• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: SOSYAL DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ: SOSYAL DEVLETTEN

1.2. Sosyal Belediyecilik

1.2.4. Türkiye’de Sosyal Belediyecilik

1.2.4.2. Türkiye’de Sosyal Belediyeciliğin Hukuki Çerçevesi

Türkiye’de sosyal belediyeciliğin hukuki çerçevesini çizebilmek için 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel

İdaresi Kanunu’nu incelemek gerekmektedir.

1.2.4.2.1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nda Sosyal Belediyecilik

5393 sayılı Belediye Kanunu belediyeyi “belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki

ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini ifade eder” (md. 3/a) şeklinde tanımlamaktadır.

Gerek Osmanlı Devleti döneminde uygulanan belediye yönetim modellerinde, gerekse de 1580 sayılı Belediye Kanunu’nda olduğu üzere, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda da belediye yönetimi “belediye meclisi”, “belediye encümeni” ve “belediye başkanı” olmak üzere üç organdan oluşmaktadır (Öner, 2006: 102). Bu organların görevleri yasada detaylı bir şekilde sayılmıştır.

9 Kamu Yönetimi Reformu çerçevesinde Belediye Kanunu 2004 yılında “5212 sayılı Belediye Kanunu” olarak çıkarılmış, fakat şekil yönüyle iptal edildiği için hemen hemen aynı şekilde 2005’te yayınlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda vücut bulmuştur.

Belediyenin organlarından en yüksek görüşme ve karar organı olan Belediye Meclisi ile belediyenin karar organlarından ikincisi olup danışma organı niteliği de taşıyan belediye encümeninin görevleri incelendiğinde sosyal politika ve sosyal hizmetlere ilişkin herhangi bir görev tanımlaması yapılmadığı görülmektedir. Fakat bu organlar, karar organı olma niteliği taşıdıkları için özellikle belediye meclislerinin sosyal yardım ve hizmet programlarının planlanmasında ve uygulanmasında önemli rolleri bulunmaktadır. Ayrıca belediye teşkilatının yürütme organı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olan belediye başkanının, belde halkının huzur,

esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak (md. 40/f) ile bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak ve özürlülere yönelik hizmetleri yürütmek ve özürlüler merkezini oluşturmak (md. 40/g) şeklindeki sosyal politika içerikli

görevlerle donatıldığı dikkat çekmektedir.

Nasıl ki Anayasa’nın 65. maddesinde devletin, sosyal ve ekonomik alanlardaki görevlerini mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği hükmü varsa, buna benzer şekilde Belediye Kanunu’nda da belediyelerin hizmetleri yerine getirmek için öncelikle mali durumlarını dikkate alacakları hüküm altına alınmıştır (Öner, 2006: 80). 5393 sayılı Belediye Kanunu, bütünüyle incelendiğinde değişik maddelerde sosyal politika ve sosyal hizmetlerle ilgili görevlere atıflar yapıldığı görülmektedir. Bu görevleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

• Hemşehrilerin, belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Fakat belediye, yardımları insan onurunu zedelemeyecek koşullarda sunmak zorundadır (md. 13/1).

• Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması konusunda gerekli çalışmaları yapmakla görevlidir. Bu çalışmalarda üniversitelerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin katılımını sağlayacak önlemler almak durumundadır (md. 13/3).

• Belediyeler (mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla), sosyal hizmet, sosyal yardım, meslek ve beceri kazandırmaya yönelik faaliyetleri yapmak veya yaptırmakla görevlidirler (md. 14/a).

• Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000’i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açarlar (md. 14/a).

• Belediyeler (mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla), sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilirler (md. 14/ b).

• Belediyeler (mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla), gıda bankacılığı yapabilirler (md. 14/b).

• Belediyeler hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulamak durumundadırlar (md. 14).

• İl sınırları içinde büyükşehir belediyeleri, belediye ve mücavir alan sınırları içinde il belediyeleri ile nüfusu 10.000'i geçen belediyeler, meclis kararıyla; sağlık, eğitim, sosyal hizmeti geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığının onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak kaydıyla arsa tahsis edebilirler (md. 15).

• Belediyeler, dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar konusunda bütçeye ödenek koyabilir ve harcama yapabilirler (md. 60/i).

• Belediyeler; dar gelirli kişiler ile afete maruz kalanlara arsa tahsisi yapabilirler (md. 69/3).

• Belediyeler; sağlık, eğitim, çevre, sosyal hizmet ve sosyal yardım hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygulamakla görevlidirler (md. 77/1).

1.2.4.2.2. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda Sosyal Belediyecilik

1982 Anayasası’nda “kanun büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir (md. 127/3)” hükmü ile büyükşehir belediyelerinin kurulmasına yönelik dolaylı bir düzenleme yapılmıştır (Tortop ve diğ., 2006: 215; Derdiman, 2005: 69). Buna bağlı olarak 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi

Hakkında Kanun çıkarılmıştır. 3030 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile yeni bir yapılanma ortaya çıkmış ve bu yapılanmayı açıklamak için “normal belediye” ve “büyükşehir belediyesi” kavramları kullanılmaya başlanmıştır.10

1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile üç ilde kurulan büyükşehir belediyelerinin sayısı 2000 yılında onaltıya yükselmiştir11 (Toprak, 2006: 205).

20 yıl boyunca geçerliliğini korumuş olan 1984 tarihli 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun, Kamu Yönetimi Reformu çerçevesinde 10 Temmuz 2004 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Tıpkı normal belediyeler gibi büyükşehir belediyeleri de “büyükşehir belediye meclisi”, “büyükşehir belediye encümeni” ve “büyükşehir belediye başkanı” olmak üzere üç organdan oluşmaktadır.

Büyükşehir belediyesinin karar alma organı olan büyükşehir belediye meclisinin görev ve yetkileri yasada tek bir madde altında yer almamış, bir anlamda kanuna serpiştirilmiş, genel olarak da 5393 sayılı Belediye Yasası’na atıfta bulunulmuştur (Öner, 2006: 327).

Büyükşehir belediyesinin yürütme ve danışma organı olan büyükşehir belediye encümeninin görev ve yetkileri ile ilgili yasada bir düzenleme yapılmamıştır. Bu bağlamda büyükşehir belediye encümeninin, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun belediye encümeninin görevlerine ilişkin 34. maddesinde sayılan görev ve yetkileri kullanacağını söylemek mümkündür (Öner, 2006: 356). Bu anlamda büyükşehir belediye meclisine ve encümenine sosyal politika ve sosyal hizmetler ile ilgili doğrudan bir görev yüklenmediği görülmekte, ancak bu organların karar organı olma niteliği taşıdıkları için, özellikle büyükşehir belediye meclislerinin sosyal yardım ve hizmet programlarının planlanmasında ve uygulanmasında önemli roller üstlendikleri bilinmektedir.

10 Literatürde 1580 sayılı Belediye Kanunu’na tabi olan belediyeler normal belediye, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na tabi olan belediyeler ise büyükşehir belediyesi olarak ifade edilmeye başlanmıştır (Öner, 2006: 259).

11 Şu an Türkiye’de bulunan büyükşehir belediyeleri şunlardır: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Konya, Gaziantep, Kayseri, Samsun, Diyarbakır, Erzurum, Kocaeli, Eskişehir, Mersin, Antalya, Sakarya.

Büyükşehir belediyesinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olan büyükşehir belediye başkanının görev ve yetkilerinin sayıldığı 18. maddede “bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülerle ilgili faaliyetlere destek olmak üzere özürlü merkezleri oluşturmak” şeklindeki düzenleme ile büyükşehir belediye başkanına sosyal nitelikli görevlerde sorumluluk yüklemektedir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Ek 1. maddesine dayanılarak hazırlanan 16.08.2006 tarihli Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliği ile özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, bakım, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetlerini vermek amacıyla büyükşehir belediyelerinde oluşturulmuş özürlü hizmet birimlerine ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Yönetmelik Üçüncü Bölüm’de Türkiye’de evde bakım hizmetlerinin hukuki çerçevesi çatısı altında inceleneceğinden burada ayrıntıya girilmeyecektir.

1.2.4.2.3. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nda Sosyal Belediyecilik

04.03.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’na göre il özel idaresi, il

halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini (md. 3/a) ifade etmektedir.

İl Özel İdarelerinin görevleri, il sınırları içindeki görevleri ve belediye sınırları dışındaki görevleri olmak üzere ikili bir ayırıma tabi tutulmaktadır. Buna göre il özel idareleri mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla (md. 6),

a) İl sınırları içinde: sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin çevre düzeni plânı,

bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin hizmetler ile

b) Belediye sınırları dışında: imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil

yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri yapmakla görevli ve yetkili kılınmıştır.

Yasada, belediyelere olduğu gibi il özel idarelerine de sosyal hizmetler ve yardımlara ilişkin görevler verildiği görülmektedir. Ayrıca “dar gelirli, yoksul, muhtaç ve

kimsesizlere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar” (md. 43/h) il özel idaresinin

giderleri arasında sayılmış ve “bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği

kullanma” (md. 30/n) yetkisi de valiye verilmiştir.

Belediyelerin sosyal nitelikli görevlerinden farklı olarak il özel idareleri, il sınırları içinde sosyal hizmet ve sosyal yardımlar yapma görevine ek olarak yoksullara mikro kredi verilmesi yönünde farklı ve yeni bir görevle donatılmış bulunmaktadırlar. Eryılmaz’a göre (2007: 82), özellikle meslek ve beceri kazandırma programları ile mikro kredi yöntemi, eğer iyi uygulanırlarsa, yoksullukla mücadele, istihdamı geliştirme ve yerel kalkınma açısından önemli açılımlar sağlayabilme potansiyeline sahip bulunmaktadırlar.