• Sonuç bulunamadı

2.3. Ödeme Araçları

2.3.1. Nakit Ödeme Araçları

2.3.1.1. Para

Para, zaman içerisinde ve ülkeden ülkeye değişim göstermiş olmakla birlikte, klasik olarak bir “değişim aracı” veya “ödeme aracı” olarak değerlendirilmektedir (Öz, 2011: 3).

Para: Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracıdır (Web: Web: http://tdkterim.gov.tr/bts/ adresinden 28 Şubat 2012‘de alınmıştır).

Kendi başına pek az değeri olan ve bir işe yaramayan, standart birtakım kâğıtları para yapan; gerek mal ve hizmet alımlarında, gerek borç ödemelerinde herkes tarafından benimseneceğine olan genel inanıştır (Lanskoy, 2000: 22).Paranın tanımında, paranın fiziksel özelliğinden değil, daha çok paranın fonksiyonel özelliklerinden bahsetmek gerekmektedir. Para tarih boyunca değişik şekillere girmiştir ancak paranın ana fonksiyonu olan “ödeme aracı” olma özelliği her zaman geçerliliğini korumuştur (Öz, 2011: 4).

2.3.1.1.1. Paranın tarihçesi

Ödeme sistemlerinin tabanını oluşturan para binlerce yıllık tarihinde çeşitli mallardan, altın, gümüş gibi madenlerden banknot ve madeni paralara kadar çok değişik fiziki şekillere girmiştir. Para olmadığı zamanlarda insanlar arasındaki mal alışverişleri bir malın başka bir malla değiştirilmesi seklinde yapılmaktaydı. İnsanlar alacakları malın verdikleri maldan daha değerli olduğunu düşündüğü zaman bu değiş tokuşa yanaşmaktaydı. Sonraları, değiştirilen malların değerinin eşitlenememesinden dolayı zorluklar yaşandığından toplumlar tek bir malı belirleyerek onu değiş tokuş aracı olarak benimsemişlerdir. Kolay taşınması bakımından özellikle madenlerden oluşan ödeme araçları kullanılmaya başlanmıştır. “Değerli madenlerin para olarak kullanılması ise milattan önce 2500 yıllarında Mısırlılarda görülmüştür. Ancak, bu bildiğimiz bozuk para şeklinde değil, metal yüzük şeklinde olmuştur” (Tuncer, 2004: 8).

Özellikle altın ve gümüş, para yerine sıkça kullanılmıştır. Genelde altından yapılan para dış ticarette, gümüş para ise iç piyasalarda tercih edilmiştir. Tarihteki ilk madeni para basımı M.Ö. 700’lü yıllarda Anadolu’da Lidyalı’lar tarafından gerçekleştirilmiştir. Kâğıt parayı da Çinliler M.S. 618 – 907 yılları arasında kullanmaya başlamışlardır (Ari, 2008: 7).

Batıda kâğıt para kullanımı 1600’lü yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde ve kısa bir süre sonra da Avrupa’da kullanılmaya başlamıştır (Tuncer, 2004. 8).

Osmanlı İmparatorluğu kâğıt parayı Tanzimat Döneminde ihraç etmiştir. 1840 yılında çıkarılan para daha çok faiz getiren bir borç senedi niteliğindeydi ve sadece İstanbul’da kullanılıyordu. Taklitlerinin kolayca yapılması ve paraya olan güveni azaltması nedeniyle 1863 yılında Osmanlı Bankası ve Maliye Nezareti mühürleri taşıyan ve istendiğinde altına çevrilebilen banknotlar tedavüle çıkarılmıştır (Tuncer, 2004: 8-9).

Türkiye’de Cumhuriyet Dönemine bakacak olursak; Türkiye’de ilk kâğıt para 1927 yılında İngiltere’de De La Rue firmasına (Tuncer, 2004: 9) bastırılmış ve Osmanlı Bankası tarafından piyasaya sürülmüştür. Günümüzde nakit ödemelerde kullanılan kâğıt parayı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, madeni parayı ise Hazine Müsteşarlığına bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü piyasaya sürmektedir (Ari, 2008: 8-9).

2.3.1.1.2. Paranın çeşitleri

Değerli metaller, dayanıklı, taşınabilir ve herkes tarafından kolaylıkla tanınabildiği için ilk alışveriş araçlarından birisi olmuştur. Daha sonra madeni para maliyetinin daha ucuz olması ve değerinin daha kolay anlaşılabilmesi sebepleriyle değerli metallerin yerini almıştır. Kâğıt para taşımada büyük kolaylıklar getirmesi ve ucuz maliyeti nedeniyle ortaya çıkmıştır (Alponat, 2006:17).

Geçmişten günümüze kullanılan para çeşitleri de şu şekildedir (Ari, 2008: 7);

• Mal Para: Eskiden mal alışverişi bir malla başka bir malın değiş tokuş yapılması ile olmaktaydı. Bu dönemlerde değiş tokuş yapılan mallara mal para denmekteydi. Genelde toplum tarafından değerli olan mallar mal para olarak kullanılmaktaydı.

• Maden Para: Altın veya gümüşün para yerine kullanılması sonucu bu para türü oluşmuştur. Mal paralarda var olan küçük parçalara bölünememe sorunu maden paralar ortaya çıkınca çözülmüş, maden paralar küçük parçalara ayrıştırılabilmiş, bu da küçük tutarlı ödemelerde etkinlik sağlamıştır.

• Altın ve Gümüşe Bağlı Kâğıt Para: Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar mal ve gümüş adı verilen maden paralarını bankalara götürerek sertifika benzeri kâğıt almakta ve ödemelerinde bu kâğıtları kullanmaktaydı.

• Kâğıt Para: Her ülkede yetkili kurumlar tarafından (çoğu ülkede merkez bankaları tarafından) basımı gerçekleşen ve piyasaya sürülen para çeşididir. Günümüzde oldukça yaygın bir şekilde kullanılır. Kâğıt para ülke içinde kullanılan yasal ödeme araçlarından biridir.

• Madeni Para: Diğer bir adı bozuk paradır. Yasal ödeme araçlarının bir diğeri de madeni paralardır. Genelde küçük tutarlı ve küsuratlı alışverişlerde kullanılmaktadır.

• Banka Parası: İnsanların bankalarda tuttuğu parayı temsil eder. Banka parası kullanılarak yapılan ödemeler hesaplar arasında gerçekleşir, fiziken para transferi yoktur.

Günümüzde birçok değişik para birimi ve bu para birimini simgeleyen semboller bulunmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği ülkelerinin kabul ettiği Euro’nun sembolü “€”, Amerikan Dolarının sembolü “$” olarak belirlenmiştir. Türk Lirasının ise 2012 yılına kadar sembolü baş harflerinin kısaltması olan “TL” idi, 2005 yılında Yeni Türk Lirasına geçilmesiyle “YTL” oldu. Son olarak 1 Mart 2012 tarihinde değiştirilerek, düzenlenen yarışma sonucu seçilen “¨” sembolü kullanılmaya başlanmıştır.

2.3.1.1.3. Paranın fonksiyonları

Kendi başına pek az değeri olan ve bir işe yaramayan, standart birtakım kâğıtları para yapan; gerek mal ve hizmet alımlarında, gerek borç ödemelerinde herkes tarafından benimseneceğine olan genel inanıştır (Lanskoy, 2000: 22).Paranın tanımında, paranın fiziksel özelliğinden değil, daha çok paranın fonksiyonel özelliklerinden bahsetmek gerekmektedir. Para tarih boyunca değişik şekillere girmiştir ancak paranın ana fonksiyonu olan “ödeme aracı” olma özelliği her zaman geçerliliğini korumuştur (Öz, 2011: 4).

Paranın temel üç fonksiyonu bulunmaktadır. Bunlar; ödeme aracı olma, hesap birimi olma ve değer biriktirmedir (Öz, 2011: 4).

2.3.1.1.3.1. Ödeme aracı olma fonksiyonu

Para, icadından bu yana alışverişlerde değişim aracı olarak kullanılmaktadır. Malın mal ile değişimine dayanan, mübadele yöntemini kullanan ekonominin birçok güçlükleri bulunmaktaydı. Bu güçlükler para ile önlenebilmektedir. Mallar önce paraya çevrilir, sonra bu paralar başka mallara dönüştürülür. Bu yöntemle, para aracılığıyla değişim işlemi tamamlanmış olur (Öz, 2011: 4).

Satın alınan mal ve hizmetlerin bedelinin ödenmesi sırasında kullanılan bir araç olan para, insanların her türlü ihtiyaçlarının giderilmesini sağlamaktadır. Para toplum tarafından genel kabul görmüş bir ödeme aracıdır (Ari, 2008: 8).

Para, aynı zamanda takas ekonomisine alternatif olarak, mal ve hizmet değişiminde kullanılmak üzere kabul edilen bir varlık olarak tanımlanmıştır. Paranın önemli bir fonksiyonu ise, hesap birimi olmasıdır (Dombush ve Fischer,1998: 374-375).

2.3.1.1.3.2. Hesap birimi olma fonksiyonu

Paranın hesap birimi olma fonksiyonu, mal ve hizmetlerin fiyatlandırılmasında ölçünün bir para birimi olmasını ifade eder. Para bu şekilde bir ödeme aracı görevini gören, malların mallara karşı nispi değerinin belirlenmesinde kullanılan bir ölçü olmuştur (Öz, 2011: 4).

Değişimlerde aracı olarak kullanılan para, değişime konu olan mal ve hizmetlerin değerlerinin, kendisinden hareketle ölçüldüğü bir hesap birimi olarak kullanılır. Paranın hesap birimi olarak işlevi, onun bir değişim aracı olma işlevinden kaynaklanır. Farklı malların değişiminde değişim oranları para ile belirlenir. Öte yandan para sayesinde iktisadi değerlerin tek bir ölçü birimiyle ifadesi de sağlanır. Özellikle işlemlerin kaydının tutulmasında paranın bu işlevi zorunludur (Öz, 2011: 5).

Para, mal ve hizmetlerin değerlerini ölçen bir araçtır. Bütün malların değeri para bazında ölçülür ve malın para ile ölçülen değerine fiyat denmektedir (Ari, 2008: 8).

Paranın mübadele aracı olma ve hesap birimi olma fonksiyonları birlikte hem trampanın güçlüklerini ortadan kaldırmış, hem de mübadeleyi kolaylaştırmışlardır. Bu nedenle bu iki fonksiyon paranın asli fonksiyonlarını oluşturmaktadır (Dinler, 2002: 383).

2.3.1.1.3.3. Değer biriktirme fonksiyonu

Malını parayla değiştirenlerin parayı hemen harcamayarak ellerinde tutmaya başlamalarıyla beraber paranın değer biriktirme fonksiyonu ortaya çıkmıştır. Değişimlerde herkes tarafından kabul edilen ve değer ölçüsü olan bir paranın saklanması, çeşitli servet biriktirme yollarından birisidir. Paranın harcanmayarak bu şekilde elde tutulması, bir satın alma gücü depolaması demektir ve her an kullanıma hazır olacağı için tercih edilmektedir. Ancak paranın bu fonksiyonunu yerine getirebilmesi için değerinin istikrarlı olması gerekmektedir. Eğer paranın değeri düşerse insanlar ellerinde para bulundurmak istemezler ve paradan kaçış baslar. Bu durumda insanlar borçlanmayı tercih ederler ve paranın ödünç alma aracı olması gibi bir fonksiyonu ortaya çıkar (Dinler, 2002: 383).

Para her an kullanıma hazır yani likiditesi yüksek olduğu için tasarruf amacıyla da kullanılır. İnsanların gelirlerinin bir kısmını harcamayıp tasarruf olarak biriktirirler ve belli bir dönem sonra ihtiyaçları doğrultusunda yine ellerindeki parayı kullanandırlar. Bazen tasarruf edilen para gayrimenkul alınarak da saklanabilir. Fakat daha sonra paraya ihtiyaç duyulduğunda bu gayrimenkulün likit paraya çevrilmesi zor olabildiği için tasarruf aracı olarak genelde para tutulmaktadır. Tasarruf amacıyla tutulan paranın kullanılacağı zaman değerinin korunması için bankaya yatırılması ve üzerinden faiz işletilmesi de tercih edilebilir (Ari, 2008: 8).

Günümüzde paranın arzı ve kontrolü devletlerin kontrolünde bulunmaktadır. Devlet arz ettiği parayı önce resmî ödeme aracı olarak topluma kabul ettirir. Böylece bu resmî para dışındaki paralarla resmî ödemeler yapılmasını engeller. Böylece insanların resmî para kullanılması teşvik edilir (Ari, 2008: 8).