• Sonuç bulunamadı

2.1. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ)

2.1.6. Dünyada ve Türkiye’de KOBİ’ler

2.1.6.3. Türkiye’de KOBİ’ler

2.1.6.3.2. KOBİ’leri Desteklemeye ve Geliştirmeye

KOBİ’lerin öneminin benimsenmesiyle birlikte dünyanın birçok ülkesinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin korunması ve geliştirilmesi için bu kesimin gereksinimi olan finansal ve teknolojik destekler sağlanmaya başlanmıştır. Ülkemizde de KOBİ’lerin desteklenmesini amaçlayan programlar, 1980’li yıllardan itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Devlet öncülüğünde yapılan bu çalışmaların başlıcaları aşağıda verilmiştir.

2.1.6.3.2.1. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)

1990 yılında 3624 sayılı Kanun ile kurulmuş olan KOSGEB, bu tarihten günümüze kadar, sadece imalat sanayi KOBİ’lerine hizmet ve destekler vermiştir. Ancak, ülkemizde imalat sanayi sektörü dışındaki sektörlerin ekonomik katma değer üretme ve istihdam yaratma potansiyelinin artması ve imalat sanayi dışındaki sektörlerdeki KOBİ’lerden gelen talepler, KOSGEB’in hedef kitlesini tüm KOBİ’leri kapsayacak şekilde genişletmesi gerekliliğini gündeme getirmiştir (KOSGEB, KSEP 2011-2015: 20).

Bu doğrultuda “3624 sayılı KOSGEB Kuruluş Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5891 sayılı Kanun’un 5 Mayıs 2009 tarih ve 27219 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, hizmet ve ticaret sektörlerindeki KOBİ'ler de KOSGEB hedef kitlesine dâhil edilmiş ve KOSGEB ülkemizin KOBİ’lerden sorumlu ulusal kuruluşu niteliğine kavuşmuştur (KOSGEB, KSEP 2011- 2015: 20).

KOBİ’ler, KOSGEB’in resmî web sitesinden KOSGEB veri tabanına online kaydolarak KOSGEB’in kendilerine sağladığı her türlü olanaklardan faydalanabilirler (Web: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Default.aspx adresinden 21 Temmuz 2012‘de alınmıştır).

2.1.6.3.2.2. Dokuzuncu Kalkınma Planı

9. Kalkınma Planı kapsamında, KOBİ Özel İhtisas Komisyonu Raporu hazırlanmıştır. Raporda, KOBİ’lerle ilgili yapılması planlanan çalışmalar ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır.

9. Kalkınma Planı KOBİ Özel İhtisas Komisyonu Raporunda, “Ülkemizde giderek yükselen bilinç düzeyi ile KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal yaşamdaki önemi anlaşılırken, KOBİ politikaları anlamında da tecrübe ve bilgi birikimi oluşmaya başlamıştır. Önceleri çok dar kapsamlı olarak üzerinde durulan KOBİ’lerin geliştirilmesi ve desteklenmesi konusu, günümüzde ihtisas kuruluşları, meslek kuruluşları, bölgesel kalkınma kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının gündeminin ilk sırasına oturmuş bulunmaktadır. Ancak, KOBİ politikalarının istenilen veya olması gereken düzeyde olmadığı da tüm kesimler tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bu nedenle KOBİ Politikaları; KOBİ’lerin uluslararası rekabet gücünü artırmak için gerekli olan fiziki ve teknolojik altyapının oluşturulması, girdi maliyetlerinin rekabet edilebilir düzeye çekilmesi, finansman olanaklarının ve teknolojiye erişimlerinin iyileştirilmesi yoluyla uygun iş ortamının oluşturulması, KOBİ’lerin verimliliğinin ve katma değerinin artırılması ve uluslararası niteliklere uygun Ulusal KOBİ Destek ve İzleme Sisteminin oluşturulmasına yönelik olmalıdır”(9. Kalkınma Planı 2007-2013, KOBİ Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s:70) ifadesi yer almaktadır.

2.1.6.3.2.3. KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı (KSEP)

KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı (KSEP) ilk kez; 2003’te yayınlanan Katılım Ortaklığı Belgesi’nde KOBİ’lerle ilgili olarak yer alan “Avrupa Küçük İşletmeler Şartı ve İşletme ve Girişimcilik İçin Çok Yıllı Programla uyumlu bir ulusal KOBİ stratejisinin geliştirilmesi ve uygulanması” hükmü çerçevesinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, DPT, Hazine Müsteşarlığı, DTM, TÜİK, ABGS, KOSGEB, TOBB ve TESK’den oluşan “KOBİ Çalışma Grubu” tarafından hazırlanmıştır. Hazırlanan plan,

Yüksek Planlama Kurulunun 10 Kasım 2003 tarih ve 2003/57 sayılı kararı ile onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 16).

2011-2013 KSEP’in genel amacı, küçük işletme ihtiyaçlarına duyarlı iş ortamında, erişilebilirliği ve niteliği yüksek hizmet ve desteklerle KOBİ’lerin üretim, yatırım miktarı ile katma değerini arttırmak ve büyümelerini sağlamaktır (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 16).

2.1.6.3.2.4. Avrupa Birliği ilişkileri bakımından KOBİ’lere yönelik çalışmalar

Avrupa Birliğinde KOBİ’lerle ilgili olarak yürütülen birçok kapsamlı proje ve çalışma bulunmaktadır. Ülkemizde KOBİ’lere yönelik olarak yürütülen çalışmalar temelde aşağıda belirtilen üç çalışmaya paralel olarak planlanmakta ve sürdürülmektedir. Bu çalışmalar aşağıda sunulmuştur.

2.1.6.3.2.4.1. Avrupa Küçük İşletmeler Yasası

Avrupa Komisyonu KOBİ’lerin büyümesi için en uygun ortamı yaratmayı, AB tarafından oluşturulan tüm politikalarda KOBİ’lerin ihtiyaçlarını ön planda tutmayı amaçlayan “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası”nı (A Small Business Act for Europe - SBA) 25 Haziran 2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe koymuştur. Yasa, Komisyonun KOBİ’lerin AB ekonomisindeki merkezi rolünü kabul etmesi yönündeki siyasi iradesini yansıtmakta ve ilk defa AB için kapsamlı bir politika çerçevesi belirlemektedir. Avrupa Küçük İşletmeler Yasası 10 temel ilkeyi içermektedir (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 46):

1. Girişimcilerin ve aile işletmelerinin zenginleşeceği ve ödüllendirileceği bir iş ortamı yaratılması,

2. İflas tehdidiyle karşılaşan dürüst girişimcilere ikinci bir şans tanınması,

3. “Önce küçük olanı düşün” ilkesine uygun kurallar geliştirilmesi,

4. Kamu idaresinin KOBİ’lerin ihtiyaçlarına duyarlı hale getirilmesi,

5. Kamu politika araçlarının KOBİ ihtiyaçlarına uyumlaştırılması: KOBİ’lerin kamu alımlarına iştirakinin kolaylaştırılması ve devlet yardımı imkânlarının KOBİ’ler tarafından daha iyi kullanılmasının sağlanması,

6. KOBİ’lerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ve ticarî işlemlerde ödemelerin zamanında yapılmasını destekleyici bir yasal mevzuat ve iş ortamının sağlanması,

7. KOBİ’lerin Tek Pazar’ın sağladığı imkânlardan daha fazla yararlanmasının sağlanması,

8. KOBİ’lerin sahip olduğu becerilerin ve her türlü yenilik faaliyetinin geliştirilmesinin teşvik edilmesi,

9. KOBİ’lerin çevresel sorunları fırsata dönüştürmesine imkân sağlanması,

10. KOBİ’lerin büyüyen pazarlardan yararlanmasının desteklenmesi ve teşvik edilmesidir. Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nda belirlenmiş ilkelerle ilgili ilerlemeleri izlemekle sorumlu ulusal koordinatör kuruluş KOSGEB’dir. Türkiye, Doğu Balkan Ülkeleri ile birlikte “Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nın Uygulanması Projesi’nde de yer almaktadır.

2011-2013 KSEP kapsamında yürütülecek faaliyetlerin belirlenmesinde AB Küçük İşletmeler Yasası da dikkate alınmıştır. Planda yer alan 3.1 numaralı “İş ve yatırım ortamını etkileyen düzenlemelerde ve kamu hizmetlerinin sunumunda KOBİ ihtiyaçlarına duyarlılığın arttırılması” hedefi, Avrupa Küçük İşletmeler Yasası’nın ana

temalarından birini oluşturan “önce küçük olanı düşün” ilkesine uyum sağlanmasına ilişkin faaliyetleri içermektedir (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 46).

2.1.6.3.2.4.2. Avrupa İşletmeler Ağı

AB İşletmeler ve Girişimcilik Programı kapsamında ülkemizde toplam 9 adet Avrupa Bilgi Merkezi (ABM) ve Altıncı Çerçeve Programı kapsamında 2 adet Yenilik Aktarım Merkezi (IRC) kurulmuştu. AB Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı (Competitiveness and Innovation Framework Programme - CIP) ile bu merkezlerin görevi sona ererek geçmişte ABM ve IRC tarafından verilen hizmetler, 2008 Ocak’tan itibaren Avrupa İşletmeler Ağı Merkezleri tarafından verilmeye başlanmıştır (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 46).

Avrupa İşletmeler Ağı; işletmelere AB mevzuatı, politikaları, standartları, hibeleri, kredileri ve ihaleleri, yeni pazarlar ve ticarî işbirliği fırsatları, yeni teknolojilere erişim ve teknolojilerini geliştirme konusunda ücretsiz bilgi, danışmanlık ve iş desteği sağlayan bir oluşumdur. Avrupa Birliği Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı (CIP) alt bileşeni Girişimcilik ve Yenilik Programı (EIP) kapsamında Türkiye’de yedi Avrupa İşletmeler Ağı Merkezi kurulmuştur (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 46).

2.1.6.3.2.4.3. Lizbon Stratejisi ve yerini alan Avrupa 2020 Stratejisi

Küresel rekabetin yoğunlaştığı ve teknolojik değişimin hız kazandığı günümüz dünyasında AB, gerek ABD ve Japonya ile aralarındaki yenilikçilik ve Ar-Ge açığını kapatabilmek gerekse de bilgi tabanlı bir ekonomiye geçişi sağlayarak daha fazla sayıda ve daha kaliteli istihdam yaratabilmek için 2000 yılında Lizbon Stratejisini uygulamaya koydu. Lizbon Stratejisi, AB ekonomisinin 2010 yılına kadar dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi olmasını amaçlamaktaydı. 2010 yılına gelindiğinde AB’nin Lizbon Stratejisindeki hedeflere ulaşmakta yeterince ilerleme kaydedememiş olması nedeniyle Avrupa Komisyonu 3 Mart 2010 tarihinde, Lizbon Stratejisi’nin yerini alacak

olan “Avrupa 2020: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme İçin Avrupa Stratejisi” başlıklı yeni stratejiyi kabul etmiştir (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 44).

AB’nin genel ekonomi ve kalkınma politikasının ana hatlarını çizen Avrupa 2020’deki üç temel öncelik şu şekildedir (Akbaş ve Apar, 2010: 3):

• Akıllı Büyüme: Bilgi ve Yeniliğe dayalı bir ekonomi,

• Sürdürülebilir Büyüme: Daha verimli kaynak kullanan, yeşil ve rekabet edebilir bir ekonomi,

• Kapsayıcı Büyüme: Ekonomik, sosyal ve sınırsal anlamda bütünleşmeyi sağlayan yüksek istihdam ekonomisi.

AB 2020 stratejisinde yer alan yukarıdaki hususların pek çoğu 2011-2013 KSEP’in hedefleri ile de uyumludur (KOSGEB, KSEP 2011-2013: 44).

2.1.6.3.2.5. Basel I, II, III

Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları ve bankacılık denetim otoritelerinden yetkililerin katılımıyla oluşturulan Basel Bankacılık Denetim Komitesi, 1988 yılında farklı ülkelerde uygulanan sermaye yeterliliği hesaplama yöntemlerini birbirleriyle uyumlu hale getirmek ve bu konuda uluslararası platformda geçerli olacak asgari bir sektör standardı oluşturmak amacıyla Basel-I olarak adlandırılan Sermaye Yeterliliği Uzlaşısını yayımlamıştır. Söz konusu Uzlaşı, başta G-10 ülkeleri olmak üzere birçok ülke denetim otoritesince kabul görmüş olup, şu an itibarıyla 100’den fazla ülke, sermaye yeterliliği hesaplama yöntemlerini Basel-I’i temel alarak oluşturmuş durumdadır (BDDK, Basel II, 2005: 1). Basel I, 1989 yılında gerekli yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra ülkemizde de kabul edilmiş; üç yıllık bir geçiş süreciyle birlikte uygulamaya konulmuştur.

Basel Komitesi, finansal piyasalarda meydana gelen gelişmeleri ve Basel-I’in sermaye yeterliliği ölçümüne ilişkin eksikliklerini dikkate alarak Haziran 1999’da Yeni Basel Sermaye Yeterliliği Uzlaşısına (Basel-II) ilişkin ilk istişari metni (Consultative Paper-1) yayımlamıştır. Ardından 2001 yılı başında ikinci istişari metin (Consultative Paper -2), Nisan 2003’te ise üçüncü istişari metin (Consultative Paper -3) yayımlanmıştır. Söz konusu istişari metinler, gerek ülke denetim otoritelerinden gerekse bankalar ve diğer ilgili taraflardan alınan yorumlar çerçevesinde revize edilerek yenilenmiş ve Basel-II’ye ilişkin nihai metin Haziran 2004’te yayımlanmıştır (BDDK, Basel II, 2005: 2).

Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından 12 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan Basel III, Basel II gibi sermaye gereksinimi hesaplanma usulünü tümden değiştiren bir “devrim” değil ancak Basel II’nin özellikle son finansal krizdeki gözlemlenen eksikliklerini tamamlayan bir “ek düzenlemeler seti” niteliğindedir. Yeni kurallar setinde, mevcut özkaynak ve sermaye yeterliliği hesaplamasında önem arz eden sermayenin niteliğinin ve niceliğinin artırılmasına ilişkin standartlar ile dönemselliğe bağlı olarak kullanılacak ilave sermaye tamponu oluşturulması gibi başlıklar mevcuttur (Cangürel ve Diğ., 2010: ii).

Kabul edilen ülkelerde Basel uygulamaları ile; hem normal şartlarda hem de uluslararası kriz dönemleri (örneğin Amerika’da emlâk sektöründe 2008 yılında ortaya çıkan ve dünya piyasalarını olumsuz etkileyen kriz) gibi olağan dışı şartlarda sermayenin korunması, işletmelerin finansal yapılarının güçlendirilmesi, global anlamda finansal ve yönetimsel standartların geliştirilmesi, bankaların merkez bankaları ile birlikte daha verimli çalışmalarının sağlanması ve büyük küçük tüm işletmelere sağlanan kredi desteklerinin belli standartlara kavuşturularak arttırılması amaçlanmaktadır. Avrupa Birliği’nde KOBİ tanımı yapılırken Basel standartları esas alınmıştır.

2.2. KOBİ’lerin Ticarî Yaşamı ve Elektronik Ticaret

Önceki kısımlarda KOBİ’lerin özellikleri, ülkemiz ve diğer ülkeler açısından yerleri ve önemleri anlatılmış; dünyada ve Türkiye’de KOBİ’lerin durumu istatistiki veriler ışığında sunulmuştur.

Tüm bu bilgiler göz önüne alınarak, geçmişte teknolojik yapısı yetersiz, ekonomik olarak oldukça zayıf, birçok ülkedeki KOBİ’lere oranla daha kısıtlı finansal ve ticarî şartlar içerisinde bulunan KOBİ’lerin günümüze gelindiğinde birçok sıkıntısının hala devam etmesine rağmen geçmişe kıyasla teknolojik yeniliklerden daha çok faydalandığını, yeni üretim ve pazarlama yöntemlerini kendilerine hızlı bir şekilde entegre ettiklerini, klasik ve modern ödeme araçlarını ve ödeme sistemlerini (bahsedilen ödeme araçları ve ödeme sistemleri bir sonraki bölümde ayrıntılı şekilde anlatılacaktır) ticarî faaliyetlerinde artan oranlarla kullandıklarını ve kullanmaya devam ettiklerini söylemek mümkündür.