• Sonuç bulunamadı

Tüketim Kültüründen Tüketim Toplumuna Dönüş

Belgede GÖNÜLLÜ SADELİK OLGUSUYLA (sayfa 41-45)

BÖLÜM 1. GİRİŞ

1.4. Tüketim Kültürü

1.4.6. Tüketim Kültüründen Tüketim Toplumuna Dönüş

26

27

dair çalışmalar incelendiği zaman iki kavram arasındaki ilişkinin çok eski dönemlere kadar gittiği bilinmektedir. Tüketim ve kültür arasındaki ilişki içinde bulunulan tarihi dönemden, sosyo-ekonomik koşullardan, insanların zihniyetlerinden, politik ve siyasi gelişmelerden her zaman etkilenmiştir. Günümüzde tüketim ve kültür arasındaki ilişkiyi en fazla etkileyen ve belirleyen olgu ise teknolojik gelişmelerdir.

Özellikle son yıllarda tüketim olgusu daha fazla dikkat çeken bir olgu haline gelmiş, sembol ve göstergelerin içindeyer alan sosyal bir süreç halini almıştır. Tüketim kültürünün mevcut şart ve koşulları öncelikli olarak insanların temel gereksinimlerini ırtaya kıymakta, diğer aşamada ürünler yeniden anlamlandırılmakta, ürünler kültürel ve sosyal süreçleri de içinde barındıran birer metaya dönüşmektedir. Söz konusu gelişmeler tüketim kavramının ekonomik özelliklere sahip bir olgu olmaktan çıkmasına, tüketim mallarının kültürel birer öğe haline gelmesine zemin hazırlamıştır (Yanıklar, 2006). Bu değişim ve dönüşüm süreçlerini iyi anlamak için tüketim toplumunun içinde barındırdığı öğeleri incelemek faydalı olacaktır.

Tüketim toplumu kavramı üretim süreçlerinin tüketicilerin gereksinimlerine göre değil, pazarlayabilme olanaklarına göre üretildiği bir döngüyü ifade etmektedir. Bu süreçte pazarlama alanında faaliyet gösteren firmalar pazarlamak istedikleri ürünleri reklamlar yoluyla tüketicilere tanıtmaktadır (Demir ve Acar, 1992: 361). Baudrillard ise (2004: 90) tüketim toplumu terimini “toplum yapısı içinde insanlar tüketimi öğrenmelidir. Yine bir toplum yapısı içinde insanların bazı ürünlerin tüketimine kitlesel olarak alıştırılmalıdır. Farklı bir ifadeyle; yeni üretim süreçlerinin ortaya çıkması, bunun yanında verimlilik gösteren ekonomilerin tekelleşme ve yeniden yapılanması ile ilişkili toplumsallaşma” şeklinde tanımlamıştır.

Tüketim toplumunun temelinde insanların ürün ya da hizmet üretmeden tüketime yönelmeleri, özellikle boş zamanlarında ürün ve hizmet tüketmeleri düşüncesi yatmaktadır. Genellikle insanlar arasında tartışmalı konular olarak görülse de tüketim toplumunda şu özellikler görülmektedir; kitlesel popüler kültürün gelişmesi, yeni tüketim sektörlerinin ortaya çıkması, zenginliğin artması, bireyciliğin artması, toplumsal sınıfların ölümü ve burjuvalaşma (Marshall, 1999:768). Tüketim toplumunun temelinde kapitalist düzen yer almaktadır. Bunun yanında tolum yapısının ortaya çıkmasında endüstri döneminde gelişen Fordist üretimin büyük rolü bulunmaktadır. Zaman

28

içerisinde kitle üretiminin gelişmesi, pazarlama alanında meydana gelen gelişimlere bağlı olarak önce al sonra öde sisteminin ortaya çıkması, üretim toplumunun zamanla tüketim toplumuna dönüşmesine zemin hazırlamıştır (Yanıklar, 2006: 76). Yaşanan süreçler ve değişimler insanların olaylara bakış açılarını da farklı yönlerde değiştirmiştir. Bu süreçte özellikle gereksiz tüketim olgusunu eleştiren yaşlı kesim azalmış, tüketimin ekonomik ilerleme için gerekli olduğunu düşünen genç ve dinamik kişilerin sayısı artmıştır (Robins, 1999: 175-176).

Tarihsel süreçte tüketim toplumunun ortaya çıkma ve gelişme biçimi incelendiği zaman her toplumsal aşamada olduğu gibi tüketim süreçlerinde de kendinden önceki dönemlere ait süreçlerin üzerine inşa edildiği görülmektedir. Tüketimtoplumu gelişim sürecinde ekonomik, toplumsal ve kültürel unsurlardan etkilenmiştir. Tüketim toplumun tarih içerisinde toplumu etkileyen unsurlar ile iç içe geliştiği için değişen koşul ve durumlara kolayca uyum sağlamıştır. Ancak toplumdaki diğer gelişmelere kıyasla tüketim toplumu olgusu sahip olduğu bazı özellikler nedeniyle farklı bir yapıya sahiptir.

Sanayileşme ve kentleşmenin gelişmesi tüketim toplumunu hızlı bir biçimde yayılmasına katkı sağlamıştır. Bunun yanında modernleşme sürecinin de tüketim toplumunun alt yapısını kurduğu bilinmektedir. Tüketim toplumunun gelişmesiyle birlikte kapitalist düzende üretilen ürünler ve sunulan hizmetler diğer yaşam alanları üzerinde etkinlik kurmaya başlamıştır. Literatürde yer alan bilgiler değerlendirildiği zaman tüketim toplumu temelde modernleşme ve sanayileşme süreçlerinin gelişimine paralel olarak ortaya çıkmıştır (Şentürk, 2012: 64).

İnsanlarının temel gereksinimlerini giderme amacıyla tüketime yönelmelerinden ziyade tüketim olgusunun başlı başına bir amaç haline dönüşmesi tüketim toplumunun farklı bir özelliğe sahip olduğunu göstermektedir. Günümüzde insanlar haftasonları da dahil olmak üzere tatillerini açık alanlarda geçirmekten ziyade alışveriş merkezlerine gitmektedirler. Bu ortamlarda çeşitli ürün, hizmet ve metalar satılmakta olup, insanlar fazla ihtiyaçları olmasa da bu ürün ve hizmetleri tüketmektedirler. Hatta bu tür yerler sadece insanların alışveriş yaptıkları mekanlar olmaktan çıkmış, insanların eğlendikleri, dinlendikleri ve aileleri ile vakit geçirdikleri sosyal ortamlar haline gelmiştir.

Bununyanında bazı insanlar bu yerlere alışveriş yapmak yerine iş yaşamının getirdiği

29

stresten uzaklaşmak için gelmektedir. Stres atmak için alışverişe gelen insan kitleleri de bulunmaktadır(Aslan, 1996: 13-14).

Tüketim toplumund hedonizm ön planda olduğu için toplumun temel özelliği haz peşinde koşmaktır. Diğer bir ifadeyle insanlar günlük hayattaki fiziksel gereksinimlerini karşılamanın ötesinde toplumsal varlığını ilgilendiren ihtiyaçları da karşılamaya çalışmaktadır (Odabaşı, 1999: 80). ErichFromm (1991), modern tüketici kitlesinin “sahip olduğum şeyler ile tükettiğim ürün ve hizmetler dışında ben bir hiçim”

düşüncesi ile özdeşleştiğini belirtmektedir. Fromm (1991: 19-20) modern sanayi toplumunu iki psikolojik nedenden dolayı başarısız bulmuştur. Bunların birincisi;

insanların tek amaçlarının haz ya da mutluluk peşinde koşmalarıdır. İkinci sebep ise;

bireyin kendi varlığını koruması ve güçlenmesi için sadece kendi çıkarlarını düşünmesi, bencil olması ve açgözlü bir karaktere bürünmesidir. İnsanlar söz konusu düşüncelere kapılarak hayatta başarılı olabilecekleri hissine kapılmaktadır.

Tüketim toplumu kavramı içinde birçok anlam barındırmaktadır. Bu durum tüketim toplumu kavramının bazı çelişkileri de içinde bulundurmasına neden olmaktadır. Kongar (1993: 293-294) tarafından yapılan araştırmada Türkiye açısından tüketim toplumunun içinde barındırdığı çelişkileri şu şekilde sıralamıştır;

1) Özellikle kentlerde sanayileşme düzeyinin üzerinde bir kentleşmeye rastlanmaktadır. Bu durum çeşitli öğeleri hakimiyet altına almıştır Bu kapsamda bazı değerler ilerleme kaydedilmeksizin feodal değerler tarafından yıpratılmıştır.

2) Tüketici toplumunun sahip olduğu özellikler toplumsal değerlerimizi ciddi düzeyde etkilemiştir. Metaya olan talebin giderek yükselmesi enflasyonu da yukarı çekmiştir.

3) Tüketicilerin talepleri herhangi bir temele dayanmamaktadır. Bunun temelinde insanların emek, teknoloji ve sermaye unsurlarındaki yetersizliklerden dolayı tüketime yönelmeleri yatmaktadır.

4) Tüketim toplumunun bir sonucu olarak kalitesiz ve pahalı ürünler nedeniyle pis ve düzensiz kentler ortaya çıkmıştır. Bu süreçte toplumlarda marka bağımlılığının da arttığı görülmüştür.

30

5) Toplum üzerinde hâkim olan ilkeler giderek basitleşmiştir. Değer kavramı ortadan kaldırılmıştır. En önemli değerin para olduğu düşüncesi insanlara benimsetilmiştir.

Tüketim toplumunun etkisi her geçen gün artmaktadır. Bu durum anlam karmaşası ve çelişkilerin de ortaya çıkmasının yanında toplum yapısının tüketici davranışlarına göre şekillenmesine zemin hazırlamaktadır. Bu noktada insanlığın zaman yolculuğunda tüketici olgusunu ve insanların değişen tüketim davranışlarını incelemek oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Belgede GÖNÜLLÜ SADELİK OLGUSUYLA (sayfa 41-45)