• Sonuç bulunamadı

2.3. Ödeme Araçları

2.3.2. Nakit Dışı Ödeme Araçları

2.3.2.1.2. Çekle İlgili Mevzuat

Çekin hukuken düzenlenmesinde dünyada iki temel yaklaşım gelişmiştir. Bunlardan ilki *Anglosakson iken diğeri Kara Avrupası sistemidir. Bu iki sistem arasında Türkiye, Fransa'nın öncülüğünü yaptığı Kara Avrupası grubuna dâhildir. Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye'nin de imzaladığı fakat Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmayan 19 Mart 1931 tarihli Cenevre Antlaşması ile kabul edilen Çekler Hakkında Yeknesak Kanun metni, çekin hukuken düzenlenmesinde temel çerçeveyi çizmiştir (Kirdaban, 2005: 7).

Çeke ilişkin hukuki düzenlemeler Türk Ticaret Kanununda ve 8 Mart 2003 tarihinde 4814 sayılı Kanun'la değiştirilen, 03.04.1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda yer almaktadır. 1957 tarihli Türk Ticaret Kanununun çekle ilgili hükümleri bazı farklılıklarla birlikte İsviçre Borçlar Kanununun Cenevre Anlaşmasına uygun olarak hazırlanmış bulunan maddelerinden aynen alınmıştır (Kirdaban, 2005: 7-8).

2.3.2.1.3.1. Çekle ilgili uluslararası mevzuat

Günümüz çek hukukunda geçerli olan başlıca iki sistem vardır. Bunlar, 1931 tarihli Cenevre Anlaşması sonucu ortaya çıkan ve Tek Tip Çek Kanununa dayanan Kara Avrupası Sistemi ile 1882 tarihli İngiliz Bill of Exchange Act’a dayanan Anglo-Sakson çek hukukudur (Yıldız, 2003: 156).

Ülkemiz Kara Avrupası Sistemine dâhil olup, Türk Ticaret Kanunun çek hakkındaki hükümleri, İsviçre Borçlar Kanunun Cenevre Anlaşmasına uygun olarak hazırlanmış bulunan maddelerinden aynen alınmıştır (Yıldız, 2003: 159). Aşağıda, her iki sistem ve bu sistemlere dâhil olan bazı ülkelerdeki özellik arz eden uygulamalara kısaca değinilecektir.

2.3.2.1.3.1.1. Anglo – Sakson sistemi (Amerikan hukuku – İngiliz hukuku)

Amerikan Hukuku: Amerikan Tektip Ticaret Kanunu (Uniform Commercial

Code) hükümlerine göre, hamil makul sure içerisinde ödeme için çeki bankaya ibraz etmek zorundadır. Ayrıca, hamil müracaat hakkını kullanabilmek için, çek borçlularına ödememe ihtarını zamanında çekmelidir. Ancak, suresi içinde çeki ibraz etmeyen aynı zamanda ödememe ihtarını da çek borçlularına göndermeyen hamil dahi UCC 3-(414) b,f hükmü gereğince keşideciyi dava edebilecektir. Bu noktada, Amerikan hukukunda keşidecinin diğer çek borçlularına oranla daha ağır bir sorumluluk altında olduğu söylenebilir (Gürses, 2010: 19).

*Anglosakson sistemine İngiliz ve Amerikan sistemi de denilmektedir. Çek, modern anlamda İngiltere’de ortaya çıkmış ve yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öncülüğünü Fransa’nın yaptığı Kara Avrupası ülkelerinde ise çek, halkın alışkanlıklarına uygun olduğu için değil ekonomiye katkılarından dolaylı geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu fark çekin hukuken düzenlenmesinde farklı yaklaşımları da beraberinde getirmiştir.

İngiliz Hukuku: İngiltere’de 1882 tarihli Bills Of Exchange Act (Kambiyo

Senetleri Kanunu) çekte ödeme için ibrazın zorunlu olduğunu belirtmektedir. Söz konusu kanunun, m. 74/1 hükmüne göre, muhatap bankaya ibraz keşidecinin sorumluluğu için gerekli değildir. Zira keşidecinin çekteki sorumluluğu altı yıllık bir sure için devam edecektir. İngiliz Hukukunda da, çekin ibrazının makul bir surede yapılması gerektiği düzenlenmiştir (m. 74/2). Makul surenin tayininde senedin yapısına, ticarî ve bankacılık teamüllerine somut olayın şartlarına bakılacaktır (Kılçık, 2011: 15).

İngiliz Hukukunda da ibraz suresini geçiren hamil keşideci hakkında dava açabilecek olup, dava açma suresi altı yıl olarak belirlenmiştir (Özkorkut, 1997: 50). İngiliz Hukukunda ibrazın kesin sureyle sınırlandırılmaması ve ibraz suresini geçiren hamilin altı yıllık suresinin olması hamilin lehine bir durumdur (Kılçık, 2011: 15).

2.3.2.1.3.1.2. Kara Avrupası sistemi (Fransız hukuku – İtalyan hukuku)

1931 tarihli Cenevre Anlaşmasında, çekin ödenmemesi halinde, ortaya çıkacak müracaatlar, ihbar yükümlülükleri, müracaat hakkının kapsamı, müracaat edilecek kişiler poliçe hukukuna uygun olarak düzenlenmiştir (Yıldız, 2003:157).

Fransız Hukuku: Fransız Hukukunda çek hamilinin çeki zamanında ibraz

etmemesi ya da ödememeyi usulüne uygun olarak tespit ettirmemesi hallerinde, 3167 sayılı Kanunun mehaz kanunu (kaynak teşkil eden kanun) olan Fransız Çek Kanunu m. 40 gereğince müracaat hakkının düşmesine rağmen, karşılıksız çek nedeniyle keşidecinin sorumluluğu devam edecektir (Fransız Çek Kanunu m. 3/3 ve 52/4). Diğer bir ifadeyle, karşılıksız çek keşidecisinin sorumluluğunun ortadan kalkması, hamilin ihmali ile dahi söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle, Fransız Hukukunda çek, ibraz suresi içinde ibraz edilmemiş, hatta karşılık ibraz suresinden sonra çekilmiş olsa bile, hem hukuki hem de cezai acıdan karşılıksız çek fiili işlenmiş sayılır (İnan, 1981: 55).

Fransız Çek Hukukunda çekten cayma ibraz suresinden önce veya sonra geçersizdir. Keşideci, ancak, çekin rıza hilafına elden çıkması ve hamilin iflas etmesi halinde çekten cayabilecektir (Fransız Çek Kanunu m. 32/2, 1972 değişikliği). Başka

herhangi bir nedenle keşideci ödemeyi engellerse çek karşılıksız sayılır (Fransız Çek Kanunu m. 66/1, 1975 değişikliği). Bu iki neden dışında herhangi bir nedenle, ödemenin önlenmesi halinde, hamilin talebi üzerine hakim muhatap bankaya çeki ödemesini emreder (Fransız Çek Kanunu m. 32/3, 1972 değişikliği) (Gürses, 2010: 20- 21). Bu düzenlemeler Fransız çek Hukukunda hamilin korunmasına yönelik tedbirler alındığını ve Kanunun hamilin lehine geliştiğini göstermektedir.

İtalyan Hukuku: çekin ibraz suresi içinde muhataba ibraz edilmemesi ya da

ödememe durumunun protesto ya da ona eşdeğer belgeler ile tespit ettirilmemesi halinde, hamilin keşideciye karsı müracaat hakkının devam edeceği, ancak ibraz müddeti geçtikten sonra bu hakkın muhatap banka nezdinde çek karşılığının kalmadığı oranda düşeceği İtalyan Çek Kanunu m. 45/2’ de düzenlenmiştir. İtalyan sisteminde de, ibraz suresinin geçirilmesi halinde ciranta ve diğer çek borçlularına karsı hamilin müracaat hakkı düşse bile keşideciye karsı devam edecektir (Yıldız, 2003: 159). İtalyan Hukukunda ibraz suresinden sonra da keşidecinin sorumluluğunun devam etmesi hamilin korunmasına yardım eder (Kılçık, 2011: 15).

Fransız Hukukunda cayma olmaması ve İtalyan Hukukunda ibraz suresinden sonra da keşidecinin sorumluluğunun devam etmesi hamilin korunmasına yardım eder. Yine İngiliz Hukukunda ibrazın kesin sureyle sınırlandırılmaması hamilin lehinedir. Ancak Türk Hukukunda ise hamil acısından durum farklıdır. Çekin düzenlenme şekline ve çekin tahsil edileceği yere göre kanunda düzenlenmiş zorunlu ibraz sureleri vardır. Bu sureleri kaçıran hamil acısından durum aleyhedir (Kılçık, 2011: 15-16).

2.3.2.1.3.2. Çekle ilgili ulusal mevzuat

Bugün itibariyle çek ile ilgili temel düzenlemeler, 5941 sayılı Yeni Çek Kanunu ve 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile yapılmaktadır. Bununla birlikte Bankacılık Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda da çeke ilişkin bazı hükümler bulunmaktadır.

2.3.2.1.3.2.1. Çek Kanunu

4814 Sayılı Kanunla (Resmî Gazete, 8 Mart 2003, 25042) değiştirilen, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda (Resmî Gazete, 3 Nisan 1985, 18714), kanunun amacı ve kapsamı; çek kullanımı hakkındaki esasları, çek hamillerinin korunmasına dair tedbirleri ve uygulanacak yaptırımları düzenlemek olarak belirlenmiştir. Bu kanundan sonra Yeni Çek Kanunu olarak bilinen 5941 sayılı Çek Kanunu ile çek kullanımına ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir.

2.3.2.1.3.2.1.1. Yeni Çek Kanunu’ndaki çekle ilgili düzenlemeler

5941 sayılı Çek Kanunu, 20.12.2009 tarih ve 27438 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak, 20.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlükten kaldırdığı 3167 sayılı Çek Ödemelerinin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin korunması hakkında kanunun hemen hemen tüm maddeleri değiştirilmiştir. Buna karşılık 3167 Sayılı Kanunda yer alan “Bu kanunda bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır” hükmü Yeni Kanunda da korunmuş olup; Çek Kanununda açıkça düzenlenmeyen konularda TTK’ nın çeklerle ilgili maddeleri uygulanmaya devam edecektir (Keskin, 2010: 49).

5941 Sayılı Kanun, baştan sona yeni bir kanundur. 3167 sayılı eski Kanunun bazı maddelerini değiştiren bir kanun değildir. Yeni Kanun değerlendirilirken ve uygulanırken bu husus dikkate alınmalıdır (Kılçık, 2011: 10).

Kanunun amaçları arasında, eski kanundan farklı olarak “Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması önlemlerine katkıda bulunmak” yer almaktadır. Bu amacın gerçekleşmesi için 5941 Sayılı Çek Kanunu’nda yeni düzenlemeler yapılmış olup, bu düzenlemeler bankalar, keşideci ve hamil için ilave yükümlülükler getirdiği gibi, banka personeli için de cezai yaptırımlar öngörmektedir (Kılçık, 2011: 10).

6273 sayılı “Çek Kanununda Değişikli Yapılmasına Dair Kanun” (Resmî Gazete, 3 Şubat 2012, 28193) ile çeşitli hükümleri değiştirilen 5941 Sayılı Çek Kanunun getirdiği belli başlı yenilik ve değişiklikler şunlardır (Erdağ, 2012: 1-3):

• Hakkında işlem yapılan kişiye uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürüldüğünden, daha önce adli sicilde tutulan yasaklılık durumuna ilişkin kayıtlar, Merkez Bankasında tutulacak.

• Çek defterinin her bir yaprağına, çekin basıldığı tarih de yazılacak.

• Kanunla, bankaların karşılıksız çek keşide edilmesindeki sorumluluğu artırılıyor.

Buna göre, banka ibraz eden düzenleyici dışındaki hamiline, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; karşılığının hiç bulunmaması halinde, çek bedeli bin TL veya üzerinde ise bin TL, çek bedeli bin TL’nin altında ise çek bedelini ödeyecek.

Karşılığının kısmen bulunması halinde de çek bedeli bin TL veya altında ise kısmi karşılığı bin TL’ye tamamlayacak, çek bedeli bin TL’nin üzerinde ise kısmi karşılığa ilave olarak bin TL’yi ödeyecek. Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erecek. Kanuni ibraz süresi içinde, karşılıksız çek veren kişi hakkında uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürülecek.

Buna göre, mevcut durumda, karşılıksız çek veren kişi hakkında her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezası verilirken; yapılan değişiklikle, savcı tarafından her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve açma yasağı kararı verilecek. Karşılıksız çekin keşide edilmesi halinde, hamilin 6 ay içinde talep etmesi durumunda, Cumhuriyet Savcısı tarafından her bir çekle ilgili çek düzenleme veya çek hesabı açma yasağı verilebilecek.

• Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı; karşılıksız çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilecek.

• Böylece, karşılıksız çekle birlikte aynı zamanda dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmesinin yanı sıra, kişi, TCK’nin ilgili hükümlerine göre de cezalandırılacak. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılacak başvuru ve itirazlar hakkında, Kabahatler Kanunu uygulanacak. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılan başvurunun kabulü halinde, buna ilişkin bilgiler, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla Merkez Bankasına elektronik ortamda bildirilecek.

Karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile tamamen ödenmesi durumunda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Cumhuriyet Savcısı tarafından kaldırılacak. Bu durum, Merkez Bankasına bildirilecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek- kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verildiği savcılığa başvurularak talebin geri alınması halinde de çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt, üzerinden 10 yıl geçmesi halinde Merkez Bankası tarafından resen silinecek. Böylece karşılıksız çek kesen kişilere 10 yıl süreyle çek verilmeyecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni- cek-kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye, her çekle ilgili uygulanan 1 yıla kadar hapis cezası, 300 TL'den 3 bin TL'ye kadar idari para cezasına dönüştürülecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek-kanunu- yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Bankalar, 1 ay içinde yayımlanacak tebliğdeki esaslara göre yeni çek defterlerini bastıracak. Bankalar, 31 Aralık 2012 yılına kadar müşterilerine yeni çek defterlerini

verecek ve ellerindeki eski çek defterlerini imha edecek. Eski çeklerin hukuki geçerliliği devam edecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek-kanunu-yururluge-girdi- 555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Üzerinde basıldığı tarih yer almayan çeklerin, 30 Haziran 2018 tarihine kadar bankaya ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın, bu kanuna göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu da sona erecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek-kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Çekin, yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı, 31 Aralık 2017'den önce geçersiz olacak (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek- kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Suç karşılığında uygulanan yaptırımı, idari yaptırıma dönüştüren fiiller nedeniyle soruşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca, kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında mahkemece idari yaptırım kararı verilecek (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek-kanunu-yururluge- girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Yargıtay'ın ilgili dairesinde bulunan dosyalar hakkında ise ilgili dairece, dava dosyası hükmü veren mahkemeye gönderilecek ve bu mahkeme tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilecek (Web: http://www.aktifhaber.com/ yeni-cek-kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm adresinden 29 Haziran 2012‘de alınmıştır).

2.3.2.1.3.2.2. Ticaret Kanunu

Türkiye’deki çek uygulaması zamanla ülkeye özgü bazı sorunları da beraberinde getirmiş, özellikle karşılıksız çek için uygulanan yaptırımların yetersiz kaldığı, çek hamillerinin yeterince korunmadığı düşünülmüş (Kendigelen, 2006: 27) ve ekonomik hayatımızda, bir ödeme aracı olan çeke olan güvenin korunması amacıyla, Türk Ticaret

Kanunu’nda yer alan kıymetli evraka ilişkin hükümlerin yanı sıra ve bu hükümlerle çelişmeyecek şekilde ilave düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur (Kılçık, 2011: 2).

Çeke ilişkin özel bilgiler; çek ödemelerinin düzenlenmesi, çek hamillerinin korunması, karşılıksız çek vb. konular Çek Kanunu’nda düzenlenirken, genel bilgiler ise; çekin şekil şartları, devri vb. konular da Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir (Kılçık, 2011: 9).

Belirtelim ki, çeke ilişkin hükümlerin, mehaz (kaynak teşkil eden) İsviçre Hukuku’ndan farklı olarak kambiyo senetleri üst başlığı altında öngörülmüş olması, Türk Hukuku’nda çekin de, tıpkı poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedi olarak kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu kabulün pratik ve önemli sonucu ise, çek keşidesinin de temelde bir kambiyo taahhüdü olarak nitelendirilmesi ve böylece diğer kanunlarda yer alan kambiyo taahhüdü ve kambiyo senetleri hakkındaki özel hükümlerin (örneğin TMK 429/1-b.8, 462/b.5; BK 114/2, 388/3, 453/2; hatta TTK 955/4, 989; ayrıca İİK 167 vd.) çek hakkında da doğrudan uygulama alanı bulmasıdır (Kendigelen, 2006: 23).

Çek düzenlenirken uyulması gereken çeşitli şartlar vardır. Çekin unsurları TTK m.780’ de detaylı şekilde incelenmiştir (Eriş, 2004: 23). Buna göre:

• “Çek” kelimesini ve eğer senet Türkçeden başka bir dille yazılmış ise o dilde “Çek” karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,

• Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için havaleyi,

• Ödeyecek kişinin “muhatabın” ticaret unvanını,

• Ödeme yerini,

• Düzenleyenin imzasını içerir.

Çekin devir konusu da TTK m.788’ de düzenlenmiştir. “Açıkça emre yazılı” kaydı ile veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir. “Emre yazılı değildir” kaydı ile veya buna benzer bir kayıtla belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ancak alacağın temliki yoluyla devredilebilir ve bu devir, alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur (Kılçık, 2011: 10).

1956 yılından bu yana yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun (Resmi Gazete, 09 Temmuz 1956, 9353) ülkemizde ve dünyada ticari anlamda yaşanan gelişmelere paralel olarak değiştirilmesi gerekmiştir. Bu amaçla hazırlanan Yeni Türk Ticaret Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilmiş; 14 Şubat 2011 tarih 27846 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. Kanunun bir kısmı 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girmiştir; bazı kısımları 1 Ocak 2013’ te, bazı kısımları da 14 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe girecektir. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK), ticari yaşam içerisinde birçok yeniliği de beraberinde getirmiştir ve getirmeye de devam edecektir.

2.3.2.1.3.2.2.1. Yeni Ticaret Kanunu’ndaki çekle ilgili düzenlemeler

Yeni Ticaret Kanunu’nda çek ve çek kullanımına ilişkin getirilen yeni düzenlemeler aşağıdaki gibidir (Web: http://www.muhasebenet.net/2011-1402- yeni%20ttk%20da%20cek%20senet%20islemleri.html adresinden 01 Temmuz 2012‘de alınmıştır):

• Çek bedelinin ödenmesi, kısmen veya tamamen kefille güvence altına alınabilecek. Bu teminat, muhatap hariç olmak üzere üçüncü bir kişi veya çek üzerinde esasen imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilecek.

• Çek, düzenlendiği yerde ödenecekse 10 gün, başka bir yerde ödenecekse 1 ay içinde muhataba ibraz edilecek. İbraz süreleri, çekin düzenlendiğinin ertesi günü başlayacak.

• Çekten cayma, ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade edecek. Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilecek.

• Çekin tedavüle çıkarılmasından sonra, düzenleyenin ölümü, medeni haklarını kullanma ehliyetini kaybetmesi veya iflası, çekin geçerliliğini etkilemeyecek.

• Çek defterini iyi saklamayan kişi, sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmesinden doğan zararın da sorumlusu olacak. Bir çekin kimin üzerine düzenlenebileceğini, çekin ödeneceği ülkenin hukuku belirleyecek.

• Poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant (rehin senedi) ve kambiyo senetlerine benzeyen senetler, güvenli elektronik imzayla düzenlenemeyecek.

• 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 814. maddesinde yapılan değişiklikle de çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacak (Web: http://www.aktifhaber.com/yeni-cek-kanunu-yururluge-girdi-555977h.htm

2.3.2.1.3.2.3. Diğer Kanunlarda çek

Çeke ilişkin düzenlemeler 5941 sayılı çek Kanunu, 3167 sayılı Kanun ve TTK dışında diğer bazı özel ve genel kanunlarda da yer almaktadır. Bu kanunlar; Bankacılık Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun(TKHK) olarak sayılabilir. Damga Vergisi Kanununda (DVK) ise; çekin damga vergisinden muaf kılındığına ilişkin kanundaki (1) sayılı Tablonun 3/1-a hükmü 30.07.2003 tarih ve 4962 sayılı Kanunun 12. maddesi ile tamamen yürürlükten kaldırıldığından artık DVK çeke ilişkin mevzuat arasında sayılmamaktadır. Önemle belirtelim ki; söz konusu düzenleme ile tüm kambiyo senetleri damga vergisinden muaf tutulmuştur (Gürses, 2010: 16).

Yürürlükten kalkan 4389 sayılı Bankalar Kanunun çeke ilişkin hükümleri; TTK m. 727’nin yaptığı yollama gereği muhatabın 4389 sayılı Bankalar Kanuna tabi olan müesseseler olarak öngörüldüğü Bankacılık Kanunun üçüncü maddesi, çek keşide edilmesinin ilgili hesabı “ticarî işlemlere konu olan mevduat” haline getirmediğinin düzenlendiği Bankalar Kanunun 10. maddesinin 2b bendi, çek uygulaması, çekten ötürü yasal sorumluluk, 3167 Sayılı Kanunun öngördüğü yükümlülükler ve para cezaları acısından da düzenlendiği Bankalar Kanunun 20. maddesinin 6/e maddeleri, Bankacılık Kanunun çeke ilişkin maddeleridir. 4389 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 169. maddesinde de katılım bankaları düzenlenmiştir (Gürses,2010 : 16).

İcra ve İflas Kanunun 167-176. maddelerinde kambiyo senetlerine özgü takip yolları düzenlenmiştir. Bu hükümler, genel takip usullerine göre çek hamili için daha avantajlı olup, çek hamili ayrıca genel takip yolunu da seçebilecektir (Reisoğlu, 1985: 10). İİK’ a göre; kambiyo senedine sahip alacaklı, senet borçlusunun iflasa tabi olup olmamasına göre seçeceği yol ile takip yapabilecektir (Kılçık, 2011: 13).

Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 210 gereğince kambiyo senetleri resmî evrak hükmündedir. Bu nedenle; çek sahteciliği veya çekte tahrifat TCK’ nın 204. ve 210. Maddelerindeki resmî evrakta sahtekârlık hükümlerine tabi olacaktır. Ayrıca; TCK m. 157 ve 158’de düzenlenen dolandırıcılık sucunun şartlarının varlığı halinde, karşılıksız

çek nedeniyle dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçları da söz konusu olabilecektir. Keza; şartların varlığı halinde TCK m. 209 açığa imzanın kötüye kullanılması sucu da oluşabilecektir (Gürses, 2010: 17).

Türk Medeni Kanunun m. 429/1-b.8 ve 462/b.5’te çekle ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Söz konusu maddelerde; kısıtlı ergin kişinin yasal danışmanından kambiyo taahhüdü altına girmek, kıymetli evrak alım-satım ve rehnedilmesi için onay alması ve yine 462. maddede kambiyo taahhüdü altına girmek için vesayet makamından izin alınması düzenlenmiştir. Ayrıca; kıymetli evrak üzerinde hapis hakkıyla ilgili 864.madde, kıymetli evrak üzerinde intifa hakkına dair 808, 820 ve 822. maddeler, kıymetli evrakın rehnedilmesi hakkında 956 ve 957. maddeler, hamile yazılı senetlerde istirdat davası hakkında 980.madde de kıymetli evraklar ilgili düzenlemeler arasında yer almaktadır (Kılçık, 2011: 13-14).

Borçlar Kanunun tecditle ilgili düzenlemelerin yer aldığı 114/2, vekâletle ilgili 388/3 ve Ticarî vekillikle ilgili 453. maddede kambiyo senetleri ile ilgili dolayısıyla çekle ilgili hükümler yer almaktadır. Ayrıca; 15. ve 113/3. Maddelerde kıymetli evraka