• Sonuç bulunamadı

Türk sağlık sektöründe sağlık hizmetleri kamusal ve özel organizasyonlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülmektedir. Sağlık sektörü içinde yer alan kuruluşlar, finansal gücü, teknolojik altyapısı, mekansal olarak yaygınlığı gibi faktörlere bağlı olarak farklı düzeylerde sağlık hizmeti sunmaktadırlar. Türk sağlık sektörü içinde sağlık hizmetleri birinci basamak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri şeklinde sınıflandırılabilmektedir.

3.4.1. Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri (outpatient)

Sağlık hizmeti talebinde bulunan bireylerin genellikle ilk karşılaştıkları kuruluştur. Birinci basamak sağlık hizmeti sunanlar genellikte yataksız sağlık

Birinci basamak sağlık hizmetleri, toplum içindeki bireylere ve ailelere bir bütün olarak ulaşabilen, toplumun sağlık sorunlarını çözmeye yönelik tedavi edici ve rehabilitasyon hizmetlerini veren bir sistemdir. Birinci basamak sağlık hizmetleri özellikle kırsal alanda sağlık hizmetlinin sunumuna ilişkin önemli görevler üstlenmektedir.

Sağlık ocakları ve merkezleri şeklinde örgütlenmeler, yalnızca ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine geçiş için kullanılan sağlık kuruluşları değil, ayakta tedavi hizmetlerinin ve birinci basamak hizmetler içinde yer alan ilaç tedavilerinin uygulandığı sağlık kuruluşlarıdır.

Şekil 25: Yataksız Tedavi Kuruluşlarının Toplam İçindeki Oranı

Yataksız Tedavi Kurluşlarının Toplam İçindeki Oranı

70,00 75,00 80,00 85,00 90,00 95,00 100,00 1967 1970 1973 1976 1979 1982 1985 1988 1991 1994 1997 2000 2003 2006 Yıllar Or a n %

Kaynak: TÜİK, Sağlık İstatistikleri

Türkiye’de yataksız tedavi kurumlarının toplam sağlık kurumları içindeki payı oldukça yüksektir. Hizmet sunum sistemi içinde sayıca oldukça önemli bir yere sahip olan birinci basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşların uzun süreli takip ve tedavi gerektiren hizmetleri sunmadaki yetersizlikleri, tanı koyma konusundaki başarısızlıkları, farklı hekim dalları ile koordinasyonu sağlamadaki eksiklikleri göz önüne alındığında, etkin ve sağlam altyapıya sahip bir örgütlenme modelinin bu kuruluşlara uygulanmasının gerekliliği daha net ortaya çıkmaktadır. Bu amaçla 09.12.2004 tarihli 25665 sayılı “Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiş ve Düzce’de pilot uygulamasına başlanmıştır.

Aile hekimliği modelinin en önemli gerekçelerinden birisi öncelikler sorunu ile ilişkilidir. Türkiye’de artan ve yaşlanan nüfus, teknolojik ilerlemeler vb. nedenlerle artan sağlık hizmetleri talebine karşılık, arz yeterinde arttırılamamış ve kaynaklar ile talepler arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Bu uçurum adil, eşit, hakkaniyete dayalı, maliyet etkin bir öncelik planlamasını zorunlu kılmaktadır (Ata, 2007:19). Belirtilen nitelikler açısından öncelikli olarak ortaya konan aile hekimliği modelinin, hastalıkların başlangıçta belirlenmesi ve tanı ve tedavi sürecinin hızlandırılması, hastalık nedeniyle ortaya çıkması muhtemel olumsuz sonuçların en aza indirilmesi açısından olumlu katkılar sağlaması beklenmektedir.

Aile hekimliği pilot uygulaması 15 Eylül 2005 tarihinde Düzce ilinde başlatılmış ve 33 ilde uygulamaya geçilmiştir. Toplam nüfusun %27,76’sına aile hekimliği hizmeti verilmekte olup, 2009 yılında planlanan iller dahil edildiğinde bu oran % 50’nin üzerine çıkmış olacaktır (Çom, 2008:30).

Aile hekimliği modeline ilişkin genişletme çabaları devam etmektedir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin adil, eşit, hakkaniyete dayalı biçimde sunulmasına katkıda bulunmak üzere ülke örnekleri göz önüne alınarak uygulanan modelin, tanı, tedavi ve süreklilik kavramlarının etkin bir şekilde yerine getirilmesi yolunda önemli katkılar sağlaması beklenmektedir.

3.4.2. İkinci Basamak Sağlık Hizmetleri

İkinci basamak sağlık hizmetleri sunan hastanelerin yapımı, 1930’lu yıllarda yerel yönetimlerin yetkisi altında iken, 1940’lı yılların sonlarından itibaren bu yetki Sağlık Bakanlığı tarafından devralınmıştır(Savaş, 2001:117). İkinci basamak sağlık hizmetleri genellikle hastaların yatırılarak tedavi edildiği hastanelerdir. Türk sağlık sistemi içerisinde ikinci basamak hizmet sunan sağlık kuruluşları kamu hastaneleri, özel hastaneler gibi yataklı hastanelerdir.

Şekil 26: Kurumların Yatak Sayılarının Toplam Yatak Sayısına Oranı

Kurumların Yatak Sayılarının Toplam Yatak Sayısına Oranı

0,00 10,00 20,00 30,00 40,00 50,00 60,00 70,00 80,00 90,00 19 83 19 85 19 87 19 89 19 91 19 93 19 95 19 97 19 99 20 01 20 03 20 05 20 07 Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastaneler Diğer Bakanlık ve Resmi Kurluşlara Ait Üniversite

Belediye Özel

Kaynak: TÜİK, Sağlık İstatistikleri.

İkinci basamak sağlık hizmeti sunan yataklı sağlık kuruluşları temelde Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve özel hastaneler üçgeninde yürütülmektedir. Bular dışında yer alan yataklı sağlık kurumlarının, toplam yatak sayısı içindeki payı % 3’ün altındadır (Şekil 26).

Sağlık reformunun çokça tartışıldığı 1980’li yıllardan 2007 yılına kadar olan süreçte kamu hastanelerinin ağırlığı yine devam etmekle beraber, % 78’li düzeylerden % 73 dolaylarına gerilemiştir. Buna paralel olarak üniversitelerin ve özel sağlık kuruluşlarının payı artmış ve toplamda % 25 düzeyinin üstüne çıkmıştır. Sağlıkta dönüşüm programının temel hedeflerinden olan yetkinin devri ve sağlık alanındaki özel yatırımların teşviki sebebiyle, özellikle 2003 sonrası özel hastanelerin ve üniversite hastanelerinin sayısında önemli bir artış gözlenmektedir (Şekil 26).

2003 yılındaki sağlıkta reform hareketinin ardından kamu yatak sayısında önemli artışlar sağlanmış olmasına rağmen, üniversiteler ve özel hastaneler toplam içindeki payını arttırmıştır. Bu dönemde özellikle özel sektörün sağlık hizmet sunumuna katılımını teşvik eden açılımlar sayesinde özel sektörün yatırımları artarak devam etmiştir.

3.4.3. Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetleri

Üçüncü basamak sağlık hizmetleri, yüksek teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı, belli bir hastalığın tedavisi veya belli bir yaş grubuna ilişkin hastalıkların tedavisi ile ilgilenen özel dal merkezleridir. Bunlar onkoloji merkezleri, göğüs hastalıkları hastanesi, göz hastanesi gibi beli özel dallara ilişkin hizmet sunan sağlık kuruluşlarıdır.

Araştırma ve buluş alanında önemli faaliyetleri bulunan ve teknolojik değişimleri yakından takip eden üniversite hastaneleri de kendi bünyesinde özel dal merkezleri kurabilmektedir. Özellikle araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürüttüğü özel dallara ilişkin olarak, üniversiteler tarafından özel dal merkezleri kurulabilmektedir.