• Sonuç bulunamadı

Türkçenin Tarihsel Dönemlerinde Görülen İstem Nöbetleşmeleri

GİRİŞ

II. BÖLÜM: İSTEM KAVRAMI (VALENCY)

8. İSTEM NÖBETLEŞMESİ (VALENCY ALTERNATION)

8.1. Türkçenin Tarihsel Dönemlerinde Görülen İstem Nöbetleşmeleri

Türkçede durum işaretleyicilerinin birbirleriyle nöbetleşmesi, dolayısıyla kimi eylemlerin sözdizimsel istem çerçevelerinin biçimbilgisel olarak aynı bağlamda iki

farklı durum biçimbirimiyle işaretlenmiş katılanlardan oluşması, Eski Türkçeden beri sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Bu nöbetleşme Orhon Türkçesi döneminde çoğunlukla yönelme ve bulunma durumları arasında gerçekleşir.

(129) a. kıırkız bodunug u+da bastım “Kırgız halkını uykuda bastım”(BK D27) b. kıırkız bodunug u+da bastımız “Kırgız halkını uykuda bastık” (KT D35) c. türgiş bodunug u+da bastımız “Türgiş halkını uykuda bastık”(KT D37) d. kıırkızıg u+ka bastımız “Kırgızı uykuda bastık” (T27)

Yukarıdaki örneklerde bas- “baskın yapmak” eyleminin Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında (Tekin, 2010, ss. 60-63) bulunma durumuyla, Tunyukuk Yazıtında (Tekin, 1994, s. 13) ise yönelme durumuyla işaretlendiği görülmektedir. Bu, o dönemde bas- eyleminin istem çerçevesinin aynı bağlamda hem yönelme hem de bulunma durumunu kapsadığını göstermektedir. Ancak bu durum bir eylem için bir anlam ve bir istem çerçevesi kuralına aykırıdır. Bu durumun bahsi geçen yazıtlar arasındaki ağız farklılıklarına bir tanık olabileceğini düşünsek de bu iddiayı kanıtlayacak benzer örnekler bulamadık.

(130) …tabğaç ilı+(ŋ)ä kılıntım “Çin ülkesinde doğdum” (T1)

Tunyukuk batı yüzünde yer alan bu örnekte ise kılın- eyleminin bu bağlamdaki istemi bulunma durumu olduğu halde yönelme durumuyla işaretlendiği görülür.

Tekin, Orhon Türkçesinde yönelme ve bulunma durumunu Orhon Türkçesi Grameri’nde “verme-bulunma durumu” başlığı altında ele almıştır. Buna göre Tekin verme-bulunma başlığı altında bu durumun genellikle {+kA}, tekil birinci ve ikinci kişinden sonra {+A}, üçüncü kişi iyelik biçimbirimi alan sözcükler üzerine ise {+ŋA}

biçimbirimiyle eklendiğini belirtir (Tekin, 2003, s. 110). Orhon Türkçesindeki bu nöbetleşme örnekleri incelendiğinde yönelme durumunun bulunma durumuyla nöbetleşmesinin en çok yer, zaman ve yaş belirten örneklerde olduğu görülür. Buna göre eylem bir yaklaşma ya da yönelme anlamı taşıyorsa ve katılan eylemin kendisine doğru işlendiğini belirten bir nesneyse yönelme durumu kendi işlevinde kullanılmıştır:

(131) a. kagan+ka kırkız boduni içikdi “Kırgız halkı kağana tabi oldu” (T28)

b. äbin+ä kirtäçi sän “evine gireceksin” (BK K14)

Eylemin gerçekleşme amacını veya kimin yararına işlendiğini gösteriyorsa yine kendi işlevinde kullanılmıştır:

(132) a. nä kagan+ka işig küçüg birür män “Hangi kağana hizmet ediyorum?” (KT D9)

b. [tabğaç] kağan+ta bädizçi kälürtüm “Çin kağanından resimci getirdim.”

(KT G12)

Eylemin meydana geldiği ya da işlendiği yeri belirtiyorsa hem kendi işlevinde gerçekleşebilir hem bulunma durumuyla nöbetleşebilir:

(133) a. …tabğaç ilı+(ŋ)ä kılıntım “Çin ülkesinde doğdum” (T1)

b. bu taş+ka bu tam+ka kop yollug tigin bitidim “bu taşlara ve bu duvarlara yazıları hep (ben), Prens Yollug, yazdım.” (KT GD)

İlk örnekte yönelme durumu bulunma durumuyla nöbetleşmiş, ikinci örnekte ise kendi işlevinde kullanılmıştır.

Eylemin meydana geldiği zamanı veya eylemin işlenme süresini belirtiyorsa daima bulunma durumu ile nöbetleşmiştir:

(134) a. yazı+(ŋ)a oguz tapa sülädim “(o yılın) ilkbaharında Oğuzlara doğru sefer ettim” (BK D31-32)

b. bir yıl+ka tört yolı süŋüşdüm “bir yılda dört kez savaştım” (BK D30) İlk örnekte eylemin işlendiği zaman, ikinci örnekte ise eylemin işlenme süresi gösterilmiştir. Ancak bu yapıların seçimlik istemler olduğu gözden kaçmamalıdır.

(135) [tabğaç] kağan+ta bädizçi kälürtüm “Çin kağanından resimci getirdim.”

(KT G12)

Yukarıdaki örnekte bulunma durumu ayrılma durumu işlevinde kullanılmıştır. Bu durum Orhon Türkçesi dönemi için yaygındır. Tekin bu durumu “bulunma-çıkma

durumu” başlığı altında ele alır. Bu durumun ünlüyle biten gövdelerle /r, l, n/ dışındaki ünsüzlerden biriyle biten kök ve gövdelere {+dA}, /r, l, n/ ile biten kök ve gövdelerden sonra ise {+tA} biçiminde geldiğini söyler (Tekin, 2003, s. 113).

Orhon Türkçesinde, bu durum altında verilen örnekler incelendiğinde bulunma durumuyla işaretlenen yapı eylemin meydana geldiği ya da işlendiği yeri gösteriyorsa bulunma durumunun kendi işlevinde kullanıldığı görülür:

(136) kara köl+tä süŋüşdümüz “kara gölde savaştık” (KT K 2) Eylemin başlangıç noktasını ifade ediyorsa ayrılma durumuyla nöbetleşir:

(137) (tabgaç) kagan+ta bädizçi kälürtüm “Çin imparatorundan sanatçılar getirttim”

(KT G12)

Bir karşılaştırma bildiriyorsa ayrılma durumuyla nöbetleşir:

(138) ötüken yış+da yig idi yok ärmiş “Ötüken dağlarından daha iyi bir yer asla yok imiş” (KT G4)

Orhon Türkçesi döneminde bugünkü ayrılma durum işaretleyicisi {+DAn}, {+tAn}

olarak karşımıza çıkar, ancak bu biçimbirim o dönemde yeni kullanıma girmiştir ve çok seyrek olarak kullanılır (Tekin, 2003, s. 113). Bu nedenle bu dönemde ayrılma durumunun bulunma durumuyla nöbetleşmesi oldukça olağan ve açıklanabilir durumdur. Çünkü bulunma durumunun anlamsal çerçevesi o dönemde henüz ayrılma durumu ifade eden işlevleri de bünyesinde barındırmaktadır.

Yönelme durumunun bulunma durumuyla nöbetleşmesi Uygur Türkçesi döneminde de devam etmektedir:

(139) a. ol ḳam köŋlin+ge inçe sakıntı “O büyücü gönlünde şöyle düşündü”

(Manich. Er., III, 41-42)

b. körü yükündüm ıduḳlar izi ḳutluġ yir orunlar+ḳa “Kutsallar izini kutlu yerlerde saygıyla gördüm” (Biogr. Hts., 210-212)

Eraslan, Eski Uygur Türkçesi Gramerinde “bulunma-çıkma hali” başlığı altında bulunma durumu biçimbiriminin Orhon Türkçesinde olduğu gibi Uygur Türkçesinde de bulunmanın yanı sıra ayrılma da ifade ettiğini belirtir (Eraslan, 2012, s. 145). Bu dönemde de müstakil ayrılma durumu biçimbirimi henüz yaygınlaşmadığından bulunma durumunun çoğu zaman ayrılma durumunun işlevini de yerine getirdiği görülmektedir.

Biçimbirimin yaygınlaşması Uygurca döneminin sonlarına doğru olur ve ayrılma durumu bulunma durumunun ayrılma işlevini üstlenir:

(140) a. kimniŋ burun+ta ķan önser, tıdu umasar… “Kimin burnundan kan aksa ve mani olamasa…” (HK II, 2-10)

b. Uluġ idiz yirler+tin sikriyür “Çok yüksek yerlerden aşağı sıçrıyor”

(Eraslan, 2012, s. 151)

Bulunma durumunun ayrılma durumuyla nöbetleşmesi Karahanlı Türkçesi döneminde de devam eder. Karahan, Orhon Türkçesinde hem bulunma hem ayrılma işlevini ifade eden {+DA} biçimbiriminin bu işlevini {+DIn} biçimbirimiyle paylaşmasının zamanla {+DA}’nın işlevini azalttığını ve yeni biçimbirimin işlekliğini arttırdığını belirtmiştir (Karahan, 1999, s. 605):

(141) şeker+de tatlıglık kavuk yür maŋa “kepek yemeği benim için şekerden daha tatlıdır” (KB 4768)

Eski Anadolu Türkçesinde yaygın görülen durum biçimbirimi nöbetleşmelerinden biri belirtme-yönelme durumu nöbetleşmesidir. Özellikle bin- eylemi bu dönemde birçok araştırmacının dikkatini çeken bir istem yapısına sahiptir. Özellikle at nesnesiyle kullanıldığında Orhon Türkçesinde ve Karahanlı Türkçesinde sıfır biçimcik ya da belirtme durumu isteyen bu eylem, Eski Anadolu Türkçesinde hem at+Ø bin- şeklinde sıfır biçimcikle işaretlenmiş hem at+ı bin- şeklinde belirtme durumuyla işaretlenmiş hem de at+a bin- şeklinde yönelme durumuyla işaretlenmiştir. Bu, o dönemde bu eylem çerçevesinde hem yalın, durum hem belirtme durumu hem de yönelme durumunun birbiriyle nöbetleştiğini göstermektedir. Kimi zaman aynı metin içerisinde kimi zaman aynı döneme ait farklı metinlerde bu nöbetleşmenin örnekleri tespit edilebilmektedir:

(142) a. üçünç yigen silig begiŋ kedimlig torug at+Ø binip tegdi “Üçüncü olarak Yiğen Siliğ Bey’in giyimli doru atına binip hücum etti.” (KT D33)

b. ekinti ışbara yamtar boz at+(ı)g binip tegdi “İkinci olarak Işbara Yamtar’ın boz atına binip hücum etti” (KT D33)

c. atı+n mindi kelti ḳapuġḳa tüşüp “Atına bindi, gelip kapıya indi” (KB 576) d. yil ayaḳlu at+Ø bindi (FBŞ, 32b-6)

e. tavla tavla şahbaz atları+(n)ı bindiler (DK D, 38-6) f. on altı biŋ ḳara ṭonlu kāfir at+a bindi (DK D, 127-4/5)

Bu örneklerdeki durum bugün ölçünlü Türkçede de bin- eyleminin istem çerçevesinde görülen nöbetleşmenin daha Eski Anadolu Türkçesi döneminden beri var olduğunu göstermektedir. Özkan, Eski Anadolu Türkçesinde bu eylemin biçimbilgisel istemindeki nöbetleşmeyi dönem içerisinde değerlendirerek kimi zaman aynı “lehçe ve ağızda”

eylemlerin durum biçimbirimli tamlayıcılarının; bizim tercih ettiğimiz terimle biçimbilgisel istemlerinin ikili kullanımlarına; diğer bir deyişle nöbetleşmesine rastlamanın mümkün olduğunu belirtir. Ona göre sözdizimsel istemin ve biçimbilgisel istemin değişmesi “bir anlam ve dönem farklılığı meydana getiriyorsa” eylemin istem değiştirmesi olarak algılanmalıdır (Özkan, 2011, ss. 523-524). Ancak biçimbilgisel istemin nöbetleşmesi eylemin artık farklı bir istem çerçevesine gereksinim duyduğunu göstermektedir. Bu nedenle belli bir dönem içerisindeki nöbetleşmeleri istem değiştirmenin de ilk aşaması olarak görmek gerekmektedir. Karahan, bir dildeki bir eylem ve istemi arasındaki ilişkinin şeklinin ve niteliğinin o dilin konuşurları tarafından belirleneceğini söyler ve özellikle at+ı bin-/at+a bin- yapılarındaki istem nöbetleşmesini ve bunların çeşitli ağız ve lehçelere göre farklılık göstermesini o dilin konuşurlarının eylem-istem ilişkisini algılayışlarındaki düşünce farklılığından kaynaklandığını belirtir (Karahan, 1997, s. 212). Günümüzde eylemin biçimbilgisel istemi çoğunlukla yönelme durumu istemektedir. GTS’de de eylemin istemi yönelme durumu olarak verilmiştir. Bu eylemin sergilediği istem nöbetleşmesine sonraki bölümlerde tekrar değinilecektir.

bulış- “buluşmak, karşılaşmak” eylemi de Eski Anadolu Türkçesinde istemi nöbetleşen eylemlerden biridir. O dönemde bu eylemin katılanları hem yönelme durumu hem de araç durumuyla işaretlenmiştir:

(143) a. beyrek adlu bir yigid+e bulışmaduŋ mı (DK D, 104-5)

b. Bėgler ḳardaş uġrına depegöz+ile bulışuram (DK D, 224-5/6)

bulış- eylemi EDPT’de bul- eyleminin işteş şekli olarak ele alınmış ve “beraber bulmak (birşeyi, Bel.), birbirini bulmak” gibi anlamları verilmiştir (Clauson, 1972, s. 345). Bu durumda Clauson’un işaret ettiği anlamın isteminin de belirtme durumuyla işaretlenmesi gerekir. Arslan Erol ise sözcüğün Eski Anadolu Türkçesindeki temel

“buluşmak” anlamından hareketle “karşılaşmak, kavuşmak, rastlamak” gibi yeni yeni yan anlamlar kazandığını belirtmiştir (Arslan Erol, 2008, s. 223). Eylemin farklı biçimbilgisel istemlerinin olması, yani isteminin dönem içerisinde nöbetleşmesi bu yeni yan anlamların bir getirisi olarak algılanmalıdır. Zamanla tek taraflı yapılan bir eylem gibi görülen bu yapının “karşılıklı ya da birlikte yapılma” anlamı yaygınlık kazanmış olmalıdır. Günümüzde de bu eylemin istemi araç (birliktelik) durumuyla işaretlenmektedir.

Eski Anadolu Türkçesinde durum işaretleyicilerinin birbirleriyle nöbetleşmesi oldukça yaygındır. Gülsevin, Eski Anadolu Türkçesinde birçok durum işaretleyicisinin birbiriyle nöbetleştiğini tespit etmiş ve örnekler vermiştir. Hangi durum işaretleyicilerinin birbiriyle nöbetleştiği, daha iyi anlaşılması açısından aşağıdaki tabloda gösterilmiştir (Gülsevin, 1997, ss. 21-58):

Durum Nöbetleştiği Durumlar

Yalın Durum 1. İlgi Durumu,

2. Belirtme Durumu 3. Yönelme Durumu 4. Ayrılma Durumu

İlgi Durumu 1. Yalın Durum

2. Belirtme Durumu, 3. Yönelme Durumu 4. Ayrılma Durumu

Belirtme Durumu 1. Yalın Durum

2. Yönelme Durumu 3. Ayrılma durumuyla

Yönelme Durumu 1. İlgi Durumu

2. Belirtme Durumu 3. Ayrılma Durumu 4. Araç Durumu

Bulunma Durumu 1. Yalın Durum

2. Belirtme Durumu 3. Yönelme Durumu 4. Ayrılma Durumu 5. Araç Durumu

Ayrılma Durumu 1. Yalın Durum

2. Yönelme Durumu 3. Bulunma Durumu

Tablo 4: Eski Anadolu Türkçesinde Birbiriyle Nöbetleşen Durum İşaretleyicileri

Faruk Kadri Timurtaş, Eski Anadolu Türkçesinde belirtme durumu-yönelme durumu, yönelme durumu-bulunma durumu, ayrılma durumu-bulunma durumu nöbetleşmesinin mümkün olduğunu ifade etmiştir (Timurtaş, 1985, s. 436). Erdem ise Eski Anadolu Türkçesinde kimi düzensiz istem nöbetleşmelerinin bulunduğunu; ancak bunların aksine bu dönemde özellikle bin-, söyle- ve başla- eylemlerinin istemlerinin düzenli bir belirtme-yönelme durumu nöbetleşmesi sergilediğini söyler (Erdem, 2004, s. 953).

Erdem sözkonusu eylemlerin ilk dönemde belirtme durumu isterken daha sonra yönelme durumu istemeye başladığını ifade etmiştir (Erdem, 2004, s. 957):

(144) a. başlaya imam namaz+ı (NHT 133b-2)

b. her bir kişi kim bir iş+e başlaya evvel anuŋ bünyādın ḳılur (KE 2b-5) (145) a. aġ ṣaḳallu ḳocanuŋ aġzı+n sögdi (DK D, 100-5)

b. menüm aġzım+a sögüp-durur-idüŋ doyamadum (DK D, 19-6)

evlen- eylemi de istem nöbetleşmesi açısından ilginç bir görünüm sergilemektedir.

DLT’de evlen- eyleminin “ev edinmek, ev sahibi olmak” anlamının istemi, verilen örnekte belirtme durumuyla işaretlenmiştir (Ercilasun ve Akkoyunlu, 2015, s. 117). “eş olarak almak” anlamında ise biçimbilgisel istemi belirtilmemiştir (Ercilasun ve Akkoyunlu, 2015, s. 384). EDPT’de ise sözcüğün “ev edinmek” anlamının yanı sıra

“genellikle erkekler için evlenmek” (Clauson, 1972, s. 11) anlamı da verilmiştir ve her iki durumda da eylem yönetim çerçevesinde belirtme durumuyla işaretlenmiş seçimlik bir katılan; yani seçimlik bir dolaysız nesne istemektedir. Bugün ise dünya algısının değişmesi eylemin anlam çerçevesini genişletmiş ve yalnızca erkeğin değil; erkek ile kadının evlendiği, diğer bir deyişle eylemin birliktelik esasına göre yapıldığı fikri gelişmiştir. Bu sebeple günümüzde bu eylem istem çerçevesinde araç durumu (birliktelik) eylem araç durumuyla işaretlenmiş bir katılan istemektedir.

(146) a. ol bu ew+(n)i evlendi (DLT 134) b. a+(n)ı (…) evlenem (FBŞ 10b-3) c. Ali Ayşe ile evlendi.