• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Yükseköğretim Kurumlarında Akademik Personel ve Yükselmesi

2.6. Türkiye’de Kadro-Kariyer Sistemi ve Yükselmeye Etkileri

2.6.2. Türkiye’de Yükseköğretim Kurumlarında Akademik Personel ve Yükselmesi

Osmanlı Devletinde adli ve akademik alanlar birbiri içine girdiğinden adli- akademik işlevlerin üst yönetim makamı devletin ilk yıllarında kazaskerlik, sonrasında ise dini değerlerin ağırlığı dolayısıyla şeyhülislamlık makamı olarak belirmiştir. Öğretim üyeliği kadrosu ilmiye sınıfına mensup müderrislere verilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise adli ve akademik alanlar 1924 yılında 431 sayılı Halifeliğin Kaldırılması, 430 sayılı Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi ve Şeriye ve Evkaf Vekâletinin kaldırılmasıyla yeni yönetsel rejime uygun hale getirilmiştir (Güler, 2010: 218-221).

Türkiye’de yükseköğretim sistemini düzenleyen ilk köklü değişim yasası 1933 yılında gerçekleştirilmiştir. 1933 yılında 2252 sayılı yasayla İstanbul Darülfünunu kapatılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. 1946 yılında 4936 sayılı Üniversiteler Kanunuyla üniversitelerin yapısal bütünlük içine alınması öngörülmüştür (Baskan, 2001: 25-26). 1933 yılında kurulan üniversitenin makam ve unvan yapısının özerk olmasına karşı rektör ve dekan atamaları Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkisine verilmişti. 1946 yılındaki Yasa ise Bakanlığın üniversiteleri denetleme yetkisini Üniversitelerarası Kurul (UAK) eliyle gerçekleştirilmesini öngörmüştür. Akademik yönetimde MEB’in rolünün daraltılması ise 1960 yılında çıkarılan 115 sayılı Kanunla gerçekleştirilmiştir. 1961 Anayasası ile üniversiteler ve Bakanlığın ilişkisi kesilerek, üniversitelerin bilimsel ve yönetsel özerkliğini UAK’a bırakılmıştır. 1971

anayasa değişikliği ile üniversitelerin özerkliğinin kalkacağı ifade edilmiştir. 1973 yılında çıkarılan 1750 sayılı Kanun ile üniversiteler, MEB, başbakanlık ve kurul tarafından yönetsel denetime açılmıştır. 1981 yılı 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile MEB denetimi tümüyle kaldırılmıştır. 1982 Anayasası ile ülke genelindeki yükseköğretim kurumları üniversitelerin çevresinde toparlanmış ve bunların genel yönetim ve denetim yetkisi Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) verilmiştir. Yükseköğretim Kanunu çerçevesinde üniversiteler, bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlar olarak tanımlanmıştır (Güler, 2010: 229-236). Günümüzde Türkiye’de yükseköğretim kurumlarının teşkilat, işleyiş, görev, yetki ve sorumluluklarının belirlendiği 06.11.1981 tarih 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile yükseköğretimde personele dair düzenlemelerin yapıldığı 13.10.1983 tarih 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu hükümleri kullanılmaktadır.

2547 sayılı Kanunun 3. maddesi d bendine bakıldığında üniversite, “bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur”.

Üniversite içinde yer alan fakülte, yüksekokul, enstitü, konservatuar, meslek yüksekokulu, araştırma merkezleri gibi her bir birimin üst düzey idari yöneticisi bulunmaktadır. Rektör başta olmak üzere bu yöneticiler ve yönetici yardımcıları öğretim üyeleri arasından seçilmektedir. 2547 sayılı Kanunun 3. maddesi m bendinde öğretim üyelerinin yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentten oluştuğu belirtilmiştir.

Yükseköğretim kurumlarında istihdam edilen akademik personelin (araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doçent) öncelikli hedefi akademik kariyerlerini tamamlamaktır. Ancak öğretim üyelerinin üst düzey idari pozisyonlara ya da üst düzey idari pozisyon yardımcılığına geldiği/getirildiği görülmektedir. Çalışmanın amacı dışında kaldığı için yükseköğretim birimlerinde istihdam edilen ve akademik açıdan (doktora, doçentlik, profesörlük gibi) ilerlemesi gereken/beklenen öğretim elemanlarının bu süreçte yaşadığı görünmez bariyerler ele alınmamıştır.

Yükseköğretim kurumlarına Devlet üniversitelerinde rektör seçimleri 2547 sayılı Kanunun 13. maddesine göre, profesör akademik unvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı üzerine toplanacak öğretim üyeleri tarafından gizli oyla seçilen adaylar arasından Cumhurbaşkanınca atanmaktaydı. 2016 yılı 676

sayılı KHK ile üniversitelerin rektör seçimlerinde değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bu KHK’nın 85. maddesiyle 2547 sayılı Kanunun 13. maddesinin a fıkrasının birinci paragrafı değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre;

“Devlet üniversitelerinde rektör Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve Yükseköğretim Kurulu tarafından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmemesi halinde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı Devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör, mütevelli heyetinin Yükseköğretim Kuruluna teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır.”

Rektörlükte yaş haddi 67 iken rektör olarak atanmışlarda görev süresi bitinceye kadar yaş haddi aranmamaktadır. Rektör yardımcıları26

ise üniversitenin aylıklı profesörleri arasından, rektör tarafından kendi rektörlük süresiyle sınırlı olmak üzere seçilir.

Üniversitelerin fakülte birim yöneticisi olan dekanlar için 2547 sayılı Kanunun 16. maddesine göre, rektörün önerisi üzerine üniversite içinden veya dışından YÖK’e önerilen üç profesör arasından Yükseköğretim Kurulunca üç yıl süreyle seçilir ve normal usul ile atanır. Dekan yardımcıları ise fakültenin aylıklı öğretim üyeleri arasından dekan tarafından üç yıllığına atanır.

Enstitü müdürleri ise 2547 sayılı Kanun 19. maddesine ve yüksekokul müdürleri 20. maddesine göre, rektörlüğe bağlı enstitülerde doğrudan rektör tarafından, diğerlerinde ise ilgili fakülte dekanının önerisi üzerine yine rektör tarafından üç yıl için atanır.

2547 sayılı Kanun çerçevesinde dile getirilen personel yetki, hak ve sorumlulukları 18.02.1982 tarih 17609 sayılı Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği’nde daha ayrıntılı olarak dile getirilmiştir. Çalışma açısından önem arz eden noktalar her ikisinde de aynı olduğundan tekrar edilmemiştir.

1999 yılında Bakanlar Kurulunda kabul edilen Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik kapsamında belirli hizmetlere ulaşılması hizmet içi eğitime ve sınav koşuluna bağlanmışken üniversitelerdeki öğretim elemanları Yönetmeliğin etkili olduğu alanın dışında bırakılmıştır (Aslan, 2012: 498).

26

2547 sayılı Kanunun 13. maddesinde yer alan rektör yardımcıların görev süreleri ile ilişkili “beş yıl için” ibaresi 20.08.2016 tarih 6745 sayılı Kanunun 14. maddesiyle kaldırılmıştır.