• Sonuç bulunamadı

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenli olarak yayınladığı Küresel Rekabet Raporunda çeşitli açılardan ülkelerin küresel rekabet gücü ölçülmektedir. Bu raporda bir ülkenin küresel rekabetteki gücü, 12 adet endeks ölçülerek belirlenir. Bunlar da Küresel Rekabet Gücü Endeksi adlı tek bir endekste toplanır. 2015-2016 yıllarına ait Küresel Rekabet Raporunda Türkiye, genel endekse göre 140 adet ülke arasında 51. sırada yer almıştır. Bu sonuçlara göre verimliliğe dayalı ekonomiden, inovasyona dayalı ekonomiye geçen bir ülke olarak sınıflandırılmıştır (Schwab, 2016). Bu 12 endeksten inovasyonla ilgili olan iki endeks, teknolojik hazırlık ve inovasyon endeksidir. Bu endekslerin belirlenmesindeki faktörler ve bu faktörlerdeki ülke sıralaması, Türkiye’nin durumunu analiz etmek açısından değerli bilgiler sunmaktadır. Tablo 3.1’de WEF’in yayınladığı Küresel Rekabet Raporundaki Türkiye’nin Küresel Rekabet Gücü, Teknolojik Hazırlık ve İnovasyon Endeksleri sıralaması yıllara göre toplu olarak gösterilmiştir.

Tablo 3.1 WEF’in Küresel Rekabet Raporunda Yıllara Göre Türkiye’nin Küresel Rekabet Gücü, Teknolojik Hazırlık ve İnovasyon Endeksleri Sıralaması

Alt Endeks 2011 2012 2013 2014 2015 2016

Küresel Rekabet Gücü Endeksi 61 59 43 44 45 51

Teknolojik Hazırlık Endeksi 56 55 53 58 55 64

İnovasyon Endeksi 67 69 55 50 56 60

Ülke Sayısı 139 142 144 148 144 140

Kaynak: Schwab, K. (Ed.). (2016). The Global Competitiveness Report 2015-2016. Geneva: WEF. p.350.

Teknolojik Hazırlık Endeksi, bir ülke ekonomisinin bünyesindeki endüstrilerin üretkenliği artırmak için mevcut teknolojilere ne kadar hızlı adapte olabildiğini ortaya koymaktadır. Bilgi teknolojileri imkânlarından günlük hayatta sonuna kadar yararlanma ve verimliliği artıran teknolojik üretim süreçlerini olabildiğince devrede tutma bu konudaki en önemli iki faktör olmaktadır. Türkiye, 2015-2016 yılına ait raporda teknolojik hazırlık endeksinde 64. sırada yer almaktadır. Teknolojik hazırlık alanında, Türkiye’nin en iyi olduğu konunun “şirketlerin teknoloji kullanımı” olduğu görülmektedir. Bu da şirketlerin teknolojiye bütünleşmiş ve adapte olma konusunda yatırım yaptığını ve belirgin bir engelle karşılaşmadıklarını göstermektedir. Diğer alt gösterge endeksleri incelendiğinde, nüfusun geneline oranla internet erişimi konusunda genel kanının aksine, Türkiye’nin dünya çapında önde gelen ülkelerden olmadığı görülmektedir. Tablo 3.2’de WEF’in yayınladığı son altı senenin Küresel Rekabet Raporlarındaki Teknolojik Hazırlık Endeksindeki tüm alt göstergelere göre Türkiye’nin sıralaması yer almaktadır.

Tablo 3.2 WEF’in Küresel Rekabet Raporunda Yıllara Göre Türkiye’nin Teknolojik Hazırlık Endeksi Alt Göstergelerinin Sıralaması

Alt Gösterge Endeksi 2011 2012 2013 2014 2015 2016

En Son Teknolojilerin Varlığı 48 52 45 44 45 55

Şirketlerin Teknoloji Kullanımı 51 44 39 37 37 36 Yabancı Yatırım ve Teknoloji Transferi 64 71 65 47 28 52

İnternet Kullanan Birey Oranı 65 64 69 73 72 67

Sabit Geniş Bant İnternet Aboneliği 54 53 57 60 59 61 Uluslararası İnternet Bağlantı Kapasitesi 46 58 41 44 40 62 Mobil Geniş Bant İnternet Aboneliği -- -- 73 73 62 69

Ülke Sayısı 139 142 144 148 144 140

Kaynak: Schwab, K. (Ed.). (2016). The Global Competitiveness Report 2015-2016. Geneva: WEF. p.351.

İnovasyon Endeksi, özellikle bilgi birikiminin sınırına dayanmış ve harici teknolojilere adapte olmanın değer yaratma olasılığının düşük olduğu ülkeler için önem kazanmaktadır. Bu tip ekonomiler, rekabette öne çıkmak için en iyi ürünleri ve süreçleri geliştirmek durumundadır. Bunun sağlanabilmesi için hem kamu hem de özel sektörün destekleyici olması önemlidir. Yani özellikle özel sektör Ar-Ge yatırımları yeterli seviyede olmalı ve yüksek kalitede bilimsel araştırma enstitüleri var olmalıdır.

Endüstri ve üniversiteler arasında etkin işbirliği anlaşmaları yapılmalıdır. Fikri mülkiyetin korunması da ayrıca gereklidir. Türkiye, 2015-2016 yılına ait raporda inovasyon endeksinde 60. sırada yer almaktadır. İnovasyon alanında Türkiye’nin, “gelişmiş teknoloji ürünlerine devlet yatırımı” konusunda iyi olduğu görülmektedir. Diğer yandan bilimsel araştırma enstitülerinin kalitesi ve özel sektör Ar-Ge harcamalarında kötü durumda yer almaktadır. Önceki yıllardaki endekslerle birlikte yorumladığında, kurumların Ar-Ge faaliyetlerine odaklanmak yerine, hazır teknolojiyi alıp kullanma yolunu tercih ettikleri açığa çıkmaktadır. Tablo 3.3’de WEF’in yayınladığı son altı senenin Küresel Rekabet Raporlarındaki İnovasyon Endeksinde tüm alt göstergelere göre Türkiye’nin sıralaması yer almaktadır.

Tablo 3.3 WEF’in Küresel Rekabet Raporunda Yıllara Göre Türkiye’nin İnovasyon Endeksi Alt Göstergelerinin Sıralaması

Alt Gösterge Endeksi 2011 2012 2013 2014 2015 2016

İnovasyon Kapasitesi 55 71 48 45 77 83

Bilimsel Araştırma Enstitülerinin Kalitesi 89 89 88 63 64 82

Özel Sektör Ar-Ge Harcamaları 62 62 56 68 89 79

Ar-Ge İçin Üniversite-Endüstri İşbirliği 82 74 70 52 61 61 Gelişmiş Teknoloji Ürünlerine Devlet Yatırımı 62 56 32 23 17 39 Bilim İnsanı ve Mühendis Varlığı 44 35 41 53 59 50 PTC Uluslararası Patent Başvurusu 70 69 42 41 42 42

Ülke Sayısı 139 142 144 148 144 140

Kaynak: Schwab, K. (Ed.). (2016). The Global Competitiveness Report 2015-2016. Geneva: WEF. p.351.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl yaptığı geniş kapsamlı bu Küresel Rekabet Raporları genel olarak incelendiğinde Türkiye’nin sıralaması rakiplerinin bir hayli gerisinde yer almaktadır. Artık, küresel ekonomide sadece şirketlerin rekabeti değil, ülkelerin de rekabeti söz konusudur. Türkiye’de günümüzde firmalar rekabetçiliği elde etmede düşük maliyet politikası veya yenilikçiliği ihraç eden inovasyon stratejileri uygulamaktadır. Ancak düşük maliyet stratejileri uygulayan firmaların kâr oranları da düşük kalmakta dolayısıyla uzun süre ekonomik anlamda hayatta kalma mücadelesini de kaybetmektedirler.

Türkiye’de kurumlar dünyanın her yerinde olduğu gibi uzun dönemde varlıklarını devam ettirmeleri ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü kazanmaları için rekabet temelli bir stratejiye sahip olmak zorundadırlar. Rekabetçi güç elde etmek için ise hem yenilikçi hem de verimli olmak gerekmektedir. Doğal olarak rekabetçilik ile inovasyon arasında doğrudan ve çift yönlü bir ilişki bulunur. Nitekim inovasyon hem girişimcilerin, hem de ülkelerin rekabetçilik gücünü belirler. Bunu erken keşfeden şirketler ve ülkeler, inovasyonun rekabeti artırıcı ve destekleyici etkisi ile bu zorlu yarışta önlerde yer alırlar (MÜSİAD, 2012).