• Sonuç bulunamadı

2.4. ORTAK DÜNYA SORUNU: TERÖR

2.4.5. Liberal Kurama Göre Terör

2.4.6.11 Eylül, Terör ve Terörizm

11 Eylül ABD’nin dış politikasını başlı başına değiştirirken, ülkenin en güvenilir kalelerini çökertmiş ve terörü kendisi dışındaki tüm devletleri kuşatacak bir olgu olarak gören ABD’nin inanç ve itibarını sarsmıştır;185

“ Kapitalizmin simgesi Dünya Ticaret Merkezi ve Soğuk Savaş döneminde bile erişilmez, yaklaşılamaz denilen, olağanüstü korumalı Pentagon gibi ABD simgelerine saldırı düzenlenmesinin imkânsız olduğu gerçeği yıkılmıştır…”

11 Eylül ile ABD’nin teröre bakışı değişmiştir. Uluslararası sistemde, terörün anlamlandırılışı üzerindeki ikircikli durumlar azalmıştır. Dünya genelinde (özellikle terörden fazla etkilenmemiş devletler üzerinde) yeni bir terör anlayışı benimsenmiştir. Süper güce zarar veren terör, gün geldiğinde tüm devletleri kıskacına alabilirdi. Yabancı basının 11 Eylül terörüne bakışının aktarıldığı konuda devletlerin bu kaygısından söz edilmiştir;186

“1960'lardan itibaren terörizm, uluslararası çalkantılara paralel olarak ivme kazanmış ve 1970'lerde ‘yeni terör çağı’ndan söz edilmeye başlanmıştır, 11 Eylül 2001 ise, terörizmin boyutları bakımından bir dönüm noktası oluşturmaktadır.”

11 Eylül istihbarat konusundaki genel kanıları değiştirdiği gibi, ABD’nin coğrafi üstünlüğünü; yani civar devletlere uzak oluşunun ve saldırı ihtimalinin zayıflığının oluşturduğu güvenlik algısını da yerle bir etmiştir;187

“…Atlantik ve Pasifik’in ABD’nin doğal koruma duvarı olduğu güvencesi de yıkılmıştır.”

184 Tuncer, Hüner, a. g. e., s. 39.

185 Aydın, Nurullah, a. g. e. , s.73.

186 Öktem, Emre, a. g. m., s. 134.

187 Aydın, Nurullah, a. g. e. , s.73. (‘Pasifiğin’ olarak yazılmış olan kelime, ‘Pasifik’in’ olarak düzeltilmiştir.)

Özellikle Orta Doğu basını, aralarındaki anlaşmazlığın getirdiği hissiyatlarla artık sıranın ABD’de olduğunu ve kendi yarattığı terörün bedelini ödediğini dile getirmiştir. Terörü terörle yenme düşüncesi, dünya barışı açısından yanlış olsa da görmezden gelinemeyecek bir gerçek mevcuttu; o da Sovyetleri püskürtmek amacıyla teşvik ettiği terör bombasının 11 Eylül günü ABD’nin elinde patladığıydı.

Terörizm, terör(korku, dehşet) yoluyla var olan düzenin sarsılmasıdır ve mevcut otoritenin sahip olduğu güçlü özellikleri (özellikle ekonomik refahı) ortadan kaldırmaya ve güçsüzleştirmeye dayalı bir girişimdir;188

“ Hedef: Bir ülkeyi ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri açıdan zaafa uğratarak yıpratmaktır.”

Terörün, diğer kavramlardan ‘amaç’ doğrultusunda ayrıldığı kabul edilir. Çünkü bir teröristin amacı, terörün meydana getirdiği tedhişin etkili olduğunu saldırıyı gerçekleştirdiği alanda hissedebilmesidir ve amacına ulaştığının bilincinde olabilmesidir. Diğer bir deyişle, terör eylemi ne kadar geniş kitleye ulaşırsa o kadar başarılı kabul edilir, çünkü etki alanı genişledikçe daha fazla insanı ve yapıyı korkuyla yüz yüze getirmiş olur;189

“Terör faili beklenmeyen bir anda ve yerde vurup kaçmaya çalışır. Çünkü devletin güvenlik gücü, kendisinden daha üstündür. Buna karşılık ‘adi cebir ve şiddet veya tehditte’, maksat bir varlığa zarar vermek veya onu yok etmektir. Buna karşılık terörist için, cebir ve şiddet bir amaç değil ‘araçtır’(vasıtadır) . Örneğin sıradan bir katilin, bir insanı ‘ölmesini istediği için’ öldürür. Katilin kastı, sadece bir insanı öldürmektir, maksadı da ‘o insanın ölmesidir’. Terörist içinse, önemli olan o insan ya da insanların ölmesi değil, onları öldürdüğü zaman toplumun ve dolayısıyla toplumu yönetenlerin direncini kırmak, yıldırmak, sindirmektir. Teröristin insan ya da insanları öldürmesindeki maksadı da buna yöneliktir. Bir trene bomba koyduğunda, trende kimlerin olduğu, ölecek olanların kimliği ‘doğrudan’ bir önem arz etmez.”

188 Aydın, Nurullah, a. g. e. , s.57. Terörizmin hedef ve yöntemleri ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Baykal, M,: Terörizm, Yeni Forum, Sayı: 334, s.20.

189 Döner, İsa, “Uluslararası Hukukta ve Türk Hukukunda Terör ve Terörizm”, e-akademi Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi, Eylül 2005 Sayı 43 (Sayfa bilgisi belirtilmemiştir.).

Terörün algılanış biçimi, ülkeler arasında farklılık gösterir. Hukuken Fransa, Haiti gibi çoğu ülke (gelişme düzeyleri farklı olsa da) terörün varlığını kabul etmektedir. Buna rağmen teröristin tanımı her ülke için bir olmamaktadır;190

“Netice olarak bir devlet tarafından terörist olarak nitelendirilen kişi veya kişiler, diğer bir devlet tarafından da “özgürlük savaşçısı” olarak nitelendirilmektedir.”

“Gerilla”191

ve “özgürlük savaşçısı”192 gibi terimler, terörizmin oldukça hafifletilmiş yorumlarıdır. Terör tedhiş yarattıkça, terörist de yıldırıyı yaratmada aracılık ettikçe, olay kesin bir terörizm olgusundan farklı bir şey ifade edemez.

Colin Powell193, terörün sonlandırılmasının güç bir olgu olduğunun altını çizerek ABD’ye destek verilmesi gerektiğini ima etmiştir. Powell, meydana gelen saldırıların sadece ABD’ye değil demokrasi ile yönetilen tüm ülkelere yönelik olduğunu da belirtmiştir. Şüphesiz Powell’ın amacı ABD’nin ‘terörle mücadele’ anlarında yalnız kalmasını önlemektir;194

“ ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, başkent Washington ile New York’ta yapılan saldırıları, ‘ABD’ye ve bütün demokratik ülkelere yönelik bir savaşa’ benzetti. ABC televizyonuna demeç veren Powell, ‘Amerikan halkı, bir savaşın söz konusunun olduğunu gayet iyi anlamış durumdadır, buna vereceğimiz karşılık, bir savaşa vereceğimiz karşılık gibi olmalıdır’ dedi.”

Colin Powell, ABD’nin çok büyük ölçüde değiştireceği dış politikasına da atıfta bulunarak, 11 Eylül’den sonra eski işleyişin sürdürülmeyeceğini belirtmiştir;195

“ABD'nin saldırılara bakış açısını da belirten Powell; 'Bu iş sadece bu suçu işleyenlerin üzerine gitmek değil kaynakların üzerine

190 Döner, İsa, a. g. m. (Yazım yanlışı düzeltilmiştir)

191 TDK’ya göre Fransızca ‘Guérilla’ sözcüğünden gelmiştir. Kelime anlamları ise şöyledir: 1. Düzenli bir orduya karşı küçük birlikler hâlinde çatışan, hafif silahlarla donatılmış topluluk. 2. Bu topluluktan olan kimse. 3. Bağımsız bir biçimde hareket eden çete.

192 Habertürk, 20 Ekim 2007.

193 ABD kökenli asker ve çeşitli görevlerde yer almış devlet adamı.Hakkında bilgi edinmek için tıklayın: http://www.achievement.org/autodoc/page/pow0bio-1, Erişim Tarihi: 10.10.2012.

194 Sabah, 13 Eylül 2001.

gitmektir. Terörizmin üstene gideceğiz. Destek veren imkân sağlayan ülkelerin üzerine gidilecektir.' diyerek ABD'nin mücadelesine dair ilk ipuçlarını verdi.”

11 Eylül’de meydana gelen terör, yalnızca genel sağlığı ve ekonomiyi çökertmekle kalmamış, bundan sonra ‘terör’ görüntüsü altında alınacak yeni kararların da müsebbibi olmuştur;196

“ 9/11 tarihi, ABD’nin finansal, askeri ve siyasi merkezlerine yapılan saldırıyla anılacak olmasından daha çok, ‘teröre karşı savaş’ın startının verildiği tarih olarak bilinecektir.”

11 Eylül teröristleri, ABD’yi en çok mali açıdan sarsmayı hedeflemişti. İkincil hedef, ABD’nin güvenlik algısını yok ederek tedhiş yaratmaktı. Bu sebeple 11 Eylül saldırılarının tam manasıyla bir terör olduğunu söylemek doğrudur. Terörü tamamen bitirmeyecek bile olsa (uluslararası ilişkilerde böyle bir şey imkânsızdır), çözüm konusunda devletlerin kendini sorumlu hissetmesi ve işbirliğine yönelik diyaloglarda bulunması şarttır;197

“ Son olarak, terörizmle mücadelede uluslararası toplumun tam bir oydaşma sağlamasının mümkün olmadığından hareketle, Birleşmiş Milletler tipi toplu tavırların yalnızca yazılı norm düzeyinde kalacağını görmek ve bu konuyu da ittifaklar çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Bu tavır teröre karşı mücadeleyi uluslararası güvenlik açısından ziyade kolektif savunma biçiminde değerlendirmeyi gerektirmekte, idealizmin erişemediği noktaları realist pratiklerle tamamlamak ne yazık ki bir mecburiyet halini almaktadır.”