• Sonuç bulunamadı

2.1. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ)

2.1.1. KOBİ Tanımları

2.1.1.4. Türkiye’de KOBİ Tanımları

Türkiye’de çeşitli kurumlar tarafından kullanılan KOBİ tanımları genel olarak sektörler bazında; personel sayısı, ciro, yatırım tutarı vb. sayısal ölçütler ile sınırlamalar

getirilerek yapılmıştır. Kurumların farklı tanımlar yaparak KOBİ tanımlamasına gitmesi, farklı değerlendirmelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur (Kalkan, 2010: 5).

KOBİ tanımlamasında genellikle kullanılan istihdam edilen personel sayısı önemli bir ölçüt olmakla birlikte, yeterli olmadığı, işletme büyüklüklerinin sınırlarını daha da netleştirmek için diğer ölçütlere de (sermaye, satış hâsılatı gibi) ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Faaliyet gösteren işkoluyla ilgili olarak veya o ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına bağlı olarak bazı ölçütler, işletmelerin sınıflandırılmaları itibariyle diğerlerinin önüne geçebilmektedir. Tarım sektöründe işgücü önemli bir faktörken, teknolojiden azami düzeyde istifade edilen alanlarda (sermaye yoğun) işgücünün ne kadar az yer tuttuğu açıktır. İşgücü sermaye gibi farklı üretim faktörlerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı farklı iş alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin birlikte değerlendirilmesinin gerektiği durumlarda, istihdam edilen personel sayısı yanında, sermaye ve satış hâsılatı gibi ölçütleri de kullanarak, işletme büyüklüğünü belirlenebilir (Tutar ve Küçük, 2003: 196).

Yasal tanımlama yapılmadan önce, birçok kurum ve kuruluş tarafından değişik KOBİ tanımları yapılmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tanımına göre; 1-50 işçi çalıştıran imalat sanayi işletmeleri küçük sanayi, 51-150 işçi çalıştıran imalat sanayi işletmeleri orta ölçekli sanayi işletmeleridir (Altuğ, 2005: 14).

Türkiye İstatistik Kurumunun ( TÜİK ) tanımına göre; 1-49 kişi istihdam eden iş yerleri küçük ölçekli, 50-99 işçi istihdam eden işyerleri ise orta ölçekli işyerleridir (Altuğ, 2005: 14).

Hazine Müsteşarlığı’nın tanımına göre, “imalat sanayinde faaliyette bulunan ve yasal defter kayıtlarında arsa ve bina hariç net sabit yatırım tutarı 400.000 TL’yi aşmayan, 1 ile 9 arasında işçi çalıştıran işletmeler çok küçük ölçekli, 10-49 arasında işçi çalıştıran işletmeler küçük ölçekli, 50-250 arasında işçi çalıştıran işletmeler orta ölçekli KOBİ niteliğindedir” (Moray, 2010: 9).

Halk Bankası; esnaf ve sanatkârların finansman gereksinimlerine katkıda bulunmak için kurulmuş olan “Halk Bankası teşvik belgeli, KOBİ’leri”, 1-150 arası iş gören sayısı ve 100 Milyar TL’yi aşmayan sabit yatırım tutarı ile tanımlarken, 1-250 arası iş gören ile toplam makine ve ekipmanlarının kayıtlı net değeri de 400 Milyar TL’yi aşmayanları normal KOBİ olarak tanımlamaktadır (Küçükyılmazlar, 2004: 48).

“Eximbank, KOBİ’leri ihracat kredilerinde, işyerinde 1-150 arası personel istihdam eden sanayi işletmeleri, destek kredilerinin de ise en çok 100 personel istihdam eden ve gerçek usule göre defter tutan işletmeler olarak tanımlamaktadır” (Moray, 2010: 9).

Dış Ticaret Müsteşarlığı tanımına göre, imalat sanayinde faaliyet gösteren, 1- 200 işçi çalıştıran, gerçek usulde defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilânço net değeri itibariyle 2 milyon ABD doları karşılığı YTL’yi aşmayan işletmeler, KOBİ olarak tanımlanmaktadır (Web: http://www.kobifinans.com.tr/tr/bilgi_merkezi /02020503/9792 adresinden 01 Temmuz 2012‘de alınmıştır).

Türkiye’de KOBİ’lerin somut olarak tanımlanmasına ilişkin kanun 08.01.1985 tarihli ve 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun’dur. Bu kanuna yeni tanımla ilgili ek madde 12.04.2005 tarihinde 5331 sayılı Kanun’la eklenmiştir. Buna göre ilgili açıklama: “Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin tanımlanmasına, niteliklerine, sınıflandırılmasına ve uygulamalarına ilişkin esaslar; net satış hasılatları, malî bilanço tutarları ve çalışan sayıları dikkate alınarak Bakanlıkça hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler kısaca "KOBİ" olarak adlandırılır” şeklindedir (Resmî Gazete, 16 Nisan 2005, 25788, 5331 sayılı Kanun, Md. 1).

Bu kanundaki tanımlama 20.04.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun’da da esas alınmıştır (Resmî Gazete, 20 Nisan 1990, 20498, 3624 sayılı Kanun, Md. 2).

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik’ in yürürlüğe konulması; Sanayi ve Ticaret

Bakanlığı’nın 28.7.2005 tarihli ve 5674 sayılı yazısı üzerine, 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 1. maddesine göre 18.11.2005 tarihinde yayınlanan 18.05.2006’da yürürlüğe giren yönetmelik; küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ile bu işletmelerin tanımlarına, niteliklerine ve sınıflandırılmasına ilişkin uygulama usul ve esaslarının belirlenmesini kapsamaktadır (Özen, 2011: 6-7).

Tanımlamada temel olarak üç ölçüt esas alınmıştır. Söz konusu firmanın çalıştırdığı personel sayısı, yıllık net satış hasılatı veya bilânço değerleri ve bağımsızlık ölçütleridir.

Bu yönetmelikte yapılan tanıma göre, (Bkz. Tablo 2) küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ): “250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu 25 milyon Türk Lirası’nı aşmayan ve bu Yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca "KOBİ" olarak adlandırılan ekonomik birimlerdir” şeklindedir (Resmî Gazete, 18 Kasım 2005, 25997, 2005/9617 sayılı Yönetmelik, Md. 5).

Tablo 2

Türkiye’de KOBİ Tanımı

KOBİ Çalışan sayısı Net satış hasılatı veya

mali bilanço (TL) Bağımsızlık

Mikro işletme 1-9 ≤ 1,000,000

Başka işletme hissesi % 25’i geçmeyecek Küçük ölçekli

işletme 10-49 ≤ 5,000,000

Orta büyüklükte

işletme 50-249 ≤ 25,000,000

(Resmî Gazete, 18 Kasım 2005, 25997, 2005/9617 sayılı Yönetmelik, Md. 5).

İşletmeler, diğer işletmeler ile olan sermaye ve oy hakkı ilişkilerine göre ortaklık yapıları açısından incelenerek yönetimdeki hâkim etki ve ortaklık payları açısından; bağımsız işletme, ortak işletme ve bağlı işletme olarak sınıflandırılmaktadır. Bir

işletme; (Resmî Gazete, 18 Kasım 2005, 25997, 2005/9617 sayılı Yönetmelik, Md. 7,8,9).

• Başka bir işletmenin % 25 veya daha fazlasına sahip değilse,

• Herhangi bir tüzel kişi veya kamu kurum ve kuruluşu veya birkaç bağlı işletme tek basına veya müştereken bu işletmenin % 25 veya daha fazla hissesine sahip değilse,

• Konsolide (pekiştirilmiş) edilmiş hesaplar düzenlemiyorsa ve konsolide hesaplar düzenleyen başka bir işletmenin hesaplarında yer almıyorsa ve bu nedenle bağlı bir işletme değilse bağımsız işletme olarak kabul edilir.

• Bir işletmenin tek başına veya bağlı işletmeleriyle birlikte hâkim etki yaratmayacak şekilde, başka bir işletmenin oy hakları veya sermayesinin % 25'inden fazlasına ve % 50'sinden azına sahip olması veya kendisinin oy hakları veya sermayesinin % 25'inden fazlasına ve % 50'sinden azına başka bir işletmenin hâkim etki yaratmayacak şekilde sahip olması durumunda ortak işletme sayılır. Yönetmelikte belirtilen % 25 üzerindeki pay sahipliği oranı (Resmî Gazete, 18 Kasım 2005, 25997, 2005/9617 sayılı Yönetmelik, Md. 9);

• Kamu yatırım şirketleri, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ve bir işletmedeki toplam yatırımları iki milyon TL’yi asmamak şartıyla kendi fonlarını borsaya kote (borsanın izniyle halka arz edilecek hisse senetlerinin, borsaya kaydedilmesidir) ( Web: http://www.uludagsozluk.com/k/kote-etmek/ adresinden 11 Kasım 2012’de alınmıştır) edilmemiş işletmelere yatıran ve düzenli olarak risk sermayesi yatırımlarında bulunan gerçek kişiler ve kişi grupları,

• Üniversiteler, üniversitelerin kurduğu vakıflar ve kar amacı gütmeyen araştırma merkezleri,

• Bölgesel kalkınma fonları da dâhil kurumsal yatırımcılar,

• Yıllık bütçesi on sekiz milyon TL’den az olan ve nüfusu beş binden az olan yerlerdeki; belde belediyeleri dâhil belediyeler ve köy tüzel kişilikler tarafından açılmış olsa dahi bağımsız işletme olarak sayılacaktır.

Bir işletme;

• Başka bir işletmenin sermaye veya oy haklarının çoğunluğuna sahip olma, • Başka bir işletmenin yönetim, yürütme veya denetim kurulu üyelerinin çoğunluğunu atama veya azletme yetkisine sahip olma,

• Başka bir işletmenin hissedarı veya ortağı olup, bu işletmenin diğer hissedarları veya ortaklarıyla yaptığı anlaşma ile bunların oy haklarının çoğunluğunu tek basına kontrol etme hakkına sahip olma, şartlarından en az birini taşıması halinde bağlı işletme sayılır.

Bir işletmenin, sermayesinin veya oy haklarının % 25'inden fazlasının doğrudan veya dolaylı olarak, müştereken veya tek başına bir veya birden fazla kamu kurum veya kurulusunun kontrolünde olması durumunda işletmenin KOBİ olarak sayılmayacağı

belirtilmiştir (Resmî Gazete, 18 Kasım 2005, 25997, 2005/9617 sayılı Yönetmelik, Md.

11).

Bağımsızlık ölçütünden kasıt, bir firmanın sermayesi ve hissesinin %25’ten fazlasının bir büyük sermaye grubuna ait olmamasıdır. Yani, ancak hisse payı içinde büyük sermayenin payı %25´ten az olan firmalar KOBİ kategorisine girebilirler (Web: http://www.kobitek.com/kobi_nedir adresinden 02 Temmuz 2012’de alınmıştır).

Bakanlar Kurulu tarafından 19.10.2005 tarihinde alınan ve 18.11.2005 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile tüm kurum ve kuruluşların uygulamalarında esas alınmasını sağlamak üzere oluşturulan tanım üzerinden hareket edilmesi amaçlanmıştır. Yapılan tanım Avrupa Birliği (AB) tanımının ülkemize uyumlaştırılmış hali olarak nitelendirilmektedir (Kalkan, 2010: 5).

Yönetmeliğin amacı, KOBİ’lerin tanımının belirlenmesi ve bu tanımın tüm kurum ve kuruluşların uygulamalarında esas alınmasının sağlanmasıdır. Yönetmelikle birlikte KOBİ’lerin fonlardan yararlanmak için yapacakları başvurularda dolduracakları model beyannameler ve başvuru formları da AB uygulamalarına uyumlu olarak hazırlanmıştır. Böylece AB sürecinde KOBİ’ler alanının öncelikleri arasında yer alan KOBİ tanımının AB tanımı ile uyumlaştırılması yükümlülüğü gerçekleşmiş bulunmaktadır (DPT, KSEP 2007-2009: 21).

KOBİ’lere ilişkin tüm uygulamalarda AB’ye uyumlu bir tanımın kullanılması amacıyla gerekli yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesine yönelik olarak yukarıda belirtilen çalışmalar gerçekleştirilmiştir (DPT, KSEP 2007-2009: 21). AB ile Türkiye’de yapılan KOBİ tanımlarındaki yıllık net satış hasılatı ve yıllık mali bilanço değeri tutarları arasında hem para birimi hem de tutarlar açısından farklılıklar bulunmaktadır (Özen, 2011: 8).

AB’deki KOBİ tanımı ile Türkiye’deki KOBİ tanımını karşılaştırdığımızda (Bkz. Tablo 3); çalışan sayısı açısından bir farklılık bulunmamaktadır ancak, yıllık net satış hasılatı ve bilanço değeri için belirlenen üst sınırlar, Türkiye’de TL üzerinden sırasıyla mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerde 1, 5 ve 25 milyon TL iken, AB’de € üzerinden; 2, 10 ve 50-43 milyon € şeklindedir. Para birimleri birbirine dönüştürüldüğünde dört kat civarında bir farklılık olduğu görülebilmektedir.

Tablo 3

AB KOBİ Tanımı ve Türkiye’ deki KOBİ Tanımı Karşılaştırması

Tanım kriteri Mikro işletme işletmeler Küçük Orta ölçekli işletmeler

AB

Çalışan

Sayısı 0-9 10-49 50-249

Yıllık Net Satış

Hasılatı ≤2 Milyon € ≤10 Milyon € ≤50 Milyon € Yıllık Mali

Bilançosu ≤2 Milyon € ≤10 Milyon € ≤43 Milyon €

TÜRK İYE Çalışan Sayısı 0–9 10–49 50–249 Yıllık Net Satış Hasılatı ≤1 Milyon TL (450,000 €) ≤5 Milyon TL (2.250,000 €) ≤25 Milyon TL (11,350,000 €) Yıllık Mali

Bilançosu ≤1 Milyon TL (450,000 €) ≤5 Milyon TL (2.250,000 €)

≤25 Milyon TL (11,350,000 €)

* 1 € yaklaşık olarak 2,2 TL varsayılarak yaklaşık değerler verilmiştir. (DPT, KSEP 2007-2009: 22).

Yakın zamanda, 13 Ocak 2011’de kabul edilip, 14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak ilk bölümü 01.07.2012’de yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda 1522. maddede: “Küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri tanımlayan ölçütler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun görüşleri alınarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik, Resmî Gazetede yayımlanır. Bu ölçütler, bu Kanunun ticarî defterler ile finansal tablolara ve raporlamaya ilişkin olanlar başta olmak üzere, ilgili tüm hükümlerine uygulanır” denilmiştir. Hali hazırda 2005 tarihli Yönetmelik uygulanmaktadır fakat yakında yönetmelikteki tanımın güncelleneceği ve özellikle yıllık net satış hasılatı ve mali bilanço değeri ile ilgili sınırların değiştirileceği düşünülmektedir.

KOBİ’leri tanımlarken; işletmede istihdam edilen personel sayısı, işgücünün toplam iş zamanı fonu (çalışma süresi), ücret toplamı veya işgücü maliyeti toplamı, sabit varlıkların değeri, makine sayısı, makine parkı değeri, belirli bir süre içinde harcanan enerji miktarı, enerji maliyeti, makinelerin iş zamanı fonu, kullanılan malzeme

miktarı, malzeme maliyeti, toplam çevirici güç, toplam sermaye, öz sermaye, çalışma sermayesi, sipariş sayısı, sipariş tutarı, işletme kapasitesi, kapasite kulanım derecesi, satış tutarı, kar hacmi, ödenen vergi tutarı, piyasa payı, ihracat satış tutarı, piyasa payı, ithalat satış tutarı oranı gibi (Müftüoğlu, 1997: 31) ölçütlerin de dikkate alınması daha kapsamlı bir tanım elde edilmesini sağlayacaktır.

Durumu, rakamlardan bağımsız düşünerek, hatta rakamları yadsıyarak, biraz sübjektif olarak, yani düşünsel ve bir iç bakışıyla değerlendirirsek çok daha net bir KOBİ tanımına kavuşabiliriz. Bizce şöyle ki (Web: http://www.kobitek.com/kobi_nedir adresinden 02 Temmuz 2012’de alınmıştır):

Kısıtlı sermaye ve pazarlama olanaklarına rağmen, kendi çabasıyla ayakta duran, bu çabayla gerek kendi ülkesinin gerekse diğer ülkelerin piyasalarına mal ve hizmet üretip sunan,

Ülkede oluşabilecek herhangi bir ekonomik buhranda, ülkenin geniş kesimleri, yani işçi, memur, çalışanlarla birlikte yoğun olarak olumsuz etkilenen,

Büyük işletme ve firmalar, ekonomik sistemde oluşan bunalımlar sonucu yatırımlarını rahatlıkla transfer edip, siyasi sorunu ve ekonomik problemi olmayan ülkelere ve pazarlara kaydırabilirken, ekonomik olumsuzluğu finans darlığı, sermaye azlığı, kısıtlı kapasite ve pazar daralması nedeniyle olanca şiddetiyle hisseden,

Bunun sonucu ağır yaralar alabilen, iflas kelimesiyle yaşayan ama buna rağmen yine de üreten,

Ekonomik gelişme ve büyüme dönemlerinde ise sınırsız başarı hikayeleri yaratan,

“Toplam ve oransal olarak o ülke için büyük işletmelerden çok daha fazla katma değer yaratabilen tüm ticarî, sınai ve hizmet işletmeleri birer KOBİ´dir” diyebiliriz.

Türkiye’de 2005 yılına kadar KOBİ’ler ile ilgili çalışma yapan kuruluşların kendi bünyelerinde farklı KOBİ tanımları oluşturduğu ve belirledikleri kriterler üzerinden hareket ettikleri görülmektedir. Farklı tanımların olması yapılan devlet yardımlarının ve teşviklerin belirli bir standart sağlanamadan uygulamaya konması sonucunu doğurmaktaydı. 2005 yılında kabul edilen KOBİ tanımı ile birlikte işletmelerde tanım sorunu çözülmüş, uygulamada AB KOBİ tanımı baz alınarak ilgili tanımın ülkemize uyarlanmış sekli üzerinde mutabakata varılmıştır. İçinde bulunduğumuz coğrafya, AB’ye üyelik sürecimiz ve AB’ye uyum sürecinde gerçekleştirilmeye çalışılan değişiklikler göz önüne alındığında sayısal ölçütlerde değişikliğe giderek benzer bir tanımın kabul edilmiş olması anlaşılırdır. Bununla birlikte ekonomik kırılganlıkların arttığı dönemlerde sayısal ölçütlerde değişikliğe gidilmesi ve ölçütlerin güncellenmesinin doğru olacağı düşünülmektedir. ABD’de yıllık bazda kriterlerin belirlenmesi yoluyla oluşturulan tanım dikkate alınarak, ekonomik krizlerin sıklıkla yaşandığı ülkemizde de belirli periyotlarla kriterlerin güncellenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir (Kalkan, 2010: 8).