rolünü irdelemektedir. Çalışmaya göre, türlerarası taşımanın ekonomik yapısını düzenlerken, çok sayıda aracının varlığı bir yandan işlem maliyetlerini ciddi anlamda düşürürken diğer yandan piyasa sözleşmesini daha cazip ve mümkün kılmaktadır. Tsamboulas ve Dimitropoulos (1999) lojistik köylerine yapılması gereken yatırımların değerlendirilmesinde kullanılan tahmin yöntemlerini belirlemiş ve kıyaslamıştır. Bir anket çalışması yapılmış, anket verileri istatistiksel yöntemler kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada karar verici, terminal işletmecisi firmalardır. Trafik sıkışıklığı, çevre kirliliği ve ulaşım güvenliği konularındaki sorunlar nedeniyle türlerarası yük taşımacılığı çözümlerine olan ilgi son yıllarda oldukça artmıştır. Taşımacılıkta her geçen gün hız kavramının öneminin artması nedeniyle, geleneksel taşımacılık türleri değerini yitirmektedir. Caris vd. (2008) bilimsel literatürde önerilen türlerarası yük taşımacılığı ve çözüm yöntemlerinin planlanmasıyla ilgili genel bir çalışma yapılmıştır. Planlama sorunlarının karar verici türüne ve karar seviyesine bağlı olduğu belirtilmektedir. Cory ve Kozan (2008), blok tren zaman tarifesi ve kapasitesiyle ilgili bir çalışma yapmış ve tren planlama konusu üzerinde durmuştur. Tren planlaması temelde taşınacak konteynerlerin hangi vagonlar üzerinde taşınacağının planlanması olarak da ifade edilebilir. Tren planlamasının, konteynerlerin taşınması ve elleçlenmesi sırasında harcanan enerji ve zaman üzerine etkisinin önemli derecede olduğu belirtilmektedir. Çalışmada, kullanılacak vagon ve elleçleme teçhizatının en aza indirgenebilmesi amacıyla tam sayılı programlama modelinin kullanılmasını önermektedir. Palsaitis ve Cole (2007) Litvanya’da türlerarası taşımanın gelişmesine yönelik politika önlemlerini tartışmaktadır. Türlerarası terminallerinin altyapısının yenilenmesi ve geliştirilmesi ve yenilikçi teknolojilerin kullanılmasını da içeren bu önlemler ışığında kamu kurumlarına türlerarası taşımacılığın gelişmesine yönelik öneriler sunulmaktadır. Gambardella vd. (2002) türlerarası taşımacılık terminallerinin iç bölgelerde bulunan terminaller arasındaki akışlarının benzetimi için bir model geliştirmiştir. Bu modelde karar verici, terminal ve türlerarası taşımacılık işletmecileridir. Türlerarası yük taşımacılığı trafik sıkışıklığı, çevresel etkileri ve trafik güvenliği sorunları nedeniyle daha fazla tercih edilir hale gelmiştir. Tedarik zinciri açısından hızın artan stratejik öneminin dikkate alınması, firmaların geleneksel lojistik hizmetlerini yeniden değerlendirmelerine neden olmuştur. Bunun sonucunda türlerarası yük taşıma sorunlarına ilişkin araştırmalar da artmaktadır. Meidute (2007) kamu ve özel

yatırımlarla finanse edilecek yeni bir lojistik köyünün finansal uygulanabilirliğini değerlendirmeye yönelik bir yöntem önermektedir. Finansal değerlendirme modeli dört aşamadan oluşmaktadır: (a) yer seçimi ve trafik tahminleri, (b) sunulacak hizmetlerin tanımlanması ve tasarlanması, (c) yatırım ve işletme maliyetlerin tahmini ve (d) yatırımların değerlendirilmesi. Model, kamu ve özel fonların değişik oranlarda kullanımı üzerinden farklı finansman senaryoları da üretmektedir. Jarzemskis (2008), küçük ölçekteki yükler için türlerarası yaklaşıma alternatif getirmeyi amaçlamaktadır Đki büyük türlerarası terminal arasında çalışan blok tren uygulamasında türlerarası taşıma birimlerinin hat üzerinde birikimi göz önünde bulundurularak, hat üzerindeki konteynerler ve taşıma ağının yapısı arasındaki işlevsel ilişkiler irdelenmektedir. Berlin-Baltık türlerarası hattında bu tip küçük ölçekli türlerarası taşıma varsayımı uygulanmıştır. Zelenika vd. (2007), çoktürlü taşıma ağ problemlerinin modellenmesi ve çözümü konusunda bilgisayar programlarının tasarımı ve işleyişine ilişkin konulara odaklanmaktadır. Doğrusal taşıma ağlarının aksine çok türlü taşıma ağları çok karmaşık biçimler alabilir, dolayısıyla bütünleşik bir yaklaşım ile kurgulanmış bir çok türlü ağ modeli bu taşıma sistemi içindeki tüm taşıma problemlerine uygulanabilir. Choong vd. (2002) türlerarası taşımacılık ağında boş konteyner yönetiminin kısa ve orta vadedeki planlamaya etkisinin sayısal bir analizi üzerinde durmuştur. Çalışmada kullanılan model, dolu konteyner hareketi gereksinimlerinin karşılanmasıyla ilgili olarak boş konteyner hareketlerine ait toplam maliyeti en aza indirgemeye çalışan tamsayılı bir program kullanılmıştır. Mahmassani vd. (2007), çoklu ürünlü türlerarası yük taşıma sistemlerinin analizi için dinamik yük ağı benzetim platformu geliştirmiştir. Çok türlü yük taşıma ağlarında taşıma türü ve güzergah seçimi sorunlarına yönelik model çerçevesi platformun temelini oluşturmaktadır. Bu çerçevenin üç temel bileşeni bulunmaktadır: çok türlü yük ağı benzetim bileşeni, çok türlü yük atama bileşeni ve çoklu ürün türlerarası kısayol yöntemi. Benzetim bileşeni türlerarası aktarma terminalleri, sınıflama bölgeleri ve limanlardaki yüklemeler için aktarma rötarlarını değerlendirmeye yönelik bekleme modelini kapsamaktadır. Atama bileşeni, benzetim bileşeninden gelen bağlantı maliyetleri ve aktarma rötarlarına bağlı olarak çoklu ürün türlerarası kısayol yöntemi ile taşıma türü-güzergah alternatif kümesi içinden uygun ağ akış biçimini belirlemektedir. Cisowski ve Stoklosa (2008), kısa ve orta mesafeler için standartlaşmış yükleme birimleri olarak tanımlanan 150-500 km’den daha uzak mesafeler için demiryolu ve karayolu taşıma imkanlarını tartışmaktadır. Makalede,

özellikle 500 km’den daha uzak mesafeler için taşıma verimliliğini etkileyerek hem

karayolu hem demiryolu taşımacılığının maliyetini artıran etmenler

tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, daha kısa mesafelerde kombine taşımacılık ile yük taşınması durumunda dikkate alınması gereken etmenleri belirterek, belirli yük grupları için standart konteynerlerin yatay aktarmalarını sağlayan ACTS’nin (Abroll Container Transport System) kullanımını önermektedir. Yük taşımacılığı konusunda yapılan çalışmalarda genellikle türlerarası taşımacılık çözümleri üzerinde durulmaktadır. Ancak bu çözümlerden verim alınabilmesi için konteyner kara terminallerinin en uygun yerlerde bulunması gerekmektedir. Soriguera vd. (2007), konteyner transferleri için tekerlekli elleçleme teçhizatlarının kullanıldığı kıyıdaki bir konteyner terminali için içsel taşıma döngüsünün iyileştirmesini yapmıştır. Bu iyileştirme, kara tarafındaki taşıma, liman alanında konteyner istiflemesi ve rıhtımdaki taşıma alt sistemleri kullanılarak yapılmıştır. Bu üç alt sistemdeki işlemlerden kaynaklanan sorunlar ve kararlar irdelenerek iyileştirme algoritmaları üretilmiştir. Buna ek olarak algoritmaları test etmek, farklı işletim sistemlerini ve farklı ölçülerdeki elleçleme teçhizatlarını karşılaştırmak amacıyla Đspanya-Barselona konteyner terminali üzerine bir benzetim uygulanmıştır. Janic (2008), makalesinde yeni konteyner blok trenlerin, halihazırda işletilmekte olan geleneksel türlerarası yük trenlerinin ve bunların karayolu alternatiflerinin performansını değerlendirmeye yönelik analitik modeller geliştirmiştir. Ölçülen performans, konteynerlerin, yarı- römorkun kapıdan kapıya taşıma sistemlerindeki tüm içsel ve dışsal maliyetleri kapsamaktadır. Đçsel maliyetler taşıma (hem demiryolu hem karayolu) ve türlerarası terminal hizmetlerinin işletme maliyetlerini, dışsal maliyetler ise kapıdan kapıya taşıma sisteminin toplum ve çevre üzerindeki, gürültü, çevre kirliliği, kazalar ve trafik sıkışıklığı gibi etkilerine ilişkin maliyetleri içermektedir. Rodrigue (2008), “Thruport” adını verdiği, yüksek miktardaki türlerarası aktarılan demiryolu yükleri için tasarlanmış bir tesisi irdelemektedir. Thruport, ciddi anlamda finansal, zaman, enerji ve çevre kazanımları sağlayabilecek şekilde demiryolu yük dağıtımında zaman ve akışı uzlaştırabilme potansiyeline sahiptir. Çalışmada, Thurport’un karasal taşıma sistemlerinin türlerarası taşıma ve konteyner kullanımı yönünde değişmesi için bir basamak olduğu öne sürülmektedir. Yük taşımasının ekonomi, toplum ve çevre üzerindeki etkileri Avrupa bütünleşmesi için önemli addedilmiştir. Yük taşımasının oranının artması kentsel yollardaki trafiğin yoğunluğunu artırarak kentlerdeki trafik akışı, sıkışıklık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliğini körüklemiştir. Kentlerdeki trafik

sıkışıklığını çözmeye yönelik geçmişte yürütülen araştırmalar temelde ulaştırma sisteminin tamamını geliştirmeye yönelik yaklaşımları baz almaktaydı. Ciddi bir miktar yükün karayolundan diğer ulaştırma birimlerine kaydırılmasının bir yolu, karayolundaki ağır yük taşıyan araçların sayısını azaltmak suretiyle çevreye daha duyarlı olan ve hem kent içi hem de banliyölerdeki trafiğin daha kolay düzenlenmesini sağlayan türlerarası taşımacılığa geçiştir. Brnjac vd. (2007), taşıma zinciri boyunca yükün kesintisiz akışının sağlanmasının önemine ve trafik altyapısının farklı taşıma tiplerinin gereksinimlerini gerçekleştirebilecek düzeyde olması gerektiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, birleşik taşımacılığın başarıyla işletilmesi taşıma zincirinin tamamının lojistik anlamda yönetimini, yük kontrolünü ve yük güvenliğini gerektirmektedir. ABD’de özellikle türlerarası ve kömür için demiryolu yük taşımacılığına yönelik talep artışı bazı önemli hatlar için kapasite kısıtlarına işaret etmektedir. Buna yönelik olarak yeni demiryollarının inşası maliyetlidir, sektör de kapasite artırımı için başka sonuç arayışındadır. Yeni Positive Train Control (PTC) sistemleri ile birlikte elektronik pnömatik Electronically Controlled Pneumatic (ECP) frenleme hem mevcut çift demiryolu hatlarındaki trafik yoğunluğunu iki katına çıkarabilme hem de ortalama ağ hızlarını artırma potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda Kull (2007), ECP ve PTC’nin uygulamasının karayolları, yük sahipleri, federal karayolları ve demiryolları arasında daha sıkı bir işbirliği gerektireceğini öngörmektedir. Karayolu taşımasının karbon gazı salınımları 1990 yılından beri tüm dünyada hızla artmaktadır ve çoğu Avrupa ülkesi için toplam karbon gazı salınımının dörtte birine tekabül etmektedir. Kyoto Protokolü ve Ulusal Karbon Gazı Salınımı Hadleri Yönergesi ışığında karbon gazı salınımı hadlerine uyum göz önüne alındığında bu durum karayolu taşımasının önemine işaret etmektedir. Lumbreras vd. (2009), geliştirdikleri yöntem ile ulaştırma gazı salınımını etkiyen en önemli değişkenler ve aralarındaki ilişkileri irdelemekte, bu bağlamda karbon gazı azaltıcı önlemlerin tasarlanmasına yönelik bir politika aracı olarak öne