• Sonuç bulunamadı

Sözdizimsel İstem Düzeyi

GİRİŞ

II. BÖLÜM: İSTEM KAVRAMI (VALENCY)

2. İSTEM DÜZEYLERİ

2.3. Sözdizimsel İstem Düzeyi

2.3.1. Biçimbilgisel İstem Düzeyi

Biçimbilgisel istem düzeyi, istemin sözdizimsel görünümünün biçimbilimsel ifadesidir.

Yani eylemin mantıksal yapıda yarattığı boşlukların ve bu boşlukları dolduran anlamsal katılanların yüzey yapıda çeşitli yapılarla biçimbilgisel olarak işaretlenmesidir.

Doğal olarak bu istem düzeyi tüm diller için evrensel ve ortak olmaktan çok uzaktır.

Her dilde biçimbilgisel istem farklılıklar gösterir ve eylemin biçimbilgisel istemi farklı unsurlar aracılığıyla ortaya çıkar. Her dil, sözdizimsel istemi kendine özgü sözdizimsel bir dizilişle veya biçimbilgisel bir işaretleyiciyle işaretler. Türkçede eylemin ve diğer istem potansiyeli taşıyan unsurların yönetim çerçevesinde açtığı mantıksal ve anlamsal boşluklar durum işaretleyicileriyle tamamlanır. Durum işaretleme süreci, genellikle, sözcük sonuna eklenen durum işaretleyicileriyle (geleneksel tabirle durum biçimbirimleriyle) yapılır. Türkçede istemin zaman zaman belirteç ya da ilgeçlerle işaretlendiği de olur. Bazı dillerde istem, önbiçimbirim ya da sonbiçimbirimlerle, bazı dillerde çeşitli görevli sözcüklerle yapılır. Bazı dillerde belli bir biçimbilgisel durum işaretleme sistemi olmadığından, istemi gösterecek herhangi bir biçimbirim ya da sözcüğe gereksinim duyulmaz. Bu dillerde bildirişimde genellikle parçalarüstü sesbirimler rol oynar. Parçalarüstü sesbirimler sesin yüksekliği ve süresinden kaynaklanan ezgi, vurgu vb. birimlerdir. Kimi işlevsel yapıları parçalarüstü birimlerle ifade eden dillerde durum işaretleme vurguyla yapıldığından istem de belli bir vurguyla ifade edilir.

İstem potansiyeli taşıyan her yapı farklı sayıda ve türde mantıksal ve sözdizimsel istemi yönetebilir. Bu yapılar, çevresinde açtığı boşlukları dolduracak olan katılanların biçimbilgisel yapısını da belirler. Diğer bir deyişle istem potansiyeli taşıyan her yapı aynı sayıda katılan almaz ya da her durum işaretleyicisiyle işaretlenemez.

Yukarıda da değinildiği gibi istem potansiyeli taşıyan bir unsurun sözdizimsel ve anlamsal istemi doğal olarak her dilde aynı değildir. Türkçe dinle- eylemi belirtme durumuyla işaretlenirken, eylemin Alm. karşılığı zuhören yönelme durumuyla işaretlenir:

(47) Hör mir mal genau zu! “Şimdi ben+i dikkatle dinleyin.”

Bir dilde aynı mantıksal ve anlamsal katılanlara sahip iki eylemin sözdizimsel istemleri farklı olabilir. Örneğin Alm. helfen ve unterstützen “yardım etmek” eylemlerinden helfen yönelme durumuyla işaretlenirken, unterstützen belirtme durumuyla işaretlenir:

(48) Ich kann mir nicht helfen. “Yardım edemem.”

(49) Unterstütze uns! “Bize yardım edin.”

Biçimsözdizimsel istem tümce yapısına veya öbek yapıya bakınca doğrudan erişilebilen ve dilden dile farklılık gösteren biçimbilgisel işaretlerle açıklanabilir. Biçimbilgisel istem, dilden dile farklılık gösterdiği için bir dili yabancı dil olarak öğrenlerin de en çok yanlışa düştükleri kategori budur.

Biçimbilgisel istemin kendine özgü bir yapı mı sergilediği, yoksa biçimbilgisel istemin yapısının bütünüyle bir sözcüğün anlamının gereksinimlerine göre mi oluştuğu konusu tartışmalıdır. Başka bir deyişle tüm biçimsözdizimi anlambilimden mi indirgenmiştir yoksa dilbilgisinde bir biçimsözdizimsel bağımsızlık aşaması var mıdır? Bu sorunun cevabı ancak pek çok dilin ayrıntılı bir istem analizi yapılırsa ve bu yapılar istemin her üç düzeyinde de karşılaştırmalı olarak ele alınırsa bulunabilecektir.

Ágel’e göre sözdizimsel istem makro istem (macrovalency) ve mikro istem (microvalency) olarak adlandırılan iki aşamada gerçekleşebilir (Ágel ve Fischer, 2010, s. 238):

2.3.2. Makro İstem (Macrovalency)

İstemin sözdizimsel yapıda tümcede öge olarak bulunan bir katılan aracılığıyla gösterilmiş olması makro düzeyde gösterilmesi anlamına gelir:

(50) BenÖZNE araba aldım.

Yukarıdaki örnekte al- eyleminin birinci istemi olan özne, ben 1. tekil kişi adılıyla gösterilmiştir. Yani eylemin birinci istemi yüzey yapıda sözdizimsel bir yapı olan ben adılıyla gerçekleşmiştir.

2.3.3. Mikro İstem (Microvalency)

Mikro istemde ise istemin biçimbilgisel işaretleyiciler aracılığıyla gerçekleşmesi kastedilir:

(51) (Ø) Araba aldım.

al-g.g.z-1.t.k.b.

Bu örnekte eylemin asıl katılanı olan özne tümceden silindiği halde eylemin 1. tekil kişi tarafından yapıldığı yüklem üzerinde 1. tekil kişi biçimbirimiyle kodlanmıştır. Yani istem kişi biçimbirimi aracılığıyla gerçekleşmiştir.

Bir sözlüksel birimin derin yapısında var olan her bileşen yüzey yapıda gerçekleşmek zorunda değildir. Dolayısıyla bir sözcüğün mantıksal ve anlamsal istem düzeyindeki her katılanı sözdizimsel istem düzeyinde kesin olarak yer alacak ya da gerçekleşecek diye bir kural da yoktur.

Yukarıda istemi oluşturan üç düzey incelenmiştir. Buna göre, mantıksal ve anlamsal istem düzeyleri teoride birbirine benzer görünse de mantıksal istem düzeyinin tamamen derin yapıda ve derin yapıya özgü mantıksal bağlantılarla mantıksal bir sözlüksel kütük oluşturması, onu eylemin katılanlarını mutlak anlamsal özellikler ve bileşenlerle sınırlayan ve yüzey yapıdaki oluşuma bir geçiş aşaması yaratan anlamsal istem düzeyinden ayırır. Mantıksal istem düzeyinde tümcesel ilişkiler yalnızca mantıksal olarak kurulurken anlamsal istem düzeyinde eylemin belirlediği mantıksal katılanların her birine birer anlamsal rol ve işlevsel görev yüklenir ve onların sözdizimsel düzeyde hangi yapılarla işaretleneceği o dilin kuralları çerçevesinde bir nevi belirlenmiş olur. Bir eylemin mantıksal istem düzeyi gibi anlamsal istem düzeyinin de belli bir ölçüde evrensel olduğu düşünülebilir. Çünkü eylemlerin yüklediği roller için evrensel bir yapı sergileme sözkonusudur. Ancak anlamsal rolleri etkileyen kimi durumsal rollerin dillere ve kültürlere göre değişebileceği de göz ardı edilmemelidir.

Bir eylemin sözdizimsel istemiyle anlamsal istemi örtüşmek zorunda değildir. Çünkü sözdizimsel istem sözdizimsel olarak kodlanmış ad öbeklerinin durumlarıyla ilgiliyken anlamsal istem yüklemcillerin anlamsal potansiyellerinin bir açıklaması niteliğindedir

ve onlardan kaynaklanarak ortaya çıkan üyelerin sayısı ve türüyle ilgilidir (Van Valin ve LaPolla, 1997, s. 147).

Sözdizimsel istem, mantıksal istem ve anlamsal istemin biçimbilgisel görünümünün yüzey yapıya bir yansımasıdır. Eylemin mantıksal yapıda yarattığı boşlukların ve bu boşlukları doldurmasına gereksinim duyulan anlamsal katılanların yüzey yapıdaki şekilsel gerçekleşmesidir. Doğal olarak bu istem düzeyi tüm diller için evrensel ve ortak olmaktan çok uzaktır. Her dil sözdizimsel istemi kendine özgü sözdizimsel bir dizilişle veya biçimbilgisel bir işaretleyiciyle işaretler. Eylemin anlamı tam olarak; ancak anlamsal ilişkilerle doğrudan doğruya belirlendiğinde ve sözdizimsel ilişkiler bu anlamın dolaylı bir yansıması olarak görüldüğünde anlaşılabilir. Bu nedenle istem konusu dilin diğer birçok kategorisiyle de ilişkilidir ve hem diliçi hem de dillerarası olarak ele alınması gereken önemli bir araştırma alanıdır.

Yukarıda istem kategorisi ve düzeyleri ele alınmıştır. Buna göre mantıksal istem düzeyi eylemin bildirdiği süreci gerçekleştiren ve varsa bu süreçten etkilenen ögeleri soyut olarak tayin eder. Anlamsal istem düzeyinde eylemin gerçekleşmesi için gereken mantıksal özne, nesne vb. gibi yapılar eylemin gerektirdiği niteliklere göre seçilir ve kesin anlam bileşenleriyle sınırlanır. Sözdizimsel istem düzeyinde de bu yapılar şekilsel olarak gerçekleşirler.