• Sonuç bulunamadı

Türk Basını: ABD’nin İhmalleri ve Eski İttifaklarının Sonuçları

2.3. SALDIRININ ARDINDAN

2.3.2. Türk Basını: ABD’nin İhmalleri ve Eski İttifaklarının Sonuçları

Gazeteci Okay Gönensin (Sabah), 11 Eylül teröründeki hedeflerin aslında neyi anlatmak istediğini göz önüne alıyordu. Hedef, güvenli merkezleri çökerttikten sonra halkın dehşete kapılmasını sağlamaktı;93

“Hedefler arka arkaya sıralandığında saldırının anlamı daha iyi ortaya çıkıyor: Dünya Ticaret Merkezi’nin dev ikiz kuleleri, Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon, Kongre binası Capitol Hill, Dışişleri Bakanlığı binası, Washington’da büyük bir alışveriş merkezi. İlk ikisine kaçırılan uçaklar ‘dalış’ yaptı, diğer ikisinde patlamalar oldu, alışveriş merkezinde yangın çıktı.”

Tansu Çiller94 terörizmi lanetlemiş ve insanlık dışı olarak nitelendirmiştir. Milliyet’in haberine göre Çiller; “Şahsım ve Türk halkı, dost

Amerikan halkının üzüntüsünü paylaşmaktadır.”95 şeklinde açıklamada bulunmuştur.

Cumhuriyet gazetesinden Yalçın Doğan, saldırının gelecek zamanda yaratacağı büyük uluslararası kaostan endişe ederek olayın Üçüncü Dünya Savaşı olarak yorumlanacağını ve ABD’nin artık durdurulamayacağının düşünüldüğünü belirtmiştir;96

“Saldırılardan sonra, Avrupa’nın çeşitli başkentleriyle konuşuyorum. Son derece kaygılı ve tedirgin sesler aynı konuyu vurguluyor: ‘Saldırılar yarın Avrupa’ya sıçrar mı?..’ Üçüncü Dünya Savaşı’nın ayak sesleri!..”

Yalçın Doğan’ın yazısıyla benzer kaygıyı taşıyan bir yazı da Cengiz Çandar’ın kaleminden çıkmıştır (Yeni Şafak). Cengiz Çandar, süper devlet ve ‘dünyanın geri kalanları’ açısından durumun kritiğini yaparak ABD’nin saldırı anındaki durumundan bahsetmiştir;97

93 Erdoğan, T., Toprak, B., Akaş, C., 11 Eylül: Bir Saldırının Yankıları, 1.Baskı: YKY İstanbul-Ekim 2001, s.20.

94 Dönemin DYP (Doğru Yol Partisi) Genel Başkanı

95 Milliyet, 12 Eylül 2001.

96 Erdoğan, T., Toprak, B., Akaş, C., a. g. e., s.23.

“ Amerikan hava sahası kapatılıyor. Amerikan semaları uçuşa kapalı. Dünyanın, iki koca okyanusla diğer bölgelerden ayrılmış olan ‘en güvenli’ ülkesi, şu sırada dünyanın ‘en güvensiz ülkesi’ halinde.”

Dönemin ABD Başkanı Bush’un 11 Eylül olaylarından sonra sahip olduğu tehlikeli bir yetki vardı. Hürriyet’in, 15 Eylül 2001 tarihli “Bush’a ‘Lider Vurma’ Yetkisi” başlıklı haberine göre ABD Senatosu 11 Eylül saldırılarını gerçekleştirenlere suikast yapma yetkisini Bush’a verdi;98

“Böylece, ABD Yönetimi, yapan yaptıran farkı gözetmeden, terörün ardında kim ya da kimler olursa olsun, kişi, örgüt ve devletlere karşı gizli ya da açık saldırı veya suikast eylemlerinde bulunma hakkına kavuşmuş oluyor.”

Hürriyet Daily News99, Türkiye’deki koalisyon ve muhalefet parti liderlerinin saldırıyı şiddetle kınayan açıklamalarda bulunduğunu belirtmiştir;100

“ Koalisyon ve muhalefet parti liderleri, iş dünyasıyla bir araya gelerek Amerika’ya yapılan terörist saldırıyı kınadı.”

ABD’de ülke genelinde meydana gelen yas, diğer birçok devlette olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir yankı uyandırmıştır. Akşam gazetesi, ABD’deki saldırıda hayatını kaybedenler için Türkiye’de gerekenin yapılacağını yazmıştır ;101

“ Bayraklar Bugün Yarıya İniyor: ABD'deki terörist saldırılar nedeniyle Türkiye'de, bugün bayraklar yarıya indirilecek. Başbakanlık'tan bu konuda yapılan yazılı açıklamada 'Dost ve müttefik ülke ABD'de meydana gelen terörist saldırılardan dolayı hayatlarını kaybedenlerin anısına bütün yurtta bayraklar 13 Eylül 2001 Perşembe günü, sabah saat 08.00'de yarıya indirilecek ve aynı gün akşam saat 18.00'e kadar gönderde kalacaktır' denildi.”

Ulusal güvenlik açısından üstünlüğü tartışmasız kabul edilen çelik zırhlı ABD’nin, güvenliksiz oluşumların kol gezdiği bir sahaya dönüşmesinde hiç kuşkusuz ABD’nin Sovyet tehdidine karşı gizlice desteklediği güçler

98 Hürriyet, 15 Eylül 2001.

99 Türkiye’nin ilk İngilizce gazetesi.

100 Hürriyet Daily News, 13 Eylül 2001.

yatıyordu. Ali Sirmen’in (Cumhuriyet Gazetesi) yazısında bahsettiği bu güçler, tahmin edilebileceği üzere sayıları her geçen gün artan köktendincilerdi;102

“ Sovyetler Birliği’ni, ‘kızıl tehlikeye karşı en iyi çare yeşil kuşak’ diyerek çembere almaya çalışan ve bunun için köktendincileri destekleyen CIA ve ABD değil miydi?”

ABD, güvenlik algılaması açısından yeni bir döneme girmekteydi. Medyanın yapısının gitgide muhafazakâr çizgiye kaydığı ve kimlik kontrollerinin süresinin eskiye nazaran uzatıldığı konuşulmaktaydı. Kendini demokrasi ülkesi olarak tanımlayan ABD, kendi bünyesine yönelik bir saldırıya karşı oldukça yıkıcı ve dünya asayişini tehdit edici kararlar verebiliyordu;103

“Eskiden ülke içi uçuşlar için kalkış saatinden sadece yarım saat önce havalimanına gelen Amerikalılar, artık üç saati bulabilen bekleme sürelerinden şikâyet etmiyor. Ülkenin belli başlı otoyollarında, 10 dakikada bir kimlik kontrolüyle karşılaşılabiliyor. Tatsız bir şarbon şakası yapmanın cezası, 5 yıl hapis ve astronomik bir para cezası olabiliyor. Eğer Arap asıllıysanız ya da görünüşünüz Orta Doğulu’ya benziyorsa, yetkililerden ve sokaktaki insanlardan terörist muamelesi görebiliyorsunuz. Kısıtlamaların, düşünce özgürlüğü üzerinde de etkisi oluyor. Amerikan medyası, ince bir otosansür uyguluyor. Teröristlerin Amerika’yı çaresiz duruma düşürdüğünü vurgulayan bir komedyen aleyhinde kampanya başlatılabiliyor. Amerika’nın güç kullanma politikasına karsı çıkanlar, muhafazakâr medya tarafından hedef alınıyor. Kısacası, Türkiye’yi yıllardır özgürlükleri kısıtlamakla suçlayanlar, kendi güvenlikleri tehlikeye girince, özgürlüklerin kısıtlanmasını tercih edebiliyor. Amerika, teröre karsı savaşta uzun ve ince bir yola giriyor. Belki de Amerikalılar, İsrail ve Türkiye’de olduğu gibi, orta vadede teröre alışacak ve tarihlerinde ilk defa terörle bir arada yaşamayı öğrenecek.”

ABD’de kamuoyu-haklı olarak- bir an önce faillerin saptanmasını beklemekteydi. Saldırının öngörülebileceğine dair gelişmelerin yanında, ABD istihbaratının bu denli zafiyet içerisinde bulunması kabul edilemiyordu. M. Ali

102 Erdoğan, T., Toprak, B., Akaş, C., a. g. e., s.76.

103

Kışlalı’nın (Radikal) saldırıdan 3 gün sonra kaleme aldığı bir ayrıntı, ABD istihbaratının açık verdiğini gösteriyordu ;104

“ New York Times muhabiri Benjamin Weiser’e bir FBI ajanı 1993’te Dünya Ticaret Merkezi bombalanıp suçlu Remzi Ahmet Yusuf yakalandığında şunları söylemiş: ‘Suçluyu helikopterle, gözleri bağlı götürüyordum. East River üzerinden geçerken gözlerini açıp ikiz kuleleri gösterdim. ‘Bak ikisi de ayakta’ dedim. Bana, ‘Eğer yeterli paramız ve patlayıcımız olsaydı şimdi ayakta olamayacaklardı’ yanıtını verdi. İşin, yılda 30 milyar dolarlık bütçe ile çalışan ABD’nin üç istihbarat örgütünün başarısızlığıyla ilgili yanı da ortaya çıktı.”

Fikret Bila (Milliyet), asker kökenli bakış açısının, bu denli büyük ve geniş ölçekli terörün, ABD’den yardım almadan gerçekleşemeyeceğini savunduğunu kaleme almıştır;105

“…ABD içinden destek görmeden böyle bir eylem gerçekleştirilemez. Saldırıda yer desteği açıkça gözleniyor. Havaalanlarında ve hedefe yönelmede açık bir yer desteği var. Bu desteğin verilebilmesi için gerekli olan bilgi akışı da içeriden yardım görmeden sağlanamaz.”

Cumhuriyet gazetesi 11 Eylül terör saldırılarının dünya siyaseti için yıkıcı sonuçlar doğuracağını ve savaşa davetiye çıkaracağını ‘Dünya Sarsılıyor’106 manşetiyle aktararak, New York’ta korkunun had safhada olduğunu belirtmiştir. 11 Eylül teröründen zarar gören Amerikan halkı, yönetimin suçluları bulması için öne sürmüş olduğu saldırı fikrini açıkça reddetmiyor. Konuyla ilgili haberi Hürriyet gazetesi ‘ABD Savaştaymış Gibi Karşılık Verecek’ başlığıyla aktarmıştır;107

“Washington Post ve ABC tarafından yapılan bir araştırmada, her 10 Amerikalıdan 9'unun, ülkede dün meydana gelen saldırıların sorumlularına karşı ‘askeri karşılık verilmesinden yana olduğu’ ortaya çıktı.”

104 Erdoğan, T., Toprak, B., Akaş, C., a. g. e., s.79.

105 Erdoğan, T., Toprak, B., Akaş, C., a. g. e., s.91.

106 Cumhuriyet, 12 Eylül 2001.

Saldırının tek bir güç tarafından gerçekleşmediği iddiaları Emekli Orgeneral Çevik Bir tarafından da güçlendirilmişti. Bir, olayın iç yardım almadan gerçekleşemeyeceğini eklemiştir;108

“ Teröristler İçeriden Yardım Almışlardır: ABD’nin karadan, denizden, havadan düşman uçaklarına karşı entegre planları vardır. Bu planlar füze kalkanlarıyla güçlendirilmiştir. Ancak saldırıda ticari uçaklar kullanıldı. Karşı taraf bu savunma boşluğunu tespit etmiş. Çok iyi örgütlenmiş, çalıştırılmış ve bütün bunlar gizlilik içinde yapılmış. Yüksek teknolojiye dayanılmış bunları yaparken. Kuşkusuz böylesine kapsamlı bir senaryo içeride bilgi casusluğu yapmıştır. Yani içeriden destek alındığını söylemek mümkün. Hatırlayın, birkaç ay önce Pentagon bilgisayarlarına virüs girmişti. Aletler kilitlenmişti. Bunlar tesadüf değil.”